Konu Başlığı: Şehitlerin faziletleri Gönderen: Safiye Gül üzerinde 13 Temmuz 2011, 17:24:06 3— Şehitliğin Faziletleri:
Hz. Peygamber (s.a.) buyurdular ki: "Canım elinde olana yemin ederim ki, Allah yolunda yaralanan herhangi bir kimse -Allah kendisi yolunda yaralananı daha iyi bilir-, kıyamet günü rengi kan rengi, fakat kokusu misk kokusu olduğu bir halde gelir."[232] Tirmizî'nin rivayet ettiği bir hadiste buyruluyor ki: "Allah'a şu iki damladan yahut iki izden daha sevimli hiçbir şey yoktur: Allah korkusundan akan gözyaşı damlası, Allah yolunda akıtılan kan damlası. İzler ise; Allah yolundaki iz ve Allah'ın farzlarından birinin yapılmasından meydana gelen iz-dir."[233] Bir sahih hadiste buyuruluyor ki: "Ölüp de Allah katında bir hayra erişen bir kulu, tekrar dünyaya dönmesi ve dünya ile dünyadaki şeylerin kendisinin olması sevindirmez. Yalnız şehitliğin faziletinden dolayı görmekte olduğu şeylerden ötürü bundan şehid müstesnadır. Çünkü dünyaya dönüp bir kere daha öldürülmek - bir metne göre de gördüğü iltifattan Ötürü on kere daha öldürülmek - onu sevindirir."[234] Oğlu Bedir savaşında Hz. Peygamber'in (s.a.) yanında öldürülen Numan'-in kızı Ümmü Harise, kendisine "O şimdi nerede?" diye sorduğunda Allah Rasûlü (s.a.): "O en yüksek Firdevs'e erişti." buyurdu. [235] "Şehidlerin ruhları yeşil kuşların karınlarındadır. Onlar için Arş'a asılmış kandiller vardır. Diledikleri zaman cennetten çıkarlar; sonra bu kandillere konarlar. Rableri onları görür, gözetir, ihsanda bulunur ve: 'Bir arzunuz var ir..?' diye sorar. Onlar da: 'Ne arzumuz olsun? Dilediğimiz zaman cennetten çıkıyoruz!' derler. Allah bunu onlara üç kere tekrarlar. Kendilerine bu sorunun sorulmasından vazgeçilmeyeceğini görünce: 'Ya Rabbi! Senin yolunda bir daha öldürülmemiz için ruhlarımızı bedenlerimize iade etmeni talep ediyoruz.' derler. Allah da onların bir ihtiyacı bulunmadığım görünce öylece bırakılırlar. "[236] "Şehidlerin Allah katında elde ettiği birtakım meziyetleri vardır: I) Kanı akmaya ilk başladığı anda bağışlanması. 2) Cennetteki makamının gösterilmesi. 3) İmanın tadının tattırılması. 4) Siyahı simsiyah, beyazı bembeyaz olan gözlere sahip hurilerle evlendirilmesi. 5) Kabir azabından korunması. 6) En büyük korkudan güvencede olması. 7) Başına vakar tacının konulması - ki bu tacdaki bir yakut tanesi dünyadan ve dünyadaki şeylerden daha hayırlıdır-, 8) Yetmiş iki huri ile evlendirilmesi. 9) Akrabalarından yetmiş kişiye şefaat etme hakkının tanınması." Bu hadisi İmam Ahmed rivayet etmiş ve Tirmizî sahih olduğunu söylemiştir.[237] Câbir'e buyurdu ki: "Sana, Allah'ın babana ne dediğini haber vereyim mi?" Câbir: "Evet, haber verin" dedi. Hz. Peygamber (s.a.) anlattı: "Allah, konuştuğu herkesle mutlaka perde arkasından konuşmuştur. Babanla karşı karşıya söyleşti. 'Dile benden dilediğini ey kulum! Sana vereyim.' dedi. O da: 'Ya Rabbi! Beni dirilt, senin yolunda ikinci kez öldürüleyim.' ricasında bulundu. Allah: 'Daha önce insanlar dünyaya bir daha döndürülmeyecekler diye hükmettim.' diye buyurdu. O da: 'Ya Rabbi! Öyleyse geride bıraktıklarıma bunu ulaştır.' diye istekte bulundu. Bunun üzerine Allah Teâlâ: 'Allah yolunda öldürülenleri ölü sanma. Bilakis onlar Rableri katında diridirler, n-zıklandırılmaktadırlar.' âyetini[238] indirdi."