> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Zübdetül Buhari > Hayber gazası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayber gazası  (Okunma Sayısı 1544 defa)
17 Haziran 2011, 13:40:03
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Haziran 2011, 13:40:03 »



HAYBER GAZASI


1072-   Seleme bin Ekva (Radıyallahu Anh) der ki:

Hayber gazası maksadıyla Peygamber SaHallahu Aleyhi ve Sel-lem ile birlikte Medine'den çıktık. Gece yolda giderken Üseyd bin Hudayr Hazretleri, Âmir'e hitaben şöyle dedi:

— Ey Amir! Ezgilerinden bir şey söyle de dinleyelim. Âmir, güzel sesli iyi bir şair idi. Hayvanından indi ve şiir söylemeğe başladı:

Al la hım! Sen olmasaydın hidayete eremezdik.

Zekât vermezdik, namaz kılamazdık.

Sana, neyimiz varsa fedadır; bağışla bizi

Bize dirlik ver, huzurlu kıl, gönlümüzü.

Karşılaşırsak düşmanla kaydırma ayaklarımızı.

Haksız çağrılara biz tıkarız kulaklarımızı

Bir haksız çağrı île yıldırmak isterler bizi.

Bu beyitleri Arab şive ve ahenginin güzel nağmeleri ile okurken develer bunun tesirinden sür'atle yürümeğe başladılar. Peygamber SallaUahu Aleyhi ve Sellem sordu:

«Bu sürücü kimdir?» Ashabı kiram:

-^ Âmir bin Ekva'dır, ya Resûlallahİ dediler. Sonra Hazreti Pey­gamber bu şair için şöyle buyurdu:

«Allah ona rahmet etsin.»

Peygamber SallaUahu Aleyhi ve Sellem bir kimse hakkında böy­le dua etmezdi. Onun için Âmir'in şehid olacağına bir işaret vardır

düşüncesiyle Hazreti Ömer:

— Yâ Resûlallah! Âmir hakkındaki .duanızdan anlaşılan o, ya­kında şehid olacaktır. Fakat keşke böyle sefer halinde bizi neş'elen-dirmek için onu bize bağışlayaydınız? dedi. Sonra biz Hayber'e var dik ve Hayber'i kuşattık. Muhasara uzadı. Bizim yiyeceklerimiz tü­kendi ve açlığa tutulduk. Sonra Allah Tealâ bize fetih zaferini ver­di. O akşam herkes ayrı ayrı ateşler yakarak yemek pişirmeye koyul­du. Hazreti Peygamber ashaba sordu: «bu ateşler nedir, bunlar üze­rinde ne pişiriyorsunuz?» Ashab cevab verdi:

— Ya Resûlallah, et pişiriyoruz, Hazreti Peygamber yine sordu-«Ne eti pişirîyorsumız?» Ashab:

—  Evcil merkep eti, dediler. H&zreti Peygamber onlara:  «Etleri dökün ve güveçlerinizi kirm> buyurdu, Ashabdan  Hazreti    Ömer (R-adıyallahu Anh) sordu:

—  Etleri döküp tencerelerimizi güzelce yıkasak olmaz mı? Pey­gamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

«Veya öyle yapınız.» buyurdu.

Yine bu Hayber savaşında düşmanla karşı karşıya saf bağlayıp döğüşürken, adı geçen şair Âmir'in kılıcı kısa olduğundan bir Yahu­di'nin bacağına vurayım derken, kılıcın keskin ağzı kendi dizine isa­bet etti ve onun tesiriyle öldü.

Seleme bin Ekva'der ki: Bazı kimseler, şair Amir hakkında, onun amelleri boşa çıkmıştır. Çünkü kendisini öldürdüğünden şehid olma­mıştır, diye söz ettiler. Buna çok üzüldüm. Beni bu derecede üzgün gören Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri elimden tur tarak: «Sana ne oldu?» buyurdu. Ben de:

— Ya Resûlallah Anam-babam sana feda olsun! Amcam Âmir'in. amelleri boşa gitti, diye söylenmektedir. Onun için kederliyim, de­dim. Hazreti Peygamber:

«Bu sözü söyleyen yalan söylemiştir. Onun İki mükâfatı vardır.» buyurdu ve iki parmağını bir araya getirerek devam etti: «O, hem câ-hiddir (güç işlere sabırlıdır) hem de mücahiddir. Onun yolunda yü­rüyen Arab pek azdır.» Bir rivayet de: «Bu arazide Amir gibi yetişen Arab azdır.» şeklindedir.

 

1073- Ebû Musa El-Eş'arî (Radıyallahu Anh) der ki:

Hayber gazasına giderken Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sel ı I*a^etlerinin beraberinde olan ashab bir vadiye inince yüksek sesle tekbir ve tehlil getirmeye (Allahu Ekber ve Lâilâhe İllallah de­meye) başladılar. Hazreti Peygamber onlara şöyle buyurdu:

«Kendinize geliniz. Siz, sağıra veya uzakta olana seslenmiyorsu­nuz, biz, her şeyi işiten ve yakın olan Allah'a dua ediyorsunuz. Nere­de olursanız Allah sizinle beraberdir »

Ebû Musa sözüne devamla der ki:

O zaman ben. Hazreti Peygamberin arkasında onunla aynı hay­vana binmiştim. Hem de lisanımla LAHAVLE VE LA KUVVETE İLLA BİLLAH diyordum. Hazreti Peygamber bana şöyle buyurdu:

«Ya Abdullah bin Kay s! Ben sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi? O, LA HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLA BİL­LAH sözüdür.»

(Günahlardan korunmak ve ibadetlere güç   kazanmak,   ancak

Allah'ın kudretiyledir.)

Mütercim :

İşte bu «Lâ Havle...» cümlesinin manası, islâm dininin özü demek­tir. Çünkü bir kimse, günahlardan uzaklaşma ve ibadete güç kazan­manın ancak Allah'ın emir ve iradeleriyle olduğuna inanınca bütün işlerinde Allah'a dayanmış demektir. Bu hal, tasavvufta «Fani fillâh ve Bakı billah» diye ifade edilen gerçeğin özüdür. Fakat cüz'î irade­mizi unutmayalım ki, o da kulun sorumluluğu için yeterlidir. Allah Tealâ kulların bütün işlerini yaratıcıdır; kul ise, işi kazanandır (kâ-sibdir).

 

1074- Sehl bin Sa'd (Radiyallahu Anh) der ki-Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretleri, Hayber sava­şında düşmanla karşı karşıya gelip çarpıştıktan sonra her iki taraf birlikleri ordugâhlarına döndü. Bu arada ashab içinde Kuzman adın­da biri vardı ki,'düşman ordusundan çekilen ve ayrılan kimi görürse kılıçtan geçiriyor, öldürüyordu. Ben onun bu halini Hazreti peygam­bere bildirdim ve hiç birimiz bugünkü savaşta onun gösterdiği bece-rikliği yapamadık, dedim. Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:

«Dikkat ediniz, o cehennem ehlindendir.» Sonra ashabdan biri, öyle ise ben onu devamlı gözeteceğim ve akıbetinin ne olacağını gö­receğim, dedi ve onun her hareketini izledi. Nihayet Kuzman ağır şekilde yaralanarak çok acı çekmeğe başladı. Adam buna dayana­mayarak kılıcının kabzasını yere dayadı ve göğsünü kılıcının sivri ucuna dayayarak üzerine yüklendi ve böylece intihar etti. Onun bu halini gören takipçi hemen Hazreti Peygamberin huzuruna gelerek:

— Ya Resûlallah! Ben şahidlik ederim ki, Allah'ın gerçekten pey­gamberisin, dedi. Hazreti Peygamber ona:

«Bu söz neden gerekti?» buyurdu. Adam da Kuzman'ın akıbeti­ni olduğu gibi anlattı. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellenı Hazretleri şöyle buyurdu:

«Gerçekten adam var ki, insanların gözünde cennet ehlinin İşini yapar; halbuki o kimse cehennem ehlindendir. Adam da var ki, in­sanların gözünde cehennem ehlinin işini yapar; halbuki cennet eh­linden dir.» Diğer bir rivayette de şöyle varid olmuştur:

«Kalk, ey Bilâl! İlân et ki, Müminden başkası cennete giremez. Allah bu dini facir (günahı açık) bir adamla da destekler.»

Mütercim:

Kuzman hakkında varid olan hadîs-i şeriften, her intihar edenin cehennemlik olacağı manası anlaşılmakta ise de, gerçekte dinî hü­küm böyle değildir. Kuzman kendisini öldürmesinden dolayı Allah tarafından bağışlanmazsa, ebedî olarak değil, uzun bir müddet ce­hennemde azab çeker. Fakat intihar etmeyi helal sayarak onu işle­miş ise, kâfir sayılacağından devamlı olarak cehennemde kalır. Yok­sa intihar edenin muhakkak cehennemlik olması gerekmez. Ayrıca Kuzman'ın iç hali Allah tarafından Hazreti Peygambere bildirilerek kâfir olduğuna işaretle cehennem ehlinden olduğu da söylenebilir. Şerkavi şerhinde böyle yazılıdır.

 

1075- Ebû Musa El-Eş'arî (Radıyallahu Anh) der ki:

Memleketimiz olan Yemen'de iken, Hazreti Peygamberin Medi­ne'ye göç ettiği haberini aldık. Kendi kabilemizden elli üç arkadaş olarak Medine'ye hicret etmek üzere bir .gemiye bindik. Beraberimde benden büyük Ebû Bürde ve Ebû Rühm adlarında iki kardeşim vardı. Sonra hava muhalefeti yüzünden gemi bizi Habeşistana, Necaşî'nin memleketine götürdü. Habeşistana inince orada, daha önce Mekke'­den Habeşistana hicret etmiş olan Hazreti Cafer Cibni Ebî Talib) ile karşılaştık. Onunla beraber bir müddet kaldık. Nihayet biz, Hazreti Cafer ve beraberindekilerle Medine'ye gitmek üzere, Habeşistan'dan ayrıldık. Bir gemiye binerek Hicaz sahiline indik ve Hayber'in fethi zamanında hepimiz Hazreti Peygambere kavuştuk.

Sonra insanlar içinde bir takım kimseler, biz hicret bakımından sizi geçmiş bulunuyoruz, diyerek övündüler. Hazreti Cafer'in hanı­mı Esma binti Umeys bizimle gelenlerdendi. Hazreti Esma, görüşmek ıiiaksadıyla kocası Tayyar Hazretleri ile beraber, müminlerin annesi ve Hazreti Ömer'in kızı Hafsa'nm evine gittiler. Orada   tesadüfen Hazreti Ömer'le karşılaştılar. Hazreti Ömer, kızı Hafsa'ya, Esma için: Bu kimdir? diye sordu. Hazreti Hafsa da: Umeys'in kızı Esmâ'dır, de­di. Bunun üzerine Hazreti Ömer lâtife ederek: Vay, bu deniz yolu ile gelen Bahriye Esma mıdır!.. Dedi ve bu latifeyi tekrarlayarak ilâve etti: Siz Medine'ye hicrette geri kaldınız. Biz hicret bakımından sizi geçtik. Hazreti Peygamber'e sizden daha çok yakın olmamız gerekir. Hazreti Esma, Hazreti Ömer'in bu şekildeki konuşmasına kızdı ve

şöyle konuştu:

— Vallahi, siz, Peygamber Sallallahu 'Aleyhi ve Sellem'e bizden daha layık değilsiniz; çünkü siz. Hazreti Peygamberin yanında bu­lunarak aç olanlarınızı doyurdu, cahillerinize ilim verdi. Siz refah ve rahatlık içindeydiniz. Halbuki biz, Allah'ın ve onun peygamberinin dini için vatanımızı bırakarak Habeşistan'a gittik. Orada dinden ve dindarlarımızdan uzak bir diyarda sıkıntılar içindeydik. Şimdi bu halde Allah'a yemin ediyorum, senin bana söylediğin bu sözleri Haz­reti Peygambere arz edinceye kadar ne yemek yiyeceğim ve ne de su içeceğim. Sonra Hazreti Peygamber, Hazreti Hafsa'nm evine şeref verdi. O zaman Hazreti Esma, Hazreti Ömer'in kendisine söylemiş olduğu sözleri aynen Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e anlat­tı. Hazreti Peygamber Esmâ'ya sordu:

«Sen ona (Ömer'e) ne söyledin?» Esma da beyan edilen şekilde konuşmalarını ve Ömer'e söylediklerini anlattı. Bunun üzerine Haz­reti Peygamber şöyle buyurdu:

«Gerçekten Ömer, bana sizden daha layık değildir. Ona ve onun arkadaşlarına ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayber gazası
« Posted on: 16 Nisan 2024, 14:32:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayber gazası rüya tabiri,Hayber gazası mekke canlı, Hayber gazası kabe canlı yayın, Hayber gazası Üç boyutlu kuran oku Hayber gazası kuran ı kerim, Hayber gazası peygamber kıssaları,Hayber gazası ilitam ders soruları, Hayber gazasıönlisans arapça,
Logged
29 Şubat 2016, 19:52:23
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 29 Şubat 2016, 19:52:23 »

Hayber gazasi hakkinda da kaba taslak bir bilgi edinmis olduk.Allah razi olsun Sumeyye abla.
Rabbim unutturmasin insallah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes