> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > İstanbulda İlk Nakşi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İstanbulda İlk Nakşi  (Okunma Sayısı 1751 defa)
04 Mayıs 2010, 19:17:31
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Mayıs 2010, 19:17:31 »



İstanbul’da İlk Nakşî: Seyyid Emir Buharî k.s.

İstanbul’da ilk Nakşibendî dergâhını açan Emir Buharî hazretleri davet üzerine şehre gelen velilerdendir. Alim ve şair bir zat olan Emir Buharî’nin tesiri Osmanlı İstanbul’unda birkaç asır devam etmiştir.

İstanbul’un fethiyle birlikte, şehri her yönden bayındır hale getirmek, hem Fatih Sultan Mehmed’in hem de ondan sonra yerine geçen oğlu II. Bayezid’in öncelikli hedefi haline gelmiştir. Şehrin çehresi değiştirilmiş, camiler, hanlar, medreseler, tekkeler, çarşılar yaptırılmıştır, vakıflar kurulmuştur. Şehirde müslüman nüfusun artması sağlanmış, önemli zanaatkârlar, alimler ve mutasavvıflar davet edilmiştir. İstanbul’da ilk Nakşibendî dergâhını açan Seyyid Emir Buharî k.s. hazretleri de davet üzerine şehre gelen velilerdendir.

Buhara’dan Simav’a

Seyyid Emir Buharî hazretleri, tahminen 1443 yılında Buhara’da doğmuştur. Asıl adı Ahmed’dir. Doğum yerine nispetle  Buharî ve Hz. Peygamber s.a.v.’in soyundan geldiği için “seyyid”, “emir” ve “hüseynî” nisbeleriyle de tanınmıştır. Nakşibendî silsilesinin büyüklerinden olan Mahmud Fağnevî k.s. hazretlerinin torunudur. Buhara’da çeşitli alanlarda tahsil gördükten sonra Hâce Ubeydullah Ahrar k.s. hazretlerine intisap etmiştir. Hem seyyid hem de Fağnevî torunu olması dolayısıyla Hâce Ubeydullah Ahrar hazretleri kendisine büyük hürmet göstermiştir. Bundan rahatsız olan Emir Buharî hazretleri, mürşidinin halifelerinden biri olan Abdullah İlâhî k.s. ile Anadolu’ya, Kütahya’ya gelmiştir. Abdullah İlâhî hazretleri memleketi olan Simav’a yerleşince o da yanından ayrılmamıştır. Anadolu’da açılan bu ilk Nakşibendî dergâhının birkaç yıl imamlığını yapmıştır.

Seyyid Emir Buharî k.s., doğup büyüdüğü, ilim tahsil ettiği Buhara’dan ve seyr u sülukunu tamamladığı Simav’dan sonra hacca gitmek için şeyhinden izin ister. Yolculuk esnasında Kudüs’e uğrar. Orada vakıf imkanlarından faydalanmayı reddeder, kitap istinsah ederek geçimini sağlar. Mekke-i Mükerreme’de kaldığı sürece her gün yedi tavaf ve yedi sa’y yapar. Bir yıl mübarek topraklarda kalan Hazret, şeyhinin daveti üzerine tekrar Simav’a döner.

İstanbul yılları

O yıllarda Abdullah İlâhî hazretlerinin şöhreti hızla yayılmış, İstanbul’dan birkaç kez bizzat davet almış, fakat gitmemiştir. İstanbul’a gitme arzusu gönlüne düşen Emir Buharî hazretleri, şeyhine İstanbul’u görmek istediğini bildirir. O da şehrin dinî ve tasavvufî durumunu kendisine bildirmesi şartıyla izin verir.

İstanbul’a gelen Emir Buharî k.s., Şeyh Vefa hazretleri ile görüşür ve tekkesinde misafir olarak kalır. Birkaç ay sonra bir mektupla mürşidine şehrin durumundan bahseder, görüştüğü şeyhleri anlatır. Mektupta farsça yazdığı şu beyit de vardır:

“Burada gönlü rahat olan kişi, yârin eteğine yapışmış ve bir köşeye çekilmiştir.”

Mektubu alan Abdullah İlâhî hazretleri İstanbul’a yerleşme düşüncesinden tamamen vazgeçer fakat gidip Emir Buharî k.s. hazretlerine halifelik verir. Sonra Simav’a döner ve vefat edene kadar burada irşada devam eder.
Emir Buharî hazretlerinin hilafet aldığı yıl, 1477’dir ve Nakşibendî yolu İstanbul’a ilk olarak bu tarihte gelmiştir.

Hüseyin Vassaf “Sefine-i Evliya” adlı meşhur kitabında şöyle der:

“İstanbul’da ilk defa olarak Nakşibendî dergâhını tesis ve inşa eden Ahmed Buharî hazretleri, Eğrikapı dahilinde Ayvansaray üstünde mescid ve zaviye inşa eylemiştir. Burada insanları irşad etmekle meşgul olmuştur.”

Bu yıllarda Fatih Camii’nin batısında oturan Emir Buharî hazretlerinin müritleri artınca, II. Bayezid bir mescid ve dervişleri için odalar yaptırarak burayı Nakşibendî dergâhına dönüştürür. Zamanla mensupları daha da çoğalınca Ayvansaray ve Edirnekapı’da birer dergâh daha açılmıştır.

Seyyid Emir Buharî hazretleri 1516 yılanda vefat eder ve vefat ettiği tarihe kadar ilim ve irşad faaliyetlerine ara vermeden devam eder. Dört eser yazmıştır. Bu eserler tasavvufla ilgili bir risale, Mevlâna hazretlerinin bir şiirinin şerhi, Farsça ve Türkçe şiirlerini içeren iki küçük divançedir.

Türkçe şiirlerinde Yunus Emre’de görülen akıcılık ve sadelik göze çarpar. Kaynaklarda belirtildiğine göre, Hz. Mevlâna’ya özel bir muhabbeti vardır. Nitekim hac yolculuğuna çıkarken yanına sadece Kur’an-ı Kerim’i ve Mesnevi’yi almıştır.

Nakşibendîlik Osmanlı coğrafyasında üç asır boyunca onun ve daha sonra gelen Müceddîdilik koluna bağlı şeyhlerin vasıtasıyla devam etmiştir. 19. yüzyıla gelindiğinde ise bu kolların yerini Halîdilik almıştır.

Sanatkâr velî

Emir Buharî hazretleri birçok mürit ve halife yetiştirmiştir. Bunların içinde önemli alim ve şair zatlar vardır. Dönemin önemli şairlerinden Lamiî Çelebi bunlardan biridir. Nefahat Tercümesi’ni yapan bu zat aynı esere Emir Buharî hazretlerinin hayatını ve menkıbelerini da eklemiştir.

Lamiî Çelebi, divanındaki birçok şiirinde mürşidinden bahsetmiş ve ona muhabbetini dile getirmiştir:

“Bugün taht-ı velâyetde şehinşeh Mîr Efendi’dir
Tarîk-i hâcegân içre reîs-i Nakşibendîdir.”

...

“Bir ulu dergâha çokdan intisabım var benim
Eşiğinde rûz u şeb çok feth-i bâbım var benim.”

...

“Ne sevda bu ne sevdadır ki cân doymaz bu sevdadan
Ne derya bu ne deryadır ki dil çıkmaz bu deryadan”

Lamiî Çelebi, Emir Buharî hazretlerinin Simav yıllarını bizzat kendisinden dinlemiştir. Emir Buharî anlatıyor:

“Hz. Şeyh (Abdullah İlâhî), Simav’da olduğumuz zamanlarda beş vakit imamlık görevini bize vermişlerdi. Hz. Şeyh’in bir merkebi ve katırı vardı. Güneş doğduktan sonra her gün onları sürüp öğle vaktine kadar dağdan odun çekerdim. Öğle namazını kıldıktan sonra sürülecek çift varsa sürerdim. Orak vaktinde ekin biçerdim. Diğer zamanlarda sırtımda çalı çırpı götürürdüm. Hz. Şeyh’in bağını bahçesini bend ederdim. İkindi namazını kıldıktan sonra Hz. Şeyh’in huzuruna varırdım.” (Nefahat Tercümesi, s. 781)

Lamiî Çelebi şeyhinin özellikle üzerinde durduğu esasları şöyle sıralamıştır:

• Azimete dayanan amel,

• Şekle ve surete önem vermemek,

• Kararınca yemek, az konuşmak,

• Yakınlık üzere olmak ve dünyalıktan uzak durmak,

• Geceleri ihya etmek,

• Gündüzleri oruç tutmak,

• Gizli zikre devam etmek,

• Bid’attan uzak durmak,

• Sünnet’e bağlanmak,

• Dünyadan kalbî bağı kesmek.

Emir Buharî hazretleri, vefatından az önce, müritlerine ‘Takva ve birlik halinde olunuz!’ diye vasiyet etmiştir.

Şiirlerinden

Sanman keramet isterim
Yâ türlü halet isterim
Ben aşıkım zat isterim
Gayrı neme gerek benüm.

. . .

Özge sevdalarda geçti ömrümüz
Kuru kavgalarda geçti ömrümüz
Arzu-yı mansıb u sevdâ-yı câh
Bu temennâlarda geçti ömrümüz.

. . .

Bana ansız olan seyri gerekmez
Dilimde gayrının zikri gerekmez
Gönülde mâsivâ fikri gerekmez
Bana Tanrı gerek gayri gerekmez.

. . .

Sen bilirsin senden özge kimse şah olmaz bana
Dostum hiç senden artık kimse padişah olmaz bana

. . .

Yele verdin bu hevada varımız
Yere çaldın namus ile arımız
Aleme keşfeyledin esrarımız
Hey gönül, şeyda gönül, rüsva gönül.

. . .

Eşiğinden özge kanda varayım
Seni koyup ya kime yalvarayım

Yâ İlâhî sen esirge beni kim
Bir zayıf u aciz ü bî-çâreyim.

Sana tuttum yüzümü yâ Rabbenâ
Seni koyup ya kime yalvarayım.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İstanbulda İlk Nakşi
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:32:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İstanbulda İlk Nakşi rüya tabiri,İstanbulda İlk Nakşi mekke canlı, İstanbulda İlk Nakşi kabe canlı yayın, İstanbulda İlk Nakşi Üç boyutlu kuran oku İstanbulda İlk Nakşi kuran ı kerim, İstanbulda İlk Nakşi peygamber kıssaları,İstanbulda İlk Nakşi ilitam ders soruları, İstanbulda İlk Nakşiönlisans arapça,
Logged
27 Haziran 2017, 17:26:11
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 27 Haziran 2017, 17:26:11 »

Esselamu aleykum.rabbim bizleri hak dostlarinin yolundan ayirmasin insallah.rabbim razi olsun paylasimdan kardesim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Haziran 2017, 06:32:54
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.947


« Yanıtla #2 : 28 Haziran 2017, 06:32:54 »

Ve Aleyküm Selam.  Mevlam bizleri hak dostlarından ayırmasın inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes