> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Nedir ?  > Müridin Edepleri > İyilerle Arkadaş Olmak
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İyilerle Arkadaş Olmak  (Okunma Sayısı 3836 defa)
11 Aralık 2007, 22:07:18
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Aralık 2007, 22:07:18 »



Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:                    "Ey Muhammed! Rabblerinin rızasını dileyerek sabah akşam O'na ibadet edenlerle birlikte kendini tut, sabret. Sakın dünya hayatının aldatıcı ziynetine kapılıp gözünü ashabından ayırma. Kötülük yapacağını bildiğimiz için kalbini bizi anmaktan uzaklaştırdığımız, arzularının kölesi olmuş, işigücü haddi aşmak olan kimseye sakın uyma." (Kehf ; 28)
Allah-u Zülcelal bu ayet-i kerimeyle, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e ister fakir, ister zengin olsun, Allah'ın ibadetinde bulunan iyi kişilerle beraber olmayı, nefsini onlarla beraber hapsetmeyi emretmiştir. Allah-u Zülcelal'in Hz. Peygamber sallallahu            aleyhi ve sellem'e emrettiği şey, bize de emirdir. Aynen biz de Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in mutabaatını yapmalıyız.
Dünya ziynetine, kötülüğe, günahlara, heva-i nefsine tabi olan kimselere uyduğumuz zaman, bu ayet-i kerimenin tersine hareket etmiş oluruz. Allah'ın emir ve nehiylerine uyan, O'na itaat eden kimselerle, ister fakir olsun ister zengin olsun, beraber olmak, Allah'ın emirlerinden bir emirdir.
Bu ayetin inişine sebep olan olay şudur: Müslümanların                yoksullarından olan Suhayb, Ammar, Habbab ve diğerleri, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte oturup onun              yanında bulunuyorlardı. Kafirlerin liderleri ise, bunu istemiyor ve onların Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanından uzaklaştırılmalarını istiyorlardı. Diyorlardı ki:
"Şu fakir nsanları yanından kovarsan, biz de senin yanına gelir ve seninle otururuz. Biz müslüman olursak diğer insanlar da Müslüman olurlar. Bizim sana uymamıza onlar engel oluyorlar. Çünkü onlar alçak bir topluluktur."
Zünnun-i Mısri şöyle demiştir:
"Allah-u Zülcelal, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e hitap ederek onu uyarmıştır. Buyurmuştur ki: "Ruhu, canı ve kalbiyle bizimle olanlarla ol. Onlar sabah akşam bizim huzurumuzu terk etmeyen kimselerdir. Ey Peygamber! Bizim huzurumuzdan ayrılmayanları koruyup, onları gözetmen gerekir. Onları terk etmen gerekmez."
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onlarla iftihar ederek şöyle buyurmuştur:
"Allah, ümmetimden öyle büyük zatlar yaratmıştır ki, nefsimi onlarla beraber hapsetmeyi, bana emretti." (Tefsir-i Ruhu'l-Beyan)
Fakir arkadaşlarımıza bir sadaka verdiğimiz, bir iyilik yaptığımız zaman, onunla onlara minnet ve eziyet yapmamalıyız. Allah-u                Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
"Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu; her başağında yüz dane olmak üzere, yedi başak veren bir danenin durumu gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah'ın lütfu geniştir. O bilendir." (Bakara; 261)
İşte, Allah-u Zülcelal bir kişi mü'min kardeşine sadaka verdiği zaman, onu bir  daneden, yedi yüz daneye kadar artıracağım buyuruyor. İnsan mü'min kardeşine sadaka verdiği zaman:
"Sen ne zamana kadar bana yük olacaksın, ne zamana kadar gelip benden böyle isteyeceksin!" diye ona eziyet etmemelidir.           Halbuki şöyle düşünmelidir:
"Bu benden sadaka istemeye geldi, bu sayede bana hamallık yapacak. Benim malımı ahirete götürecek, benim ahirette köşkler almama vesile olacak!" Bunun için ona dua etmeli, onu sevmeli ve takdir etmelidir. Çünkü, o fakir olmasaydı bu mal ahirete nasıl giderdi? Ahirete gitmez dünyada kalırdı.
Allah-u Zülcelal başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
"İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de acı veren bir azap vardır." (Nur; 19)
Bu ayet-i kerimeden çok açık olarak anlaşılıyor ki mü'minler bir vücut gibi olmalıdırlar. Nasıl bir insan, kendi nefsi için kötü bir şey istemiyor ise diğer mü'min kardeşleri için de onu istememesi lazımdır. Allah-u Zülcelal, yapmamızı istediği şeyleri sevmektedir. O'nun istediği şekilde olmamız lazımdır. Öyle olduğu zaman, Allah-u Zülcelal bize yardımcı olacak, feyzini, nisbetini bizim üzerimize gönderecektir.
İbn-i Ömer radıyallahu anh'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Mü'min mü'minin kardeşidir. Mü'min, kardeşine zulüm ve hakaret yapmaz. Bir mü'min, diğer bir mü'min kardeşinin bir hacetini yerine getirirse, Allah-u Zülcelal de onun hacetini yerine getirir. Kim, mü'min kardeşinin bir ayıbını, kusurunu örterse, Allah-u Zülcelal de kıyamet gününde onun kusurlarını örter." (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Peki, kimin kusuru yoktur? Hepimiz kusurluyuz. O kusurları               örtmek istemiyor muyuz? İstiyoruz. Öyleyse, dünyada mü'min kardeşlerimizin kusurlarını örtmeliyiz ki, Allah-u Zülcelal de kıyamet gününde bizim kusurlarımızı örtsün. Birbirimize yardımcı olmamız lazımdır ki, Allah-u Zülcelal de kıyamet gününde bize yardım etsin.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den önceki cehalet devrinde, kafirler kızlarını diri diri toprağa gömüyorlardı. Öyle bir cehalet içindeydiler. İbn-i Amr radıyallahu anh'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Kim mü'min kardeşinin kusurunu örterse, sanki o diri diri gömülmüş olan kızları ihya etmiş gibi sevap kazanır."  (Ebu Davud)
