Aziz Mahmud Hüdayi ile ilgili aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
Tekkesi, İstanbul’un en önemli tasavvuf ve kültür merkezlerinden biri olarak hizmet görmüş; buradan pek çok ilim ve fikir adamı, şeyh ve musikişinas yetişmiştir.
Celvetiyye’nin kurucusu Aziz Mahmud Hüdâyî, 1541’de İstanbul’da doğdu. cccc
Vefat ettiğinde altmışa yakın halifesi bulunduğu rivayet edilen Aziz Mahmûd Hüdâyî, halifeleri ve yazdığı otuz kadar eseriyle Anadolu ve Balkanlar’daki dinî-tasavvufî hayat üzerinde derin tesirler bırakmış ve bu şekilde şöhreti günümüze kadar ulaşmıştır.
Hüdâyî, üç yıl gibi kısa bir sürede seyru sülûkünü tamamladıktan sonra şeyhi tarafından çocukluk yıllarını geçirdiği Sivrihisar’a halife olarak tayin edildi.
Trakya ve Balkanlar’da bir süre
Rifâiyye, Kâdiriyye gibi Horasan kökenli bir tarikattır.cccc
Bu yolun mensupları zikir ve âyin usûlü olarak “sesli” (cehrî) ve “ayakta” (kıyâmî) zikir usûlünü benimsemişlerdir.
Tarikatta riyazet ve mücâhedeye çok önem verilir.
Rifâî kıyam zikri coşkun ve hareketlidir ve zikir içinde Rifâiyye’ye mahsus olan “burhan” gösterisi vardır.
Kıyam zikrine uygun musiki icra edilir. Kalbî “ism-i Hay” ve “ism-i Celâl” zikirlerinde ney de üflenir.
O, İbn-i Arabi tarafından sistemleştirilen tasavvuf anlayışını geliştirmiş, dinin zahirî hükümlerine bağlılık konusunda son derece titiz davranmıştır.
Zühd, bedenin değil ruhun özelliğidir. İtibar manaya olduğu için mâsivâdan yüz çevirme bedenle değil, gönülle olur.
Semâ‘ı meşru görmekle birlikte bir sûfînin müşâhede ettiği derunî hallerin dini ölçülerin dışına taşmamasını şart koşmuştur.
Abdülkâdir Geylânî’ye göre kalbin arınması, bilginin hayata geçirilmesine ve ibadetlerin samimi ve gösterişten uzak (ihlâslı) bir şekilde yerine getirilmesine bağlıdır.
Abdülkâdir Geylânî’nin tasavvufî görüş ve düşünceleri, dinin zahirî hükümlerine titizlikle bağlı kalma esasına dayanır.
Arslan Baba
Hacı Bektaş Veli
Abdülhâlik-ı Gucdüvânî
Yûsuf Hemedânî
Ahmed Yesevî cccc
3 )
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın