> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Ahkamüs Sultaniye > Suların kısımları hukukî durumu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Suların kısımları hukukî durumu  (Okunma Sayısı 1401 defa)
09 Mart 2011, 12:36:38
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 09 Mart 2011, 12:36:38 »



B- SULARIN KISIMLARI VE AKARSULARIN HUKUKÎ DURUMU

 

Yeryüzünde mevcut olan sular 3 kısma ayrılır:

a) Nehir suları,

b) Kuyu suları,

c) Pınar suları.

a) Nehir suları kendi içinde üç kısma ayrılır:

aa) Allah tarafından akar bir şekilde yaratılmış olan büyük nehir sularıdır. Dicle ve Fırat nehirleri gibi. İnsanlar bu sular için her hangi bir kazı işlemi yapmamışlardır. Dicle ve Fırat'a "Rafideyn" de denir. Suları arazi sulamaya ve içmeye müsaittir. Halkın, sularından istifâdede niza ve ihtilâf çıkarmala­rı düşünülemez. Herkes ihtiyâcına yetecek kadar faydalanabilir mallarını sulamak için su alabilir. Sulama işlemine ve nehirden su almaya kimse engel olamaz. Sarnıçlarını doldurabilirler, top­raklarına su biriktirebilirler.

bb) Allah tarafından akar şekilde yaratılmış küçük su­lar, ırmaklardır ki kendi içinde iki kısma ayrılır:

Birincisi: Suyundan tam olarak istifâde edilemiyorsa da, önü­ne setler yapıp suyunu yükseltmek suretiyle, o nehir suyundan bölgede bulunan halkın noksansız yararlanabilmesidir. Bu du­rumda her toprak sahibi ihtiyacı zamanında toprağım sulaması hakkıdır. Biribiriyle ihtilâfa düşemezler. Başka bölgenin arazi sa-^ hipleri, bir kanal açmak suretiyle bu nehir suyundan su götürmek isterlerse veya başka yerde akan, suyu çok bir nehrin suyunun faz­lasını bir kanalla bu akar suya akıtmak isterlerse duruma bakılır. Bu küçük nehirden faydalananlara zarar veriyorsa yapılan işle­me izin verilmez. Zarar vermiyorsa su götürmelerine veya su kat­malarına müsaade edilir.

İkincisi: Nehrin suyunun az olması, taşırılamaması ve ancak bir yerde biriktirilmek suretiyle istifâde edilebilme sidir. Bu du­rumda nehirden ilk faydalananlar topraklarını sulamak için suyu tarlalarına tutarlar, işlerini bitirip, yetindikten sonra onlardan aşağıdaki arazi halkı arta kalan sudan yararlanır. Daha sonra da daha aşağıda olanlar... yararlanabilir. Ubâde b. Sâmit de bu konuda şu hadîs-i şerifi rivayet etmiştir.

"Resûlüllah (s.a.v) hurmalıkların sel suyundan sulan­masında önce yukarıdakilerin, sonra aşağıdakilerin sula-yabileceği, yukarıdakilerin işi bitince aşağıdakilere suyu bırakmaları îcâb ettiğini belirtmiş, bu suretle bütün top­rak sahiplerinin topraklarını sulamalarına hükmetmiş­tir.[160]

Yukarıda bulunan toprak sahiplerinin tutabilecekleri su mik­tarı: Muhammed b. İshak'ın Ebû Mâlik b. Salebe'den, Onun da ba­basından rivayet ettiği hadîs-i şerifte:

"Resûlüllah, Mehruz vadisinin sulama işinde suyun toprakta iki topuğa kadar akmasına, birikmesine, iki topu­ğa kadar çıkınca diğer sulanacak araziye suyun bırakılma­sına hükmetmiştir.[161]

Mâlik'e göre: Bathan selinden de arazinin sulanma işinde Resûlüllah (s.a.v) aynı esâsı uygulamış, iki topuğa kadar suyun akmasına müsâade etmiştir. Resûlüllah (s.a.v)ın bu hükmü ve tatbikatı her zaman ve her yerde tatbik edilen genel bir kaide de­ğildir. Akacak suyun miktarı ihtiyâca göre kararlaştırılır.

İkinci gurup sulardan sulama işinde 5 bakımdan ihtilâf göste­rilmiştir. 1- Toprakların değişik yapıda oluşu. Bâzı toprakların az su ile bazısının da çok su ile suya kanması. 2- Arazide olan ekin ve ağaçların değişik oluşu. Ekinler ve hububat için lüzumlu su mik­tarı ayrı, hurma ve ağaçlar için yine ayrıdır. 3- Mevsimin kış ve yaz oluşu. Mevsime göre suya duyulan ihtiyaç az veya çoktur. 4-Ekin ekilme vaktinde ve ekilmeden önce ihtiyaç duyulan su mik­tarı ayrıdır. Ekinler ekilip yeşermiye başlayınca yine ihtiyaç du­yulan su miktarı ayrıdır. 5- Suyun devamlı akması veya kesilme­sine göre de, ihtiyaç ayrı ayrıdır. Kesilecek sudan biriktirebildiği kadar biriktirir. Devamlı akar sudan kullanılacak kadar bir mik­tar kullanılır, biriktirmeye lüzum duyulmaz. Şüphesiz ki bu 5 du­ruma göre Resûlüllah (s.a.v)'ın genel hükmü bir tahdîd sayılmaz. Örf ve âdete göre ihtiyaç miktarı su, takdir ve tesbit edilecektir.

Bir kimse toprağını sulasa, sulama esnasında aşağıdaki ara­ziye de normal olarak sular aksa bu durumda aşağıdaki arazi sahi­bi yukandakine bir tazminat ödemez. Çünkü herkes mülkünde ve mubah olan şeyi kullanmakta serbesttir. Aşağıdaki araziye akan suya balıklar toplanmışsa, aşağıdaki arazi sahibinin balıkları av­lamada, suyun gelmiş olduğu yukarıdaki arazi sahibinden daha Üstün bir avlanma hakkı vardır.

cc) İnsanların, bir araziyi işe yarar hâle getirmek için kazı yapmak suretiyle ortaya çıkardıkları akarsular: Böyle sular aynen evler arasındaki sokaklar gibi insanlar arasında müş­terek maldır. Herhangi birinin toprağından çıkması ona bu suyun mülkiyetini bahşetmez. Böyle bir su Basra taraflarında bulun­muş ve denizin med hâlinde nehirden su akıyorsa o civardaki bü­tün arazi sahiplerinin müşterek suyudur. İhtilâf çıkaramazlar, suyu bir yerde tutup önleyemezler. Önüne sed çekip, baraj yapıp, suyu taşınp bütün arazinin sulanması işine engel olunmaz. Arazi sulandıktan sonra cezr (deniz suyunun çekilmesi) hâlinde su ara­zide tutulup alıkonur. Med ve cezir olmayan ülkelerde ise, suyu kazıp çıkaran arazi sahiplerinin müşterek mahdır. Başkalarının buradan arazi sulamalarında, suyu biriktirip arazisine götürme­sinde bir hakkı yoktur. Suya ortak olanlardan birisi tek başına ne­hir üzerine dolap kuramaz, suyun önüne set çekip yükseltemez, değirmen kuramaz. Müşterek mülk olan sokaklarda, caddelerde nasıl herkes istediğim yapamazsa, müşterek sularda da diğer or­takların rızası olmadan tek başına bir tasarrufta bulunamaz. Ay­nı şekilde suya yeni kollar katamaz ve suyu kollara ayıramaz. Or­takların hepsinin rızasıyla böyle işler yapılabilir.

Sonra bu sudan faydalanma 3 özellik arzeder:

1- Ortaklar az ise günlere göre münavebeli faydalanırlar. Çok-sa saat hesabına göre tarlalarını sularlar. İhtilâf çıkar, anlaşa­mazlarsa aralarında kur'a çekerler. Buna göre bir sıra tesbit edilir devamlı ona uyulur. Herkes nöbetine dikkat eder, başkasının sı­rasında arazisini sulayamaz.

2- Taksim yerinde geniş tahtalarla suyu taksim etmek, küçük ağızlıklar açarak suyu parçalamak, her ağızlıktan o nehirden fay­dalanacakların hakları nisbetinde beşte bir (1: 5) veya onda bir (1: 10) gibi suyu taksim etmek ve belirli devirlere göre araziyi sula­mak.

3- Arazisinin alanına göre veya ortakların ittifakıyla tesbit edecekleri kadar bir deliği arazisinin başına açıp o kadar su ile de­vamlı olarak araziyi sulamak. Bu durumda da her ortağın hakkı­na eşit şekilde uyulur. Kimse kararlaştırılan bu suyu azaltıp artı­ramaz. Ancak müşterek bir kararla hareket edilir. Sokaklardan istifâde gibi.

Sulama hakkı sonra olan bu hakkını öne alamaz, sonradan bir sulama hakkı daha isteyemez. Evden sokağa sonradan kapı açma bazı sınırlamalarla mümkündür. Halbuki sulama hakkını öne al­ma, istifâde hakkına diğer ortaklara nisbetle bir ziyadelik katar, hakkın artırılışı sayılır.

