> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Aöf İlahiyat Programı > Arapça Dersi > 2.Sınıf > Temyiz
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Temyiz  (Okunma Sayısı 23361 defa)
19 Eylül 2009, 23:40:33
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 19 Eylül 2009, 23:40:33 »



TEMYİZ

Çeşitli manalar kastedilmeye elverişli önceki isimden asıl maksadın ne olduğunu açıklamak üzere zikredilen mansûb ve nekre isme temyiz denir. Temyizin açıkladığı bir önceki isme de mümeyyez adı verilir.
اِشْتَرَيْتُ أُقَّةً عِنَباً. Bir kilo üzüm satın aldım.
Temyiz Mümeyyez

Bu cümlede اِشْتَرَيْتُ أُقَّةً dediğimiz zaman bunu duyan kimse أُقَّةً ile neyi kastettiğimizi yani bir kilo şeker mi, yağ mı üzüm mü satın aldığımızı anlayamaz. Her birini anlamak mümkündür. Fakat buna عِنَباً (üzüm) lafzını ilâve edecek olursak cümleden mübhemlik kalkar, dinleyen neyi kastettiğimizi anlar. Bu sebeple cümledeki عِنَباً lafzına temyiz adı verilir. أُقَّةً gibi müphem isme de mümeyyez adı verilir. Mümeyyezler melfûz ve melhûz olmak üzere ikiye ayrılır:
a) Melfûz Mümeyyez:
Ağırlık, hacim, alan ve sayıya delâlet eden isimlere melfûz mümeyyez denir.
شَرِبَ الْوَلَدُ كُوباً لَبَناً. Çocuk bir bardak süt içti.
باَعَنِي التاَّجِرُ مِتْراً حَرِيراً. Tüccar bana bir metre ipek sattı.
فِي الشَّهْرِ ثَلاَثُونَ يَوْماً. Bir ayda otuz gün vardır.
لِي شِبْرٌ اَرْضاً. Bir karış yerim var.

Temyizler üç şekilde harekelenebilir: Ağırlık, hacim ve alana delalet eden mümeyyezlerin temyizlerini nasbetmek, izafet (isim tamlaması) veya (مِنْ) harf-i ceri ile cer etmek caizdir.
شَرِبْتُ أُقَّةً مِنْ لَبَنٍ. شَرِبْتُ أُقَّةَ لَبَنٍ. شَرِبْتُ أُقَّةً لَبَناً.
sıfat muzafun ileyh temyiz
Bir kilo süt içtim.
بِعْتُ قِنْطاَراً مِنْ حَطَبٍ. بِعْتُ قِنْطاَرَ حَطَبٍ. بِعْتُ قِنْطاَراً حَطَباً.
Bir kantar odun sattım.
عِنْدِي مِثْقاَلٌ مِنْ ذَهَبٍ. عِنْدِي مِثْقاَلُ ذَهَبٍ. عِنْدِي مِثْقاَلٌ ذَهَباً.
Yanımda bir miskal altın var.
شَرِبْتُ كُوباً مِنْ ماَءٍ. شَرِبْتُ كُوبَ ماَءٍ. شَرِبْتُ كُوباً ماَءً.
Bir bardak su içtim.
لاَ أَمْلِكُ شِبْراً مِنْ أَرْضٍ. لاَ أَمْلِكُ شِبْرَ أَرْضٍ. لاَ أَمْلِكُ شِبْراً أَرْضاً.
Bir karış toprağa sahip değilim.

Sayıların temyizi ise bu kaideden hariç kendi arasında kurallara tâbidir. Daha önce sayıların temyizini ders konusu olarak işlediğimiz için burada genel bir tekrar vermek hatırlama bakımından faydalı olacaktır:
3-10 arasındaki sayıların temyizleri cem siygası ile mecrûrdur:
اِشْتَرَيْتُ خَمْسَةَ أَقْلاَمٍ. Beş kalem satın aldım.
فِي الْأُسْبُوعِ سَبْعَةُ أَياَّمٍ. Haftada yedi gün vardır.
عَلَى الشَّجَرَةِ عَشْرَةُ غِرْباَنٍ. Ağacın üzerinde 10 karga vardır.

11-99 arasındaki sayıların temyizi müfred olarak mansûbtur:
رَأَيْتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوْكَباً. 11 yıldız gördüm.
فِي الشَّهْرِ ثَلاَثُونَ يَوْماً. Ayda otuz gün vardır.
فِي الشَّجَرَةِ إِحْدَى وَ خَمْسُونَ رُماَّنَةً. Ağaçta 51 nar vardır.

100 ve 1000 sayılarının temyizi müfred olarak mecrûrdur:
100 sayısının temyizi:
فِي الْقاَعَةِ مِائَةُ رَجُلٍ. Salonda 100 adam vardır.
رَكِبَ الْقِطاَرَ مِائَتاَ مُساَفِرٍ. Trene ikiyüz yolcu bindi.
قَطَعَتِ السَّياَّرَةُ خَمْسَمِائَةِ مِيلٍ. Araba 500 mil katetti.

1000 sayısının temyizi:
فِي الْحَدِيقَةِ أَلْفُ شَجَرَةٍ. Bahçede bin ağaç var.
أَرْعَى أَلْفَ شاَةٍ. Bin koyun güdüyorum.
أَرْعَى أَلْفَيْ شاَةٍ. İki bin koyun güdüyorum.
فِي ساَحَةِ الْأَلْعاَبِ ثَلاَثَةُ آلاَفِ شاَبٍّ. Oyun sahasında üç bin genç var.

b) Melhûz Mümeyyez: Zikredilmeksizin sözün gelişinden anlaşılan mümeyyeze melhûz mümeyyez denir. Temyizi Türkçe’ye “…bakımından, ..yönünden” şeklinde tercüme edilebilir.
طاَبَ الْمَكاَنُ هَواَءً. Mekân hava bakımından iyi oldu.

طاَبَ الْمَكاَنُ cümlesini duyan mekânın bir güzelliği olduğunu anlar. Fakat bunun su bakımından mı hava bakımından mı toprak bakımından mı olduğunu kestiremez. هَواَءً kelimesini yani temyizi zikredecek olursak maksat anlaşılmış olur ve mekânın hava bakımından güzel olduğu ortaya çıkar. Melhûz mümeyyezin temyizi daima mansûbtur. Diğer
örnekler:

حَسُنَ الْوَلَدُ كَلاَماً. Çocuk konuşma bakımından güzel oldu.
تَقَدَّمَ الطاَّلِبُ عِلْماً. Öğrenci ilim bakımından gelişti.
إِعْتَدَلَ الرَّجُلُ قاَمَةً. Adam boy bakımından orta oldu.
فاَضَ الْقَلْبُ سُرُوراً. Kalp sevinç bakımından doldu taştı.
اَلْفِيلُ أَكْبَرُ مِنَ الْجَمَلِ جِسْماً. Fil cisim bakımından deveden daha büyüktür.
اَلْحَرِيرُ أَغْلَى مِنَ الْقُطْنِ قِيْمَةً. İpek değer bakımından pamuktan daha pahalıdır.
اَلْعِنَبُ مِنْ أَلَذِّ أَنْواَعِ الْفاَكِهَةِ طَعْماً. Üzüm tat bakımından meyve türlerinin en lezzetlisidir.
اَلْقاَهِرَةُ أَكْثَرُ مِنَ الْإِسْكَنْدَرِيَّةِ سُكاَّناً. Kahire nüfus bakımından İskenderiye’den daha çoktur.

*Melhûz mümeyyezlerin temyizi ya mübtedâdan ya fâilden ya da mef’ûlün bih’ten dönmüş olur:
اَلْمُدَرِّسُ اَكْثَرُ مِنَ الطاَّلِبِ خِبْرَةً. Öğretmen tecrübe bakımından öğrenciden fazladır.

Burada خِبْرَةًkelimesi temyiz olup mübtedâdan dönmüştür. Çünkü cümlenin aslı şudur:
خِبْرَةُ الْمُدَرِّسِ أَكْثَرُ مِنْ خِبْرَةِ الطاَّلِبِ.
Öğretmenin tecrübesi öğrencinin tecrübesinden daha çoktur.
طاَبَ خاَلِدٌ كَلاَماً. Halit konuşma bakımından iyi oldu.

Burada كَلاَماً kelimesi temyiz olup fâilden dönmüştür. Çünkü cümlenin aslı şudur:
طاَبَ كَلاَمُ خاَلِدٍ. Halit’in konuşması iyi oldu.
زاَدَهُ اللَّهُ عِلْماً. Allah onu ilim bakımından artırsın[1].

Burada عِلْماً kelimesi temyiz olup mef’ûlden dönmüştür. Çünkü cümlenin aslı şudur:
زاَدَ اللَّهُ عِلْمَهُ. Allah onun ilmini arttırsın.

*Hiçbirşeyden çevrilmeden doğrudan da gelir:
كَفَى بِاللَّهِ شَهِيداً. Şâhit olarak Allah yeter.
كَفَى بِالْمَوْتِ واَعِظاً. Vâiz olarak ölüm yeter.

¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerde melfûz mümeyyez veya melhûz mümeyyezden sonra gelen temyizlerin altını çiziniz.
جاَءَ الرَّسُولُ يَفِيضُ وَجْهُهُ بُشْراً – فِي الْمَيْداَنِ أَحَدَ عَشَرَ لاَعِباً – أَطْعَمْتُ الدَّجاَجَةَ مِلْءَ الْكَفِّ حَباًّ – اَلْبُرْتُقاَلُ مِنْ أَلَذِّ أَنْواَعِ الْفاَكِهَةِ طَعْماً وَ أَطْوَلِهاَ بَقاَءً وَ أَكْثَرِهاَ فاَئِدَةً – باَعَ التاَّجِرُ قِنْطاَراً صاَبُوناً.
2. Aşağıdaki cümlelerdeki boş yerleri münasip birer kelimeyle tamamlayınız.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
أَطْعَمْتُ الْحِصاَنَ .... شَعِيراً وَ سَقَيْتُهُ دَلْوا ماَءً – إِشْتَرَيْتُ ثَلاَثَةَ أَمْتاَرٍ ... – اَلذَّهَبُ أَغْلَى .... مِنَ الْفِضَّةِ – اَلْفِضَّةُ أَرْفَعُ .... مِنَ النُّحاَسِ – اَلْأَنْبِياَءُ أَصْدَقُ الناَّسِ .... – قِيراَطٌ ياَقُوتاً .... مِنْ قِيراَطَيْنِ لُؤْلُؤاً.
3. Aşağıdaki isimlerden her birini münasib cümlelerde temyiz olarak kullanınız.
كُتُبٍ إِجْتِهاَداً طُولاً مِنْ لَبَنٍ تِلْمِيذٍ عَقْلاً هَواَءً
رَجُلٍ لاَعِباً أَخْلاَقاً باَباً شُكْراً طَعْماً أَقْلاَمٍ

4. Aşağıdaki cümleleri tercüme ediniz.
حَسُنَتْ أَخْلاَقُ زَيْنَبَ -حَسُنَتْ زَيْنَبُ أَخْلاَقاً – جَمُلَ مَدْخَلُ الْمَنْزِلِ – جَمُلَ الْمَنْزِلُ مَدْخَلاً – إِطْمَأَنَّتْ نُفُوسُ الْمُسْلِمِينَ – إِطْمَأَنَّ الْمُسْلِمُونَ نُفُوساً – فُرِشَ الْمَسْجِدُ سَجاَّداً – فُرِشَتْ سَجاَّدُ الْمَسْجِدِ – يَزْداَدُ الْمُسْلِمُونَ شَجاَعَةً عِنْدَماَ تَشْتَرِكُ مَعَهُمْ امْرَأَةٌ فِي الْقِتاَلِ – تَزْداَدُ شَجاَعَةُ الْمُسْلِمِينَ عِنْدَماَ تَشْتَرِكُ مَعَهُمُ الْمَرْأَةُ فِي الْقِتاَلِ - عَدَدُ أَفْراَدِ أُسْرَتِهِ أَقَلُّ مِنْ عَدَدِ أَفْراَدِ أُسْرَتِي – اَلْمُسْلِمُونَ داَئِماً كاَنُوا أَقَلَّ عَدَداً مِنْ اَعْداَئِهِمْ – أُسْرَتِي أَكْثَرُ عَدَداً مِنْ أُسْرَتِهِ – اَلْمَرْأَةُ أَرْجَحُ عَقْلاً مِنَ الرَّجُلِ فِي بَعْضِ الْأَحْياَنِ – أَناَ أَكْثَرُ مِنْكَ تَجْرُبَةً – اَلْمَرْأَةُ أَشَدُّ صَبْراً فِي تَرْبِيَةِ الْأَبْناَءِ – نَحْنُ أَفْضَلُ نَتِيجَةً مِنْكُمْ- اَلْمُمَرِّضاَتُ أَرْحَمُ قَلْباً فِي مُعاَمَلَةِ الْمَرْضَى – زاَدَتِ الْمَرْأَةُ شُجاَعَةً – زاَدَتْ آياَتُ اللَّهِ الْمُؤْمِنِينَ إِيماَناً فَوْقَ إِيماَنِهِمْ.
5. Aşağıda verilen ayetleri defterinize yazıp fiillerinin mâzî, muzâri ve masdarını isimlerinin de tekil ve çoğul halini yazınız. Temyiz ile ilgili kelimelerin altını çiziniz.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Temyiz
« Posted on: 29 Mart 2024, 13:56:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Temyiz rüya tabiri,Temyiz mekke canlı, Temyiz kabe canlı yayın, Temyiz Üç boyutlu kuran oku Temyiz kuran ı kerim, Temyiz peygamber kıssaları,Temyiz ilitam ders soruları, Temyizönlisans arapça,
Logged
19 Eylül 2009, 23:41:17
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #1 : 19 Eylül 2009, 23:41:17 »

TEMYİZ İLE İLGİLİ AYETLER

1- ... وَقُلْ رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا .
(20/TÂHÂ, 114). ... "Rabbim, benim ilmimi artır" de.
2- إِنَّ اللَّهَ لاَ يَسْتَحْيِي أَنْ يَضْرِبَ مَثَلاً ماَ بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَا فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا فَيَعْلَمُونَ أَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ وَأَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا فَيَقُولُونَ مَاذَا أَرَادَ اللَّهُ بِهَذَا مَثَلاً يُضِلُّ بِهِ كَثِيراً وَيَهْدِي بِهِ كَثِيراً وَمَا يُضِلُّ بِهِ إِلاَّ الْفَاسِقِينَ .
(2/BAKARA, 26). Şüphesiz Allah (hakkı açıklamak için) sivrisinek ve onun da ötesinde bir varlığı misal getirmekten çekinmez. İman etmişlere gelince, onlar böyle misallerin Rablerinden gelen hak ve gerçek olduğunu bilirler. Kâfir olanlara gelince: Allah böyle misal vermekle ne murat eder? derler. Allah onunla birçok kimseyi saptırır, birçoklarını da doğru yola yöneltir. Verdiği misallerle Allah ancak fâsıkları saptırır (çünkü bunlar birer imtihandır).
3-وَإِذْ وَاعَدْنَا مُوسَى أَرْبَعِينَ لَيْلَةً ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِنْ بَعْدِهِ وَأَنْتُمْ ظَالِمُونَ.
(2/BAKARA, 51). Musa'ya kırk gece (vahyetmek üzere) söz vermiştik. Sonra haksızlık ederek buzağıyı (tanrı) edindiniz.
4- ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الأَنْهَارُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاءُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ .
(2/BAKARA, 74). (Ne var ki) bunlardan sonra yine kalpleriniz katılaştı. Artık kalpleriniz taş gibi yahut daha da katıdır. Çünkü taşlardan öylesi var ki, içinden ırmaklar kaynar. Öylesi de var ki, çatlar da ondan su fışkırır. Taşlardan bir kısmı da Allah korkusuyla yukardan aşağı yuvarlanır. Allah yapmakta olduklarınızdan gafil değildir.
5- صِبْغَةَ اللّهِ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ صِبْغَةً وَنَحْنُ لَهُ عَابِدونَ .
(2/BAKARA, 138). Allah'ın (verdiği) rengiyle boyandık. Allah'tan daha güzel rengi kim verebilir? Biz ancak O'na kulluk ederiz (deyin).
6- فَإِذَا قَضَيْتُمْ مَنَاسِكَكُمْ فَاذْكُرُوا اللّهَ كَذِكْرِكُمْ آبَاءَكُمْ أَوْ أَشَدَّ ذِكْرًا فَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا وَمَا لَهُ فِي الآخِرَةِ مِنْ خَلاَقٍ .
(2/BAKARA, 200). Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah'ı anın. İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.
7- وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ .
(3/ÂL-İ İMRÂN, 85). Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.



