> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Dokuz Eylül İlitam > Tasavvuf > Ünite 6 Ders Özetleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ünite 6 Ders Özetleri  (Okunma Sayısı 2940 defa)
11 Kasım 2013, 17:01:21
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 11 Kasım 2013, 17:01:21 »



6. ÜNİTE / TASAVVUF TARİHİNİN DÖNEMLERİ: TARİKATLAR DÖNEMİ (1)

TARİKATLARIN ORTAYA ÇIKIŞ SEBEPLERİ
Tarikat kelimesi sözlükte gidilecek yol, izlenecek usul, hal ve durum gibi anlamlara gelir.
Tasavvuf terimi olarak ise insanların manevi kabiliyetlerini geliştirmek için kurulmuş dini ve manevi yol demektir.
Tasavvufun tarikatlar şeklinde kurumlaşmasının sebepleri:
a.Fikri sebepler: Bilgi ve tecrübe birikimi
b.Sosyal sebepler: Haçlı seferleri ve Moğol istilası

TARİKATLAR VE ÖZELLİKLERİ

1. YESEVİYYE TARİKATI
“Şu Ahmet Yesevi kim? Bir araştırın, göreceksiniz, bizim milliyetimizin temellerini asıl onda bulacaksınız.” (Yahya Kemal)
"Yesevîlik"; “Hazret-i Türkistan” adıyla anılan Türkistanlı Ahmet Yesevî'ye nispet olunan tarikatın adıdır.
Kurucusu: Ahmed Yesevi (ö. 562/1166)
Ahmed Yesevi, Türkler arasındaki ilk tarikat kurucusudur.
Hicri 562/m.1166 yılında vefat etmiş ve bugünkü türbesinin bulunduğu yere defnolunmuştur.
Ahmed Yesevi geçimini sağlamak üzere tahta kaşık yaparak satardı.
Eserleri:
Divan-ı Hikmet: Türk edebiyatı tarihinde Divan-ı Hikmet’in önemi, İslâmiyet'ten sonraki Türk Edebiyatı'nın bilinen en eski örneklerinden biri ve
tasavvufi Türk edebiyatının ilk eseri olmasıdır. Divan-ı Hikmet önceleri yazma nüshalar şeklinde, daha sonraları ise basma tekniği ile çoğaltılmıştır.

Tarîkatın Özellikleri:
Cevâhiru’l-Ebrar min Emvâci’l-Bihar: Yeseviyye tarikatı hakkında en geniş bilgiler Hazînî adlı bir Yesevi dervişi tarafından yazılıp III. Murad’a takdim
edilen bu eserde bulunmaktadır.
Yeseviyye tarikatında şeyhte bulunması gereken sıfat ve özellikler:
1. İlme’l-yakîn, ayne’l-yakîn ve Hakka’l-yakîn derecelerine ulaşma;
2. İslami ilimlere derinlemesine vukuf;
3. Hilim (Yumuşak huyluluk);
4. Sabr-ı cemîl;
5. Hakk’ın hoşnutluğunu kazanmaya gayret etme;
6. Allah’a karşı samimiyet/ihlas;
7. Allah’a yakınlık.
Müridin uyması gerekenler ise şunlardır:
1.Mürid şeyhine inanıp güvenmeli, onun emir ve tavsiyelerini harfiyen yerine getirmelidir;
2.Zeki ve anlayışlı olmalı, şeyhinin sözlerini doğru anlamalıdır;
3.Sözünde durmalı ve vefalı olmalıdır;
4.Mal ve mülkünü gerektiğinde ihtiyaç duyulan yerlere sarf edebilmelidir;
5.Sır saklamasını bilmeli, şeyhinin özel açıklamalarını herkese ifşâ etmekten sakınmalıdır;
6.Gerektiğinde canını fedaya hazır olmalı, şeyhinin dostunu dost, düşmanının düşman bilmelidir.
Halvet:
Yeseviyye tarikatında manevi terbiye için halvet uygulaması özel önem arz eder ve kendine has bir usulü vardır. Halvet esnasında nefis ve şeytana ait hazlar yok
olmalı, insanın gönlü arınmalı ve Hakk’ın nuruyla dolmalıdır.
Ahmed Yesevi’ye göre şeriat ve tarikat halveti olmak üzere iki çeşit halvet vardır. Şeriat halvetini gerçekleştirmeyenin tarikat halveti yapması doğru
değildir. Şeriat halveti bütün ayıp sayılan işler ve kötü sözler yanında noksanlık ve günahlardan tövbe etmek esasına dayanır. Tarikat halveti ise müridin
durumu dikkate alınarak mürşid tarafından belirlenir. Hazînî Yeseviyye’de halvetin geleneksel şekli ve merasimi hakkında ayrıntılı bilgi sunmuştur.
Zikr-i Erre:
Yeseviyye tarikatının zikri cehrîdir. Yeseviyye zikri esnasında zikredenin hançeresinden bıçkı sesine benzer bir ses çıktığı için bu zikre “zikr-i erre” ve
aynı anlama gelen “zikr-i minşarî” adı da verilmiştir. Zikir esnasında iki el iki uyluk üzerine konularak nefes göbeğe doğru verilerek “Hâ” denir, nefes
göbek altından uzatılarak baş, bel ve sırt aynı hizaya getirilir ve şiddetle “Hayy” denilerek zikre devam edilir. Bu esnada ağaç kesilirken bıçkının çıkardığı
sese benzer bir ses çıkar. Bazı şeyhler zikr-i ereyi “Hâ-Hayy” bazıları da “Allah” lafızlarıyla icra eder.

2. KADİRİYYE TARİKATI
Abdülkadir Geylânî (ö. 561/1165)’ye nisbet edilen İslam dünyasının ilk ve en yaygın tarikatlarından biridir.
Kurucusu: Abdülkadir Geylânî (ö. 561/1165)
Abdülkâdir Geylânî, h. 470/m. 1077 yılında Hazar Denizinin güneyinde yer alan Gîlan’a bağlı Neyf köyünde doğmuştur. Babası Ebu Salih Musa dindar bir kimse
olarak bilinir. Annesi kadın velilerden kabul edilen Ümmü’l-Hayr Emetü’l-Cebbâr Fatıma’dır. Nesebi baba tarafından Hz. Hasan’a, anne tarafından ise Hz.
Hüseyin’de dayandırılır.
Karşılaştığı kimseleri gönlünden yakalayıp etkisi altına aldığı için “Bâzullah” (Allah’ın şahini) unvanıyla anılmıştır.
el-Gunye, Fütûhu’l-Gayb, Cilâü’l-Hâtır ve el-Fethu’r-Rabbânî eserlerinden bazılarıdır. Eserlerinde ve vaazlarında son derecede sade bir üslup kullanan Geylânî,
kendisinden önceki sufilerden nakiller yapmış ve ele aldığı konuları örneklerle açıklamıştır. Eserleri tasavvuf edebiyatının en güzel örnekleri arasında sayılır.
Önceleri Şâfii mezhebine mensup olan Geylânî daha sonra Hanbelî mezhebini benimsemiştir. Müteşâbih ayetleri yorumlamaktan kaçınmış ve bu
doğrultudaki çalışmaları dinden uzaklaşma saymıştır. İmam-ı Azam’ın Fıkh-ı Ekber’deki görüşlerini ve Kelâm âlimlerini eleştirmiştir.
Abdülkadir Geylani’nin tasavvufi görüş ve düşünceleri, dinin zahiri hükümlerine bağlı kalma esasına dayanır. Onun görüşleri İbn Teymiyye gibi tasavvuf
tenkitçisi bir alim tarafından bile kabul görmüş ve saygıyla karşılanmıştır.
Abdülkadir Geylânî Allah’a kuluk ve O’nunla dostluğun beden ve şekille değil kalp ve mana ile ilgili olduğu görüşündedir. Ona göre dinin ortadan kalkması dört
sebebe bağlıdır: Bunlar; 1. Bildiğiyle amel etmemek. 2. Bilmediği şeyleri yapmak. 3. Bilmediğini öğrenmemek. 4. İnsanların bilmediği şeyleri öğrenmelerine engel
olmaktır.
O tasavvuf adına yapılan bazı yanlış uygulamaları da tenkit etmiştir. Ona göre tekkede oturup halktan hediyeler beklemek yanlıştır. Gerçek bir sufi
olabilmek için samimiyet ve ihlasla Allah’a yönelmek ve kalbi mâsivadan arındırmak şarttır. Belli bir takım kıyafetleri giymekle, aç kalıp zayıflamakla,
yüzleri sarartıp soldurmakla, salih kişilerin menkıbelerini nakledip tesbih çekmekle sufi olunmaz. Zühd bedenin değil ruhun özelliğidir. Bu itibarla
mâsivadan yüz çevirme bedenle değil kalp ile olmalıdır.
Kadiriyye ve Özellikleri:
Kadiriyye İslam dünyasının en eski tarikatlarından biridir. XIII-XV. yüzyıllar arasında gelişmesini büyük ölçüde tamamlayan Kadirilik XV. yüzyıldan itibaren Osmanlı
ülkesinde de faaliyet göstermeye başlamıştır. Kadiriyyeyi Anadolu’ya ilk defa İznikli Eşrefoğlu Rûmî (ö. 1470) getirmiştir. İlk defa İstanbul’a getiren ise İsmail Rûmî
(ö. 1631)’dir. İsmail Rûmi’nin İstanbul’da yaptırdığı Tophane Tekkesi tarikatın Anadolu’daki merkezi hüviyeti kazanmıştır.
Kadiriyye’nin esasları büyük ölçüde Geylânî’nin el-Gunye, Fütûhu’l-Gayb ve el-Fethu’r-Rabbani adlı eserlerindeki görüşleri dayanır.
Kadiriyye’de seyr ü sülûk (manevi yolculuk), esmâ-yı seb’a (Allah’ın yedi ismi) zikri ile gerçekleştirilir. Bazı kollarında ise letâif-i seb’a (kalp, ruh, sırr, sırru’s-sırr,
hafî, ahfâ, nefs-i küll) esas alınmıştır.
Kadiriliğin kollarında toplu zikir farklı şekillerde icra edilmekle birlikte ortak nokta sesli (cehrî) ve ayakta (kıyâmî) yapılmasıdır. Kadiriyyede halvet ve
rabıta uygulamasına da rastlanmaktadır.
Tarikatların alâmet-i fârikaların arasında başlarına giydikleri tâclar da yer alır. Birkaç çeşit Kadiriyye tacına rastlanmaktadır. Bunlardan en çok bilineni
“Bağdad” veya “Zelali müjganlısı” olarak adlandırılan tacdır.
Kadiriyye’nin Kolları:
Kadiriyye tarikatının 46 şubesi bulunduğundan bahsedilir. Bunlar içerisinde Anadolu’da Eşrefiyye, Rûmiyye, Resmiyye, Müştâkiyye, Hâlisiyye ve
Enveriyye kolları meşhur olmuştur.
A) Eşrefiyye:
Eşrefiyye kolunun kurucusu Eşrefoğlu Rûmî’dir. Asıl adı Abdullah’tır. Abdullah-ı İznikî ve Abdullah-ı Rûmi adlarıyla da anılır.
Eşrefiyye, Emir Sultan’ın yolu ile Bayramiyye ve Kadiriyye yollarının usullerini birleştirmiştir. Eşrefiyye yolunda bunların usullerine ilave olarak;
teberrüken altı sene savm-i Davud, yani bir gün oruç tutup bir gün iftar etmek şeklindeki oruç tutulması emredilmiştir. Mümkün mertebe halk içine
karışmamak, Peygamber efendimizin sünnet-i seniyyesine tam uymak, dua ve zikir olarak yapılan vazifelere devam etmek de Eşrefiyye yolunun
usullerindendir.
Eşrefiyye Osmanlı döneminde Anadolu’da kurulan tarikatların en eskilerindendir. Eşrefoğlu bu kolun temellerini Hama’dan İznik’e döndüğünde tekkesini
kurmakla atmıştır. Bu tekke Kadiriyye’nin Osmanlı topraklarındaki ilk tekkesidir.
B) Rûmiyye:
Rûmiyye, Kadiriyye tarikatının İsmail Rûmî (ö. 1041/1631) tarafından kurulan kolunun adıdır.
İsmail Rûmi, Eşrefiyye’nin zikrinde farklı bir tarz geliştirmiştir. Evrad-ı şerifeye bazı küçük ilaveler yapmış ve tarikatın seyr ü sülûkünü kendi usul ve
ictihadına göre yeniden düzenlemiştir. İstanbul’da devran zikrini ilk defa icra eden Kadiri mührünü ortaya çıkaran ve beyaz çuhadan sekiz sargılı tacı ilk
defa ortaya koyan da odur.

3. RİFÂİYYE TARİKATI
Kurucusu Ahmed b. Ali el-Mekkî b. Yahya er-Rifâî’dir. Ahmediyye ve Batâihiyye tarikatı olarak da bilinir.
Kurucusu: Ahmed b. Ali el Mekkî b. Yahya er-Rifâî (ö. 578/1182)
Hizbu’l-Esrar, el-Hikemü’r-Rifâiyye ve el-Burhânü’l-Müeyyed adlı eserleri meşhurdur.
Tasavvuf ve tarikat anlayışı Kitap ve sünnete dayanır. Kendisinden önceki büyük sufîler gibi o da tasavvufun baştan sona “edeb”den ibaret olduğunu ve bütün
edeblerin Hz. Peygamber’in sünnetine tabi olarak elde edilebileceğini ifade eder.
Rifâiyye ve Özellikleri:
Rifaiyye tarikatı Ahmediyye ve Betâihiyye adıyla da anılır. Yeseviyye ve Kadiriyye ile birlikte İslam dünyasında ortaya çıkan...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ünite 6 Ders Özetleri
« Posted on: 06 Ekim 2024, 20:28:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ünite 6 Ders Özetleri rüya tabiri,Ünite 6 Ders Özetleri mekke canlı, Ünite 6 Ders Özetleri kabe canlı yayın, Ünite 6 Ders Özetleri Üç boyutlu kuran oku Ünite 6 Ders Özetleri kuran ı kerim, Ünite 6 Ders Özetleri peygamber kıssaları,Ünite 6 Ders Özetleri ilitam ders soruları, Ünite 6 Ders Özetleriönlisans arapça,
Logged
14 Mart 2017, 17:14:13
Cetinmusab9

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1


« Yanıtla #1 : 14 Mart 2017, 17:14:13 »

6. ÜNİTE / TASAVVUF TARİHİNİN DÖNEMLERİ: TARİKATLAR DÖNEMİ (1)

TARİKATLARIN ORTAYA ÇIKIŞ SEBEPLERİ
Tarikat kelimesi sözlükte gidilecek yol, izlenecek usul, hal ve durum gibi anlamlara gelir.
Tasavvuf terimi olarak ise insanların manevi kabiliyetlerini geliştirmek için kurulmuş dini ve manevi yol demektir.
Tasavvufun tarikatlar şeklinde kurumlaşmasının sebepleri:
a.Fikri sebepler: Bilgi ve tecrübe birikimi
b.Sosyal sebepler: Haçlı seferleri ve Moğol istilası

TARİKATLAR VE ÖZELLİKLERİ

1. YESEVİYYE TARİKATI
“Şu Ahmet Yesevi kim? Bir araştırın, göreceksiniz, bizim milliyetimizin temellerini asıl onda bulacaksınız.” (Yahya Kemal)
"Yesevîlik"; “Hazret-i Türkistan” adıyla anılan Türkistanlı Ahmet Yesevî'ye nispet olunan tarikatın adıdır.
Kurucusu: Ahmed Yesevi (ö. 562/1166)
Ahmed Yesevi, Türkler arasındaki ilk tarikat kurucusudur.
Hicri 562/m.1166 yılında vefat etmiş ve bugünkü türbesinin bulunduğu yere defnolunmuştur.
Ahmed Yesevi geçimini sağlamak üzere tahta kaşık yaparak satardı.
Eserleri:
Divan-ı Hikmet: Türk edebiyatı tarihinde Divan-ı Hikmet’in önemi, İslâmiyet'ten sonraki Türk Edebiyatı'nın bilinen en eski örneklerinden biri ve
tasavvufi Türk edebiyatının ilk eseri olmasıdır. Divan-ı Hikmet önceleri yazma nüshalar şeklinde, daha sonraları ise basma tekniği ile çoğaltılmıştır.

Tarîkatın Özellikleri:
Cevâhiru’l-Ebrar min Emvâci’l-Bihar: Yeseviyye tarikatı hakkında en geniş bilgiler Hazînî adlı bir Yesevi dervişi tarafından yazılıp III. Murad’a takdim
edilen bu eserde bulunmaktadır.
Yeseviyye tarikatında şeyhte bulunması gereken sıfat ve özellikler:
1. İlme’l-yakîn, ayne’l-yakîn ve Hakka’l-yakîn derecelerine ulaşma;
2. İslami ilimlere derinlemesine vukuf;
3. Hilim (Yumuşak huyluluk);
4. Sabr-ı cemîl;
5. Hakk’ın hoşnutluğunu kazanmaya gayret etme;
6. Allah’a karşı samimiyet/ihlas;
7. Allah’a yakınlık.
Müridin uyması gerekenler ise şunlardır:
1.Mürid şeyhine inanıp güvenmeli, onun emir ve tavsiyelerini harfiyen yerine getirmelidir;
2.Zeki ve anlayışlı olmalı, şeyhinin sözlerini doğru anlamalıdır;
3.Sözünde durmalı ve vefalı olmalıdır;
4.Mal ve mülkünü gerektiğinde ihtiyaç duyulan yerlere sarf edebilmelidir;
5.Sır saklamasını bilmeli, şeyhinin özel açıklamalarını herkese ifşâ etmekten sakınmalıdır;
6.Gerektiğinde canını fedaya hazır olmalı, şeyhinin dostunu dost, düşmanının düşman bilmelidir.
Halvet:
Yeseviyye tarikatında manevi terbiye için halvet uygulaması özel önem arz eder ve kendine has bir usulü vardır. Halvet esnasında nefis ve şeytana ait hazlar yok
olmalı, insanın gönlü arınmalı ve Hakk’ın nuruyla dolmalıdır.
Ahmed Yesevi’ye göre şeriat ve tarikat halveti olmak üzere iki çeşit halvet vardır. Şeriat halvetini gerçekleştirmeyenin tarikat halveti yapması doğru
değildir. Şeriat halveti bütün ayıp sayılan işler ve kötü sözler yanında noksanlık ve günahlardan tövbe etmek esasına dayanır. Tarikat halveti ise müridin
durumu dikkate alınarak mürşid tarafından belirlenir. Hazînî Yeseviyye’de halvetin geleneksel şekli ve merasimi hakkında ayrıntılı bilgi sunmuştur.
Zikr-i Erre:
Yeseviyye tarikatının zikri cehrîdir. Yeseviyye zikri esnasında zikredenin hançeresinden bıçkı sesine benzer bir ses çıktığı için bu zikre “zikr-i erre” ve
aynı anlama gelen “zikr-i minşarî” adı da verilmiştir. Zikir esnasında iki el iki uyluk üzerine konularak nefes göbeğe doğru verilerek “Hâ” denir, nefes
göbek altından uzatılarak baş, bel ve sırt aynı hizaya getirilir ve şiddetle “Hayy” denilerek zikre devam edilir. Bu esnada ağaç kesilirken bıçkının çıkardığı
sese benzer bir ses çıkar. Bazı şeyhler zikr-i ereyi “Hâ-Hayy” bazıları da “Allah” lafızlarıyla icra eder.

2. KADİRİYYE TARİKATI
Abdülkadir Geylânî (ö. 561/1165)’ye nisbet edilen İslam dünyasının ilk ve en yaygın tarikatlarından biridir.
Kurucusu: Abdülkadir Geylânî (ö. 561/1165)
Abdülkâdir Geylânî, h. 470/m. 1077 yılında Hazar Denizinin güneyinde yer alan Gîlan’a bağlı Neyf köyünde doğmuştur. Babası Ebu Salih Musa dindar bir kimse
olarak bilinir. Annesi kadın velilerden kabul edilen Ümmü’l-Hayr Emetü’l-Cebbâr Fatıma’dır. Nesebi baba tarafından Hz. Hasan’a, anne tarafından ise Hz.
Hüseyin’de dayandırılır.
Karşılaştığı kimseleri gönlünden yakalayıp etkisi altına aldığı için “Bâzullah” (Allah’ın şahini) unvanıyla anılmıştır.
el-Gunye, Fütûhu’l-Gayb, Cilâü’l-Hâtır ve el-Fethu’r-Rabbânî eserlerinden bazılarıdır. Eserlerinde ve vaazlarında son derecede sade bir üslup kullanan Geylânî,
kendisinden önceki sufilerden nakiller yapmış ve ele aldığı konuları örneklerle açıklamıştır. Eserleri tasavvuf edebiyatının en güzel örnekleri arasında sayılır.
Önceleri Şâfii mezhebine mensup olan Geylânî daha sonra Hanbelî mezhebini benimsemiştir. Müteşâbih ayetleri yorumlamaktan kaçınmış ve bu
doğrultudaki çalışmaları dinden uzaklaşma saymıştır. İmam-ı Azam’ın Fıkh-ı Ekber’deki görüşlerini ve Kelâm âlimlerini eleştirmiştir.
Abdülkadir Geylani’nin tasavvufi görüş ve düşünceleri, dinin zahiri hükümlerine bağlı kalma esasına dayanır. Onun görüşleri İbn Teymiyye gibi tasavvuf
tenkitçisi bir alim tarafından bile kabul görmüş ve saygıyla karşılanmıştır.
Abdülkadir Geylânî Allah’a kuluk ve O’nunla dostluğun beden ve şekille değil kalp ve mana ile ilgili olduğu görüşündedir. Ona göre dinin ortadan kalkması dört
sebebe bağlıdır: Bunlar; 1. Bildiğiyle amel etmemek. 2. Bilmediği şeyleri yapmak. 3. Bilmediğini öğrenmemek. 4. İnsanların bilmediği şeyleri öğrenmelerine engel
olmaktır.
O tasavvuf adına yapılan bazı yanlış uygulamaları da tenkit etmiştir. Ona göre tekkede oturup halktan hediyeler beklemek yanlıştır. Gerçek bir sufi
olabilmek için samimiyet ve ihlasla Allah’a yönelmek ve kalbi mâsivadan arındırmak şarttır. Belli bir takım kıyafetleri giymekle, aç kalıp zayıflamakla,
yüzleri sarartıp soldurmakla, salih kişilerin menkıbelerini nakledip tesbih çekmekle sufi olunmaz. Zühd bedenin değil ruhun özelliğidir. Bu itibarla
mâsivadan yüz çevirme bedenle değil kalp ile olmalıdır.
Kadiriyye ve Özellikleri:
Kadiriyye İslam dünyasının en eski tarikatlarından biridir. XIII-XV. yüzyıllar arasında gelişmesini büyük ölçüde tamamlayan Kadirilik XV. yüzyıldan itibaren Osmanlı
ülkesinde de faaliyet göstermeye başlamıştır. Kadiriyyeyi Anadolu’ya ilk defa İznikli Eşrefoğlu Rûmî (ö. 1470) getirmiştir. İlk defa İstanbul’a getiren ise İsmail Rûmî
(ö. 1631)’dir. İsmail Rûmi’nin İstanbul’da yaptırdığı Tophane Tekkesi tarikatın Anadolu’daki merkezi hüviyeti kazanmıştır.
Kadiriyye’nin esasları büyük ölçüde Geylânî’nin el-Gunye, Fütûhu’l-Gayb ve el-Fethu’r-Rabbani adlı eserlerindeki görüşleri dayanır.
Kadiriyye’de seyr ü sülûk (manevi yolculuk), esmâ-yı seb’a (Allah’ın yedi ismi) zikri ile gerçekleştirilir. Bazı kollarında ise letâif-i seb’a (kalp, ruh, sırr, sırru’s-sırr,
hafî, ahfâ, nefs-i küll) esas alınmıştır.
Kadiriliğin kollarında toplu zikir farklı şekillerde icra edilmekle birlikte ortak nokta sesli (cehrî) ve ayakta (kıyâmî) yapılmasıdır. Kadiriyyede halvet ve
rabıta uygulamasına da rastlanmaktadır.
Tarikatların alâmet-i fârikaların arasında başlarına giydikleri tâclar da yer alır. Birkaç çeşit Kadiriyye tacına rastlanmaktadır. Bunlardan en çok bilineni
“Bağdad” veya “Zelali müjganlısı” olarak adlandırılan tacdır.
Kadiriyye’nin Kolları:
Kadiriyye tarikatının 46 şubesi bulunduğundan bahsedilir. Bunlar içerisinde Anadolu’da Eşrefiyye, Rûmiyye, Resmiyye, Müştâkiyye, Hâlisiyye ve
Enveriyye kolları meşhur olmuştur.
A) Eşrefiyye:
Eşrefiyye kolunun kurucusu Eşrefoğlu Rûmî’dir. Asıl adı Abdullah’tır. Abdullah-ı İznikî ve Abdullah-ı Rûmi adlarıyla da anılır.
Eşrefiyye, Emir Sultan’ın yolu ile Bayramiyye ve Kadiriyye yollarının usullerini birleştirmiştir. Eşrefiyye yolunda bunların usullerine ilave olarak;
teberrüken altı sene savm-i Davud, yani bir gün oruç tutup bir gün iftar etmek şeklindeki oruç tutulması emredilmiştir. Mümkün mertebe halk içine
karışmamak, Peygamber efendimizin sünnet-i seniyyesine tam uymak, dua ve zikir olarak yapılan vazifelere devam etmek de Eşrefiyye yolunun
usullerindendir.
Eşrefiyye Osmanlı döneminde Anadolu’da kurulan tarikatların en eskilerindendir. Eşrefoğlu bu kolun temellerini Hama’dan İznik’e döndüğünde tekkesini
kurmakla atmıştır. Bu tekke Kadiriyye’nin Osmanlı topraklarındaki ilk tekkesidir.
B) Rûmiyye:
Rûmiyye, Kadiriyye tarikatının İsmail Rûmî (ö. 1041/1631) tarafından kurulan kolunun adıdır.
İsmail Rûmi, Eşrefiyye’nin zikrinde farklı bir tarz geliştirmiştir. Evrad-ı şerifeye bazı küçük ilaveler yapmış ve tarikatın seyr ü sülûkünü kendi usul ve
ictihadına göre yeniden düzenlemiştir. İstanbul’da devran zikrini ilk defa icra eden Kadiri mührünü ortaya çıkaran ve beyaz çuhadan sekiz sargılı tacı ilk
defa ortaya koyan da odur.

3. RİFÂİYYE TARİKATI
Kurucusu Ahmed b. Ali el-Mekkî b. Yahya er-Rifâî’dir. Ahmediyye ve Batâihiyye tarikatı olarak da bilinir.
Kurucusu: Ahmed b. Ali el Mekkî b. Yahya er-Rifâî (ö. 578/1182)
Hizbu’l-Esrar, el-Hikemü’r-Rifâiyye ve el-Burhânü’l-Müeyyed adlı eserleri meşhurdur.
Tasavvuf ve tarikat anlayışı Kitap ve sünnete dayanır. Kendisinden önceki büyük sufîler gibi o da tasavvufun baştan sona “edeb”den ibaret olduğunu ve bütün
edeblerin Hz. Peygamber’in sünnetine tabi olarak eld...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
14 Mart 2017, 21:46:30
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #2 : 14 Mart 2017, 21:46:30 »

Allah razi olsun paylasim icin insaaallah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes