> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Sizden Gelenler (Tasavvuf)  > İlmin varlık sebebi hasyet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İlmin varlık sebebi hasyet  (Okunma Sayısı 1158 defa)
25 Temmuz 2010, 15:16:24
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 25 Temmuz 2010, 15:16:24 »



İLMİN VARLIK SEBEBİ: HAŞYET


Günümüzde müslümanlar için son derece önemli olan hususlardan biri “ilim” kavramı hakkında doğru bir anlayışa ulaşmakHer okumuşu alim bilip peşinden gitmek, kesinlikle güvenli bir yol değil Bu nedenle, ‘alim kime denir?’ ve ‘ilim denildiğinde ne anlaşılmalıdır?’ sorularının cevaplandırılıp, zihinlerdeki karışıklığın giderilmesi gerekir

İslâm’a yabancı olmakla birlikte Batı’dan gelerek İslâm dünyasını istila etmiş bulunan, din dışı (profan) ve dünyevî (seküler) anlayışa göre bilim, din de dahil olmak üzere herşeyi tayin eder, herşey hakkında hüküm verir Onun tasdikinden geçen şeyler doğru, onun koyduğu kurallara uymayan şeyler yanlıştır Bu anlayışa göre, ilmin kaynağı insan aklıdır ve insanın dışında ve üstünde bir bilgi kaynağı yoktur

İslâm dünyasında bu yaklaşımdan köklü bir şekilde etkilenmiş yaygın ilim anlayışı ise, ilginç bir şekilde kendini gösterir: Adı “ilim adamı”na çıkmış bir kısım müslümanlar, herşeyin merkezine kendi din anlayışını koymakta, kendi aklına ve “çağdaş anlayış”a uymayan hususları Kur’an ve Sünnet’le bildirilmiş olsalar bile reddetmekteler

Bu anlayış sahiplerinin geçmiş ulema ve onların ilmi karşısındaki tavrı, “onlar adamsa, biz de adamız” tarzındadır Yani, biz de “ulema” sıfatını taşıyan o kimselerle aynı özellikleri taşıyoruz Onlar alim idiyse, biz de alimiz; hatta onlardan daha avantajlıyız Modern bilim ve teknolojinin her türlü imkanı elimizin altında; dünyanın en uzak köşesine saniyede ulaşabiliyor ve istediğimiz bilgiye anında sahip olabiliyoruz Dolayısıyla onların sınırlı imkanlarla elde ettiği ilmî seviye ile bizim bugünkü imkanları kullanarak varabileceğimiz nokta birbiriyle asla kıyaslanamaz, demekteler

İlk bakışta doğru gibi görünen bu yaklaşımın ilim anlayışı ile ulemanın ilim anlayışı arasındaki fark ortaya konduğunda, İslâm nazarında matlub olan ilim kavramına ne kadar yakın veya uzak olduğumuz kendiliğinden anlaşılır


Haşyete Ulaştıran Bilgi İlimdir

Kur’an’da, Allah’a ve Rasulü’ne itaat edip de Allah Tealâ’dan korkan (haşyet sahibi) ve sakınan (takva) kimselerin kurtuluşa ereceği bildirilirken (Nur/52), Allahu Tealâ’dan hakkıyla korkan zümrenin “ulema” olduğu belirtiliyor (Fâtır/28)

Yukarıdaki ilk ayette -her ikisi de dilimize yanlış olarak “korkmak/korku” şeklinde tercüme edilen- “haşyet” ve “takva” kelimelerinin birlikte zikredilmiş olması oldukça dikkat çekicidir Açıklanacağı üzere bu iki kelime birbirinden farklı muhtevalara sahiptir İlgi çekici husus şu ki, Kur’an’da “takva” ve takvadan türetilmiş kelimeler sadece insanlar hakkında kullanılırken, “haşyet” ve türevi kelimeler melekler hakkında da kullanılmıştır Bu şunu gösterir: Haşyet kelimesinin ifade ettiği mana, meleklerin de içinde bulunduğu bir hali anlatır ve insanlardan kim bu hale ulaşmışsa, haşyet kelimesinin taşıdığı anlamı yaşamada meleklerin seviyesine ulaşmış demektir

Bu nedenle, yukarıda işaret ettiğimiz ikinci ayette “ulema” hakkında kullanılan “haşyet” kelimesi, alimler zümresinin diğer insanlardan farklı bir yerde durduğunu gösterir Nitekim Ragıb el-İsfehanî “haşyet” kelimesini açıklarken, “ekseriyetle bu hal, kendisinden korkulan şey ya da zat hakkında ilim sahibi olunması durumunda bulunur Bunun için bu durum ulemaya mahsus kılınmıştır” der

Bu noktada Hz Peygamber (AS)’in, “hikmetin başı Allah korkusudur” (Taberanî, Beyhakî) hadisi, hikmete ancak Allahu Tealâ’dan hakkıyla korkan ulemanın ulaşabileceğini idrak etmemizi kolaylaştıracaktır

İbn-i Abdilberr’in naklettiğine göre Abdullah b Mes’ud (RA), alimi, “Allahu Tealâ’dan korkan kişi” olarak tarif etmiş ve yukarıda işaret ettiğimiz Fâtır suresi 28 ayetini okumuştur

Ali el-Karî, Mirkâtu’l-Mefâtih’inde, içinde sözkonusu ayetin geçtiği bir hadisi açıklarken şöyle diyor:
“ Bu meselenin hasılası şudur: İlim, kişide haşyet oluşturur; haşyet de takvaya götürür () Bu hadiste şu hususa da işaret vardır: İlmi bu şekilde olmayan kimse, cahil gibidir, hatta cahildir Bu sebeple ‘cahile bir kere, alime yedi kere yazıklar olsun’ denilmiştir”

Bu itibarla “alim” dendiği zaman akla gelen, ilmi kendisinde haşyet oluşturan ve böylece takvaya ulaşan kimselerdir

Hz Peygamber (AS)’in, kendisinden Allah’a sığındığı dört şeyden birisinin “faydasız ilim” olduğunu hatırlatırsak, “ilim” kelimesine yüklenecek doğru anlam hakkında daha net bir kanaat sahibi olabiliriz

Buradaki “faydasız ilim” tabiri son derece önemlidir Bu tabir, kimseye bir faydası olmayan, boş ve fuzuli bilgi yığını olarak anlaşılabileceği gibi, aslen faydalı olduğu halde kişinin öğrenip de kendisinden istifade etmediği ilim şeklinde de anlaşılabilir Hatta bu ikinci anlamın kastedilmiş olma ihtimali daha kuvvetlidir Zira Efendimiz bir diğer hadiste, “Kıyamet günü Allah’ın nazarında insanların mevki bakımından en kötüsü, ilminden faydalanmayan alimdir” buyurmuştur (İbn-i Abdilberr)


Bilgi Artarken, Azalan İlim

Ali el-Karî, “Tecdid hadisi” diye bilinen “Allahu Tealâ bu ümmete her yüzyılın başında dinini yenileyen eden kimse(ler) gönderir” (Ebu Davud, Hâkim) hadisini şerhederken şunları söyler:

“ Bu tecdidin (yenilemenin/tazelemenin) izafi olduğunda şüphe yoktur Çünkü ilim her geçen yıl azalmakta, cehalet de her yıl artmaktadır Zamanımız alimlerinin yükselmesi, başka değil, ancak ilmin günümüzde alçalmasındandır Yoksa önceki devirlerin alimleri ile sonra gelenler arasında ilim, amel, fazilet, tahkik ve tetkik bakımından herhangi bir münasebet yokturÇünkü Hz Peygamber (AS) döneminden gittikçe uzaklaşıyoruz Bu durum, tıpkı ışık ve nur kaynağından uzaklaşmanın karanlığı artırması ve aydınlığı azaltması gibidir

Buharî’nin, Enes (RA)’den rivayet ettiği, “Ümmetin üzerine hiçbir zaman gelmeyecek ki, kendisinden sonra gelen zaman kendisinden daha şerli olmasın”; Taberânî’nin Ebu’d-Derda (RA)’dan rivayet ettiği, “Hiçbir yıl yoktur ki, hayır eksilmesin ve şer artmasın” ve yine Taberânî’nin İbn Abbas (RA)’dan rivayet ettiği, “Hiçbir yıl yoktur ki, insanlar onda bir bid’at ihdas etmesin ve bir sünneti öldürmesin Bu durum, sünnetlerin öldürülüp bid’atlerin ihya edilmesine kadar böyle devam eder” hadisleri gün geçtikçe kötüleşen duruma delâlet etmektedir

Günümüzde ilim adına mevcut bulunan az bir miktar bile, geçmiş alimlerin ilimlerinin ve yardımlarının
bereketlerindendir Bu itibarla bizim şunu itiraf etmemiz gerekir ki, kıyamete kadar üstünlük ve fazilet, önce geçen (mütekaddimun) alimlerindir Allah onların hepsinden razı olsun”

İşte gerçek alimlerin ilim anlayışını yansıtan birkaç örnek:

Ebu Abdirrahman es-Sülemî’nin, Tabakâtu’s-Sûfiyye’de zikrettiğine göre Zünnûn el-Mısrî şöyle demiştir: “Bizden öncekilerin yaşadığı dönemde kişinin ilmi, dünyaya olan buğzunu ve dünyayı terkini artırırdı Bugün ise kişinin ilmi, dünya sevgisini ve arzusunu artırıyor Yine önceleri, kişi ilmi doğrultusunda malını infak ederdi; bugün ise ilmiyle para kazanıyor Geçmişte alim kişi, kendisini zahiren ve batınen geliştirirdi; bugünse pek çok ilim ehlinin, zahiren ve batınen fesada uğradığı görülüyor”

Tabiun’dan Kasım b Muhammed (RhA) şöyle der: “Benim yetiştiğim insanlar (Sahabe) sözden hoşlanmazlardı Onların hoşuna giden, amel idi”

Yine Tabiun’dan Hasanu’l-Basrî (RhA), alimi “ilmiyle ameli birbirine uyan kişi” diye tarif eder

Vehb b Münebbih, Atâ el-Horasanî’ye şöyle tavsiye ediyor:
“Bizden önceki neslin alimleri, ilimleriyle diğer insanların dünyalıklarına tamah etmezlerdi İnsanlar da onların ilimlerinden istifade etmek için sahip oldukları dünya nimetlerini sarfederlerdi Günümüzde ise ehl-i ilim, insanların elindeki dünyalıklara rağbetle ilimlerini kullanıyor Ehl-i dünya ise, ilim ehlinin kendi nazarlarındaki kötü intibaı sebebiyle onlardan uzak duruyor”

Gerçek alimi tarif eden sözlerin sahipleri ile aramızda bin seneden fazla bir zaman dilimi var O insanlar günümüzde yaşasalardı, durumumuza baktıklarında ne söylerlerdi acaba?


Ebubekir Sifil
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İlmin varlık sebebi hasyet
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:10:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İlmin varlık sebebi hasyet rüya tabiri,İlmin varlık sebebi hasyet mekke canlı, İlmin varlık sebebi hasyet kabe canlı yayın, İlmin varlık sebebi hasyet Üç boyutlu kuran oku İlmin varlık sebebi hasyet kuran ı kerim, İlmin varlık sebebi hasyet peygamber kıssaları,İlmin varlık sebebi hasyet ilitam ders soruları, İlmin varlık sebebi hasyetönlisans arapça,
Logged
07 Ağustos 2017, 18:03:14
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 07 Ağustos 2017, 18:03:14 »

Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri ilim ile hayatını devam ettiren ,ondan korkan onun emri dairesinde yaşayan ve tasavvuf ehli olup kurtuluşu erişen kullardan olalım inşAllah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes