๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Nisan 2011, 14:16:48



Konu Başlığı: Ebud derda r.a.
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Nisan 2011, 14:16:48
EBU'D-DERDA (R.A.)[243]


 

Künyesi Ebu'd-Derdâ. Uveymir veya Amir. Nesebi Uveymir b. Zeyd (bir rivayette b. Abdullah) (Bir başka rivayete göre Uveymir b. Sa'lebe b. Âmir b. Zeyd b. Kays b. Ümeyye b. Malik b. Âmir b. Adiy b. Ka'b b. El-Haris b. Hazrec'tir.) Bu ümmetin hikmet bilginidir.

Kendisinden Enes b. Malik, Ebu Ümame, Cübeyr b. Nüfeyr, Alkame,

Zeyd b. Vehb, Kubeysa b. Züeyb, hanımı Ümmü Derdâ', oğlu Bilal b. Ebu'd-Derdâ, Said b. Müseyyeb, Halid b. Ma'dan (Fudale b. Ubeyd, Abdullah b. Amr, İbni Abbs, Ebu İdris el-Havlanî, Ata b. Yesar, Ebu Seleme, Ma'dan b. Ebi Talha, Esed b. Vedûa, Süleym b. Amir, Tavus Abdurrahman b. Cübeyr, Amr b. El-Esved, Yusuf b. Abdullah b. Selam, Abdurrahman b. Ganm, Şureyh b. Ubeyd, Hudeyr b. Kurayb, Ubeydullah b. Ziyade, Bişr es-Sa'lebi, Yezid b. Mersed el-Hemedani, Sümeyl b. Abdullah el-Eş'arî, Habib b. Ubeyd, Abdullah b. Habib es-Sülemi ve daha çok insan hadis rivayetinde bulunmuşlardır.[244]

Şam kadılığı görevini üstlenmişti. (Şam muhasarasına katılıp Hımış'a yerleşmişti. Sonra Hz. Ömer onu Şam kadılığı için Dımışk şehrine getirdi.) İbni Asakir'in dediğine göre evi "Babu'l-Berid" mın­tıkasında olup, bu gün orası "Daru'l-Ğazzî" diye anılır.[245]

Söylendiğine göre Ebu'd-Derda (r.a.) "kavisli burunlu (doğan bu­runlu), ela gözlü, sakalını kına ile sarıya boyardı.[246]

A'meş, hayseme yoluyla Ebu'd-Derda (r.a.)'ın "Ben Peygamber­likten önce tüccar idim. Peygamberlik geldikten sonra hem ticaret hem de ibadet yapayım dedim, ikisi birleşmedi. Ben de ticareti bırakıp iba­dete sarıldım." dediğini rivayet eder.[247]

Ebu'd-Derda'nın İslama girişi hayli geç oldu. Said b. Abdulaziz "O Bedir savaşı günü müslüman oldu. Uhut savaşına katıldı. Rasulullah (s.a.v.) ona Uhut günü dağdakileri kovma emrini ona verdi. O da tek başına onları geri kaçırttı.[248] (Uhutta ashab bozguna uğrayınca Ebu'd Derda Peygamberin etrafından ayrılmadı. Müşrikler onları dağ tara­fından sarınca Nebi (s.a.v.) "Allah'm onlara bize karşı galibiyet verme!" diye yalvardı. Düşmanlar onları bulundukları yerden ileri attığında ) Ebu Derda (r.a.) en güzel imtihanını verdi. Rasulullah (s.a.v.) de:

"Uveymir ne güzel süvaridir." buyurdu.[249] Yine Nebi (s.a.v.)'in onun hakkında

"Ümmetimin hakîmi (filozofu) Uveymir'dir." dediği nakledilir.[250]

Buhari'nin naklettiğine göre Enes (r.a.) der ki: Rasulullah (s.a.v.) Öldüğünde şu dört kişi:

I- Ebu'd-Derda

2- Muaz b. Cebel

3- Zeyd b. Subit

4- lihu Zeyd el-Ensari dışında Kur'anı tamamen ezberinde top­layıp hal olan biri yoktu."[251]

Şa'hi der ki: Rasulullah (s.a.v.)'in zamanında Kur'an'ı ezbere hıf­zeden altı kişi vardı:

1- Übey b. Ka'b

2- Muaz b. Cebel

3- Ebu'd-Derdâ

4- Zeyd b. Sabit

5- Sa’d b. Ubeyd

6- Ebu Zeyd. Efendimiz öldüğünde Mtlcemmi b. Cariye'nin de hafız olmasına iki veya üç sûre kalmıştı.

İbni Mesut bizzat Peygamberin ağzından yetmiş küsur sûre öğren­mişti. Kuran'ın diğer surelerini Mücemmi' b. Cariye'den öğrendi.

1 lal ile olan dört sahabeden Hz. Osman dışında hafız olan olmadı.[252]

Kbu'-Zahiriye'den "Ebu'd-Derda Ensar'ın son İslama girenidir." dediği anlatılır.[253]

Mımviye   b.   Salih,   Ebu'z-Zahiriyye'nin   Cübeyr   b.   Nüfeyr'den  Rusulullah (s.a.v.)

"Allah bana Ebu'd-Derda'nın İslam'a gireceğini vaad etti." buyur­duğunu, onun da müslüman olduğunu nakleder.[254]

İbni İshak (Mekhul'den naklen) der ki: Rasulullah (s.a.v.)'in ashabı kendi aralarında "En merhametlimiz Ebu Bekir, hakkı en iyi savuna­nımız Ömer, en güvenilirimiz Ebu Ubeyde, haram ve helali en iyi bi­lenimiz Muaz b. Cebel, Ku'ran kıraatini en iyi bilenimiz Übey b. Ka'b, ilimde en ilerimiz İbni Mes'ud, ilim ve amel peşinde en gayretlimiz Ebu'd-Derdây idi." diye konuşurlardı.[255]

Ebu Cuheyfe es-Sevâî der ki: Rasulullah (s.a.v.) Selman-ı Farisi ile Ebu'd-Derda'yi ahiret kardeşi ilan etmişti. Selman onu ziyarete geldi. Baktı ki Ebu'd-Derda'nın hanımı Ümmü Derda mübtezel (param parça eski) bir elbise içinde. Ona "Bu vaziyetin ne?" deyince hanım: "Kardeşin Ebu'd-Derdâ gece namaz gündüz oruç derdinde. Onun dünyadan bir şeye ihtiyacı kalmamış!" dedi. Derken Ebu'd-Derda gelip Selman'a hoş geldin dedi. Yemek hazırlayıp önüne koyarak buyur etti. Selman da -ev sahibi olarak- önce sen buyur" deyince o "ben oruçluyum" dedi. Selman bu kere "Ben de sana yemen için ant veriyo­rum." deyince o da orucu bozup yedi. O gece Selman orada geceledi. Gece olunca, Ebu'd-Derda ibadet için kalkmak isteyince Selman ona engel oldu ve: "Vücudunun sende hakkı var, Rabbinin sende hakkı var, ailenin sende hakkı var, bazen oruç tut, bazen tutma, bazen gece namaz kıl, bazen kılma ve ailenle beraber ol. Her hak sahibine hakkını ver!" dedi. Sabah yaklaşırken Selman "İstiyorsan şimdi kalk!" dedi. İkisi de kalktılar, abdestlenip gece namazı kıldılar. Sonra vakit gelince mescide gittiler. Ebu'd-Derda Selman'ın kendine emrettiği şeyleri Peygambere şikayet yollu haber vermek için Nebi (s.a.v.)'e yaklaşıp anlatınca, Peygamber (s.a.v.): "Selman pek doğru söylemiş."

"Ya Ebâ Derdâ, vücudunun sende hakkı var." Aynen Selman'ın söylediği gibi" buyurdu. [256]

Salim b. Ebi'1-Ca'd, Ebu'd-Derda'dan nakleder: Bana soracağınızı sorun! Vallahi beni kaybettiğinizde, çok muazzam bir yükü (ilmi) kaybetmiş olacaksınız![257]

Yezid b. Umeyra anlatıyor: Muaz b. Cebel'e ölüm gelip çatınca "Bize tavsiyede bulun!" dediler. O da: "İlmi şu dört kişide

1- Ebu'd-Derda

2- Selman

3- İbni Mesud

4- Abdullah b. Salim'in yanında arayın.­" Dedi.[258]

Ebu Zer'in "Yeşillikler senden daha alim birini gölgelendirmedi ya

Eba Derda!" dediği nakledilir.[259]

Ebu Amr ed-Dâni (kıraat imamı) der ki: Abdullah b. Âmir, Huleyd b. Sa'd el-Kârî, Raşid b. Sa'd ve Halid b. Ma'dân Kur'an (ı okuyarak) Ebu'd-Derda'ya arz ettiler.[260]

(Zehebi) Derim ki: Bu bahsedilenlerin Kur'an'ı ona arz (dinlettirme) etmeleri biraz zor görünüyor.250 A'meş İbrahim Nehaî aracılığıyla Hemmam b. Haris'ten naklediyor:

-Ebu'd-Derdâ arap olmayan birine Kur'an okutmaya çalışıyor fakat adam

Ta'âmu'l-Esîm ayetindeki & harfinin zorluğu yüzünden Ta'âmu'l-Yetîm diye okuyor, Ebu'd-Derda "Ta'âmul Esim" diye düzelttikçe o bir

250  Zehebi Ma'rifetu'l-Kurrâ'da 18 nolu dipnotaki olayı Süveyd b. Abdu'l-Aziz'den verdiği bir rivayetle doğrular gibi.  1/41. "Ebu'd-Derdâ, Kuşluk cami Emeviyeye gelince Krıaat okuyacaklar geliyor. O da onları onar onar grup yapıp başlarına birer kalfa veriyor. Kendisi mihraptan onları gözetliyor. Kalfaların düzeltmediğini düzel­tiyor. İbnu Amir de bu kalfalardan idi. Ebu'd-Derdâ ölünce yerini İbni Amir aldı."diye nakleder. Yine bunları saydırıp bin altı yüz talebe olduğuuriu da nakleder. Ancak Abdullah b. Âmir'i anlatırken 1/83: "Onun Ebu Zerr'den arz yoluyla kıraat ilmini almasına "bu haber ğaribtir. O Muğira el-Mahzumi'den o da Hz Osman'dan aldı." diyerek bunları rivayeten doğrular. İbnu'l-Cezerî, Zehebi'nin bu itirazına "Bilmem onun bu görüşünün bir dayanağı var mı. Zira imamların çoğu buna kesin gözüyle bakıyor. Sadece Ebu Amr değil."diye itiraz ediyor. Buradaki incelik şu: Abdullah b. Amir Yahya b. Haris ez-Zimari'ye göre Hicri 21'inci yılda doğmuştur. Ebu'd-Derda'nın ölümünde hicri 32'dedir. O zaman henüz sekiz dokuz yaşında bir çocuğun kalfa olacak yaşa gelmesi zor görünüyor. Ama Halid b. Yezid'e göre Efendimizin ölümünde iki yaşında ise o zaman bir şey denemez.

türlü peltek "s" harfini söyleyemiyordu. Bunun üzerine biraz kızan Ebu'd-Derda (r.a.) anlamı bir olan bir kelime seçerek

"Ta'âmu'l-Facir" diye okuttu.

Halid b. Ma'dân der ki: İbni Ömer (r.a.) "Bize iki akıllıdan bahse­din!" deyince "iki akıllı kim?" dediler. O. da "Muaz ile Ebu'd-Derdâ" derdi.[261]

A'meş, Amr b. Murra yoluyla Heyseme'den nakleder: Ebu Derdâ tenceresini düzeltiyordu. Birden tencere elinden fırlayıp yüzüne çarptı ve tencere Allahı teşbih etmeye başladı. Ebu Derda "Ya Selman, gel!" babanın bir benzerini, asla duymadığı bir şey dinlemeye gel!" dedi. Selman gelince ses kesildi. Ebu'd-Derda olanı anlattı. Selman (r.a.) da: "Sen bana bağırarak çağırmasaydın kesinlikle Allah'ın büyük ayetlerinden bir mucizeyi görecek ya da duyacaktın." dedi. Bu sahih isnadlı bir hadistir.[262]

İmam Malik, Yahya b. Said el-Kattan'dan nakleder: Ebu'd-Derda iki kişi arasında yargılama yapıp da davalılar dönüp giderken onlara bakar ve "Yanıma geri gelin de ben size nasıl hüküm verdiğimi bana bir tekrarlayın!" derdi.[263]

Ebu Vail Ebu'd-Derda'dan nakleder: Ben size kendimin yapmadığım bir şeyi emretmiş olabilirim. Lakin ben Allah'ın beni, kendim yapmasam bile iyiliği söylediğim için mükafatlandıracağı ümidindeyim.[264]

Meymun b. Mihran'dan: Ebu'd-Derda: "Bilmeyene bir yazık, bilip de yapmayana yedi kere yazık olsun." derdi.[265]

Avn b. Abdullah anlatıyor: Ümmü Derda'ya: "Ebu'd-Derda hangi ibadeti daha çok yapar?" diye sordum. O da "Düşünmek ve ibret al­mak!" diye cevap verdi.[266]

Ebu'd-Derda'dan naklediliyor: Kendisine: "Günde kaç defa tesbihat yapıyorsun?" diye sorulmuştu. Halbuki o hiç zikrine ara vermezdi. "Yüz bin kere teşbih yapıyorum ancak sayarken parmaklar yanılıyor." dedi.[267]

Muaviye b. Kurra, Ebu'Derda'dan: Üç şeyi ben severim, insanlar nefret eder:

1- Fakirlik

2- Hastalık

3- Ölüm.[268]

Yine Ebu'd-Derda der ki: Rabbime kavuşmak içinölümü, Rabbime karşı tevazulu olmak için fakirliği, günahlarıma keffaret oluyor diye hastalığı seviyorum.[269]

İkrime b. Amar, Ebu Kudame Muhammed b. Ubeyd el-Hanefi ara­cılığıyla Ümmü Derda'dan şöyle dediğini anlatır:

-Ebu-Derda'nın namazda dua ettiği üç yüz altmış arkadaşı vardı. Ben bu konuda kendisine nasıl yapıyorsun   diye konuştum. Bana: "Kardeşinin bulunmadığı yerde (gıyabında) bir kişi ona dua etti mi Allah hemen ona "Sana da aynısı" diyen iki melek görevlendirir. Ben meleklerin bana dua etmelerini istemeyeyim mi?" dedi.[270]

Vakidi ve Ebu Misher "Ebu'd-Derda hicri otuz ikinci yılda öldü." der.[271] 
 



[243] Müsned 5/194, 6/440, 445; Tarihi Dımışk 47/93-201; Hakim 3/336, 337; Buhari Kebir 7/76; Cerh ve 7/26-28; İbni Sa'd 7/391-393; Fesevî 2/327-330; Halife Tabakat 95-303;

[244] Bkz. Tarihi Dımışk 47/93

[245] A. G. E. 47/93, 94

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 88-90

[246] Hilyetu'l-Evliya 1/208; T. Dımışk 47/104

[247] İbni Sa'd 7/391; T. Dımışk 47/107; S. A. Nübela 2/338; Tehzbu'l-Kemal 22/472. Zchebi burada söylemediği latif bir taliki siyeri A'lamu'n-Nubela'sında ilave ederek der ki: "Faziletli olan Cihadla beraber bu ticaret ve ibadetin bir arada yapılmasıdır. Hbu'd-Derda'nın dediği de budur. Yani ibadete sarılıp ötekini terk mecburiyeti. Selef alimlerinden bir kısmı ile sofilerin yolu budur. Şüphesiz bu konuda insanların mizacı farklıdır. Kimi güçlüdür ikisini de başarır, kimi aciz olur sadece ibadetle yetinir. Kimi Önceleri güçlü iken sonra acizleşir kimi de tersinedir. Hz Ebu Bekir ve Abdurrahman b. Avf, İbni Mübarek gibileri ikisini de yapmaya gücü yeter. Her birini yapmak imkan dahilinde ama hanımın, çoluk çocuğun hakkını kesinlikle yerine getirmeye çalışmak gerekir."

[248] T.'Dımışk 47/108

[249] T. Dımışk 47/109; Vakidi 1/253; İbni Sa'd 7/392; Hakim 3/337; Parantez arası T.Dımışk'tan ilavedir.

[250] T.Dımışk 47/109

[251] Buhari, Sahih, Fazailu'l-Kur'an 66/8 h. No 5004, 3810 (menakibu'l-ensar) 3996; Müslim 2465; Buhari, Kebir 7/76; T. Dımışk 47/110

[252] Tarihi Dımışk 47/111; İbni Sa'd 2/335

[253] Ebu Zür'a, Tarih 1/220; T. Dımışk 47/105; Aynısını Ebu Salih -Muaviye b. Salih Abdurrahman b. Cübeyr'den nakleder.

[254] Hakim 3/336, 337; T. Dımışk 47/105

[255] Buhari, Tarih 7/77; T. Dımışk 47/113

[256] Buhari, Savm, 30/51 h. No 1968, Edeb 6139;Tirmizi 2415; T. Dımışk 47/116, 121; Beyhaki Kübra 4/276

[257] Tarihi Dımışk 47/120; Zehebi metninde ^Vj Zimlen kelimesi yanlışlıkla 2^j adam diye yazılmış ki, dizgi veya okuma hatasıdır. Mf T. Dımışk 47/122; Ebu Zür'a, Tarih 649

[258] T. Dımışk 47/122;  Zehebi metninde Zimlen kelimesi yanlışlıkla adam diye yazılmış ki, dizgi veya okuma hatasıdır.

[259] T. Dımışk 47/122; İ. Ebi Hatem, el-Cerh ve't-Ta'dil 7/27

[260] Zehebi, Ma'rifetu'l-Kurrâ 1/85, S. A. Nubela 1/346

[261] İbni Sa'd 2/350; T. Dımışk 47/134; S. A. Nübela 2/343

[262] Tarihi Dımışk 47/155; Ebu Nuaym, Hilye 1/224

[263] T. Dımışk

[264] T. Dımışk 47/141, 149

[265] T. Dımışk 47/148

[266] T. Dımışk 44/149

[267] Bulamadım

[268] T. Dımışk 47/163; Ebu Nuaym, Hilye 1/217

[269] Tarihi Dımışk 47/163; Ebu Nuaym 1/217

[270] Tarihi Dımışk 47/188

[271] Tarihi Dımışk 47/188

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 90-96


Konu Başlığı: Ynt: Ebud derda r.a.
Gönderen: Mehmed. üzerinde 09 Mart 2022, 19:05:40
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri doğruların yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun