๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 01 Eylül 2012, 15:07:12



Konu Başlığı: Toplumun başına gelenlerden kim sorumlu
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 01 Eylül 2012, 15:07:12
TOPLUMUN BAŞINA GELEN FELAKETLERDEN KİM SORUMLU

İslâm büyüklerinden Zünnûn-ı Mısrî’nin yaşadığı günlerde, Mısır’da büyük bir kuraklık başgöstermiş, bitki ve mahsul yokluğundan halk büyük bir sıkıntıya mâruz kalmıştı. Bir müddetten beri, sürekli yatağından taşarak akan Nil nehri bile küçük bir dere haline dönmüş; kimsenin istifade edemeyeceği bir hal almıştı.
Nihayet halk yağmur duasına çıktı, günlerce el açıp Allah’a yalvardılar, dualar edip gözyaşı döktüler, fakat istedikleri rahmete bir türlü kavuşamadılar. Gökyüzündeki kara bulutlar bir anda ortalığı kapkaranlık hâle getiriyor, gözleri semâya dikilmiş halk:
– Ha yağdı, ha yağacak, diye saatlerce bekliyor, fakat ne çâre ki, bir tek damla olsun yere düşmüyordu.
Gerçi yağmursuzluk, yağmur namazının vaktidir. Yağmur yağmaz ise dua kabûl olmadı, denilmez.
Bununla beraber cemaattan biri, büyük velî Zünnûn’a koştu ve önünde diz çökerek yalvardı:
– Aziz büyüğümüz, dedi. Günlerden beri halk yağmur duasına çıkıyor, el açıp Allah’a yalvarıyor, fakat yere tek damla olsun düştüğü görülmüyor, halkımızın kuraklık yüzünden içine düştüğü sefaleti görüyorsunuz. Perişanlık en üst seviyeye çıkmış bulunuyor. Lûtfeyle, el açıp Allah’a dua et de, şu içinde bulunduğumuz kuraklık felâketinden kurtulalım. Rabbimiz sizin duanızı reddetmez.
Büyük velî Zünnûn sordu:
– Günlerdir yaptığınız duanız niçin kabûl olmuyormuş, düşündünüz mü?
– Evet, halkın söylediğine göre içimizde bir günahkâr varmış. Bu suçlu adam yüzünden duamız kabûl olmaz, yağmur yağmazmış. Bu adamın kim olduğunu bilemiyoruz. Kimse suçu kendi üzerine almıyor.
Bu konuşmayı takibeden günün gecesinde Mısır’da bir şâyia çıktı.
– Zünnûn, Mısır’dan çıkıp Medyen’e kaçmış!
Bundan sonra da Mısır’da beklenen yağmur yağmaya başladı.
Uzun bir aradan sonra büyük velî Zünnûn, Mısır’a döndü. Fakat gelir gelmez etrafını saran halk:
– Neden bizim için dua etmeyip de Mısır’ı terkettin? diye onu soru yağmuruna tuttular.
Zünnûn bunlara şöyle cevap verdi:
– İşittim ki, Mısır’da kuraklık kötüler ve günahkârlar sebebiyle hüküm sürmekte, dualar suçluların hatâları sebebiyle kabûl olmamaktaymış. Düşündüm, bu halkın içinde kendimden daha suçlu, daha günahkâr kimseyi görmedim. İyisi mi buradan derhal uzaklaşarak Medyen’e gideyim, dedim. Tâ ki, bir suçlu ve günahkâr, içinizden uzaklaşsın da duanız kabûl olup, yağmurunuz yağsın. Nitekim gördünüz işte, ben uzaklaştıktan sonra istediğiniz rahmet, bereketli damlalarını tarlalarınızın üzerine serperek mahsulünüzü kurtardı...

Ahmet ŞAHİN