> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  >  Ağla gözüm
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ağla gözüm  (Okunma Sayısı 830 defa)
29 Mayıs 2010, 14:50:34
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 29 Mayıs 2010, 14:50:34 »



Ağla Gözüm


Billur taneleri gibi, göz pınarlarından süzülüp yanakları yıkayan yaş, tıpkı bulutlardan boşalıp yeryüzünü sulayan yağmur gibi rahmettir Allah, rahmetini sevdiği mahzun kalplerin göz pınarlarından akıtır Yağmur kavrulup çatlamış topraklara nasıl hayat bahşediyorsa, gözyaşı da katılıktan sertleşmiş gönüllere öylece hayat bahşeder
Bağrı yanık aşıkların en tesirli silahı gözyaşıdır Bu fani dünyada tencere gibi kaynayıp duran gönüllerindeki ateşi onunla bir derece teskin ederler Ahirette ise, cehennemin azgın alevlerini yine onunla söndürürler Allah Rasulü sav buyuruyor:
“Mahşerde, cehennem kıvılcımlarının insanları kovaladığı hengâmede, Cebrail as elinde bir bardak suyla görünür Ona, ‘Bu ne?' diye sorarım, şöyle cevap verir: ‘Bu, mümin kulların Allah korkusuyla ağlayıp, gözlerinden döktükleri gözyaşlarıdır ve şu korkunç kıvılcımları söndürecek tek şeydir”
Aşıkların ağlayışı
Kimileri, Hak yoluna ileten gönül rehberinin hicranıyla yanıp tutuşmuş, Şems'ini arayan Mevlâna gibi, ıstırabı hiç dinmemiştir Aşk yolunda çekmediği mihnet ve meşakkat kalmamış, yaralı gönlünü, ağlayan gözünü şiirle teselli etmiştir:
Yine sen yaş yerine kan akıtıp ağla gözüm
Çünkü hicran dolu kalbim yine hicran olacak
Yine göç var diye Mecnun’a haber verme sakın
Yine matem, yine zâri, yine efgân olacak
Bu büyük derd-i elemden kime şekva edeyim
İşiten nâlemi, hep ben gibi nalân olacak
Kimi Mecnun'ların Leylâ'sı, Hz Rasulullah sav Efendimiz'dir O'nun uğrunda yanmış, yakılmış ve gözyaşı dökmüşlerdir:
Firak ağlar, visal ağlar, ezel mesrurun olmazsa
Cemalinle ferah-nâk et ki, yandım ya Rasulallah
Kimileri de Hakk'ın vuslat özlemiyle yanıp köz olmuş, sabahlara dek gözyaşlarıyla gönüllerini serinletmeye çalışmışlardır:
Geceler ta subha dek zâri kılup eylerdi ah
Tâ nasib ola deyu gönlümü irşâd eyleyen

Firkat oduyla ciğer püryan olup yandı temam
Yanmağa kalmadı takat Yüce Sultanım meded
Sadıkların sükuneti
Gözden boşalan yaşlar her zaman kalbin yumuşaklığına, ruh ve hissin inceliğine delalet etmediği gibi, tek damla gözyaşının akmayışı da her zaman kalbin kasvetine işaret etmez Zira Allah'ın emirlerine sadakatte aşıklardan daha ileri olan nice gönül erleri vardır ki, aşıklar gibi haşyet ve ürperti duymazlarGenellikle yaş dökmezler Gerçi yeri geldiğinde onlar da oturup hıçkıra hıçkıra ağlarlar Fakat aşıklar gibi her daim ağlamazlar Vuslat gerçekleştiğinde gönüllerindeki ıstırap zail olur:
‘Kâbe kavseyn’ ma‘nasın anlayuben fehm eyledi
Kâni olmadı anunla erdi ‘ev ednâ’sına
Kalmadı bu gönülde Üftade asla ıztırab
Zira matlubu buluben erdi ol Mevlâ’sına
Sadıklar da bazen vuslatla birlikte hicranda olurlar Kimi zaman yalnız kaldıklarında çağlayanlar gibi gözyaşı dökerler Yakın tarihimizde dünyasını değiştiren dertli bir Hak dostunu anlatmışlardı Biri ona Alemlerin Efendisi'nin mübarek sakal-ı şerifini hediye olarak getirmişti Namazı kılar kılmaz camiden çıkmış, birlikte saadet hanesine varmışlardı Sonra sakal-ı şerifin üzerine abanıp hıçkırıklarla ağlamış ve hediyeyi getirene nice dualar etmişti
İnce duygu, ince düşünüş
Ağlamak fıtrî bir haslettir Ancak ince bir duygu, ince bir düşünüş ve ince bir ruha sahip olanlar ağlayabilirler Heybet, sevgi, korku, merhamet ve şefkat gibi kalbî hasletler olmadan içten gelen ağlayış mümkün değildir Bu da imanın yakîn ve kuvvetiyle ilgilidir Kur'an-ı Kerim böylesine yakîn sahiplerini anlatırken: “Onlar, Allah'ın ayetlerini duydukları zaman çeneleri üstü yere kapanırlar” (İsra, 107) buyurur Bir başka yerde ise, “az gülsünler, çok ağlasınlar” (Tevbe, 82) diye ihtar ederek, ölüm ve sonrasında başımıza gelecekleri tefekküre sevk eder
İnce duygu ve düşünce sahiplerinin bam teline dokunacak şeyler her zaman mevcuttur Hz Ebubekir ra, kendisine takdim edilen bir bardak soğuk suyu içtikten sonra, hıçkırıklarını tutamayıp ağlamıştı Kendisine niçin ağladığı sorulduğunda, bütün nimetlerden hesaba çekileceğini hatırladığını söylemişti
Hz Ömer ra ise, bir gün ak saçlı, ak sakallı bir papazı görmüş, ağlamaya ba şlamıştı Niye ağladığını soranlara, papazın dünyadaki perişanlığı yanı sıra, ahirette çekeceği ebedi azabı düşündüğü için ağladığını söylemişti
Onlar bazen bir ayet dinlediklerinde yıkılıp gidiyor, bazen de rikkatli bir hadise karşısında hıçkırıklara boğuluyorlardı
Bir garipsin şu dünyada
Gülme gülme, ağla gönül
Derdin dahi çoktur senin
Gülme gülme, ağla gönül
Kalp katılığı
Kalp kasveti gözyaşının düşmanıdır Kayalardan su çıkar, ama kalbi kasvetle katılaşan kimselerin gözünden bir damla yaş akmaz Kur'an-ı Kerim bu hususu şöyle ifade etmektedir:
“Sonra kalpleriniz yine katılaştı Taş gibi, veya daha da katı oldu Çünkü taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukarıdan aşağı yuvarlanır” (Bakara, 74)
Hz Mevlâna'nın buyurduğu gibi, susuz ve aciz kişinin ağlayışı manevidir, doğrudur İçten gelmeden soğuk ağlayışsa, o azgının yalanından ibarettir Kimi yaşlar, timsah gözyaşı gibi acımasızdır Kimi yaşlar yalan ve hileden ibarettir Yusuf'un kardeşlerinin ağlamaları gibi illetle doludur Kimi yaşlar, günahlara karşı içinde bir ürperti, iç murakabe, sevgi ve sadakat taşımayan kimselerin başka şeylere döktüğü gözyaşlarıdır Bunlar makbul ve meşru değildir
Kalp katılığının ilacı Allah dostlarını sık ziyaret etmek, onların sohbetini yapmak, kalbî bir rabıtayla onlara bağlanmak ve Allah'ı zikretmektir Bunların yanı sıra, ölümü düşünüp, tûl-i emel denilen dünyayla ilgili ardı arkası kesilmeyen hayallerden uzaklaşmak, eşya ve hadiselere ibret nazarıyla bakmak icab eder
İki göz cehennem ateşi görmez
Allah Rasulü buyuruyor: “İki göz cehennem ateşi görmez: Düşmana karşı nöbet bekleyen ve Allah korkusundan ağlayan gözler”
Efendimiz sav bu ve benzeri hadisleriyle, dışa karşı mücadele ve mücahede eden insanın bu durumuyla, içe karşı mücadele yapan ve nefsiyle yaka paça olan, bu yüzden de gözyaşı döken insanın amelini aynı mütalaa ediyor
Diğer bir hadîs-i şerifte: “Sinek başı kadar bile olsa, gözünden Allah korkusuyla yaş çıkan ve bu yaşı yanak yumrusuna değecek kadar akan hiçbir mümin kul yoktur ki, Allah onu (ebedi) ateşe haram etmesin”
Yine Efendimiz'in buyurduğu gibi, memeden çıkan sütün tekrar geriye dönmesi nasıl imkansız ise, Allah korkusundan ağlayan gözün cehenneme girmesi o derece imkansızdır Allah yolunda üstü başı toz toprak içinde kalan bir insanın durumu da bundan farklı değildir Çünkü Allah Rasulü, bu toz ve toprağın cehennem ateşiyle asla bir araya gelmeyeceğine dair birçok beyanda bulunmuşlardır
İlk ağlayan Hz Adem babamızdı
Yeryüzünde ilk ağlayan Adem babamızdır (Aleyhi's-salâtü ve's -selam) O, Hz Mevlâna'nın deyimiyle, mahzun bir şekilde ağlamak, inleyip feryad etmek için dünyaya gönderilmişti Biliyordu ki, tevbekârların nefesi ıslak gözyaşlarıdır Gözyaşı dökene acınır Her ağlamanın sonu gülmektir Sonunu gören adam, mübarek bir kuldur Akar su nerede ise orası yeşerir; nereye gözyaşı dökülür ise oraya rahmet nazil olur
Bu yüzden Adem as yaş yerine kan akıtıp ağlamış ve Allah'ın itabından kurtulmuştu Aslında Cennetten ayrılıp dünyaya indirilmekle, O'nun ağlayacak çok sebebi vardı Tam vuslata ermişken ayrılık kapıya dayanıp yine firkate düşmüştü Denizin suları gibi buharlaşıp, bulutların üzerine çıkabilmek için yine yaş gerekiyordu Yunus'un feryadıyla:
Ağla gözüm ağla gülmezem gayri
Gönül dosta gider gelmezem gayri
Yansın canım yansın aşkın oduna
Aksın kanlı yaşım silmezem gayri
Adem de ağlar alem de
Adem de ağlar, alem de ağlar, melek de ağlar, hayvan da ağlar Ağlamaya değer bütün hadiseler karşısında varlık ağlar Hurma kütüğü, Hz Rasulullah'ın ayrılığına dayanamayıp nasıl da ağlamıştı Kur'an-ı Kerim'de Firavun ve bağlılarının denizde boğuluşu anlatılırken: “Gök ve yer onların ardından ağlamadı” (Duhan, 29) buyrulmaktadır
Demek ki yer, gök ve ruhanilerin ağlayacağı kimseler vardır Ölen yavrusunun elemiyle acı acı miyavlayan bir kedinin ağlayışını hissetmemeye imkan var mı? Ya da dünyaya ilk gelişi esnasında feryad eden bebeğin gözyaşlarında gurbet ellere düşmenin ıstırabını duymamak mümkün mü?
Allah Rasulü de ağlamıştı
Allah Rasulü de dünyaya gelirken ağlamıştı Ama onun ağlayışı bir başkaydı Figanında “ümmetim, ümmetim!” feryadı duyuluyordu Elini açtığı zaman: “Ürpermeyen kalpten, ağlamayan gözden sana sığınırım Allahım” diye dua ederdi
Bir gece teheccüde kalktığında “Göklerin ve yerin yaradılışında, gece ve gündüzün ayrılmasında, aklı başında kimseler için gerçekten açık ibretler vardır” (Âl-i İmran, 190) mealindeki ayet-i kerimeyi okuduğu zaman hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı
Savaş meydanlarında O'nun gibi cengâver biri yoktu Korku nedir bilmezdi Cihad esnasında Sahabe daraldığı zaman, Efendimiz'in yanına sığınırlardı Fakat O nerede bir kalbi kırık görse oturur çocuk gibi ağlar, etrafını da ağlatırdı
Bir keresinde Kızı Zeyneb'in çocuğu hastayken kucağına almış, ağlamış ve şöyle demişti: “Bu, Allah'ın merhametli kullarının gönüllerine koyduğu rahmettirCenab-ı Hak, bu rahmeti kullarından şefkatli olanlara ihsan eder”
Bir gün hutbede şöyle hitab etti: “Allah'a yemin ederim ki, eğer benim bildiğimi bilseydiniz, çok ağlar, az gülerdiniz” Hadisin diğer kaynaklardaki devamında: “Zevcelerinizin yataklarını terk eder, dağlarda ve çöllerde çığlık çığlık Allah'a yalvarırdınız”
Bu sözleri duyan sahabilerin hepsi başlarına cüppelerini çekmiş, ne olacak halimiz diye ağlaşıyorlardı
O Berzah'ta da ağladı
Erhamü'r-Rahimin olan Allah'ın hikmeti öyle gerektirseydi, bir rahmet peygamberi olan Alemlerin Efendisi'nin gözyaşları ebediyyen cehennemi söndürmeye yeterdi Göz pınarları sanki hiç kurumuyo...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ağla gözüm
« Posted on: 05 Mayıs 2024, 20:32:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ağla gözüm rüya tabiri, Ağla gözüm mekke canlı, Ağla gözüm kabe canlı yayın, Ağla gözüm Üç boyutlu kuran oku Ağla gözüm kuran ı kerim, Ağla gözüm peygamber kıssaları, Ağla gözüm ilitam ders soruları, Ağla gözümönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes