Sistematik Kelam 1. Ünite Özeti ( Detaylı Özet )
A- Kelam ilminin Mahiyeti:
İslam dininin itikat ile ilgili tüm meselelerini konu edinen Kelam ilmine konusuna ve gayesine bakılarak bazı tanımlar verilmiştir.
1 - Kelam ilminin 'KONUSUNA' göre tanımı :
Kelam ilminin konusuna göre tanımlarının en meşhuru şöyledir;
''KELAM, Allah'ın zatından ve sıfatlarından mebde' ve mead (başlangıç - son)itibariyle yaratılmışların hallerinden İslam kanununa göre bahseden ilimdir''
Daha ayrıntılı açıklamak gerekirse,
- Kelam ilminin konuları ALLAH'IN ZATI VE SIFATLARI ile MÜMKİNATIN yani Allah dışındaki her şeyin (yaratılmışların) halleridir.Buna göre Kelam Allah'ı ilgilendiren tüm meseleler ile ilgilenirken, Allah dışındaki varlıklara dair hususları da ele almaktadır.
- Kelam Allah dışındaki varlıkları ele alma bakımından fizik, kimya, biyoloji gibi pozitif bilimlerle ortaklık arzederken önemli bir konuda onlardan farklılaşır.Bu ''mebde ve mead'' yani, varlıkları sadece yaşarken değil öncesi ve sonrası bakımından da ele alır. Böylece o sadece fizikle değil fizikötesi (metafizik) ile ilgilenir.
- Kelam tüm yaptığı çalışmaları ''İSLAM KANUNUNA ''göre yapar.Bu özelliğiyle de fiziğin ötesine dair yaptığı çalışmayla FELSEFE'den de ayrılır.Felsefe ilmi de varlıkların öncesi ve sonrasıyla ilgilenir fakat bunu (KELAM ilminden farklı olarak) insan aklına dayanarak yapar.
2- Kelam ilminin 'GAYESİNE' göre tanımı :
Kelam ilminin gayesine göre tanımlarından en meşhuru şu şekildedir;
''KELAM, kesin deliller kullanmak ve vaki olacak şüpheleri kaldırmak süretiyle dini akideleri ispata güç yetiren bir ilimdir '' yani,
- Kelam ilmi inanç ilkelerini ispat gayesindedir. Sadece inanılması gereken esasların ne olduğunun tespitiyle yetinmeyip ispatlama gayesindedir.
- Kelam ilmi bu ispat çabasını HÜCCET leri kullanmak süretiyle yapar. Hüccet ; muhalifin de kabul ettiği ispat gücü yeterli delilleri ifade eder. Yani sadece bunu kabul et! bu inançtır saçma da gelse kabul et demez delilleri ile savunur.
B- KELAM İSMİNİN KAYNAĞI
Kelam ilmine dair sorulan bir soru da ona neden başka bir isim değil de anlamı SÖZ olan KELAM isminin verildiğidir. Bununla ilgili kelamcılar bazı görüşler ortaya koymuşlardır.
* Kelamcılar itikadi meseleleri eserlerinde tartışırken ''şu şu konudaki söz '' anlamına gelen ''el- kelam fi keza ve keza ...'' şeklinde başlarlardı. Bu nedenle bu ismin verildiğini söylerler.
* İslamın erken dönemlerinde bir tartışma konusu da Allah'ın KELAM sıfatının mahiyeti ve bu sıfatın ürünü olan Kur'an-ı Kerim'in yaratılmış olup olmadığıydı. Kelamcıların tartıştığı ilk mesele Kelam sıfatıyla ilgili olduğundan bu ismi aldığı söylenir.
* Bazı ilimler okumak ve tefekkür etme yoluyla elde edilirken kelam ilmi muhaliflere cevap vermek ve akli delillerle ikna edip mağlup etmeye çalışır. Bu da CEDEL ile dir.Cedel söz gücüne dayanır.Kelam ilminin en önemli silahı da SÖZ dür.
* Kelam kelimesi ''yaralamak'' anlamına gelen ''KELM'' kökünden türemiştir. Kelam ilmi de öne sürdüğü ikna edici delillerle muhalifinde bi iz bırakır.BU nedenle bu isim verilmiştir.
* İlk kelamcılar aslında SELEF alimlerinin susmayı tercih ettikleri hatta yorum yapmayı bile sapkınlık ve bid'at olarak kabul etikleri bu dönemde, aksine bu konularda konuşmayı ve tartışmayı yani KELAM'ı tercih etmişlerdi.
