Âlemlerin Rabbi, Sevgili Peygamberimiz(s.a.v)in, anne ve babasından yoksun bir halde büyümesini istedi. Belki de Resülü’nü sadece kendi terbiyesinde yetiştirmeyi, ana babaları dahi olsa kimsenin minneti altında kalmamasını istedi.
Anne babanın vefatı herkes için zor ve hüzün veren bir durumdur. Hele anne babaya en çok ihtiyaç duyulan çocukluk döneminde onları kaybetmek tarifsiz bir sıkıntı, dayanılmaz bir acıdır. ALLAH Resûlü(s.a.v) bu acılara katlanmış,görevi sırasında yaşayacağı zorluklarla başa çıkmayı, sabırlı olmayı henüz çocukluğunda öğrenmiştir.
Efendimiz(s.a.v) bataklığın ortasında yetişmiş tertemiz bir güldür. Cahiliye devrinin bütün çirkinliğiyle yaşandığı, ahlaki değerlerin ayaklar altına alındığı, zulmün ve tüm hayâsızlıkların normal kabul edildiği bir şehirde, yetim ve öksüz bir genç, faziletli kalabilmenin mücadelesini vermiş, ahlakının güzelliğiyle meşhur olmuştur. Öyleyse tüm olumsuzluklara rağmen temiz kalabilmek, kötülüğün hâkim olduğu dünyamızda iyilerden olabilmek mümkündür. Bizlere düşen, çevrenin kirliliğini kendi kirimize bahane göstermek değil tüm insanlığın iyiliği ve güzelliği için mücadele etmektir.
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın