> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Denemeler > Yokuş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yokuş  (Okunma Sayısı 1146 defa)
06 Eylül 2010, 16:55:03
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 06 Eylül 2010, 16:55:03 »



yokuş


“çizilmiş yürekle yaşarken vezinle ağlayıp vezinle gülüyorduk”

 

aşk üstüne konuşmayacaktım oysa

bitirmiştim aşka dair ne varsa kitaplarda ve

söylenebilecekler söylenmiş, yaşanabilecekler hepten

tükenmiş,

anlatan anlatacağını anlatıp çoktan gitmişti nasılsa.

aşk üstüne kelam noktaya dayanmıştı nihayet

lakin içerideki uyuyan fasılları uyandırıp pembeye boyamak,

onlara en şefkatli sözleri söyleyip

onların duvar diplerinde birgün gelip

en pembesinden gül açmalarını sağlamak

dünyayı durdurmak kadar zordu.

geçtim artık çiçeklerden, böceklerden

mevsimlerin sarısından yeşilinden

denizden güneşten, ayın halesinden ve hilalinden.

“felsefe okuyorum” desem

İbn Sînâ’yı, Empedokles’i arıyorum

bulunca kaçıyorum

kaçarken boşlukların birinden düşüyorum

düşerken bir el uzanıp tutuyor beni

bir bakıyorum, İbn Rüşd Aristoteles’in cümlelerine şerh yazarken

bana uzanmış

“gel” diyor

“gelemem” diyorum.

el-Muhtasar üzerine konuşmalar yapıyor

bu arada aşk da yanımdan geçiyor

bir ah nidası dökülüyor yerlere

“ne oldu” diye soruyor

“aşk” diyorum

İbn Arabi’nin yolunu gösteriyor bana

şu köşeden sağa dön, düz git

biraz daha düz git

git git git

bir dağ çıkarsa karşına hiç durmadan

kenarından elma ağaçlarına dek yürü de yürü

sana elma verenlerin seni oyalamak

senin aşk üzerine gitmeni engellemek

seni yolundan çevirmek isteklerinin olduğunu bil

ve durma

yürü yürü yürü

ak saçlı ağaçtan, bal dudaklı papatyadan sonra

köprülü yoldan, saçlı kayadan sonra

deli devran, selvi Baran’dan kıvrıl da sola dön

az git düz git, düz git az git

oralarda bir yerde yıldız yağsın üzerine

aşk diye diye çök olduğun yere

yerde taşlar kanatsın dizlerini farkına varama

susuzluk kurutsun dudaklarını umursama

vahlanma

o anda bir kapı açılırsa önünde bil ki

gelmişsindir İbn Arabi’nin mekanına

ah’ların toplanıp orada yittiğini

ah’ların orada maddeden çıkıp mânâya dalış biçimini

göreceksin.

 

“dağıldık bir başımıza kalakaldık, çizilmiştik üstelik”

 

başıma ağrılar saplandı, içinde bir kule inşaatı

pek hummalı

okyanustan kuşkulu Heredot ile karşılaştım 

Historiaları yazarken bana baktı ürktüm

“okyanusta aşkı bulmaya” dedim

güldü

gülerken İonya’da olup bitenler sallanmaya başladı.

vaziyetim haddinden fazla hazin görünüyordu

bana göre

kılıçların oynaştığı ortaçağ’dan çok uzaklaşmıştık

aklım oradaydı

aklım hep oradaydı

aklımı tutup çekmeye çalıştım

“çık kurtul göğe çekil davran ve uç” diye zırlamak geçti içimden

kimse zırlayanın yanına yanaşmıyordu

filozoflar konuşmayı, sormayı, yürümeyi ve izlemeyi seviyorlardı

ben ne konuşabiliyor, ne sorabiliyor, ne yürüyebiliyor ve ne de izleyebiliyordum

lay la la da lay la lom lay

lay lay laylay lom

şarkı söyleyenlerin cansıkıcılığından dem vurup kaçıyorlardı

ya su kenarına

ya ağaç gölgesine

ya dağ başına

yalnızlık onları düşünmeye, düşünmek de cümle üretmeye zorluyordu

ben düşünmekten yorgun düştüğümü

yürümekten dizlerimin bağının çözüldüğünü

ağlamaktan gözlerimin şiştiğini

derman diye bir şey kalmadığını yüreğimde ve zihnimde ve eklemlerimin tümünde

mırıldanırken bir kedi yanımda miyavladı

“ben” dedi, “ben Ebu Hureyre’nin yanından geliyorum”

odalarında dolaşmış

avlularında oynaşmış

mutlu kedi yolunu kaybetmiş vefasız saymış bu yüzden kendisini

bir kediyi kucaklayıp şımartacak vakit yoktu bende

ilerledim güneşe doğru

bir ırmak gerisinde ses işittim

“bah mattara ma, fön delayla mişkara”

necinin nesi anlayamadım, biri olsa yanımda sorar idim

yanımda hiç olan olmadığına yanasım geldi

elmanın kırmızısını düşürdü aklıma güneş

aç kalırsam aşk çöreklenmez aklıma sandım

aç aç aç kaldım ne günler ne haftalar

açken yürünmüyordu

açken uyunmuyordu

açken konuşmak zor

durmak zor

düşünmek zordu

ey halimden anlayan tek

ey halimi bilip gören tek

ey alemlerin efendisi

ey duaları işiten

ey gören duyan bilen

ben anladım ki bunca vakit

bir tek sende kudret

acizim, zayıfım, zavallının biriyim, aşkı bile taşıyamayan

tamı tamına sevemeyen

hep eksik, her tarafı hep gedik

ben bir anda dünyaya meyledebilen bir bedbaht

bir anda gerçeğe uyanıp da an sonra vazgeçen unutan yiten şu dar-ı fena’da

ne etsem kapılar kapanıyor yüzüme

ne desem anlamak inmiyor yüreğime.

birgün Pandora ile karşılaştığımı anlatmadım kimseye

hırçındı, kutunun kapağını açtığında hırs havalandı

neydi bütün bunlar

insan aklının ürettiği zavallı duruşlar

vah u vah

ah u vah

 

ben aşk üstüne konuşmayacaktım oysa  /  sus’ladım

ellerimi bağladıklarında dilime acı biberler sürdüler   /  az çocuktum

dediler aşk’a bulaşırsan yanarsın  /  doğrula’dım

ben aşk ile barışmayacaktım oysa  /  -ladım, -ladım

oysa ben aşka aşk ile bakmayacaktım 




Naz FERNİBA


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yokuş
« Posted on: 09 Mayıs 2024, 07:25:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yokuş rüya tabiri,Yokuş mekke canlı, Yokuş kabe canlı yayın, Yokuş Üç boyutlu kuran oku Yokuş kuran ı kerim, Yokuş peygamber kıssaları,Yokuş ilitam ders soruları, Yokuşönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes