๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Vaaz Projeleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 28 Eylül 2010, 11:37:38



Konu Başlığı: Hz. Peygamberin Beşer ve Risalet Kimliği
Gönderen: Zehibe üzerinde 28 Eylül 2010, 11:37:38
HZ. PEYGAMBERİN BEŞER VE RİSALET KİMLİĞİ


Sabri AKPOLAT


l- Konunun Plânı


A-Peygamber Olarak Hz. Muhammed
B-İnsan olarak Hz. Muhammed
C-Hz.Peygamberin Sıfatlarından Kaynaklanan Davranışları
      1- Dini Tebliğ Etmek ve Tamamlamak
      2- Fetva Vermek
      3- Davaları Hükme Bağlamak
      4- Devlet Başkanlığı
      5- Daha İyiyi Teşvik (irşad)
      6- Arabulmak,Sulh
      7- Danışmada Bulunanlara Yol Göstermek (İstişârî Rey)
      8- Öğüt Vermek (nasihat)
      9- Takva ve Kemâl Eğitimi Vermek
     10- İnce ve Yüce Gerçekleri Öğretmek 
     11- Eğiterek Sakındırmak ( te’dib)
     12- Örneklik İle İlgili Olmayan Tabiî, Beşeri Davranışlar
D. Hz. Peygamberin Sünnetinin Bağlayıcılığı

ll- Konunun Açılımı ve İşlenişi

İşleyeceğimiz konu fıkıh usulü ve hadis usulünü doğrudan ilgilendirmektedir. Bu konunun vaazda işlenmesi genellikle zordur. Cemaati sıkmadan ve onların anlayabileceği bir üslupla konu işlenmediği takdirde, hem konuşma ilgi çekmeyecek hem de arzu edilen netice elde edilemeyecektir. Bu sebeple, vaazın, kısa kısa mesaj verilip, sonra  da çokca  örneklendirilmesi uygun olur.
Konuya Kehf suresinin 110. ayetinin anlamını vererek başlarız. O’nun bir beşer olduğu, ancak diğer beşerlerden farklı özelliklere sahip kılındığı konusu üzerinde dururuz. Daha sonra onun fiillerini, tebliğ kabilinden olanlar ve tebliğ kabilinden olmayanlar olarak bölümlere ayırırız. Bu arada, bazı konularda ona mahsus hükümler bulunduğunu, müminlerin bu hususlarda ona uyamayacağını örnekler vererek belirtiriz. 12 maddede özetlenen ve O’nun çeşitli sıfatlardan kaynaklanan davranışlarını , bağlayıcılık yönünü de beyan ederek açıklamaya çalışırız.

lll- Konunun Özet Sunumu

İnsanlara Allah katından bilgi getirmek yanında, başta örneklik ve eğitim olmak üzere daha bir çok görev ile yükümlü olan peygamberlerin, insanlar arasından seçilmesi, sünnetullah gereği idi. Bununla birlikte, insanlara Allah’ı anlatacak ve O’na çağıracak peygamberlerin hem insanlardan olması, hem de onlardan farklı olması zarureti vardı; peygamber insandır ama, bizzat Allah’ın eğitip insanlığa sunduğu bir insan ( Ahzab,33/21) beşer hamurundan yoğurulmuş, fakat peygamber kalıbına dökülmüş bulunan Allah elçilerinin sonuncusu bu sebeple gerektikçe “ Ben de ancak sizin gibi bir beşerim..” diyor, gerektiğinde de “ Ben herhangi biriniz gibi değilim; ben Allah tarafından yedirilir, içirilirim.” buyuruyor. O’nun, bir insan olmasına rağmen kimselerin dayanamayacağı maddi ve manevi yüklere dayanması, günahsız ve günah işlemekten uzak oluşu, eşlerinin sayısı, mehirsiz evlenme yetkisi, hanımlarının bütün müminlerin anneleri hükmünde oluşlarıgibi özellikle, farklılıklar, O’na mahsus hükümler ve hallerdir. Müminler bu sahada O’nu izleyemez, yaptığını yapamaz.
Hz.Peygamber’in sıfat ve davranışlarında hâkim olan peygamberlik ve örneklik vasfıdır; bu sebeple sayısız ayet ve hadiste O’na uyulması, itaat edilmesi, örnek alınması, sünnetine dört elle sarılınması istenmiştir. Ancak O’nun, yukarıda 12 madde halinde sunduğumuz çeşitli sıfatlarından kaynaklanan davranışları da vardır. Bu sebeple, hadislerin hangi sıfattan kaynaklandığının ve bu bakımdan bütün müslümanlar için bağlayıcı olup olmadığının incelenip araştırılması gerekir.

lV- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler


قُل لَّوْ كَانَ فِي الأَرْضِ مَلآئِكَةٌ يَمْشُونَ مُطْمَئِنِّينَ لَنَزَّلْنَا عَلَيْهِم مِّنَ السَّمَاء مَلَكًا رَّسُولاً

“De ki: Yeryüzünde yerleşip dolaşanlar melek olsalardı, biz de onlara gökten peygamber olarak bir melek gönderirdik.”
قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَمَن كَانَ يَرْجُو لِقَاء رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلًا صَالِحًا وَلَا يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ أَحَدًا

“De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlâh'ınızın, sadece bir İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”
Bakara, 2/151 (Bu ayette, sünnet anlamında kullanıldığı alimlerce kabul edilen“hikmet” kelimesi geçmektedir.); Enfal, 8/ 67-68 ( Peygamberimiz müzakere sonucu Bedir esirlerini fidye karşılığı serbest bıraktı. Bu kararı bu ayet-i kerime değerlendirmektedir.) ; İbrahim, 14/10, 11 (peygamberlerin beşer oluşu beyan ediliyor); Enbiya, 21/34 Peygamberlerin ölecekleri hususu geçmektedir); Mü’minûn, 23/33 ; Şuara, 26/ 154,186; Fussılet, 41/6; Necm, 53/2-5; Tahrim, 66/1( Peygamberimiz bal şerbeti içmemeye söz verince bu ayet inmiştir.)

V- Konu İşlenirken Başvurulabilicek Bazı Hadisler

Allah Resulü bir namazı kılarken yanılmış, ashabın “ bir değişiklik mi oldu” suallerine karşı şöyle buyurmuştur:
إنمَّاَ أناَ بَشَرُ مِثْلُكُمْ أنْسَى كَماَ تَنْسَوْنَ فَإذاَ نَسِيتُ فَذَكِّرُونِي وَإذاَ شَكَّ أحَدُكُمْ فِي صَلاتِهِ فَلْيَتَحَرَّ الصوَّابَ فَلْيُتِمَّ عَلَيْهِ ثُمَّ لِيُسَلِّمْ ثُمَّ يَسْجُدْ سَجْدَتَيْنِ.

"Ben de  sizin gibi bir insanım, sizler gibi ben de unuturum. Unuttuğum zaman bana hatırlatınız. Sizden biri namazda yanılırsa doğruyu araştırsın ve namazı tamamlasın. Sonra selam verip iki secde yapsın( sehiv secdesi).”
Resulüllah (a.s) rahmet olarak ümmetine vısal orucunu yasakladı. Sen iftar etmeden diğer günün orucuna devam ediyorsun denildiğinde:
إنِّي لَسْتُ كَهَيْئَتِكُمْ إنِّي يُطْعِمُنِي رَبِّي وَيَسْقِينِ
“Ben herhangi biriniz gibi değilim; ben Allah tarafından yedirilir, içirilirim”, buyurdu.
Hz. Peygamber Mekke’den Medine’ye geldiğinde Medinelilerin hurmaların aşıladıklarını  görmüş ve sebebini sormuştu. Onlar:
Biz bunu daha çok meyva versin diye adetimiz üzere yapıyorduk ,dediler. Peygamberimiz: “ Bunu yapmazsanız öyle umuyorum ki daha iyi olur” buyurdu. Onlar da bu uyarı üzerine aşılamayı bıraktılar. Derken hurmaların yemişleri azaldı. Bunu Peygamberimize söylediklerinde şöyle buyurdu:
إِنْ كَانَ يَنْفَعُهُمْ ذَلِكَ فَلْيَصْنَعُوهُ، فَإِنَّي إِنَّمَا ظَنَنْتُ ظَنَّاً، فَلاَ تُؤَاخِذُونِي بِالظَّنِّ، وَلَكِنْ إِذَا حَدَّثْتُكُمْ عَنِ اللهِ شَيْئاً، فَخُذُوا بِهِ، فَإِنَّي لَنْ أَكْذِبَ عَلَىَ اللهِ عَزَّ وَجَلَّ

“Aşılamanız yararlı ise onu yapın. Ben ancak bir zanda bulundum. Zandan dolayı beni sorumlu tutmayın. Ancak, Allah’tan bir şey söylediğimde onu alınız. Ben, kesinlikle Allah adına yalan söylemem.”
إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ وَإِنَّهُ يَأْتِينِي الْخَصْمُ فَلَعَلَّ بَعْضَكُمْ أَنْ يَكُونَ أَبْلَغَ مِنْ بَعْضٍ فَأَحْسِبُ أَنَّهُ صَدَقَ فَأَقْضِي لَهُ بِذَلِكَ فَمَنْ قَضَيْتُ لَهُ بِحَقِّ مُسْلِمٍ فَإِنَّمَا هِيَ قِطْعَةٌ مِنْ النَّارِ فَلْيَأْخُذْهَا أَوْ فَلْيَتْرُكْهَا

“Şüphesiz ben ancak sizin gibi bir insanım. Zaman olur ki bana sizden davacılar gelir de bazınız (haksız iken) maksadını daha düzgün ve inandırıcı bir şekilde anlatmış olabilir; ben de o güzel ve düzgün sözleri doğru zannederek onun lehine hükmetmiş olabilirim. Böyle kimin lehine bir müslümanın hakkını hükmetmişsem ( o bilsin ki) bu, ancak ateşten bir parçadır. İster alsın ister bıraksın.”   
‏ ‏عن عبد الله بن عمرو قال:كُنْتُ أكْتُبُ كُلَّ شَيْءٍ أسْمَعُهُ مِنْ رَسولِ اللهِ -صلى الله عليه وسلم- أُرِيدُ حِفْظَهُ، فَنَهَتْنِي قُرَيْشٌ، وَقالوُا: أتَكْتُبُ كُلَّ شَيْءٍ تَسْمَعُهُ وَرَسولُ اللهِ -صلى الله عليه وسلم- بَشَرٌ يَتَكَلَّمُ فِي الغَضَبِ وَالرِّضاَ، فَأمْسَكْتُ عَنِ الكِتاَبِ، فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِرَسولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم فَأوْمَأَ بِإُصْبِعِهِ إلَى فِيهِ فقالَ: "اُكْتُبْ فَوَالذِّي نَفْسيِ بِيَدِهِ ماَ يَخْرُجُ مِنْهُ إلاَّ حَقٌّ".

Abdullah b. Amr şöyle diyor: “ Ben, Resulullah’tan duyduğum her şeyi ezberlemek amacıyla yazıyordum. Kureyşliler, sen her duyduğun şeyi yazıyor musun ? O bir insandır. O’nun gadaplandığı ve gadaplanmadığı hali olur, diyerek  beni bundan nehyettiler. Ben de yazmayı bıraktım. Durumu Resulüllah’a arzettim. O, parmağıyla ağzını işaret ederek şöyle buyurdu: Yaz, hayatım elinde olana yemin ederim ki, buradan ancak ( gerçek ve Allah rızasına uygun olan) çıkar.

Vl- Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar


Tâhir b. Muhammed Âşur, İslam Hukuk Felsefesi, (terc. V.Akyüz-M.Erdoğan), İstanbul, 1988.
Muhammed Lokman es-Selefi, es-Sünnetü Hucciyyetüha ve Mekânetüha fi’l- İslam, Medine.
Oryantalizm, Edward SAİD, Çev: Selahaddin AYAZ, İstanbul, 1982, Pınar yay. Hadis Usûlü, Prof. Dr. Talat KOÇYİĞİT, Ankara, 1997
Aliyy’ül-Kâri, Şerh-i Şifa,c.ll,s.340
Karafi, el-İhkam,s.86-109
Hayrettin Karaman, İslam’ın Işığında Günün Meseleleri, c.2, s.439-457
 Lütfi Şentürk,Güncel Dini Konular (Sünnet ve Teşrideki Yeri ) , DİByayını,Ankara,2000 
Ahmet Naim, Tecrid Tercüme ve Şerhi, c.ll, s. 346-353
Muhammed Tahir b. Âşûr, Makâsıdü’ş-şerîati’l- islâmiyye, s. 27-39
Necati Kara, Kuran Sünnet Bütünlüğü,Erzurum,1995
Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları, Subh es- Sâlih, terc. M. Yaşar Kandemir, Diyanet Yayınlarından
Mehmet Soysaldı, Kuran ve Sünnet İlişkisi, Diyanet İlmi Dergi, Aralık 2002
Yusuf el- Kardâvi, Sünneti Anlamada Yöntem, terc. Bünyamin Erul
Muhammed Tahir Hekim,Sünnetin Etrafındaki Şüpheler,, Çev: Hüseyin Arslan, s: 11, İstanbul, 1985 Pınar yay.



  Medine’de ziraatçılar hurma meyvasını daha olgunlaşmadan ağaç üzerinde satarlardı. Kesim zamanı gelince de meyva çeşitli sebeplerle az çıktı denir, karşı taraf buna itiraz edince de anlaşmazlık çıkardı. Peygamberimiz, böyle olup gidecekse meyvayı olgunlaşmadan satmayın tavsiyesinde bulundu. Bu durum istişari reydir, bağlayıcı değildir.
  Buhari, Zekat, 4 (II,112) Hz. Peygamber’in, Ebu Zer’e: “ Uhud dağı kadar altınım olsa, üç dinar hariç, hepsini harcasam” hadisi.
   İsrâ,17/95
   Kehf 18/110
  Buhari, Salat,31,(I,105)
  Buhari, Savm, 49, (II,242)
  Ahmed b. Hanbel, Müsned,  I, 162.
  Buhari, Mezalim, 16, (III,101); Müslim, Akdiyye, 4, (II,1337)
  Ebu Davut, İlim,3,(IV,60)