[239] Hz. Peygamber (s.a.) anlatıyor: Kardeşleriniz Uhud'da şehid edilince Allah, onların ruhlarını yeşil kuşların karınlarına koydu; onlar cennet nehirlerine gelir, cennet meyvelerinden yer ve Arş'm gölgesindeki altın kandillere konarlar. Yedikleri ve içtikleri şeylerin lezzetini, kaldıkları yerin güzelliğini görünce: "Keşke kardeşlerimiz Allah'ın bize yaptığım bilseler cihaddan kaçınmazlar, harpten çekinmezler." dediler. Bunun üzerine Allah: "Ben sizin durumunuzu onlara ulaştıracağım." dedi ve Peygamberine: "Allah yolunda öldürülenleri ölü sanma." diye başlayan âyetleri indirdi.[240] Müsned'âz rivayet edilen bir hadiste buyuruluyor ki: "Şehidler, cennet kapısındaki bir nehrin göz kamaştıran bir yerinde bulunan yeşil kubbededirler. Sabah akşam cennetten rızıklan çıkar." [241] "Daha şehidin yerdeki kanı kurumadan (huri) iki hanımı, her birinin elinde dünyadan ve dünyada bulunan şeylerden daha hayırlı birer yeni ve güzel elbise bulunduğu halde, sanki bitkisiz bir arazide yavrularını kaybetmiş iki kuş gibi koşar ona gelirler."[242] Müstedrek'te ve Nesaî'de rivayet olunan bir hadiste buyuruluyor ki: "Benim için Allah yolunda öldürülmem, yerleşik hayat süren şehir ve köy ahalisi ile göçebelerin benim olmasından daha sevimlidir. "[243] Yine aynı iki kaynakta yer alan hadiste ise: "Şehid, ölüm anında, sizin herhangi birinizin karınca ısırmasından duyduğu acıyı duyar." buyurul-maktadır.[244] Sünen'deki bir hadiste de: "Şehid, ailesinden yetmiş kişiye şefaat eder.*' buyurulmaktadır.[245] Müsnetfdt rivayet edilen bir hadiste buyuruluyor ki: "Şehidlerin en üstünü, (ön) safta düşmanla karşılaştığında yüzlerini çevirmeyip öldürülenlerdir, îşte onlar cennetin en âlâ köşklerinde yan gelip yatacaklardır. Rabbin onlara güler. Rabbin dünyada bir kula güldüğü zaman artık ona hesap so-rulmaz."[246] Yine aynı kaynakta yer alan bir başka hadiste buyuruluyor ki: "Şehid-ler dörde ayrılır: 1) Mü'min, inancı yerinde bir adam, düşmanla karşılaşır; Allah'a sadakat gösterir ve öldürülür, tşte insanların kendisine bakmak için boyunlarını kaldırdığı kimse budur. -Bu sözleri söylerken Allah Rasûlü (s.a.) başını o kadar kaldırdı ki, başlığı yere düştü-. 2) Mü'min, inancı yerinde bir adam, düşmanla karşılaşır; derisine sanki dikenle vurulmaktadır, bir serseri ok gelir onu öldürür. Bu adam ikinci derecededir. 3) Mü'min, inancı yerinde iyi amelle kötü ameli birbirine karıştırmış bir adam, düşmanla karşılaşır; Allah'a sadakat gösterir ve öldürülür. İşte bu üçüncü derecededir. 4) Mü'min, ama kendisi aleyhine pek çok konuda haddi aşmış bir adam düşmanla karşılaşır; Allah'a sadakat gösterir ve öldürülür. İşte bu da dördüncü derecededir. "[247] Müsned'de ve İbn Hibbân'm Sahihinde yer alan bir hadiste buyuruluyor ki: 'Savaşta ölenler üçe ayrılır: 1) Malıyla, canıyla Allah yolunda cihad eden, düşmanla karşılaştığında onlarla çarpışan ve öldürülen mü'min kimse, îşte Allah'ın Arş'ı altındaki çadırda imtihan olunan şehid budur. Peygamberler, ondan ancak peygamberlik derecesiyle üstün gelirler. 2) Nefsine günahlardan, hatalardan pay ayıran, ama canıyla, malıyla Allah yolunda cihad eden, düşmanla karşılaştığında çarpışan ve öldürülen mü'min kimse, İşte bu davranışı yalayıp yutucudur; günahlarını ve hatalarım siler süpürür. Kılıç, hataların silgisidir. Bu kimse cennetin istediği kapısından girer. Zira cennetin sekiz, cehennemin yedi kapısı vardır. Bazıları, bazılarından üstündür. 3) Canıyla, malıyla cihad eden münafık kimse. Düşmanla karşılaştığı zaman Allah yolunda öldürülünceye kadar çarpışır. İşte bu kimse cehennemdedir. Kılıç, nifakı silmez."[248] . : Sahih bir hadiste: "Kâfirle onun katili, cehennemde asla feir ;araya gelmez." buyurulmaktadır[249] Hz. Peygamber'e (s.a.): "Hangi cihad daha üstündür?" diye sordular. "Müşriklerle malıyla, canıyla çarpışan kimsenin yaptığı cihad." cevabını verdi. "Hangi ölüm daha güzeldir?" diye sordular. "Allah yolunda kanı akıtılan ve atı vurulan kimsenin ölümü." cevabım verdi.[250] İbn Mâce'nin Sünen İnde yer alan bir hadiste:' 'Zalim sultanın huzurunda söylenen adil söz, en büyük cihaddandır." buyurulmaktadır.[251] Bu hadisi Ah-med ve Nesâî, mürsel olarak rivayet etmişlerdir. Bir sahih hadiste buyuruluyor ki: "Ümmetimden, kıyamet kopuncaya -bir metne göre ise sonuncuları Mesih Deccal'le savaşıncaya- kadar hak üzere savaşan bir grup devamlı bulunacaktır. Ne onlan yardımsız bırakanlar onlara zarar verebilir; ne de muhalefet edenler;[252] [232] Müslim, 1876; Ahmed, 2/231. [233] Tirmizî, 1669. Senedi hasendir. [234] Buharî, 56/6, 56/21; Müslim, 1877; Tirmizî, 1761; Nesâî, 6/36 ve 35. [235] Buharî, 56/14, 64/9. [236] Müslim, 1887. [237] Ahmed,4/I31; Tirmizî, 1663; İbn Mâce, 2799. Senedi sahihtir. [238] Â1-İ îmrân, 3/169. [239] Tirmizî, 3013, İbn Mâce, 2800. Senedi hasendir. [240] Ahmed, 1/266 (2388); Ebu Davud, 2520. Râvileri sikadır. Hâkim (2/297, 298) sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de ona katılmıştır. [241] Ahmed, 1/266. Senedi sahihtir. İbn Hibbân (1611) ve Hâkim (2/74) sahih olduğunu söylemiş, Zehebî de ona katılmıştır. [242] Ahmed, 2/297, 427; İbn Mâce, 2798. Senedi zayıftır. [243] Ahmed, 4/216; Nesâî, 6/33. Râvileri sikadır. Senedi güçlüdür. [244] Ahmed, 2/297; Tirmizî, 1668; Nesâî, 6/36; Dârimî, 2/205. Senedi hasendir. İbn Hibbân (1613) sahih olduğunu söylemiştir. [245] Ebu Davud, 2522. Senedinin hasen sayılması kabildir. İbn Hibbân (1612) sahih olduğunu söylemiştir. [246] Ahmed, 5/287. Senedi sahihtir. 68.Ahmed, 1/22, 23; Tirmizî, 1644. Senedi zayıftır. [247] Ahmed,1/22,23;Tirmizi 644.Senedi zayıftır. [248] Ahmed, 4/185; Dârimî, 2/206, 207. Senedi hasendir. îbn Hibbân (1614) sahih olduğunu söylemiştir. [249] Müslim, 1891; Ebu Davud, 2495. İbn Hibbân (1600) sahih olduğunu söylemiştir. [250] Ebu Davud, 1449; Dârimî, 1/331; Nesâî, 5/58. Râvileri sikadır. Bu hadise şâhid İmam Ahmed'de üç hadis vardır: 1) 4/114: Râvileri sikadır. Senedindeki râviler Buharî ve Müslim'in râviîeridir. 2) 3/391. 3) 2/191. [251] îbn Mâce, 4011; Tirmizî, 2174; Ebu Davud, 4344. Senedi zayıftır. Ancak bir başka se-nedle rivayet edilmiştir ki o senedle bu hadis kuvvet kazanır. Bk. Ahmed, 3/19, 61; Hu-meydî, Müsned, 752 Hâkim, 4/505, 506. Bu hadisin iki şahidi vardır: 1) Ahmed, 5/251, 256; İbn Mâce, 4012. Senedi hasendir. 2) Nesâî, 7/161; Ahmed, 4/315. Senedi sahihtir. Son hadisin râvisi Târik b. Şihab, Hz. Peygamber'i {s.a.) gören, ama O'ndan hadis işitmeyen bir sahabîdir. Ancak âlimler, sahabînin mürsellerinin hüccet olduğunda ittifak etmişlerdir. [252] Buharî, 61/27, 96/10; Müslim, 1920,1921, 1922. ikinci metni Ebu Davud (2484) rivayet etmiştir. Senedi sahihtir. İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/124-128. |