๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Süneni Ebu Davud => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 21 Ocak 2012, 21:16:30



Konu Başlığı: Bir Hayvanı Kurban Etmenin Caiz Olabilmesi İçin
Gönderen: Zehibe üzerinde 21 Ocak 2012, 21:16:30
4-5 Bir Hayvanı Kurban Etmenin Caiz Olabilmesi İçin Aranan Vasıflar

 

2797. ...Cabir'den demiştir ki:

"Resûlullah (s.a): "Bir yıllık hayvandan başkasını kesmeyiniz. An­cak (böylesini bulmak) size güç gelirse, o başka bu durumda (altı ay­lık) bir koyun yavrusu kesiverin."[59]

 

Açıklama

 

Müsinne: Sözlükte, yıllanmış anlamına gelir. Âlimlerin itti-fakla kabul ettiğine göre, bu kelimeyle devenin beş yılını bi­tirmiş olanı kast edilir. Sığırın müsinne yayılabilmesi için tmam Malik'e gö­re üç yaşını bitirip dört yaşma girmiş olması gerekirken cumhur ulemaya göre, iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş olması gerekir.

Koyun cinsinin müsinne sayılabilmrsi için, bir yaşını bitirip iki yaşına girmesinin yeterli olduğunda alimlerin tümü ittifak etmişlerdir.

Âlimlerin çoğuna göre; bu mevzuda keçi cinsinin de koyun cinsi gibi olduğu kabul edilir. Şafiî âlimleri; "Keçinin müsinne sayılabilmesi için en az iki yaşını bitirip üç yaşına girmiş olması gerekir" demişlerdir.

Hadis-i şerifte "mecbur kalmadıkça müsinne" olmayan hayvanları kes­mek yasaklandığına göre deve, sığır ve koyun cinslerinin kurban edilebilme­leri için, en az kendilerinin "müsinne: yaşlı" ismini aldıkları çağa girmiş ol­maları gerekir.

Yine cumhur ulemanın ittifakla kabul ettiklerine göre; bu mevzuda ca­mız, sığır cinsinin, keçi de, davar cinsinin hükmüne tabidir.

Sözü geçen hayvanlardan bu çağa gelmiş bir hayvanı bulmak mümkün olmazsa, altı ayını doldurup yedinci aya giren ve bir yaşını dolduran koyun­lar arasına katıldığı zaman dış görünüşüyle onlardan farkı olmayan, göste­rişli bir kuzunun da kurban edilebileceği, yine mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte ifade edilmektedir.

Kurbanlık hayvanları bulmakta güçlükle karşılaşıldığı zaman müsinne olma şartı aranmadan kesilebilmek sadece koyunlara mahsustur. Bunların dışındaki semiz hayvanlar gösterişli de olsalar "müsinne" sayılacakları ça­ğa gelmeden kurban edilemezler.Hadis-i şerifte bu mevzudaki ruhsat sadece koyun cinsine verilmiştir.

Âlimler hangi hayvanı kurban etmenin daha faziletli olacağı meselesin­de de ayrılığa düşmüşlerdir. Âlimlerin bu mevzudaki görüşlerini şu şekilde Özetlemek mümkündür:

1. Hanefi alimlerine göre; kurban edilmek istenen iki hayvan, et ve kıy­met bakımından eşitse hangisinin eti daha lezzetli ise, o hayvanı kurban etmek daha faziletlidir. Eğer etleri lezzet bakımından eşit olursa o zaman kıy­met ya da et bakımından hangisi daha fazla ise onu kurban etmek daha fazi­letlidir. Bu esastan hareket eden Hanefi âlimleri, koç ile koyunun kıymet ve et bakımından eşit olmaları halinde, koçun koyuna kıymet ve et bakımın­dan bir sığıra eşit olan besili bir koyunun sığıra ve yine böyle semiz bir ko­yunun kıymet ve et bakımından eşit olduğu bir deveye tercih edileceğini söy­lemişlerdir.

Keçi, sığır ve develerin erkekleri ile dişileri kıymetçe eşit olurlarsa bun­ların herbirinin dişisini kurban etmenin erkeğini kurban etmekten daha fa­ziletlidir. Ibn Vehban, hayaları buruk teke kurban etmenin dişi keçi kurban etmekten daha faziletli olduğunu söylemiştir.[60]

2. İmam Malik'e göre; koyun kurban etmek diğer hayvanları kurban etmekten daha faziletlidir. Çünkü koyun eti diğer hayvanların etinden daha lezzetlidir. Delili ise kurban olarak koçu seçtiğini ifade eden 2792, 2793, 2794, 2796 numaralı hadislerdir.

Yine îmam Malik'e göre; koyundan sonra en faziletli kurbanlık keçi, sonra sığır, sonra devedir. Bunların kendi erkekleri, kendi dişilerinden daha faziletlidir.

3. Şafiî ve Hanbelilere göre; kurban edilmesi en faziletli olan hayvan devedir. Sonra sığır sonra koyun, sonra da keçi gelir. Bir deve kurban etme­nin yedi veya on kişiye bir sığır kurban etmenin ise yedi kişiye koyun kurban etmenin sadece bir kişiye yetmesi bunu açıkça ortaya koyar.

Ayrıca 351 numaralı hadis-i şerif de bu görüşlerinin doğruluğuna delil olarak gösterirler.[61]

 

Bazı Hükümler

 

Bu hadisin zahirinden bir yaşım doldurmuş bir koyun varken altı ayı doldurmuş bir kuzu kesmenin ca­iz olmadığı anlaşıhyorsa da, bu hadisten kast edilen mânanın bu zahiri ma­na olmadığına dair ulemanın icmai vardır. Çünkü Fahr-i Kainat Efendimiz "altı ayı bitirmiş bir kuzu ne güzel bir kurbanlıktır."[62] buyurmuştur. Bu ba­kımdan alimler yaşlı koyun varken de altı ayını bitirmiş gösterişli bir kuzu kesmenin caiz olduğunu, hadisteki koyun kesmenin kuzu kesmeye tercih edil­mesiyle ilgili emrin, efdaliyyet ve müstehabhk ifade ettiğini söylemişlerdir.[63]

 

2798. ...Zeyd b. Halid el-Cühenî'den demiştir ki: "Resûlullah (s.a) ashabı arasında kurbanlıkları taksim etti. Bana da bir yaşını bitirmiş bir keçi yavrusu verdi. Kısa bir süre sonra keçi yavrusunu alıp Hz. Peygamber'in yanına vardım ve kendisine:

(Ey Allah'ın Resulü) bu (daha) yavrudur, dedim:

“Sen de onu kurban et!" buyurdu. Bunun üzerine onu kurban ettim.[64]

 

Açıklama

 

Bu hadiste geçen Atûd bir yaşını doldurmamış kuvvetli keçi oğlağıdır. Hadis,bunun kurban olarak kesilebileceğinedelâlet eder. Hanefîlerle,Atâ,EvzâîveŞafiîIerin bazısı buğörüştediler.Fakat halef ve selefin cumhuruna göre atûd kurban olamaz.

Bir yaşını doldurmuş keçi yavrusunun kurban edilemeyeceğini söyleyen cumhur ulemaya göre, sözü geçen hayvanın kurban edilebileceğini ifade eden ve mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifin hükmü sadece Zeyd b. Halid'e aittir.[65]

 

2799. ...(Asım b. Kuleyb'in) babasından rivayet ettiğine göre: Peygamber (s.a)'in sahabilerinden ve Süleym oğullarından Mu-şâci diye anılan bir adamla birlikte idik. (O sıralarda bir yaşını dol­durmuş) koyun azalmıştı, (bu zat) bir münâdiy e ilan ettirdi. (Münâdi bu emir üzerine): "Resûlullah (s.a) şüphesiz altı ayını doldurmuş bir kuzu, bir yaşını doldurmuş bir koyunun yerini tutar buyurduğunu" ilan etti.

Ebû Dâvûd der ki (metinde sözü geçen) bu (râvi) Müşâci' b. Mesûd'dur.[66]

 

Açıklama

 

Metinde geçen esseniy kelimesi müsinne yaşlı anlamında kullanılmıştır. Ulemanın "müsinne" kelimesi üzerindeki görüşlerini 2797 numaralı hadisin şerhinde açıklanmıştır.

Ceza, kelimesi, "müsinne" sayılacak çağa varmamış taze hayvan de­mektir. Kuzunun altı ayını doldurup da, kurbanlık koyunlar içerisine katıldığı zaman onlardan fark edilemeyecek derecede gösterişli olanı, âlimlerin çoğu­na göre, keçinin iki yaşından küçük olanı, Şafiî'ye göre; üç yaşından küçük olanıdır. Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif altı ayını doldurmuş göste­rişli bir kuzunun kurban edilebileceğini söyleyen cumhur ulemanın delilidir. Aksini iddia edenlerin de aleyhine bir delildir.

Bu hadisin senedinde Asım b. Küleyb gibi zayıf bir râvi varsa da 2797, 2798 numaralı hadislerle takviye edildiğinden, zayıflıktan kurtulup hasen de recesine yükselmiştir.[67]

 

2800. ...Bera'dan demiştir ki:

Hz. Peygamber (s.a) kurban bayramı günü namazdan sonra, bi­ze bir hutbe irad ederek:

"Kim bizim namazımızı kılar ve kurbanımızı keserse (bizim sün­netimize uygun olan bir) amel işlemiş olur. Kim de kurbanı namaz­dan önce keserse (kesilen) bu (kurbanlık alisine ziyafet için kesilmiş bir) et koyunu olur" buyurdu. Bunun üzerine Ebû Bürde b. Niyar kalktı ve:

"Ey Allah'ın Resulü vallahi ben bu günün yeme, içme günü ol­duğunu düşünerek Kurbanı (mı) namaza çıkmadan önce kestim ve (yine bu düşünceyle) acele edip (kurbanın etinden) yedim, aileme ve kom­şularıma da yedirdim" dedi.

Resûlullah (s.a) de:

"Bu et koyunudur" buyurdu. Bunun üzerine (Ebû Bürde tek­rar kalktı ve):

Ben de bir yaşını doldurmamış (fakat semiz olması ve etinin le-zizliği bakımından iki et koyunundan) daha hayırlı bir oğlak var (kur­ban edebilmem için bu oğlak) bana yeter mi? diye sordu.

Fahr-i kâinat Efendimiz de:

Evet senden başka bir kimse için (böyle bir oğlağı kurban et­mek) asla yeterli olamaz" buyurdu.[68]

 

Açıklama

 

Bu hadis-i şerifte, kurban bayramında kesilmesi gereken kur-hanlıkların Hz. Peygamberin sünnetine uygun olarak kesil­miş olmaları için, bayram namazından sonra kesilmesi icab ettiği, bayram namazından önce kesilen kurbanlıkların, sahihlerinden kurban kesme mü­kellefiyetini kaldıramayacağı, binaenaleyh bayram namazından önce kesi­len bir kurbanın ibadet maksadıyla değil de sadece et için kesilmiş sayılacağı sahiplerinin mükellefiyetten kurtulmak için, ikinci bir kurban daha kesmek zorunda kalacakları ifade edilmektedir.

Hadis-i şerifte, açıklanan ikinci bir mesele; bir yaşını doldurmamış bir keçi yavrusunun'kurban bayramında kurban edilmek için yeterli olmadığı, fakat Resul-ü Zîşan Efendimizin Ebû Bürde'ye mahsus olmak üzere böyle bir oğlağı kurban etmeyi yeterli kıldığı, ifâde buyrulmaktadır.[69]

 

Bazı Hükümler

 

1. Kurban kesme vakti, bayram namazı kılındıktan ve bayram hutbesi okunduktan sonra girer.İmâm Malik, bu hadisi delil getirerek, imam, bayram namazını kıldırıp hutbesini okuyup kurbanını kesmeden, kurban kesmenin caiz olmayacağı­nı, fakat imam kurban kesmeyecekse o zaman, bayram namazı ve hutbesin­den sonra, bir kurban kesecek kadar bekledikten sonra, kurban kesmenin caiz olduğunu, bu mevzuda şehirli ile bayram namazı kılamayan köyde otu­ranlar arasında bir fark olmadığını, söylemiştir.

a. Hanetîlere göre, bayram namazı kılınmayan köylerde ve çiftliklerde oturan kimselerin kurban kesme vakti; sabah namazının vaktiyle birlikte gi­rer. Bayram namazı kılınan yerleşim merkezlerinde bulunan kimseler için kur­ban kesme vakti, imamın bayram namazını kılmasıyla girmiş olur. Eğer bir özürden dolayı o şehirde bayram namazı kılınamamışsa, kurban kesme vak­tinin girmesi için, zeval vaktinin çıkması gerekir. Ondan önceki zaman içeri­sinde kurban kesilemez.

b. İmam Şafiî île Dâvûd ve İbn el-Münzir'e göre; kurban kesme vakti güneşin doğmasıyla girer. Bu hususta imamın bayram namazını kıldırıp kıl­dırmamasına bakılmadığı gibi, imamın kurbanını kesip kesmediğine de ba­kılmaz. Yine bu hususta, içerisinde bayram namazı kılınmayan köy halkı ile içerisinde bayram namazı kılınan şehir halkı arasında hiçbir fark yoktur. Hepsi aynı hükme tabidirler.

Hanbeli âlimlerinden el-Harakî'nin görüşü de budur. Ve Efdal olan bay­ram namazı kılınmadan önce kurbanı kesmemektir.

c. İmam A hm e d ile el-Evzaî, İshak, Hasan-ı Basri, imam bayram na­mazını kılmadan kurban kesmenin caiz olmadığını, ancak imam namazı kıl­dıktan sonra kurbanı kesmemiş bile olsa, kurban kesmenin caiz olacağını söylemişlerdir. Bu hükme varırken metinde geçen "namazdan önce kesilen hayvan kurban değil et koyunudur” anlamındaki cümlenin zahirine dayan­mışlardır.

Kurban kesme vaktinin ne kadar sürdüğü ve ne zaman sona erdiği me­selesini ise 2789 numaralı hadisin şerhinde açıklamıştık. Muhterem okuyu­cularımız bu meselede fıkıh ulemasının görüşlerini öğrenmek için oraya mü­racaat edebilirler.

Geceleyin kurban kesmenin caiz olup olmayacağı meselesi de alimler ara­sında ihtilaflıdır. Bu ihtilâfı şu şekilde özetlemek mümkündür:

a. İmam Mâİik, İbn Abbas (r.a)'nın rivayet ettiği "Peygambter (s.a) geceleyin kurban kesmeyi yasakladı.[70] mealindeki hadise dayanarak geceleyin kurban kesmenin caiz olmadığını söylemiştir. Ancak bu hadisin senedinde rivayetleri makbul sayılmayan Süleyman b. Ebî Seleme el-Cenayizî ile Mü-beşşir b. Ubeyd vardır. Dolayısıyla bu hadis zayıftır.

b. Başta Hanefilerle İmam Şafiî, îshak ve cumhur ulemaya göre, gece­leyin kurban kesmek, kerahatle caizdir.

Bu görüş, İmam Ahmed'den de rivayet olunmuştur. Çünkü gün deyin­ce içerisinde gece de dahildir. Bu bakımdan kurban kesmek için tayin edilen nahr günlerinin hem gündüzünde hem de gecesinde kurban kesmek caizdir, demişlerdir. Fakat geceleyin kurban kesmek zor olduğundan ve bir takım yanlışlıklar yapmaya yol açabileceğinden mekruh sayılmıştır.[71]

 

2801. ...Berâ b. Azib'den demiştir ki:

Ebû Bürde diye anılan dayım namazdan önce kurban kesmişti. Rasûlullah (s.a) (o haliyle)

"Senin bu koyunun (ibadet maksadıyla kurban edilen bir ko­yun değil, sadece etinden istifade edebileceğin)  bir et koyunudur." buyurdu. (Dayım da):

"Ey Allah'ın Rasûlü ben de bir yaşını doldurmuş bir keçi yav­rusu vardır" (onu kurban edebilir miyim?) diye sordu.

(Resulü Zîşan efendimiz de):

"Senden başkası için uygun olmamakla beraber sen kes!" buyurdu.[72]

 

Açıklama

 

Bu hadis-i şerifte, bayramdan önce kurban kesmenin caiz olmadiği gibi bir yaşını doldurmuş keçi yavrusunu kesmeninde caiz olmadığı, ancak Hz. Peygamber (s.a)'in sadece Ebû Bürde'ye mah­sus olmak üzere bir keçi yavrusunu kurban etme izni verdiği, ifade edilmek tedir. Bilindiği gibi Ukbe b. Amir'in rivayet ettiği diğer bir hadis-i şerifte[73] Resulü Ekremin bu hakkı sadece Ukbe b. Amir'e tanıdığı, bunun dışında hiçbir kimsenin bir yaşım doldurmuş iki yaşına girmiş bir keçi kurban ede­meyeceği ifade edilmiştir.

Hafız İbn Hacer bu mevzuda Beyhakî'nin: "Eğer İbn Mâce ve Tirmi-zî'nin naklettikleri bu Ukbe b. Amir hadisinin sonun ki "Onu da sen (ken­dine) kurban et" mealindeki ziyade, bu ziyadenin bulunmadığı rivayetlere tercih edilecek derecede kuvvetli bir rivayetse, o zaman bu izin Ebû Bürde'-ye verildiği gibi Özel olarak Ukbe (r.a) de verilmiştir" dediğini, söyledikter sonra kendisi de şu görüşlere yer vermiştir:

"Aslında Beyhakî'nin bu açıklaması meseleyi halletmekten uzaktır. Çün­kü İbn Mâce ve Tirmizînin rivayetleri olan Hadis-i şerifte bu iznin sadece Ukbe'ye verildiği başka birine asla verilmediği ifade edildiğine göre, bu iz­nin Ebû Bürde için geçerli olmaması gerektir. Eğer bu iznin sadece Ebû Bür-de'ye verildiği göz önüne alınırsa Hz. Ukbe'ye verilen böyle bir iznin geçerli olmaması lâzım. Bu mevzuda yapılan izahların en doğru olanı şudur: Bu ha­dislerden ya sonradan sadır olanın önceden sadır olanın hükmünü neshetmiş olması lâzımdır. Bu da işlerin ikisinin de aynı zamanda sadır olmaları ve dola-yısıyle bu iznin özü geçen iki sahabî için de geçerli olması gerekir. Ancak bazıları bu mevzuda gelen hadislere bakarak kendisine bu özel iz­nin verildiği kimselerin sayısını dörde, kimisi de beşe çıkarmıştır. Ancak ha­dislerin hepsinde bu iznin sadece bir şahsa özel olarak verildiğine ve başkalarının bu izinden faydalanmasının caiz olmayacağına dair açık bir ifade yoktur. Bu ifade sadece Ebû Bürde ile Ukbe b. Amir hakkında gelen iki ha­diste vardır.

Bu bakımdan meseleyi şu şekilde halletmek mümkündür. Ukbe b. Amir ve Ebû Bürde hakkındaki iki hadisle, diğer şahıslar hakkında gelen hadisler arasında bir çelişki yoktur. Çünkü İslamın ilk yıllarında bir yaşındaki keçi yavrusunu kurban etmenin caiz olduğu, fakat sonradan bu cevaz kaldırıldı­ğı ve sadece Hz. Ukbe ile Ebû Bürde hakkında özel bir cevaz olarak kalmış olduğu bilinmektedir.[74]

[59] Müslim, edâhi 13; Nesaî, dahaya 13; İbn Mâce, edâhi 7; Ahmed b. Hanbel, III-312-327.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/474-475.

[60] Dürrü'l-Muhtar el Haskefî V-226-227 (el-udhiye).

[61] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/475-476.

[62] Fethurrabbânî, XIII-72.

[63] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/476.

[64] Buhârî, edahi 7; Müslim, edahi 15; Tirmizî, edahi 7; Nesaî, dehaya 13; İbn Mâce, edahi 7; Darimî, edahi 4; Ahmed b. Hanbel IV-149, V-194.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/476-477.

[65] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/477.

[66] Nesâî, dahaya 13; İbn Mâce edahi 7; Ahmed, V-368.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/477-478.

[67] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/478.

[68] Buhârî, edahi 8; Müslim, edahİ 5, 8; Tirmizî, edahi 12; Nesaî, dahaya 17; Dârimi, eda-hi 7; Ahmed b. Hanbel IV-282, 287, 298, 303.

Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/478-479.

[69] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/479-480.

[70] Mecmeu'z-Zevâid IV-23.

[71] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/480-481.

[72] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/481.

[73] Tirmizî, edahi 7; İbn Mâce, edahî 7.

[74] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/481-482.