Bu nevi akar suların etrafındaki topraklar ölü toprak ise, Şafiî'ye göre: Benzer topraklardaki örf ve âdete göre işlem yapılır. Birinci nevi nehirlerden kanallar açıp su akıtmada ve bu sudan yararlanmada hüküm 3'ncü nevi nehirlerdeki gibidir. Çünkü akı­tılan sular da gizli nehir sayılır. İnsanlar tarafından ortaya çıkarı­lan üçüncü nevi nehirlerin işlemi carî olur. Ebû Hanîfe'ye göre: Nehrin kenarları, akar suyun sızıp çamurlarının meydana geldiği yere kadar olan kısımdır. Daha geniş bir kenar düşünülemez. Ebû Yusuf a göre: Kanalın çevresi, toprak üzerinde suyun akamadığı yerlere kadar olan kısımdır. Ancak bu çevre suyu toplar, akmasını sağlar. Ebû Yusuf un bu görüşü tercihe değer.

b) Kuyular ve hukukî durum:

Kuyuları kazma suretiyle ortaya çıkaranın hukuk açısından 3 durumu söz konusudur.

a) Birinci durum: Yolcuların içmesi maksadıyla açılan kuyular. Bu nevi kuyuların suyundan istifâdede kuyuyu kazan ve diğer şahıslar eşit ve müşterek hakka sahiptir. Hz. Osman Rûme  kuyusunu,  kovasını  da  koymak üzere  insanların istifâdesine vakfetmiştir. Suyun az veya çok oluşuna göre insanın içmesinde, hayvanın sulanmasında, arazinin sulanmasında her­kes müşterek hakka sahiptir. Kuyu suyu az ise, hayvan sulama, tarla sulamadan Öncedir. Hayvan terimi içine insanlar da girmek­tedir. İnsan ve hayvana birden yetmiyorsa, insanların içmesi hay­vanlardan öncedir.

b)  İkinci durum: Çöllerde su bulup ihtiyaç gidermek için açılan kuyular. Susuz yerlerde bu şekilde kuyu açan ve bu­lan kimseler, kendileri ve hayvanları içerler. Suyu bulmaları ve orada oturmaları sebebiyle istifâdede başkalarından önce gelir­ler. Kuyunun suyu fazla ise, başka yerlerden gelenlere de sudan istifâde ettirirler. O yerden göçüp giderlerse kuyu gelip geçenler için sebil olur. Önce bir kabileye aitken, sonra umuma ait kuyu du­rumunu kazanır. Göç ettikten sonra tekrar o yere dönerlerse, on­larla diğerleri eşit hakka sahiptir. Daha önce gelip yerleşen* ol­muşsa, istifâde hakları daha kuvvetlidir.

c) Üçüncü durum: Bir şahsın kendisi için olmak üzere kazdığı kuyuîar. Suyu çıkarmadıkça kuyunun mülkiyeti kesin-leşmez. Kuyudan su çıkarmışsa mülkiyeti kesinleşir. Şayet suyu­nu dışarı çıkarmıya muhtaçsa suyun alınması, çıkarılmasıyla tam bir ihya olur. Mülkiyet kesinlik kazanır. Bilâhare de şahıs, kuyu ve çevresinin mâliki olur.

Kuyunun çevresinin miktarı hususunda hukukçular farklı gö­rüştedirler. Şafiî'ye göre: Bu konudaki örfe göre tâyin edilir. Ebû Hanîfe'ye göre: Kazılan ve su çıkarılan kuyunun çevresi her taraftan 50 zira' (37,5 m.) olan bir alandır. Ebû Yusuf a göre ise: Her ta­raftan çevresi 60 zira (45 m.) olan bir alandır. Ancak kuyunun do­labı bu ölçüden daha büyükse dolabın sonuna kadar olan yer ku­yunun çevresi sayılır. Yine Ebû Yusuf a göre: Hayvan sulamak ve dinlendirmek için açılan kuyuların çevresi her taraftan 40 zir...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Suların kısımları hukukî durumu
« Posted on: 18 Nisan 2024, 05:42:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Suların kısımları hukukî durumu rüya tabiri,Suların kısımları hukukî durumu mekke canlı, Suların kısımları hukukî durumu kabe canlı yayın, Suların kısımları hukukî durumu Üç boyutlu kuran oku Suların kısımları hukukî durumu kuran ı kerim, Suların kısımları hukukî durumu peygamber kıssaları,Suların kısımları hukukî durumu ilitam ders soruları, Suların kısımları hukukî durumuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes