๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 06 Şubat 2012, 19:33:05



Konu Başlığı: Hacda Minâdan Mekkeye Akın Etmek
Gönderen: Zehibe üzerinde 06 Şubat 2012, 19:33:05
82. Hacda (Minâ'dan Mekke'ye) Akın Etmek

 

1998. ...İbn Ömer (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Peygamber (sallallahû aleyhi ve sellem Kurban (bayramının birinci) günü (Minâ'dan Mekke'ye) inmiş sonra (Minâ'ya) dönerek öğleyi Minâ'da kılmıştır.[216]

 

Açıklama
 

kelimesi aslında yokuştan aşağı inmek,  dökülmek,  akmak  mânâlarına  gelir.  Halk  Kurban  bayramı­nın birinci günü ihramdan çıktıktan sonra Minâ'dan Mekke'ye kalabalık kitleler hâlinde akın akın indikleri için bu yolculuğa "ifâza : akın" ismi verilmiştir.

Hadis-i şerif Resûl-i Ekrem'in Veda Haccında bayramın birinci günü Akabe Cemresine taşlan attıktan ve kurbanı kestikten sonra tıraş olup ihramdan çıkarak Mekke'ye indiği ve orada ifaza tavafını yaptıktan sonra Minâ'ya dönüp öğle namazını Minâ'da kıldığını ifâde etmektedir. Daha önce geçen 1905 numaralı hadisin ise, Resûl-i Ekrem'in bayram günü Mek­ke'ye inince ifaza tavafını yaptıktan sonra öğle namazını Mekke'de kıldığı ifâde edilmektedir. İmam Nevevî'ye göre Resûl-i Ekrem aslında öğle na­mazını ilk vaktinde Mekke'de kılmıştır. Sonra Minâ'ya gelip ashabiyle bir­likte öğle vakti çıkmadan bir nafile namaz daha kılmıştır. İşte Ebû Dâ-vûd'un bahsettiği Resûl-i Ekrem'in Minâ'daki öğle namazından maksat, bu nafile namazdır.[217] Esasen Hanefî ulemasından Aliyyü'I-Kârî'nin dedi­ği gibi Resül-i Ekrem'in o gün öğle namazının ilk vaktinde Minâ'ya dön­mesi mümkün değildir.[218]

 

Bazı Hükümler
 

İfaza tavafını yapmak için Minâ'dan Mekke'ye bayramın birinci günü inmek müstehabdır.Fa­kat bu ifaza tavafının bayramın diğer günlerinde yapılmasının da yeterli olacağı gibi bu tavafı bayramın diğer günlerine bırakan bir kimseye bu te'hirinden dolayı kurban kesmek gerekmediğinde de icmâ' vardır. İmam Mâlik ile İmam Şafiî, İmam Ahmed ve ulemânın büyük çoğunluğu bu görüştedir. Hanefi ulemâsına göre bu tavafı bayramın diğer günlerine te'hir eden bir kimsenin kurban kesmesi gerekir.[219]

 

1999. ...Ümmü Seleme (r.anhâ)'dan; demiştir ki: Resûlullah (s.a.)'ın benim yanımda kalacağı (nöbet) gecem kurban bayramı gü­nünün akşamı(rıa rastlıyor) idi. (Resûlullah) yanıma geldi. Ebû Umeyye kabilesinden bir adamla birlikte Vehb b. Zem'a da geldi. İkisi de gömlekli idi. Resûlullah (s.a.) Vehb'e:

"(Ey) Ebû Abdillah, ifaza tavafını yaptın rai?" dedi. (Vehb de):

Hayır (yapmadım) ya Resûlullah, cevabını verdi.

Resûlullah (s.a.):

"Üzerinden gömleği çıkar" buyurdu. Bunun üzerine gömleği başından çıkardı. Arkadaşı da (aynı şekilde) gömleğini başından (so­yup) çıkardı. Sonra (Vehb):

Ya Resûlullah, (bunu) niçin (emrettin) diye sordu. (Resûl-i Ek­rem de):

“Bu(gün Akabe Cemresi) taşları attığınızda ihramdan çıkma­nıza izin verilmiş bir gündür. (Binaenaleyh tavafınızı yaparak ih­ramdan çıkınız)" buyurdu. (Resul-i Ekrem bu sözüyle) kadınlar(a yaklaşmanın) dışında size haram kılınan herşey(in size helâl kılına­cağı bir gündür) demek istiyordu. (Daha sonra sözlerine devamla).

"Eğer bugün Siz şu Beyti tavaf yapmadan akşamlarsanız, Mek­ke'ye taşları atmadan önceki kıyafetinizle ihramlı olarak gidersiniz, Tavaf yapıncaya kadar (ihramda kalırsınız)" buyurdu.[220]

 

Açıklama
 

İfaza tavafı hacıların Arafat'tan indikten sonra yaptıklan tavaftır. Buna ziyaret tavafı da denir. Bu tavaf haccın rükünlerinden olup bunun dört şartı, her hac edene farzdır. Bunun için bu tavafa rükün tavafı da denilmiştir.[221]

 

Bazı Hükümler
 

1. Peygamber (s.a.) zevceleri arasında adaleti sağlamak  ye  ümmetine  ada!etin  her  işde  uyulması gereken bir esas olduğunu öğretmek maksadıyla sıra ile her gece zevcele­rinden birinin yanında kalırdı.

2. Bir devlet reisinin emri altında bulunan kimselerin meselelerini en ince ayrıntılarına kadar düşünmesi ve onları dünyevî ve uhrevî yönden uyarıp onları uygunsuz davranışta bulunmaktan men'etmesi gerekir.

3. İdare edilen halkın dünyevî veya uhrevî meselelerde kendilerine ka­palı kalan meseleleri idareci kimselere sormaları gerekir.

4. İhramlı iken unutarak veya bilmeyerek dikişli bir elbise giyen kim­senin farkına varır varmaz hemen bunu çıkarması gerekir. Her ne kadar böyle bilmeyerek giyilmiş olan bir gömleği baş taraftan soyunup çıkarmak o anda başı örterse de Resûl-i Ekrem Efendimiz buna izin vermiştir. Biz fıkıh ulemasının bu konudaki görüşlerini 1819 numaralı hadisin açıklama­sında özetledik.

5. Akabe Cemresine taşlan atambir kimse, eğer bayramın birinci gü­nü güneş batmadan önce ifâza tavafını yapacak olursa ona kadına yaklaş­manın dışında ihramla ilgili bütün haramlar helâl olur. Fakat eğer o gün güneş batmadan önce ifaza tavafını yapmayacak olursa Akabe Cemresine taşları atıp kurban kesip saçlarını tıraş etmiş bile olsa, yine ihramdan çıkamaz.

Her ne kadar hadisin zahirinden çıkarılan hüküm bu ise de, bu hü­küm cumhûr-i ulemânın bu konudaki hükmüne aykırıdır. Çünkü Resûl-i Ekrem (s.a.): "Sizden biriniz Akabe Cemresine taşları atınca kendisine kadınlar(a yaklaşmanın) dışında (ihramla ilgili yasaklardan) herşey helâl olur" buyurmuştur.[222] Her ne kadar sözü geçen hadis senedinde el-Haccâc b. Ertat olduğu gerekçesiyle tenki dedilmişse de şimdi tercümesini sunaca­ğımız şu iki hadis tarafından takviye edildiği için zayıflık derecesinden kurtularak hasen derecesine yükselmiştir:

1. "Akabe Cemresine taşları attığınız zaman size (ihramla ilgili ya­saklardan) kadınlar(a yaklaşmanın) dışında herşey helal olur" anlamında­ki hadis.[223]

2. "Ben Resûlullah (s.a.)'e ihrama girmesi için ihrama girmeden önce ve ihramdan çıkması için de Beyt'i tavaf etmeden önce güzel kokular sü­rerdim."[224] sözleriyle işaret ettiği üzere Hz. Âişe'nin Resûl-i Ekrem'e ifaza tavafını yapmadan önce misk sürmesi, Akabe Cemresine taş attıktan sonra ifaza tavasını yapmamış bile olsa, kendisine ihramla ilgili bazı ya­sakların helâl olduğunu gösterir. Bu bakımdan uldmanın büyük çoğunlu­ğu, "Akabe Cemresine taşlan atıp da kurbanı kesen ve traş olan bir kim­seye ihramla ilgili yasaklardan kadınlara yanaşmanın dışında her şey helâl olur." demişlerdir. Konumuzu teşkil eden hadisin zahirine göre hüküm veren bir âlim bilinmemektedir.[225]

 

2000. ...Âişe ile İbn Abbas'dan rivayet olunduğuna göre, Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem (Veda Haccında) kurban (bayra­mının birinci) günü tavafı geceye ertelemiştir.[226]

 

Açıklama
 

Her ne kadar bu hadisde Veda Tavafında Resûl-i Ekrem'in ifâza tavafını kurban bayramının birinci günü gündüzün yapmayıp geceye ertelediği ifâde ediliyorsa da bu hadis zayıftır.

Çünkü senedinde Ebu'z-Zübeyr vardır. Ebu'z-Zübeyr tedlisçiliğiyle tanı­nan bir kişidir. Hem de bu hadisi Hz. Âişe'den bizzat duymamıştır. An'a-ne yoluyla rivayet etmiştir. Bilindiği gibi tedlisçi bir râvinin an'ane yoluyla rivayet ettiği bir hadis delil olamaz.

Daha önce tercümesini sunduğumuz 1905 ile 1998 numaralı hadislerin de ifade ettikleri gibi Peygamber (s.a.) ifaza tavafını kurban bayramının birinci günü gündüzün yapmıştır. Öyle anlaşılıyor ki Ebu'z-Zübeyr bura­da Resûl-i Ekrem'in geceleyin yaptığı Veda Tavafıyla gündüzün yaptığı İfaza Tavafını karıştırmıştır. Çünkü 2005 ve 2006 numaralı hadis-i şerif­lerde geleceği üzere Resûl-i Ekrem Veda Tavafını geceleyin yapmıştır.[227]

 

2001. ...İbn Abbâs (r.a.)'dan rivayet olunduğuna göre, Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem ifaza tavafı (turlarının) yedi(sinT de) de remel yapmamıştır.[228]

 

Açıklama
 

Bu hadis-i  şerifte Resûl-i  Ekrem'in  ifaza tavafında remel yapmadığı ifade ediliyor. Bilindiği gibi kelime ola­rak remel koşmak demektir. Hac ibâdetine ait bir tâbirdir. Turu ıztıba hâlinde iken yani ihramın üst kısmının bir ucu sağ kolun altından sol omuz üzerine atılmış bir halde ve omuzlan silkeleyerek, sür'atli ve çalımlı bir şekilde tamamlamayı ifâde eder.

Peygamber Efendimiz ifaza tavafından sonra sa'y olmadığı için remel yapmamıştır. Bu sebeple ızdıbâ' ve remel'i her tavafta değil, kendisinden sonra sa'y yapılacak olan tavafta yapmak sünnet olmuştur. Aynı şekilde nafile olan tavaflarda da sa'y olmadığı için ıztıbâ' ve remel olmadığı gibi vâcib olan veda tavafından sonra da sa'y olmadığından bunda da ıztıbâ ve remel yapılmaz. Kudüm Tavafından sonra sa'y yapılacak olursa, o za­man kudüm tavafında remel yapılabilir. Fakat bu sa'yı ifâza tavafından sonraya bırakmak ve dolayısıyla remel ve izdıba'ı da ifaza tavafında yapmak daha faziletlidir. Bu konuda Mecmeu'l-enhur'da şöyle deniyor: "Sün­nete değil, farza tabi kılındığı için remelin ziyaret tavafında yerine getiril­mesi daha iyi ve üstün sayılmıştır."[229]

[216] Müslim, hac 335; Nesâî, menâsik 204; îbn Mâce, menâsik 61; Ahmed b. Hanbel, I, 211; II, 34; V, 210; Beyhakî, es-Sünenü'1-kübrâ, V, 144.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/458-459.

[217] Nevevî, Şebrü Müslim VIII, 193.

[218] Aliyyu’l-Kârî, Mirkatü'l-mefâtîh, III, 198.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/459.

[219] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/459.

[220] Ahmed b. Hanbel, VI, 295; Beyhakî, es-Sünenü'1-kübrâ, V, 137.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/460-461.

[221] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/461.

[222] bk. 1978 numaralı hadis.

[223] Nesâî, menâsik 231.

[224] bk. 1745 numaralı hadis

[225] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/461-462.

[226] Buhârî, hac 129; Tirmizî, hac 80; îbn Mâce, menâsik 77; Ahmed b. Hanbel, 1, 288, 309; VI, 215, 243; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, V, 144.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/462.

[227] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/462-463.

[228] İbn Mâce, menâsik 77; Muvatta, hac 111; Ahmed b. Hanbel, II, 41-42; Beyhakî, es-Sünehü'l-kübrâ, V, 84.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/463.

[229] M. Zihnî, Ni'met-i İslâm, 620.

     Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 7/463-464.



Konu Başlığı: Ynt: Hacda Minâdan Mekkeye Akın Etmek
Gönderen: Yunus Emre üzerinde 12 Ocak 2015, 13:55:27
orasi eskiden dag tasmis zaten haccn amaci binevi o zamani yasatmak sindi yerler mermer