Nasıl bir kişi, bir insan ölürken, onu hayata döndürmeye sebep olursa, ne kadar sevap kazanacaksa, bir mü'minin kusurunu örtmek de Allah'ın yanında öyle kıymetlidir. Allah-u Zülcelal, o kişiye bir insanı hayata döndürmüş gibi sevap verir.
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem diğer bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurulmuştur:
"Mü'minin hali ne acayiptir? Mü'minin her hali, onun için hayırdır."  (Müslim)
Hasta olursa hayırdır. Zengin olursa hayırdır. Yemek yerse hayırdır. Aç olursa hayırdır. Ne olursa, onun için hayırdır. Niçin? Yemek yeyince 'elhamdülillah' diye şükrettiği zaman, hayır olur. Aç kaldığı zaman, halinden memnun olur, tevekkül ederse, hayır olur. Yani mü'minin başa ne gelirse, onun için hayırdır. Yeter ki insan mü'min olsun.
Fakat biz Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gibi dünyanın aslını, hakikatini anlamadığımız için onu el üstünde tutuyor ve muhabbet besliyoruz, onun her şeyine katılıyoruz. Oysa biz, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gibi dünyanın hakikatini bilseydik, nefsimiz dünyada rahat edecek, dünya için hiçbir zaman telaşa düşmeyecektik.
İbn-i Erkam isminde bir sahabe şöyle anlatmıştır:
"Bir gün Ebu Bekir Sıddık'la oturuyorduk. Hz. Ebu Bekir            radıyallahu anh su istedi. Ona biraz su ile bal getirdiler. Su ve balı ağzına yaklaştırdı, ağladı ve ağzından uzaklaştırdı.
Orada bulunan cemaat de ağladı. Bir müddet beraber ağladılar. Cemaatin ağlaması durdu. Fakat o ağlamaya devam etti. Oradakiler 'artık konuşmaz her halde' dediler. Hz. Ebu Bekir radıyallahu anh bir müddet durduktan sonra, göz yaşlarını mendile sildi. Ona:
"Ya Eba Bekir! Seni bu derece ağlatan neydi ?" dediler. Şöyle cevap verdi:
"Bir gün Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberken, eliyle bir şeyleri itiyor gibiydi. Ve sanki: 'Benden uzak dur, benden uzak dur' diyordu. Sordum "Ya Resulallah! Birşeyleri uzaklaştırıyorsun ama ben kimseyi göremiyorum." Buyurdular ki:
"Dünya, içindeki bütün debdebesiyle karşımda temessül etti, bana kendini kabul ettirmek istedi; ben de ona (benden uzak dur) dedim. O da bir kıyıya çekilirken; 'Vallahi sen benden kurtulsan da, senden sonrakiler benim elimden kurtulamayacaklar' dedi. İşte bu bir bardak su ile dünya bana kendini kabul ettirdi endişesiyle ağladım." (Müslim)
Onların hayatına bir bakınız. Oysa biz nasıl danyaya daldık. Hiç olmazsa Şah-ı Nakşibend'in şu sözüne uyalım. Şah-ı Nakşibend bir gün, cemaatine güzel bir yemek verip onlara şöyle demiştir:
"Biz bu yemeği yiyeceğiz, hiç olmazsa bununla çok ibadet edelim. Nefis bir hayvan gibidir. Biz ise ona binmişiz. O bizi dağların tepesinden, yukarılardan aşağıya doğru düşürmesin. Madem ki yiyoruz, o yediğimizle ibadet edelim. Nefsin başına bir gem vurup ona fırsat vermeyelim. Bu yemekleri yedikten sonra, ona fırsat verirsek, azgınlaşır."
Hz. Hafsa radıyallahu anha, bir gün babası Hz. Ömer radıyallahu anh'a şöyle dedi:
"Ya baba! Allah, halifeliğin zamanında, sana o kadar fetihler nasip etti ki dünyayı fethettin. Rızıklar çoğaldı. Niye biraz yumuşak elbise giyip, güzel yemekler yemiyorsun?"
Hz. Ömer radıyallahu anh şöyle cevap verdi:
"Ya Hafsa! Sen Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in zamanını, onun o durumunu hatırlamıyor musun? Unuttun mu? Ben ölünceye kadar, Allah'ın rızasını kazanmak için Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ve Hz. Ebubekir radıyallahu anh gibi nefsime karşı şiddetli olacağım."
Hz.  Aişe radıyallahu anha şöyle anlatmıştır:
"Bir gün, fakir bir kadın kapımıza geldi. Yanımda üç tane hurma vardı, ona verdim. Kadının yanında iki tane yetim kızı vardı. O üç hurmadan birini bir kızına, diğerini öbür kızına verdi. Üçüncü hurmayı ağzına götürmek için teşebbüs etti. Kızları hurmalarını yedikten sonra, onunkini de almak istediler. Kadın hurmayı yemedi, o bir hurmayı ikiye bölerek, bir parçasını bir kızına, öbür parçasını diğer kızına verdi."
Hz. Aişe radıyallahu anha, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem eve gelince:
"Ya Rasulallah! Bu gün bir kadın geldi. Onun haline hayret ettim. Kadın, kendi ağzındaki hurmayı ikiye bölerek, kızlarına           paylaştırdı, kendisi yemedi." diyerek, olayı anlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"O hurmayla, Allah-u Zülcelal o kadına cennet hediye etti." (Buhari, Müslim, Tirmizi)
Biz şefkatli ve merhametli olursak, Allah-u Zülcelal de bize şefkat ve merhametle davranır. Çünkü Allah-u Zülcelal şefkat ve merhamet sahibidir.
Ebu Zer radıyallahu anh'den rivayetle Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Her birinizin, her eklem yerinin bir sadakası vardır. Her...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İyilerle Arkadaş Olmak
« Posted on: 20 Nisan 2024, 09:41:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İyilerle Arkadaş Olmak rüya tabiri,İyilerle Arkadaş Olmak mekke canlı, İyilerle Arkadaş Olmak kabe canlı yayın, İyilerle Arkadaş Olmak Üç boyutlu kuran oku İyilerle Arkadaş Olmak kuran ı kerim, İyilerle Arkadaş Olmak peygamber kıssaları,İyilerle Arkadaş Olmak ilitam ders soruları, İyilerle Arkadaş Olmak önlisans arapça,
Logged
07 Mayıs 2011, 10:16:04
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 07 Mayıs 2011, 10:16:04 »

Rabblerinin rızasını dileyerek sabah akşam O'na ibadet edenlerle birlikte kendini tut, sabret. Sakın dünya hayatının aldatıcı ziynetine kapılıp gözünü ashabından ayırma. Kötülük yapacağını bildiğimiz için kalbini bizi anmaktan uzaklaştırdığımız, arzularının kölesi olmuş, işigücü haddi aşmak olan kimseye sakın uyma." (Kehf ; 28)
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diye bir atasözü var.Gerçekten arkadaşın nasıl ise belli bir süre sonra sen de öyle oluyorsun.
Rabbim bizi hayra çağıran insanlarla karşılaştırsın..Amin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

16 Temmuz 2015, 21:16:45
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 16 Temmuz 2015, 21:16:45 »

Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Allah bizi onun yolunda giden,onun rızasını kazanmak için uğraşan kullar ile dost olan kullardan eylesin inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

16 Temmuz 2015, 21:45:28
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #3 : 16 Temmuz 2015, 21:45:28 »

Ve Aleykümusselam ve rahmetullah. Amin, amin, amin..Rabbim dostlarına dost eylesin, sevdiklerini, sevdirsin insaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Temmuz 2015, 15:58:02
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #4 : 30 Temmuz 2015, 15:58:02 »

Ve aleykumusselam ve rahmetullah,
"O gün Allah'tan korkanlar hariç dost olanlar birbirlerine düşmandırlar." (Zuhruf; 67)

Rabbim sırf rızası için dost olabileceğimiz,muhabbet besleyeceğimiz hayırlı arkadaşlıklar nasip eylesin inşalah bizlere.
Allah razı olsun hocm.çok güzel faideli bir yazıydı.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes