Bağ-ı Aşkın Gülleri
Yeri, göğü, âlemi kıldı Sana Yâr âşık,
Ey Nebî! Dîdârına her yer, her diyar âyık!
Yüzün gibi bir gülü hiçbir dîde görmedi,
Senin güzelliğine genç ve ihtiyar âşık!..
Zaman boyu tek Sensin mesteden bülbülleri,
Bilâl zülfüne vurgun, Câfer-i Tayyar âşık1..
Bir bir sayacak olsam sayılar kâfi gelmez,
Ey Cân-Rüba, bilinmez, kaç bin, kaç milyar âşık!..
Hep semtine akmakta, hep gönül ırmakları,
Kim Seni sevdi ise odur bahtiyar âşık!..
Hasretin bir kütüğü teller gibi inletti,
Buhara’da, tâ çin’de, tâ Yemen’de var âşık!..
Akıllar hayretinden parmağını ısırır,
Ey şeker huylu Nebî! Her yer, her civar âşık!..
Nûrunun incileri Cennetin zînetidir,
Hangi cihete baksam, goncalar mest, hâr âşık!..
Âlemin Seyyidisin, varlığın tek Sebebi,
Elvan elvan çiçekler, hurma, zeytin, nar âşık!.
Mecnun Leylâ sevdası evet bir efsânedir,
Fakat Sana her sabah, her leyl-ü nehar âşık!
Ay hâk-i pâyine yüz sürmede zaman boyu,
Gonca-i Leblerine belki bin bahar âşık!..
Âlem yaratılalı bir mislin görülmedi,
Ey en güzel Sevgili, şu bülbül-i zâr âşık!
Âdem oğullarına müjdelerle geldin Sen,
Hep hicranını çeker, eder intizâr âşık!..
İki cihan şahısın, Enbiyâ Serverisin,
Sadece yer gök değil, cennet, o gülzâr âşık!..
Yoluna kaç Hamza’lar, kaç Mus’ab’lar baş verdi?
Bilemem kaç bin Yunus, kaç şah, kaç hünkâr âşık!..
Ben bir hakîr toprağım, ey Mi’rac sâhibi Yâr,
Can dili yok ki etsin hâlini izhar âşık!..
Şu ayrılık gecemi vuslat fecrine erdir,
Âlemde Seni bilir, tek dost, tek Medâr âşık!..
................
Gökte Melek, yerde Cin, ırmaklarda su âşık,
Yâ NebiyyALLAH, sana gülün kokusu âşık!
Bu nice devlettir ki, yürekler, kalbler âşık,
Saçının her teline gonca-i lebler âşık!..
Mecnundan daha beter gösterir vefâ âşık,
Bilâl, Ammar, Ebû Zer, belki bin defa âşık!..
Sâre, Hacer, İsmail, İbrahim, İshak âşık,
Tâ ezelden beridir nûra müstehak âşık!..
Sever candan, yürekten, aramaz sebep âşık,
Ben bu âlem bağında kimi görsem hep âşık!..
Fidan gibi boy verir, her gün daha çok âşık,
Ey Nebî, Senin kadar bir güzele yok âşık!..
Gülistanın kuşları, servi ve semen âşık,
Taş bile selâm durdu, lâle, yasemen âşık!..
Nurana pervânedir: Zühre, güneş, mah âşık,
Hasretini çekmede, hep etmede ah âşık!..
Tâ kıyamete kadar mâzî ve âtî âşık,
Sayılır mı katında hakîr Necati âşık!..
Ey Âlemin Övüncü, bin selâm olsun Sana,
Anneden ve babadan şefkatlisin insana!..
M.Necati Bursalı
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
