> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Bidayetül Müctehid > Yaralamadan doğan diyetler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yaralamadan doğan diyetler  (Okunma Sayısı 1006 defa)
15 Şubat 2011, 15:59:09
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Şubat 2011, 15:59:09 »



174. Yaralamadan Doğan Diyetler



Diyeti gerektiren şeyler, öldürme cinayeti dışında -yaralama ve organ sakatlama cinayetleri olmak üzere- iki şeydir. Biz burada, yaralamadan ko­nuşmaya başlayacağız.

Bu baba dair konuşmamız "Diyet hangi yaralamalarda lazım gelir? Ne kadar lazım gelir? Kime lazım gelir? Ne zaman lazım gelir? fonler için la­zım gelir?" konuları hakkındadır.

Yaralama; Lugatta da, fıkıhta da on çeşit olup birincisine DÂMÎYE, ikincisine HÂRÎSA, üçüncüsüne BÂDIA, dördüncüsüne MÜTELÂHİME, beşincisine SİMHÂK, altıncısına MÛDIHA, yedincisine HÂŞÎME, sekizincisine MÜNAKKILE, dokuzuncusuna ME'MUME, onuncusuna da CÂİFE denilir.

DAMIYE: Derinin hafifçe sıyrılması, HARİSE: Derinin yırtılması, BÂDIA: Etin yarılması, MÜTELÂHİME: Yaranın ete işlemesi, SİMHÂK: Et ile kemik arasındaki ince zara kadar inmesi, MUDIHA: Etin kemik üze­rinden kalkıp kemiğin görünmesi, HÂŞİME: Kemiğin kırılması, MUHAK-KILE: Kemiğin yerinden uçurulması, ME'MUME: Yaranın beyine işleme­si, CÂİFE de: Yaranın boşluğa kadar inmesi demektir.

Bütün ulema müttefiktirler ki MÛDIHA'dan hafif olan yaralamalarda diyet yoktur, ancak HÜKÜMET vardır. Yani yaranın zararına değer biçilir. Kimisi de «MÛDIHA'dan hafif olan yaralamalarda sadece tedavi masrafı lazım gelir» demiştir. Ancak Hz. Ömer ile Hz. Osman'ın, SİMHÂK'da, MÛDIHA'da lazım gelen diyetin yansı lazım gelir, diye hükmettikleri riva­yet olunmuştur. Zeyd b. Sâbit'den de «DÂMİYE'de bir deve, BÂDIA'da iki deve, MÜTELÂHÎME'de üç deve, SÎMHÂK'da dört deve lazım gelir» dedi­ği rivayet olunmuştur. Fakat cumhur -dediğimiz gibi MÛDIHA'dan hafif olan yaralamalarda diyet lazım gelmediği görüşündedir. Çünkü her yaralamada asıl -eğer şeriatça ona belli bir diyet tayin edilmemiş ise- bilirkişiler ta­rafından değer biçimidir. İmam Mâlik'e göre bir yaraya değer biçilebiîmesi için, yaranın iyileştikten sonra yerinde çirkin bir iz kalması gerekir. îmam Mâlik dışında olan diğer fukaha ise «Yaraya -ister iz bıraksın, ister bırakma­sın- diğer biçilebilir» demişlerdir. İşte MÛDIHA'dan hafif olan yaralamalann hükmü budur.

MÛDIHA'ya gelince: Bütün fukaha müttefiktirler ki, MÛDIHA deni­len yaralama, yanlışlıkla işlendiği zaman ona diyet olarak beş deve lazım ge­lir. Zira Peygamber Efendimiz'in Amr b. Hazm'a gönderdiği mektubunda,

«MÛDIHA'da beş tane deve lazım gelir» di­ye yazdığı, sabittir. Ulema -söylediğimiz üzere- Mûdıha'nm kasten işlendiği zaman kısası, yanlışlıkla işlendiği zaman da diyeti gerektirdiğinde müttefik iseler de, yara vücudun neresinde olursa MÛDIHA olur diye ihtilaf etmişler­dir, îmam Mâlik, «MÛDIHA ancak baş, alın, yanaklar ve yukarı çenede olur. Burun veyahut aşağı çenede olduğu zaman, MÛDIHA değildir. Çünkü aşağı çene boyundan sayılır» demiştir. îmam Şafiî ile îmam Ebû Hanife'ye göre ise, MÛDIHA baş ile yüzün her yerinde olur. Cumhur da MÛDIHA'mn, an­cak bas ile yüzün sınırlan içinde olduğu görüşündedir. Leys b. Sa'd ile bir ce­maat da «MÛDIHA yanlarda da olabilir» demişlerdir. Evzaî de «Mûdıha, baş ile yüzün sınırlan dışında olduğu zaman, baş ile yüzün sınırlan içinde ol­duğu zamanki diyetinin yarısı lazım gelir» demiştir. Hz. Ömer'den de «Mûdıha, baş ile yüzün dışında, hangi organda olursa, o organın diyetinin ondabiri lazım gelir» dediği rivayet olunmuştur. Kimisi de «Mûdıha yüzde olduğu zaman eğer iyileştikten sonra iz bırakırsa, diyetinin yansı diyetine ilave olunur» demiştir. İmam Mâlik bu görüşü Süleyman b. Yesar'dan da nakletmiştir. Kendisi ise, bu hususta değişik görüşlerde bulunmuştur. Bir kez Süleyman b. Yesar gibi, bir kez de «Bİr şey ilave olunmaz» demiştir, ki cumhur da bu görüştedir. Kimisi de îmam Mâlik'ten, «Mûdıha yüzde iz bı­raktığı zaman, ize değer biçilir» dediğini rivayet etmiştir. îmam Mâlik bu sö­zü ile «Eğer yaralanan kimse köle olsaydı, yüzünde kalan iz onun değerini ne kadar eksiltecek idi ise, o kadar lazım gelir» demek istemiştir.

HÂŞÎME'ye gelince: Cumhura göre HÂŞÎME'de, öldürme diyetinin ondabiri lazım gelir. Cumhurun bu görüşünün, Zeydb. Sabit tarafından da söylendiği ve ashâbtan hiçbirinin ona itiraz etmediği, rivayet olunmuştur. Kimisi de şâz bir görüşte bulunarak, HÂŞÎME'de MUNAKKILE diyetinin lazım geldiğini söylemiştir.

MÜNAKKILE'ye gelince: Bu yaralamanın yanlışlıkla işlendiği zaman, öldürme diyetinin ondabiri ile ondabirinin yansı lazım geldiğinde ihtilaf yoktur. Kasten işlendiği zaman ise -kısas almakta Ölüm tehlikesi bulunduğu için- cumhura göre kısası gerektirmez. Bununla beraber Abdullah b. Zü-beyr'in gerek MUNAKKILE ve gerek ME'MÛME'nin kısası gerektirdiğini söylediği rivayet olunmuştur HAŞÎME ise, Ibnu'l-Kasım, imam Mâlik'ten

«Kasten işlendiği zaman kısası gerektirmez» dediğini rivayet etmiştir. MÜ-NAKKILE'nin kısası gerektirdiğini söyleyenler, HÂŞIME'nin, kısası gerek­tirdiğini evleviyetle söylemelidirler.

ME'MÛME'ye gelince: Bu yaralamanın kısası gerektirmediğinde -yu­kanda geçtiği üzere- İbn Zübeyr'den gelen rivayet dışında, ihtilaf yoktur.

CAİFE'ye gelince: Ulema bu yaranın, başın değil, vücudun diğer yerle­rinin yaralanndan olup, öldürme diyetinin üçtebirini gerektirdiğinde ve kişi­nin sıra ile karnında olduğu zaman CÂIFE olduğunda müttefik iseler de, bir başka organda olup da o organın boşluğuna kadar işlediği zaman CÂÎFE olup olmadığında ihtilaf etmişlerdir. İmam Mâlik, Said b. el-Müseyyeb'den «Hangi organda olursa olsun, yara organın boşluğuna kadar indiği zaman, öldürme diyetinin üçtebiri lazım gelir» dediğini rivayet etmiştir. îbn Şihâb ise, Said b. el-Müseyyeb'in bu görüşte olmadığını nakletmiştir. İmam Mâlik de bunu benimsemiştir. Çünkü İmam Mâlik'e göre diyet konusunda kıyas ca­iz değildir. Said b. el-Müseyyeb ise -yukanda geçtiği üzere- Hz. Ömer'in, vücudun diğer organlarındaki MÛDIHA'yı, baş ile yüzün sınırlan içindeki MÛDIHA'ya kıyas ettiği gibi, bunu da sırt ve kanndaki CAÎFE'ye kıyas et­miştir.

Vücudun diğer yerlerindeki yaralamalarda ise -yanlışlıkla işlendikleri zaman- bilirkişiler tarafından değer biçiminden başka bir şey yoktur." [23]


[23] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 4/263-265.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yaralamadan doğan diyetler
« Posted on: 04 Mayıs 2024, 20:38:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yaralamadan doğan diyetler rüya tabiri,Yaralamadan doğan diyetler mekke canlı, Yaralamadan doğan diyetler kabe canlı yayın, Yaralamadan doğan diyetler Üç boyutlu kuran oku Yaralamadan doğan diyetler kuran ı kerim, Yaralamadan doğan diyetler peygamber kıssaları,Yaralamadan doğan diyetler ilitam ders soruları, Yaralamadan doğan diyetlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes