๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑ => Resimli Konular => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 09 Ekim 2010, 10:00:36



Konu Başlığı: Ben Sana Meftun Olmuşum Ey Sevgili
Gönderen: Eflaki üzerinde 09 Ekim 2010, 10:00:36
(http://minikkelebek.files.wordpress.com/2009/06/narcisse_.jpg?w=372&h=244)

Ben sana meftun olmuşum Ey Sevgili. Dolaşıyorsun kanımda kıyam hızıyla. Kanıma kırmızı rengi veren sensin Ey Sevgili. Hayata dair ne varsa; tüm niyetlerimde, özlemlerimde, eylerimde, isyanlarımda, itaatlerimde, velhasılı tüm yapıp ettiklerimde dolaşıyorsun kıyam hızıyla. Karların üzerinde açan kardelenler gibi beyazsın karanlık ufkumuzda. Başka bir yerde değil kalbimde yer açtım sana kalbimde. En meskun ve en mesrur duygularım senden neşet etmiştir. Yeniden dirildi tüm mefluç duygularım senin sevginle. Her gün, her saat oturup kalkıp seni anıyorum. Sana layık başka bir yer bulamadım kalbimden gayri. Etrafımda oluşan bir mutluluk halkası varsa, yeşil bir duygu yumağı varsa bunu sana borçluyum Ey Sevgili. Dal budak salıyorsun, bahar getiriyorsun dünyama; nergis kokulu çiçeklerle, mutluluk kaynağı olan kelebeklerle. Ab-ı hayat kokusuyla, diriliş suyuyla, ölümsüzlük iksiriyle dolduruyorsun ciğerlerimi. Hayat veriyorsun tüm bedenime varlığınla, düşüncelerinle, ruhunla.

Kesilmiş gövdemden uyanıp yeniden filizleniyorum bana içirttiğin diriliş suyuyla. Uzanıyorsun büyük sevinçler yaşatarak en ücra hücrelerime. Evet en ücra hücrelerime kadar yayıldı sevgin, bunu açıkça itiraf ediyorum işte. Biliyorum yamalı sevgilerimiz yakışmıyor, yetmiyor seni sevmeye ama biz düçar olmuşuz senin sevgine, senin rızana, senin himmetine Ey Sevgili. Bir lahza, bir yıl gibi oluyor, sen olmayınca. Melekler seni seyretmeye doyamadılar, bütün güzel insanlar seni seyretmeye doyamadılar. Bizse sadece senin gül kokunu almak için yanıp tutuşuyoruz. Bütün güller, bütün çocuklar senden almıştır kokusunu diyerek, hasretle kokluyoruz gülleri, hasretle öpüyoruz çocukları. Sadece geçtiğin yerleri değil, bakışlarının değdiği yerleri görmek bile bizim için en büyük bahtiyarlıktır Ey Sevgili.

Ben sana meftun olmuşum Ey Sevgili. Hiç çıkmadın dünyamdan, yıkık duygularımı onarmak için. Hiç çıkmadan beynimden, düşüncelerimi kıyama ayarlamak için. Hiç çıkmadın kalbimden, duygularımı sevgiliye ayarlamak için. Hep yön verdin, yol verdin ayaklarıma kutsal sevdaya doğru. Aldın beni elimden, savurdun aşkın bir kıyısından bir kıyısına. Nefsimi aşkın denizine batırıp terbiye ettin duygularımı. Sele verdi aşkın, kalpsiz bedenimi, kuru bir dal gibi. Denizlerden denizlere dolaştırdın beni, demir almak için en güvenli liman olan aşk limanından. Ben, yani; kutsal, kayıp sevdasını arayan deli divane. Yunusun sana olan aşkını kıskanıp yolunun tozunu yutup kalbini doyurmak isteyen deli divane. Güvercinlerin ve örümceklerin sana olan aşkını kıskanıp, kafasına her türlü belayı saran deli divane.

Ben sana meftun olmuşum Ey Sevgili. Gece yıldızlara şarkılar söylerim senin ayrılığına dayanamayınca. Ay gökte gümüş tepsi ile gönderdiğin gök nimetlerini getirir bana. Geldin bir gece vakti rüyalarıma, altın duygular bırakıp gittin, beni yalnızlığımla, düşman olan nefsimle baş başa bırakarak. Ayaklarımın altına alıp çiğniyorum işte nefsimi seni daha çok sevebilmek için. Tüm alışkanlıklarımı bırakıp senin ülkene hicret etmek istiyorum, seni görebilmek için. Gönlüm öyle kuvvetli arzuluyor ki seni Ey Sevgili; nisyana kalkışmakta, dünyaya dair olan herşeyi. Tüm dostlarımı bırakıp senin sevgine koşmak istiyorum. Dost olarak sen bana yetersin diye Ey Sevgili.

Ben sana meftun olmuşum Ey Sevgili. Biliyorum savaşta üzülmek gibisi yoktur, savaşta üzülmek gibisi. Sen yoksun diye, senin yeryüzüne getirdiklerin bizden uzaklaştırıldı diye hayat artık hayat değil, sürekli bir savaş gibi oldu. İşte bu acılar diyarında, çile içinde bükülmek gibisi yoktur, bükülmek gibisi. Ve işte içimizde yaşayan bu ölümün kucağında büzülmek gibisi yoktur, büzülmek gibisi. Bizim kalbimizi en çok yoran duygu da bu duygu. Ekmek tazeliğindeki ağlamanın etrafımıza getirdiği hüzün ve acı, her gün yaklaştırıyor bizi, seni daha çok sevmeye. Her gün yaklaştırıyor bizi, seni çok anmaya. Ve yaşayan ölümün kucağında daha çok yaşamaya halimiz-mecalimiz kalmadı. Kalbimizi ve çocukluğumuzu öldüren savaş, ansızın gelip yer açtı kendine hayatımızda. Evet ansızın gelen savaşın kucağında oturup böğrüne acılar saplanan annelerin ve çocukların kalbindeki duygu, özgül ağırlığı tartılabilen her şeyden daha ağır geliyor bedenlerine. Savaşta üzülmek gibisi yoktur, savaşta üzülmek gibisi! Özgül ağırlığı tartılabilen her şeyden daha ağır olan, savaşın içimize soktuğu duygunun altında ezilip duruyoruz. Bir daha hiç çıkmamak üzere hayatımıza giren savaşı, ancak senden aldığımız güç ve ilhamla kovabiliriz yeryüzünden. Yeni açılan bir papatya tazeliğindeki düşlerin ve düşüncelerin olmazsa, sana kavuşma özlemi olmazsa, senin rahmet bulutlarının altında gölgelenme umudu olmazsa; bizim halimiz nice olur. Eş ve arkadaş olur bize acılar. Hayat artık hayat değil, mutluluk artık mutluluk değil, bahar artık bahar değil, güzellikler artık güzel değil,  ekmeğin ve suyun tadı yok artık. Sen yoksun diye. Senin getirdiklerin hayattan uzaklaştırıldı diye. Hiçbir şeyin anlamı kalmadı artık Ey Sevgili.

Ben sana meftun olmuşum Ey Sevgili. Henüz doğmuş bir çocuk tazeliğindeki düşüncelerinle paylaşıp öldürüyoruz yalnızlığımızı. Daha insanların duymadığı acıların feryatlarını kendine katık etmiş anneler var yeryüzünde, senin sevgine muhtaç. Elinden tutup kurtar onları çile nöbetlerinden. Daha yeryüzünde hiç yaşanmamış acıları yiyerek büyüyen çocuklar var, senin merhametine muhtaç çocuklar var. Kalbinden tutup kurtar onları açlık nöbetlerinden. İnsanlık artık bir insanlık krizi geçiriyor. Ne olursun günahlarımıza, ikrah hallerimize ve isyanlarımıza bakma, tut elimizden kurtar bizi bu girdaptan, kurtar bizi bu insanlık krizinden, bu giriftten Ey Sevgili.

Ben sana meftun olmuşum Ey Sevgili. Eş ve arkadaş olur bize acılar. Hayat artık hayat değil, mutluluk artık mutluluk değil, bahar artık bahar değil, güzellikler artık güzel değil, ekmeğin ve suyun tadı yok artık. Kuruyup çöl oldu hayat. Çatlamış, susuz çorak bir toprağa dönüştü hayat ve öldü insanlık. Sen yoksun diye. Senin getirdiklerin hayattan uzaklaştırıldı diye. Hiçbir şeyin anlamı kalmadı artık Ey Sevgili.


İsmail Okutan