C- KELAM İLMİNE VERİLEN DİĞER İSİMLER
* EL- FIKHU'L EKBER : Ehl-i sünnet imamlarından Ebu Hanife inanç esaslarını ''en büyük fıkıh'' anlamına gelen ''El - fıkhu'l ekber'' şeklinde isimlendirmiştir.
* İLMU'T - TEVHİD : Allah'ın birlenmesi anlamına gelen Tevhid islam dininin nazil olduğu müşrik toplumda en büyük mücadelenin adı olmuştur. Bu yüzden bazı müellifler bu ilmi ve bu ilimle ilgili yazdıları eserlerde Tevhid ismini kullanmışlardır. Örneğin;
----- İmam Maturidi'nin itikada dair eserinin ismi Kitabu't Tevhid 'dir.
---- Yine son dönemde Muhammed Abduh da eseri için Risaletü-t Tevhid
---- Cemaleddin el-Kasimi de Kitabu't Tevhid ismini tercih etmiştir.
* İLMU'T-TEVHİD VE'S SIFAT: Kelam ilminin en teml konusu uluhiyet yani ALLAH ile ilgili meselelerdir. Bu yüzden ilk dönemlerde Allah'ın sıfatları tartışma konusu olmuştur. Bu nedenle bu isim de verilmiştir.
* USULÜ'D-DİN: Dinin inanç ile alakalı esas ve meselelerine ''dinin kökleri'' anlamına gelen Usulü'd-din denilir. Bu ismi veren müelliflerden bazıları ;
----- Ebu'l Hasan el-Eş'ari El İbane 'an usulü'd-diyane
----- Abdülkadir El Bağdadi ve Pezdevi de eserlerini Usulü'd-din şeklinde adlandırmışlardır.
*İLMU'N NAZAR VE'L İSTİDLAL: Kelamcılar meseleleri ele alıp hükme ulaştırırken AKLİ DÜŞÜNME (NAZAR) ve AKIL YÜRÜTME (İSTİDLAL) yöntemleri uygularlar. Bu nedenle bu ismi kullanmışlardır.
* İLMU'L AKAİD : Gönülden bağlanılıp kesin şekilde inanılan AKİDE kelimesinin çoğulu olan AKAİD İslamın inanılması zorunlu olan inanç prensiplerini ifade eder. Kelam ilmi de bu alanla ilgili olduğundan akaid ilmi de denmiştir. Bu isimle yazılan eserler şöyledir;
------ Hanefi alim Tahavi akaid eserine '' el akaidü't Tahaviyye''
------ Ömer en-Nesefi akaidine ''el-Akaidu-n Nesefiyye'' adını vermişlerdir.
D- KELAM İLMİNİN KONUSU
Kelam ilmi başta Allahın sıfatlarını konu edinirken günümüze değin süre gelen problemler nedeniyle ele aldığı konular genişlemiştir. diğer din mezhep ve düşüncelere karşı savunma yaparken muhataplar değiştikçe ele aldığı konular da çeşitlenmiştir. En başta ULUHİYYET, NÜBÜVVET, SEMİYYAT konuları işlenirken felsefenin de İslam dünyasında etkisini hissettirmesiyle GAZZALİ felsefe konularını da içine almış Allah dışındaki varlıkları da kapsayacak şekilde 'mevcud' olarak genişletmiştir. Buna göre bir Kelam eseri VARLIK, BİLGİ, ULUHİYYET, NÜBÜVVET, AHİRET, İMAMET gibi ana konulardan oluşur hale gelmiştir. Bu konulardan bazısı kelam iminin yöneldiği temel konular ( mesail) olup bazısı bunları delillendirme ve izahta aracı (vesail) konulardır. ULUHİYYET, NÜBÜVVET, SEMİYYAT gibi doğrudan İslam akaidinin konuları Kelamın MESAİL-i olup bunlara 'CELİLÜ'L-KELAM ' denir.VARLIK, BİLGİ, İSTİDLAL yöntemleri gibi konular ise MESAİL-İ temellendirmede yardımcı olup kelamın VESAİL 'idir ve DAKİKU'L -KELAM şeklinde isimlendirilir.
E- KELAM İLMİNİN YERİ VE DEĞERİ
Kelam alimleri akli ve dini ilimler içerisinde en şerefli ilmin (eşref-i ulüm) Kelam olduğunu iddia etmişlerdir.buna göre;
* ilimler değerlerini mevzularına ,konularına göre alırlar. Kelam Allahı konu edinir.Bu yüzden en şerefli ilimdir.
* Kelam ilmi dinin temelini oluşturan inançları tespit etmeye uğraştığından bütün ilimlerin temelini oluşturur.
* Kelam ilmi İslama muhalefet olan bütün din kültür ideoloji ve düşüncelere karşı müdafaa eden en baş ilimdir.
* Kelam ilminin gayesi dünya ahiret saadetidir.
* Kelam ilmi HZ.Ademden Hz. Muhammed(sav)e kadar bildirilen ve hiç değişmeden gelen inanç ilkelerini ele alır.Bu yüzden Kelam hakiki bir ilimdir.
F- KELAM İLMİNİN ÖZET TARİHÇESİ
HZ.Muhammed zamanında itikadi tartışmalar yoktu çünkü Peygamberimiz bir otoriteydi. Fakat Hz.Muhammedin vefatından az evvel Ashab döneminin başlarında bazı kaynaklarda ''ilk ihtilaflar'' olarak zikredilen KIRTAS, ÜSAME ORDUSU, HZ.PEYGAMBERİN VEFATI, KABRİNİN YERİ, BEN-İ SAİDE ÇARDAĞINDAKİ ENSARIN HALİFE SEÇMESİ , HZ.EBUBEKİRİN HALİFE SEÇİLMESİ, FEDEK ARAZİSİ, RİDDE HADİSELERİ, ZEKAT VERMEYENLER MESELESİ gibi bazı tartışmalar çıksa da bunlar ümmeti bölmeye sebep olacak bir mahiyet arzetmiyordu.
Müslümanları derinden etkileyen ileriki zamanlarda itikadi görüş ve grupların çıkmasına zemin hazırlayan olay Hz. Osman'ın şehadetidir. Bu olay ilk defa iki müslüman grubu karşı karşıya getirmiştir.(cemel ve sıffin savaşı)
** Sıffin savaşının neticesinde gerçekleşen TAHKİM HADİSESİ İslamın ilk siyasi-itikadi ayrılıkçı hareketi olan HARİCİLİK ' in doğmasına sebep olmuştur.**
Haricilere tepki olarak da MÜRCİE ve MU'TEZİLE fırkaları doğmuştur.
Emeviler dönemi özellikle KADER meselesinin tartışıldığı CEBRİYYE ve KADERİYYE gibi fırkaların doğduğu zaman dilimidir.
Yine bu dönemde gerçekleşen KERBELA hadisesi ŞİA' nın bir fırka haline gelmesini , ve imamet meselesinin itikadi bağlamda tartışılmasını doğurmuşur. Bu dönemde aynı zamanda MU'TEZİLE ' nin de sistematikleştiği görülür.
Meşhur mezhepler tarihçisi ŞEHRİSTANİ itikadi mezheplere dair yazdığı meşhur kitabı EL-MİLEL VE'N-NİHAL in baş kısmına koyduğu mukaddimelerde islam dünyasının 4 önemli meselede ihtilafa düştüğünü söyler. Bu 4 mesele şunlardır;
1- İMAMET : İmamet deyince akla bunu bir itikat meselesi haline getiren ŞİA gelir.ümmetin liderliğini Peygamberimizden sonra hz ALİ nin devam ettirmesi gerektiği fikrini temel alan ŞİA nın da alt mezhepleri mevcuttur. İmametin HZ ALİ ye ait olduğunu iddia ederken bazı Kuran ayetlerini delil gösterirler. HZ peygamberin de hayattayken Gadir- Humm da imametin HZ Aliye ait olması gerektiğini söylediğini iddia ederler.ŞİA nın karşısında ise imametin ümmetin tercihne bırakılması gerektiğini düşünenler vardı. Ehli Sünnet mezhepleri gibi imametin KUREYŞ' e ait olduğunu kabul edenler ya da herhangi bir kabileye ait olmadığını söyleyen HARİCİLER de vardı.
2- KEBİRE (BÜYÜK GÜNAH): Büyük günah işleyenlerin bu dünyada gerekse ahiretteki durumuyla ilgili çıkan tartışmalardır. Özellikle TAHKİM HADİSESİ sonrası bunu Kuran ayetlerinin emirlerine aykırı bularak Tahkime rıza gösterdiği için Hz. ALİ' yi ve diğer tarafta yer alan Muaviye 'yi kafir ilan eden...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın