> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Börek kokusu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Börek kokusu  (Okunma Sayısı 1247 defa)
09 Ağustos 2015, 19:56:23
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 09 Ağustos 2015, 19:56:23 »




BÖREK KOKUSU


Rümeysa DURAK

Ağustos 2015 119.SAYI


Uyandı. Yıllardan beri ortopedik yataklara alışmış beli ağrımış, bembeyaz yastıklardan gelen naftalin kokusu uykusunu bölmüş, onu yattığı yerden çok uzaklara götürmüştü. “En son ne zaman yer yatağında yattım?” diye düşündü genç adam. Cevabı belirsiz bu soru kafasını meşgul ederken kalabalık evi dinlemeye koyuldu. Saat gece 3 civarıydı. Saymaya kalktığında uyku sersemliğinin de etkisi ile bir türlü doğru hesaba ulaşamasa da evde yaklaşık 17 kişi vardı. 17 kişinin nefes sesi… Herkes derin bir uykuda, kim bilir hangi rüya denizine oltasını daldırmakta.
Karanlığa alışan gözleri ile etrafı seyretmeye başladı. Onun yatağı salona açılmıştı. Tam kapının karşısında üç yer yatağ, kapıya dik olarak yerleştirilmiş... Arkasında ve sağ yanında iki çekyat... Onlar da yatak olarak kullanılıyor. Yani şu an, bu evin salonunda tam beş kişi yatmakta. Gözü kapının tam üstünde duran saate ilişti. Eski, büyük, ahşap, gonglu bir saat. Saatin kaç olduğunu görmek için gözlerini kıstı. Saat tam olarak üçe beş var. Yani beş dakika sonra büyük bir gürültü ile üç defa “gong” sesi çıkaracak bu saat. Sol tarafta bir yemek masası… Beyaz dantelden kolalı örtüsü her zamanki gibi üzerinde... Her şey eskisi gibi… Genç adam odayı incelemeye dalmışken “gong” sesi ile irkildi birden. Ve ilkinin ardından iki “gong” daha, saat üç olmuştu. Saatin sesi, yanında yatan kuzenlerinin nefesi, yer yatağından mütevellit belinde oluşan ağrı ve yastığın naftalin kokusu... Tüm bunlar adeta bir girdap olmuş, hortuma kapılan bir küçük dal yahut poşet parçası gibi genç adamı sürüklemeye başlamıştı. Genç adamın başı dönüyor, kapıldığı girdaptan kendini kurtarmak için çırpındıkça daha derine düşüyordu.
Bir anda pat diye düştü genç adam. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da düşmenin etkisi ile daha fazla ağrıyan belini ovuşturuyordu. Bir sokak ortasında... Karşıda bir ev… Ahşap bir ev... Ev öyle eski ki hafif bir rüzgarda yıkılacak gibi duruyor. Evin sağında bir çeşme… Çeşmeden sonrası ise ahşap yahut kerpiçten yapılmış tek katlı evlerle dolu. Genç adamın tam önünden kısa pantolonlu 8-9 yaşlarında bir oğlan çocuğu geçiyor. Arkasında kendisinden bir yaş küçük gibi görünen, saçları iki yandan örülmüş, elleri kınalı bir kız koşturuyor. “Abi! Abi, dur beni bekle! Beraber çalacaktık kapıyı, söz vermiştin.” Bir kadın sesi, küçük kızın bağırmasını ve kızdan biraz büyük oğlanın koşturmasını bölüyor birden. “Çocuklar! Yavaş olun, bayramlıklarınız kirlenecek. Oğlum sen de koşturma. Yengen aradı az önce, onlar yeni çıkmış evden. Merak etme, bizden önce kimse gelmemiş daha.” Çocuklar sabırsız, el mahkum duruyorlar ama bir taraftan da sokağın başından ahşap eve doğru gelen annelerine tempo tutuyorlar: “Hadi, hadi!”
Nihayet eski ahşap eve giriyorlar. Genç adam peşleri sıra evde. Ne olduğunu anlamadan, köşede duran bordo kadife koltuğa çöküveriyor. Çocuklar ninelerinin eline sarılıyorlar hemen. Torunlarının sevincine ortak olan yaşlı kadının yüzünde koca bir tebessüm. “Nine” diyor küçük kız, “Hadi şekerimizi, mendilimizi ver artık.” “Olmaz” diyor nine gülümseyerek, “Kahvaltı edelim hele.” Küçük kız sabırsız, “Öyleyse hemen kahvaltıya” diye zıplıyor. Ağabeyi çokbilmiş bir eda ile “Babamlar camiden gelmeden kahvaltı edemeyiz akıllım” diyor. “Hem daha amcamlar da gelmedi.” Tam o sırada kapı çalıyor, yerinden fırlayan küçük kız “Ayşeee” diyerek kuzeninin boynuna sarılıyor. Salona gelen ailenin yeni fertleri arasında kendinden üç yaş büyük kuzenini arıyor küçük oğlan çocuğunun gözleri. “Yenge” diyor sonra, “Ahmet ağabeyim nerede?” Küçük çocuğu kucaklayan yengesi “O babası ile bayram namazına gitti paşam” diyor. “Biraz sonra gelirler.” Küçük çocuğun suratı düşüyor birden, “Ben de gidecektim ama kalkamadım. Bir dahaki sene kesin ben de giderim, kocaman oldum artık zaten.” “Gidersin tabii paşam” diye söze giriyor ninesi, “Haydi sofrayı kuralım, babanlar gelir şimdi.” Küçük kızlar neşeyle birbirlerine bayramlıklarını gösteriyor. Mutfaktan fırındaki böreğin kokusu yükseliyor. Anneler neşeli, soldaki dantel örtülü masaya kahvaltılıkları taşıyor. Küçük çocuk masanın etrafında bir kedi gibi dolanırken buharı üstünde börekten bir dilim aşırma derdinde. Ninesi sesleniyor o esnada, “Paşam, dikkat et; masanın örtüsünü yeni kolaladım, kirlenmesin.”
Bordo kadife koltukta oturan genç adam irkiliyor birden. Bu kolalı masa örtüsü, bu küçük çocuklar… Telaşla sofra hazırlayan kadınlara bakıyor dikkatle. Sonra kapının karşısındaki kanepede oturan yaşlı kadına... “Ama” diyor “Bu nasıl olur? Bunlar benim ailem, nasıl tanıyamam?” Tam o esnada duvarda asılı saat “gong” ediyor. Bir, iki, üç… yedi… Genç adam aynı girdabın içinde. Burnuna böreğin kokusu geliyor. Kulağında saatin sesi ile birlikte evdekilerin sesi. “Paşam, oğlum hadi kalk; namazı kaçıracaksın.” Gözlerini açıyor genç adam, karşısında ninesi. Tıpkı çocukluğundaki gibi gülümsüyor. Etrafa bakınıyor. Kendisinden başka herkes uyanmış. Abdest için banyoya yönelen kuzeni Ahmet sesleniyor: “Yahu hadi, çocukluğundan beri şu tembelliğin geçmedi. Bayram namazını kaçıracaksın!” Annesi, yengesi, kuzeni Ayşe, kız kardeşi ve eşi salondaki masaya kahvaltı hazırlıyor. Mutfaktaki börek kokusu tüm evi kaplamış. Genç adamın ve kuzenlerinin küçük çocukları birbirlerine bayramlıklarını gösteriyor…
Namazdan sonra tüm aile pürneşe kahvaltı sofrasına geçiyorlar. Genç adam sofraya oturmadan elini sıcak börek tabağına uzatıyor. Ninesi gülümseyerek sesleniyor masanın başından: “Paşam, dikkat et; masanın örtüsünü yeni kolaladım, kirlenmesin…”

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Börek kokusu
« Posted on: 29 Mart 2024, 12:53:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Börek kokusu rüya tabiri,Börek kokusu mekke canlı, Börek kokusu kabe canlı yayın, Börek kokusu Üç boyutlu kuran oku Börek kokusu kuran ı kerim, Börek kokusu peygamber kıssaları,Börek kokusu ilitam ders soruları, Börek kokusuönlisans arapça,
Logged
09 Ağustos 2015, 21:26:38
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 09 Ağustos 2015, 21:26:38 »

Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Her şeyin eskisi güzel olduğu gibi bayramlarında eskisi güzeldi,eskisine özlem duyuyoruz.Heyecanlı kahvaltı,akraba gezmeleri...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes