๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 29 Ekim 2011, 23:20:47



Konu Başlığı: Hidayete Ya da Sapıklığa Çağıran Kimse
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 29 Ekim 2011, 23:20:47
6- Güzel Bir Çığır Yada Kötü Bir Çığır Açan, Hidayete Yada Sapıklığa Çağıran Kimse


2420- Cerîr b. Abdullah (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Bedevilerden bazı insanlar, Resulullah (s.a.v.)'e gelmişlerdi. Üzerlerinde yün el­biseler vardı. Resulullah (s.a.v.) onların bu kötü hallerini gördü. Onlara şiddetli bir ihtiyaç/fakirlik isabet etmişti. Bunun üzerine insanları, onlara sadaka vermeye teşvik etti. Fakat İnsanlar sadaka verme hususunda gevşek davranmışlardı. Hattâ Resulullah (s.a.v.)'in yüzünde bundan dolayı bir üzüntü alameti görülmüştü. Sonra Ensar'dan bir kimse, bir kese gümüş getirdi. Sonra bir başkası geldi. Sonra sahabiler, birbirinin peşinden geldiler. Nihayet Resulullah (s.a.v.)'in yüzünde sevinç alameti belirmişti. Resulullah (s.a.v.):

“Bir kimse İslâm'da güzel bîr çığır açar da, kendisinden sonra onunla amel edilirse, o kimseye açtığı bu çığırla amel edenlerin ecri kadar ona sevab yazılır. Amel edenlerin ecirlerinde de bir şey eksilmez. Her kim İslâm'da kötü bir çığır açar da kendinden sonra onunla amel olunursa, o kimsenin aleyhine bu çığırla amel edenlerin günahı kadar günah yazılır. Amel edenle­rin günahlarından da bir şey eksilmez” buyurdu.” [892]

2421- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

“Kim insanları hidayete çağırırsa, bu çağrıya uyup onun ardından gi­denlerin sevabı kadar bir sevab o kimsenin lehine olacaktır. Kendisine veri­len bu sevab, tabi olanların sevabından bir şey eksiltmez. Her kim de insan­ları bir sapıklığa çağırırsa, bu çağrıya tabi olanların günahı kadar bir günah kendi aleyhine olacaktır. Kendisine verilen bu günah, tabi olanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez.” [893]

Açıklama:

Bu hadis, hayırlı İşler yapmanın teşvik edildiğini, kötü çığır açmanın da haram olduğu­nu ifade eden açık bir deliİdir. Hayrlı bir çığır açıp diğer insanların o çığırdan gitmesine sebep olan kimse, kıyamet gününe kadar o yoldan gidenlerin sevabına nail olacağı gibi, kötü çığır açan da kıyamet gününe kadar o yoldan gidenlerin kazandığı günahlar kadar günah kazan­makta devam edecektir.

Davet edildikleri hayırı işleyenlerin sevabının, onu işjeyenler kadar, aynen davet eden ki­şiye de yazılması, onu işleyelerin bu dan kazandıkları sevabı eksiltmediği gibi; şerri işle­yenlerin günahının, aynen ona davet eden kişiye de yazılması, o şerri işleyenlerin bu serden kazandıklan günahı eksiltmez. Ancak bu konuyu:

“Herkesin kazandığı yalnız kendisine aittir. Kendi günah yükünü taşıyan hiçbir kimse bir başkasının günah yükünü taşımaz” [894] ayet-i kerimesi ile karıştırmamak lazım. Çünkü, burada, bir kimse­nin, diğer bir kimsenin günahını çekeceği ifade edilmiyor. Sadece bir kimsenin, işleyeceği günahtan kazandığı vebal kadar, vebal yükleneceği ifade edilmektedir ki ayet-i kerimede kasdedilen mesele ile bu mesele birbirlerinden tamamen farklıdırlar. [895]


[892] Tirmizî, İlm 15, 2675; Nesâî, Zekat 64; İbn Mâce, Mukaddime 14, 203; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/357, 358, 359.

[893] Ebu Dâvud, Sünnet 6, 4609; Tirmizî, İlm 15, 2674; İbn Mâce, Mukaddime 14, 206; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/397.

[894] En'am: 6/164.

[895] B.k.z: N. Yeniel, H. Kayapmar, Sünen-i Ebu Dâvud, Terceme ve Şerhi, 15/366.