8- وَاللّهُ أَعْلَمُ بِأَعْدَائِكُمْ وَكَفَى بِاللّهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللّهِ نَصِيرًا .
(4/NİSÂ, 45). Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir.
9- اُنْظُرْ كَيفَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّهِ الكَذِبَ وَكَفَى بِهِ إِثْمًا مُبِينًا .
(4/NİSÂ, 50). Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter!
10- فَمِنْهُمْ مَنْ آمَنَ بِهِ وَمِنْهُمْ مَنْ صَدَّ عَنْهُ وَكَفَى بِجَهَنَّمَ سَعِيرًا .
(4/NİSÂ, 55). Onlardan bir kısmı (İbrâhim'e) inandı, kimi de ondan yüz çevirdi; (onlara) kavurucu bir ateş olarak cehennem yeter.
11- وَمَنْ يُطِعِ اللّهَ وَالرَّسُولَ فَأُولَئِكَ مَعَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ أُولَئِكَ رَفِيقًا {4/69} ذَلِكَ الْفَضْلُ مِنَ اللّهِ وَكَفَى بِاللّهِ عَلِيمًا.
(4/NİSÂ, 69, 70). Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!Bu lütuf Allah'tandır. Bilen olarak Allah yeter.
12- اَلَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ.
(67/MÜLK, 2). O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.
13- فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ{99/7} وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ .
(99/ZİLZÂL, 7, Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.
&&&&&&&&&&
MÜNÂDÂ
Arapça’da karşı tarafa hitap ederken nidâ harfleri dediğimiz şu harflerle hitap edilir:
أَ أَيْ هَياَ أَ ياَ ياَ
أَيُّهاَ أَيَّتُهاَ

En çok kulanılanı أَ, ياَ ve أَ ياَ dır.
Kendisine ünlenen, nidâ edilen kişiyi gösteren kelimeye münâdâ denir.
Münâdâ şu durumlarda merfû olur ve tenvin almaz:
1-Tek kelimeden ibaret olan özel isim ise;
ياَ صاَدِقُ Ey Sâdık! ياَ عَلِيُّ Ey Ali!


ياَ يُوسُفُ Ey Yusuf[2]! ياَ زَيْنَبُ Ey Zeyneb!

2- Nekre olmakla beraber ismi söylenmeksizin bizzat karşısındaki belli kişilere hitap ediyorsa (nekre-i maksûde)

(أَ رَجُلُ!) ياَ رَجُلُ! ياَ رَجُلاَنِ! ياَ نَبِيُّونَ! ياَ تَلاَمِيذُ!
Ey adam! Ey iki adam! Ey peygamberler! Ey öğrenciler!
ياَ رِجاَلُ! ياَ لاَعِبُونَ! ياَ وَلَدُ! مُسْلِمُونَ! ياَ
Ey adamlar! Ey oyuncular! Ey çocuk! Ey müslümanlar!

3- Münâdânın başında harf-i tarif (اَلْ) varsa önüne müzekker için أَيُّهاَ, müennes için أَيَّتُهاَ getirilir.
ياَ أَيُّهاَ الْوَلَدُ! Ey çocuk! ياَ أَيُّهاَ الَّذِينَ آمَنُوا! Ey iman edenler[3]
ياَ أَيُّهاَ الناَّسُ! Ey insanlar! ياَ أَيُّهاَ الْمُؤْمِنُونَ! Ey mü’minler!
ياَ أَيَّتُهاَ الْكاَفِراَتُ! Ey inanmayanlar (müe) !
ياَ أَيَّتُهاَ الْمُؤْمِناَتُ! Ey mü’min kadınlar ! ياَ أَيَّتُهاَ اللاَّتِي كَفَرْنَ! Ey inanmayanlar! (müe)

Not: a) Münâdâ özel isim ise veya çok yakında bulunup yakın hissedilirse bazen nida harfi hazfolur (kaldırılır, yazılmaz).
مَحْمُودُ ! ماَذاَ تَفْعَلُ ؟ Mahmud! Ne yapıyorsun?
طاَهِرُ ! ماَذاَ تَقُولُ فِي هَذاَ الْأَمْر ِ؟ Tahir! Bu mesele hakkında ne diyorsun?

b)Münâdâ’dan sonra gelen cümleye nidâ’nın cevabı denir
ياَ مُدَرِّسُونَ اِرْحَمُوا طُلاَّبَكُمْ! Ey öğretmenler! Talebelerinize merhamet edin.
ياَ أُمُّهاَتُ اِرْحَمْنَ أَوْلاَدَكُنَّ! Ey anneler! Çocuklarınıza merhamet edin.

(ياَ أَيُّهاَ) ve (ياَ أَيَّتُهاَ) daki nidâ harfi ياَ çoğu defa hazfedilir.
أَيُّهاَ الْوَلَدُ! أَيَّتُهاَ النَّفْسُ!

c)Allah lafzının başında harf-i tarif var kabul edilir ve ياَ اَللَّهُ denilir. Çoğu zaman da duada ياَ اَللَّهُ yerine (Ey Allahım manasında) اَللَّهُمَّ kullanılır.


Münâdâ şu durumlarda mansûb olur:
1-Muzaf olunca;
ياَ عَبْدَ اللَّهِ! Ey Abdullah! ياَ رَبَّ الْعاَلَمِينَ! Ey alemlerin Rabbi!
ياَ صَلاَحَ الدِّينِ! Ey Salâhaddîn! ياَ أَرْحَمَ الراَّحِمِينَ! Ey merhametlilerin en merhametlisi!
ياَ حاَرِسَ الْبُسْتاَنِ! Ey bahçenin bekçisi! ياَ غَفاَّرَ الذُّنُوبِ! Ey günahların bağışlayıcısı!
ياَ اِخْوَتَناَ! Ey kardeşlerimiz!


Burada örneğin ياَ عَبْدَ اللَّهِ kelimesinde ياَ harfu nidâ, عَبْدَ münâdâ, اللَّهِ de muzafun ileyhdir.
ياَ أَهْلَ الْكِتاَبِ لِمَ تَلْبِسُونَ الْحَقَّ بِالْباَطِلِ؟
Ey Ehl-i Kitab! Niçin hakkı batılla karıştırıyorsunuz? (Âl-i İmran, 71)

Not: Münâdâ yâ-i mütekellime muzaf olursa ي genellikle kesre şeklinde kısalır.
ياَ رَبِّي yerine → ياَ رَبِّ ! Ey Rabbim!
ياَ عِباَدِي yerine → ياَ عِباَدِ ! Ey kullarım!

Bazen baştaki nida harfi de kalkabilir:
ياَ رَبِّ yerine → رَبِّ ! Ey Rabbim!
ياَ رَبَّناَ yerine → رَبَّناَ ! Ey Rabbimiz!

2- Muzâfa benzer olunca (şibh-i muzaf)[4];
ياَ مُساَفِراً إِلَى إِزْمِير! Ey İzmir’e yolcu olan!
ياَ حَسَناً وَجْهُهُ! Ey yüzü güzel olan!
ياَ طاَلِعاً جَبَلاً! Ey bir dağa tırmanan!

3- Münâdâ kesin olarak belli değilse (nekre-i gayr-i maksude)[5];
ياَ رَجُلاً خُذْ بِيَدِي! Ey (herhangi bir) adam! Elimi tut.
ياَ جاَرِيَةً خُذِي بِيَدِي! Ey (herhangi bir) kadın! Elimi tut.
ياَ مُسْرِعاً فِي الْعَجَلَةِ النَّداَمَةُ! Ey acele eden! Acelede pişmanlık vardır[6].
ياَ غاَفِلاً وَ الْمَوْتُ يَطْلُبُهُ! Ey ölüm peşinde olduğu halde gafil olan!
ياَ صاَئِمِينَ أَفْطِرُوا! Ey oruçlular! İftar ediniz.

Not: Bütün cevap cümleleri sonra geldiği halde nidânın cevabı nidâdan önce gelebilir.
تَباَرَكْتَ ياَ ذاَ الْجَلاَلِ وَ الْإِكْراَمِ! Sen yücelerden yücesin ey azamet ve ikram sahibi!

¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯
? ALIŞTIRMALAR ?
1. Aşağıdaki cümleleri tercüme ediniz.
أَنْتُمْ أَيُّهاَ الشَّباَبُ تَحْمِلُونَ أَماَنَةَ الْمُسْتَقْبَلِ – أَيُّهاَ الشاَّباَّنِ، لاَ تَطْلُباَ الْماَلَ وَحْدَهُ – ياَ أُسْتاَذِي أَرْجُو أَنْ تُصَحِّحَ لِي الْواَجِبَ الْمَنْزِلِيَّ – ياَ أَخِي أَرْجُو أَنْ تَذْهَبَ مَعِي إِلَى السُّوقِ لِشِراَءِ لَواَزِمَ الْبَيْتِ – ياَ صَدِيقِي أَرْجُو أَنْ تَزُورَنِي غَداً فِي مَنْزِلِي فِي الساَّدِسَةِ مَساَءً – ياَ مُساَفِرُونَ وَصَلَتِ الْحاَفِلَةُ – ياَ رَجُلاً خُذْ بِيَدِي – ياَ قاَئِدَ السَّياَّرَةِ تَمَهَّلْ – ياَ عَبْدَ اللَّهِ زُرْ أَصْدِقاَئَكَ – ياَ ساَمِعاً دُعاَءَ الْمَظْلُومِ – ياَ تِلْمِيذاَتِ الْمَدْرَسَةِ اِجْتَهِدْنَ – ياَ سَمِيرَةُ لاَ تَتَأَخَّرِي – ياَ تَلاَمِيذُ لَقَدْ حَضَرَ الْمُعَلِّمُ – ياَ واَعِظَةً غَيْرَكِ عِظِي نَفْسَكِ – ياَ أَوْلاَدُ اذْهَبُوا إِلَى الْمَلْعَبِ – ياَ صاَحِبَ الْماَلِ لاَ تَبْخَلْ عَلَى الْفُقَراَءِ – ياَ صَدِيقَناَ تَقَدَّمْ – ياَ مُجْتَهِداَنِ نَجَحْتُماَ – ياَ أَبْناَءَ الْإِسْلاَمِ كُونُوا يَداً واَحِدَةً – ياَ ماَراًّ بِالطَّرِيقِ ساَعِدْنِي – ياَ ساَئِقُ تَمَهَّلْ – ياَ جُنْدِيُّ أَسْرِعْ إِلَى الْأَعْداَءِ – ياَ عَبْدَ اللَّهِ خُذِ الْكِتاَبَ – ياَ مُسْلِماَتُ هَذاَ عَهْدُكُنَّ- ياَ صاَحِبَ الْماَلِ ساَعِدِ الْمُحْتاَجَ – ياَ طاَلِبَ الْعِلْمِ لاَ تَقْضِ الْوَقْتَ فِيماَ لاَ يُفِيدُ – أَ صَدِيقَناَ ماَذاَ تَعْرِفُ عَن...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Aralık 2009, 01:57:07
eska

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1


« Yanıtla #2 : 21 Aralık 2009, 01:57:07 »

sa allah razı olsun hocam.
ben2. sınıftayım bu ünitelere devam etmeyi düşünmüyormusunuz.en azından ara sınava kadar ünite inte yazsaanız ne  kadar memnun olacağız..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
21 Aralık 2009, 02:19:53
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #3 : 21 Aralık 2009, 02:19:53 »

ve aleykum selam öncelikle  hoşgeldiniz kardeşim sitemize daimi birliktelikler dileriz
Bu linke tıklayın inş

http://www.ilimdunyasi.com/arapca-dersi/ilahiyat-arapca-onlisans-sesli-anlatim/
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Aralık 2009, 23:06:43
kardelen
2
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9


« Yanıtla #4 : 22 Aralık 2009, 23:06:43 »

teşekkürler elinize sağlık
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes