> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı  (Okunma Sayısı 2684 defa)
30 Eylül 2010, 18:45:19
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 30 Eylül 2010, 18:45:19 »



İkinci Bölüm


İSLÂM'IN BELLİ BAŞLI AHLÂK PROBLEMLERİNE BAKIŞI


A. Ahlâkî Vazife
 

1. Ahlâkî Vazifenin Kaynağı

 

Konu ile ilgili îslâmî naslar, bir bütünlük içinde değerlendiri­lecek olursa, islâm ahlâkının, ahlâkî hayatımız üzerinde hem sos­yal çevrenin hem de kendi akıl ve vicdanımızın tesirini, aşırılığa kaçmaksızm kabul ettiğini görürüz. Şu hadis, bunun en açık ifade­sidir: .

«Üstün iyilik (birr), ahlâk güzelliğidir; kötülük (ism) ise nef­sinde (vicdanında) sıkıntı doğuran ve insanların haberdar olma­sından endişe ettiğin şeydir.»[63]

Her şeyden önce şunu belirtmeliyiz ki, islâm Dini "aslî gü­nah" fikri ile insan ve insanlık hakkında temelden kötümser olan Hristiyanlık'tan da, bu dine bir tepki olarak doğduğu anlaşılan ve insan hakkında aşırı iyimser olan felsefî düşüncelerden de ayrılır. insanın yaratılış asaletini devam ettiren de bozan da yine insanın kendisidir; kendi amel ve yaşayışıdır.[64]

Ahlâk, bir değerler alanıdır ve her değer; gerek ferdî gerekse ma'şerî vicdanda benimsendiği ve inanıldığı sürece hayatiyet ka­zanır. Şu halde ahlak, bir îman alanıdır ve bu yönüyle dinin inan­ca taalluk eden diğer alanlarından farksızdır. îman ise gönülden bir tasdikdir. Bazı insanlar —Kur'an-ı Kerim'in ifadesi' ile— «kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylerler.»[65] islâm, şu veya bu şekildeki bir haricî sebeplerle insanın bir şeyi kabul ediyor görün­mesini istemez; hatta bunu "münafıklık" sayar, islâm kendi pren­siplerine kalbden inanılmasını ister. Nitekim, bazı menfaatlar sağlayabileceklerim düşünerek, sözde müslüman olanlar hakkında Kur'ân-ı Kerim'de geçen şu ifadeler, İslâm'ın kalbî ve vicdanî tasdike verdiği önemi gösterir:

«Bedeviler 'inandık' dediler. De ki: Siz iman etmediniz. Öyle ise 'İslam olduk'deyiniz. (Çünkü) henüz iman kalblerinizeyerleş­medi. »[66]

Netice itibariyle tslâm Dini insan hakkında ihtiyatlı bir iyim­serliğe sahiptir; insanda iyiyi kötüden, hakkı bâtıldan ayıran —adına ister akıl, ister vicdan veya kalb diyelim— bir melekenin bulunduğunu kabul eder ve kendi prensiplerini asıl bu melekenin tasdikine sunar.[67] Çünkü, her sistem gibi islâm'ın da insanlığa mal olması ancak bu yolla mümkündür.

Şu var ki, islâm Dinî, insanlığa mal olmayı istemek yamnda, ferdî ve içtimaî hayatın inanç ve ahlâk gibi alanlarında insanlığa belli bir yön vermek ister. Bu sebeple islâm Dini, sosyolojik ahlâkta olduğu gibi toplumun ahlâki gidişi karşısında tarafsız kalmaz; veya rasyonel ve duygucu ahlâk görüşlerindeki gibi fer­din çeşitli ihtirasları ve kaprisleri arasında boğulup kalması muh­temel olan akü ve vicdanın sübjektif kararlarını ahlâkî vazifenin mutlak belirleyicisi kabul etmez. Ahlakî kararları ve davranışları kendi değer ölçülerinin süzgecinden geçirir; takdir veya takbih eder.

insana, bir yandan kendi zihnî ve duygusal varlığı tarafın­dan, diğer yandanda içinde yaşadığı ve gittikçe genişleyen sosyal çevre tarafından çeşitli davranış biçimleri önerilmektedir. Bun­lardan hangisi ahlâka uygundur? işte insan, burada bir hüküm vermek ve tercih yapmak zorunda kalacaktır, islâm inanana göre insanın, bu yol ayırımında ahlâk yolundan sapmasına yol açan belli başlı iki olumsuz âmil vardır:

1- İnsanın bayağı arzuları, hayvani istek ve temayülleri.

insanın bu yönüne tek kelime ile "hevâ" adını veren Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyrulmuştur:

«Her kim azıtır ve dünyayı âhirete tercih ederse, şüphesiz ki onun barınağı cehennem olacaktır. (Yaptıklarının hesabım vermek üzere) Rabbinin makamına varmaktan kaygı duyan ve kendisini hevâdan uzak tutana gelince, onun yeri de cennettir.[68]

Kur'ân-ı Kerim, kötü arzularına esir olanları «hevâsmı tanrı edinenler» şeklinde nitelemiş;[69] Hz. Peygamber (s.a.v.) de «hevâsına kul olanlar» dan uzak durulması gerektiğine işaret et­miştir.[70]

2- Şuursuz taklit:

Her vazife bir hayrın ifadesidir. Şuursuz taklid ile yapılan bir iş, teemmülsüz yapılmış olacağından, taklit eden kimse o işteki hayrı veya şerri farkedemez. Bu yüzdendir ki, —Kur'ân-ı Ke­rim'de bildirildiğine göre— kendilerine «Allah'ın indirdiklerine uyun!» emri verilen müşrikler, «bilâkis biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız» demişledir. Kur'ân-ı Kerim, «Ya ataları hiç düşünmemiş ve doğru yolu bulmamış iseler!...» buyurduktan sonra onların basiretsizliğini şöyle ifade eder: «Onlar sağır,lâl ve kördürler; çünkü onlar düşünmezler.»[71]

Vazifeye uygun hareket, iyilik niyet ve şuuru ile yapılması şartı ile ahlâkî bir kıymet taşır. Oysa, şu veya bu kişiyi, zümreyi ve çevreyi bilgisizce taklit etmekten ibaret olup, ahlâkî bir muhteva taşımayan hareketler, iyilik yapma niyet ve şuurundan yoksun olacağından, biçim olarak vazifeye uygun düşse bile, Özü ve ruhu itibariyle değersizdir. Bu sebeple Hz. Muhammed (s.a.v.), «İn­sanlar iyilik yaparsa biz de yaparız; insanlar kötülük işlerlerse biz de işleriz, diyerek şahsiyetsiz olmayınız. Aksine, insanlar iyi­lik yaparlarsa siz de iyilik yapmak, şayet kötülük yaparlarsa siz bunu yapmamak suretiyle sağlam karakterli olunuz.»[72] buyur­muştur.

Görülüyor ki, islâm Dini, insanın fıtrî yapısına, aklî ve vicdanî basîretine ihtiyatlı bir itimat göstermekte; yine, her ahlâkî değerin ancak toplumun kabulüne mazhar olması ile varlı­ğını sürdürebileceği gerçeğinden hareketle, ma'şerî vicdanın hü­kümlerine kıymet vermektedir. Bununla beraber islâm ahlâkına göre, Kur'ân-ı Kerim'in "hevâ" diye adlandırdığı kötü arzu ve ihti­raslar ile şuursuz ve basiretsiz taklitçilik, insanın ahlâkî hüküm­lerini ve vazife telakkisini olumsuz yönde etkilemektedir, insan, hayır yolu üzerindeki bu iki engeli aşma cehdinde ilâhî inayete muhtaçtır. Kur'ân-ı Kerim, İslâm'daki bu inancı, Hz. Yusufun şu itirafı ile dile getirir:

«Ben, nefsimi temize çıkaramam; çünkü nefis ısrarla kütü­ğü emreder. Meğer ki Rabbim acımış ola. Çünkü Rabbim bağışlayıcı ve merhametlidir.»[73]

Yiz. Muhammed(s.a.v.)de, ahlâk yolunda tökezlemek in Al­lah'ın inayetine muhtaç olduğunun bir ifadesi olarak şöyle thâ et­mişti:

«Allah'ım! Bana ahlâkın en güzelini nasip et! Senden kaka­sı en güzel ahlâka beni kavuşturamaz. Kötü ahlâktan dan beni ko­ru! Senden başka hiç kimse beni kötü ahlâktan koruyamaz.[74]

Allah'ın, insanın vicdanına hayır ve şerri görme kabiliyetini vermesi, Kur'ân-ı Kerim'deki ifadesi ile, «insan nefsine fücûrmu da takvasını da ilham etmiş» olması,[75] O'nun inayetinin bir -su­cudur.

Öte yandan, ilâhî inayetin diğer bir ifadesi de dindir: yani Allah'ın vahiy yoluyla insanlara belli başlı vazifelerini gösteren, doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayıran hükümler göndermesidir. Bu yönden Kur'ân-ı Kerim islâm'ı ve ilâhî tebliğleri, kötü temayüllerin ve telkinlerin etkisinde kalabilen ve böylece aiâkî hastalıklara müptela olan insanoğlu için şifâ, rahmet, uyarıcı, ışık ve nimet gibi vasıflarla nitelemiştir.

Netice itibariyle îslâm Dini, Hz. Muhammed'in, insanlara tebliğ etmekle görevlendirildiği ilâhî kanunlar bütünüdür. Ailkî vazifeler, genel olarak dinî hükümlerin bir kısmım teşkil : bu sebepledir ki, «Din başka, ahlâk başkadır» görüşü, îslâm nokta-i nazarından doğru ve insanlığın hayrına bir görüş değildir. Çirkü, prensip olarak insanlarda vazife şuurunu uyandıran amil cl ol­duğu gibi, onlara, vazifelerinin nelerden ibaret olduğunu, değişik bir şekilde ana hatlarıyla bildiren de din olmuştur. Bu inaz::an hareketle, birçok islâm ahlâkçısı, vazifeyi —kısaca— dinin, yerine getirilmesini buyurduğu hayır», veya «dinin emir'.r.ne uymak, yasaklarından sakınmak» şeklinde tarif etmişlerdi. [76]

 

2. Ahlâkî Vazifenin Gayesi
 

Hz. Muhammed (s.a.v.), «Cennet, hoşlanılmayan şeylerle, cehennem de hoşlanılan şeylerle örtülüdür.»[77] buyurmuştur. Bu demektir ki, insan nefsi, kendisini cennete götürecek olan vazife­leri yerine getirmekten hoşlanmaz. Buna rağmen, insan neden __yerine göre— rahatını bozmak, maddî veya manevî fedakarlık­larda bulunmak, hatta bazen hayatım feda etmek pahasına vazi­felerini yapmalıdır? Bu külfetlere katlanmaktan gayesi nedir ve­ya ne olmalıdır? Bu soruya çeşitli ahlâk sistemlerinin verdikleri cevaplar birbirinden az çok farklı olmuş ve çoğunlukla ahlâk sis­temleri bu soruya verdikleri cevaplara göre isim almışlardır: Haz ahlâkı, mutluluk ahlâkı, faydacı ahlâk, vazife ahlâkı gibi.

«islâm'da ahlâkî vazifenin gayesi nedir?» sorusuna geçmeden önce, bir dünya görüşü olarak islâm'ın haz ve menfaatların değeri­ne yaklaşımını kısaca gözden geçirmekte yarar vardır. [78]

 

A) İslâm'da Ferdî Haz Ve Menfaatin Değeri
 

İslâm Dini, prensip olarak ruhbanlık hayatım onaylamaz. Nitekim islâm Peygamberi (s.a.v.), «Bize ruhbanlık emredilmedi.»[79] buyurmuştur. Çünkü, kişinin fizikî ve biyolojik ihtiyaçları­nı karşılaması bir hayat zarureti, —ahlâkçılarımızın deyimi ile— nefsin ve neslin devamının bir gereğidir. Bizzat Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ruhbanlık hayatına yönelen bazı sahabilere karşı şu uyarısı, dünyevî imkanlar karşısında olumsuz tavır takınmanın, îslâm ahlâkı ile bağdaşmadığının açık ifadesidir.

«Sizlerin şöyle şöyle dediğinizi duyuyorum....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı
« Posted on: 29 Mart 2024, 15:31:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı rüya tabiri,İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı mekke canlı, İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı kabe canlı yayın, İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı Üç boyutlu kuran oku İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı kuran ı kerim, İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı peygamber kıssaları,İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışı ilitam ders soruları, İslamın bazı ahlâk problemlerine bakışıönlisans arapça,
Logged
17 Ağustos 2019, 12:39:38
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #1 : 17 Ağustos 2019, 12:39:38 »

Esselamu aleyküm Rabbim toplumumuzu ahlak sahibi bir toplum eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

17 Ağustos 2019, 14:17:45
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 17 Ağustos 2019, 14:17:45 »

Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri onun yolunda onun emrinde islamı hakkıyla yaşayan edebli ahlaklı kullardan eylesin inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes