> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Güven ve emniyetin parolası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Güven ve emniyetin parolası  (Okunma Sayısı 794 defa)
20 Ağustos 2011, 14:25:42
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 20 Ağustos 2011, 14:25:42 »



GÜVEN VE EMNİYETİN PAROLASI: “SELAMUN ALEYKÜM”

Eylül 2010 60.SAYI

Kur’an-ı Kerim’de bildirildiğine göre, cennete girecek müminlere, meleklerin ilk hitabı da “Selam” şeklinde olacaktır. Söz konusu ayette şöyle buyrulmaktadır: “Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevkedilirler. Oraya vardıklarında kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle derler: ‘Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi, ebedi kalmak üzere girin buraya!” (Zümer, 73)

Selamlaşma karşılıklı ön yargıları kaldıran, dostluk ilişkilerini, sevgi ve muhabbeti geliştiren ilk eylemdir. İnsani bağların ve iletişimin anahtarı olan selamlaşma, ALLAH’ın, biz müminlere emrettiği bir davranıştır. “Şayet size selam verilirse, siz de ondan daha güzel bir tarzda selamı alın, en azından verilen selamın misli ile karşılık verin! Şüphesiz ki ALLAH, her şeyin hesabını hakkıyla arar.” (Nisa, 86) Bu ayet-i kerime ile selam vermenin müminlerin birbirlerine en güzel dilek ve temennilerini sunma şekli olduğunu ve kendisine selam verilen bir kişinin o selama daha güzeliyle veya en azından aynısıyla karşılık vermesinin gerektiği bildirilmiştir.

EVİMİZE GİRERKEN DE SELAM VERMELİYİZ


İslam toplumunda dost ve ahbaplarla, arkadaş, tanıdık kısaca bütün müslümanlarla sevgi, saygı ve samimiyet duygularının geliştirilebilmesi için, karşılıklı olarak selam verip-almak gereklidir. Selam yalnızca dışarıda, sokakta, iş yerlerinde verilip-alınmaz; evde de selam verilip-alınmalıdır. Aile, yuva, insanın dertlerini unuttuğu, sevgiyi yaşadığı, paylaştığı yerdir. Dolayısıyla selam gibi mukaddes ve mübarek anlamlar taşıyan bir sözün yuvadan mahrum edilmesi elbette doğru olmaz. Peygamber Efendimiz bu konuda da, yanında büyüttüğü Enes’e (r.a) şöyle buyurmuştur: “Evladım ailenin yanına girdiğin zaman selam ver bu, senin ve ev halkın için bereket olur.” (Tirmizi) Abdullah b. Amr b. el-As’ın (r.a) rivayet ettiğine göre, adamın biri Rasulullah’ın (s.a.v) yanına gelip, “Ya Rasulullah! İslam’ın hangi yönü daha hayırlıdır?” diye sordu. Rasulullah (s.a.v), “Açlara, miskinlere, fakirlere yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın kimselere selam vermendir” buyurdu (Buhari).

SELAM NASIL VERİLİR?

Selam vermenin en kısa şekli “es-Selamu aleyküm (Sizlere selam olsun)” şeklinde, çoğul halde söylemektir. Selam verilen, tek bir kişi olsa bile bu şekilde selam vermek en güzel olanıdır. Bu şekilde selam verildiği takdirde selamı alacak olan kişi, “Ve aleyküm selam” der ya da “Ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatühü” şeklinde sonuna dua cümleleri ekleyebilir. Faziletli olan verilen selama dua cümleleri ekleyerek karşılık vermektir.

İmran b. Husayn’dan (r.a) rivayet ediliyor: “Adamın biri Rasulullah’ın (s.a.v)  yanına geldi ve, ‘es-Selamu aleyküm’ diye selam verdi. Adamın verdiği selam alındı, adam bir yer bulup oturdu. Rasul-i Ekrem (s.a.v), ‘On (sevap kazandı)!’ buyurdu. Biraz sonra bir başka adam geldi ve ‘es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi’ diyerek selam verdi. Bu adamın da selamı alındı ve adam kendisi için bir yer bulup oturdu. Rasul-i Ekrem (s.a.v), ‘Yirmi (sevap kazandı)!’ buyurdu. Biraz sonra da bir başka adam geldi ve ‘es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü’ diyerek selam verdi. Onun da selamı alındı, adam yerine oturdu. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem (s.a.v) ‘Otuz (sevap kazandı)!’ buyurdu.” (Tirmizi)

SÜNNET ÜZERE SELAM VERMENİN ŞEKLİ

Sünnet üzere selam vermiş olabilmek için, sesin yükseltilip öyle selam verilmiş olması gerekir. Yani selam verilen kişi bu selamı duyabilmelidir. Eğer selamı duyamazsa, o kişiye selam verilmiş sayılmaz. Ayrıca verilen bir selama da hemen karşılık verilmesi gerekir. Eğer selama karşılık verilmez de sonraya bırakılırsa, selama cevap vermiş sayılmaz. Bu sebeple de günahkar olunur.

Rasulullah Efendimiz (s.a.v)  el ve kolla işaret ederek selam vermenin müminin selam veriş şekli olamayacağını, müminin “es-Selamu aleyküm” diyerek selam vermesi gerektiğini bildirmiştir (Tirmizi). Ancak uzakta olan kişilere, selam verdiğini ifade etmek üzere hem dil hem de elle işaret ederek selam vermenin bir mahzuru yoktur.

Selam vermek müekked bir sünnettir. Verilen bir selama karşılık yani cevap vermeye gelince, eğer mecliste sadece kendisi varsa, ondan başka kimsenin cevap veremeyeceği apaçık ortadadır. Onun selamı alması farz-ı ayındır. Eğer mecliste birkaç kişi varsa, selama cevap vermek farz-ı kifaye olur. Onlardan biri selama karşılık verdiği zaman diğerlerinin üzerinden bu sorumluluk düşer. Eğer hiçbirisi selamı almazsa hepsi günahkar olur. Verilen selama hepsi birden karşılık verirse, elbette bu en güzeli ve en faziletlisidir.

Selam verirken veya alırken, eğilmek doğru değildir. Selam verildiği takdirde alamayacak durumda olanlara ise, selam vermek doğru değildir. Mesela, namaz kılanlara, Kur’an-ı Kerîm okuyanlara, hutbe dinleyenlere, ilimle meşgul olanlara, dua edenlere, yemek yiyenlere, selam verilmez. Dolayısıyla bu durumda iken verilen selamı almamanın bir sorumluluğu yoktur.

KADINLARLA SELAMLAŞMA

Selam alıp vermek kadın erkek bütün müminler içindir. Günümüzdeki teamül ise selam alıp vermenin sadece erkeklerin yapabilecekleri bir davranış olduğudur ki bu yanlıştır. Mümin bir kadının mümin bir kadına selam vermesi, erkeğin erkeğe selam vermesi gibidir. Kadın ve erkek karşı karşıya geldiklerinde; eğer kadın, kişinin hanımı veya mahrem yakınlarından (evlenemeyeceği akrabalarından) birisi ise, kadına selam verebilir. Bunlardan hangisi selama başlarsa başlasın fark etmez; diğerinin onun selamını alması farzdır.

İslamiyet kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır. Çünkü İslam’da insanın safiyet ve vakarının muhafazası ve bozulmaması esastır. Bu tedbir ve koruma hem erkek için, hem de kadın için düşünülmüştür. Bu sebeple birbirlerine yabancı erkek ve kadının, karşılaştıkları zaman vereceği selamdan ötürü fitne oluşacağından endişe ediliyorsa, selam verilmez. Eğer kişinin karşılaştığı kadın yaşlı biriyse ve fitneye sebep de olmayacaksa, kadının erkeğe selam vermesi caiz olduğu gibi erkeğin de o kadına selam vermesi caizdir.

Hüseyin OKUR

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Güven ve emniyetin parolası
« Posted on: 09 Mayıs 2024, 21:38:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Güven ve emniyetin parolası rüya tabiri,Güven ve emniyetin parolası mekke canlı, Güven ve emniyetin parolası kabe canlı yayın, Güven ve emniyetin parolası Üç boyutlu kuran oku Güven ve emniyetin parolası kuran ı kerim, Güven ve emniyetin parolası peygamber kıssaları,Güven ve emniyetin parolası ilitam ders soruları, Güven ve emniyetin parolasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes