Öğrenci Psikolojisine Vâkıf Olunmalıdır

b. Öğrenci Psikolojisine Vâkıf Olunmalıdır

Öğrencinin tanınması, eğitim-öğretimin başarılı bir şekilde yürütülmesi için gerekli şartlardan biridir.[749] Öğretmen ve öğretici her şeyden önce öğrencisini tanımalıdır. Hz. Peygamberieğitim-öğretim faaliyetlerinde başarılı kılan sebeplerden biri de muhatabını tanıması ve karşısındaki kişinin psikolojik yapısını dikkate alarak tebliğ yapmasıydı.[750] Bu nedenle eğitim-öğretim faaliyetlerinde başarılı olabilmek için öğretmenin iyi bir pedagog, psikolog ve sosyolog olması gerekmektedir.[751]

Öğretmen ve öğreticilerin yeterli derecede pedagojik formasyona sahip olmayışları,[752] onların öğrencilerini yeterince tanımalarına, problemlerini teşhis etmelerine ve her öğrencinin psikolojik yapısının gerektirdiği şekilde muamele etmelerine engel olmaktadır. Sonuçta daha önce de yapılan araştırmalarda tesbit edildiği üzere,[753] öğrenciyi disiplinsizliğe iten sebeplerin araştırılması yerine, cezalandırma metoduna başvurulmaktadır. Bunda da en önemli sebep öğrenci psikolojisinin yeterince bilinmeyişidir. Oysa öğretmen veya öğretici, öğrencisinin bakışından, duruşundan bile pek çok şeyi sezebilmeli ve bunun için uyanık durumda olmalıdır.[754]

İslâm eğitimcilerinden İbn Sahnun başta olmak üzere, İbnu'l-Hâcc ve Alaaddin-Çelebi, öğrenci psikolojisinin bilinmesi gereği üzerinde durmakta ve her öğrenciye farklı şekilde davranılması gerektiğini örneklerle vurgulamaktadırlar.[755] Özellikle bulûğ öncesi ve sonrası birtakım problemlere sahne olan yaşlarda bulunmaları yönüyle öğrencilerin psikolojik yapılarına vâkıf olmak yaygın ve örgün din eğitimcilerince bir görev olarak görülmelidir. Çünkü öğrencilerin bu yaşlara ait duygu ve düşünceleri, temayül ve istekleri, kısaca psikolojik yapıları bilinmeden onlara rehberlik yapmak mümkün değildir.

Öte yandan öğrenci psikolojisine vâkıf olmak, mükâfat ve cezaların uygulanış tarzlarında da oldukça önem arzetmektedir. Araştırmamız verilerinde öğretmenlerin birçoğu, verilen mükâfat ve cezaların öğrenci üzerinde olumlu etki bırakabilmesi için mükâfat ve ceza verilen öğrencinin psikolojik yapısının çok iyi bilinmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Asırlar önce, bir İslâm eğitimcisi olan İbnu'l-Hâcc'ın "ceza her çocuğa göre değişir. Biri-için sadece bir kaş çatma, diğeri için azar, bir üçüncüsü için dayak gerekir. Ancak on yaşından aşağıdaki bir çocuk dövülmemelidir" [756] görüşüyle günümüzde bîr öğretmenin "ceza ve mükâfat öğrenciden öğrenciye göre değişir. Aynı ceza bir öğrencide olumlu bir etki yaparken, diğerini okuldan soğutabilir... Her okula bir psikolog verilebilse ve öğrenciler tek tek incelenebilse çok yararlı olacak" şeklindeki ifadeleri aynı gerçeğe işaret etmektedir. Ancak her okula bir psikolog verilemeyeceğine göre, her öğretmen bir psikolog olmak zorundadır.

Anketimizi cevaplayan öğrenciler, gerek öğretmenleri, gerekse Kur'ân kursu öğreticilerinin pedagojik formasyon yönüyle yeterli olmaları gerektiğini ve özellikle kurslar ve camilerdeki görevlilerin bu konudaki bilgi düzeylerinin artırılmasını istemektedirler. Yapılan araştırmada Kur'ân Kursu öğreticilerinin pedagojik formasyon yönüyle yeterli bilgiye sahip olmadıklarının belirlenmiş olması,[757] öğrencilerin bu konuda haklı olduklarını ortaya koymaktadır. Bu gerçekler sonucunda denilebilir ki: Öğretmenler ve öğreticiler pedagojik formasyonun önemli bir yönü olan öğrenci psikolojisini bilmek hususunda mutlaka belirli bir seviyede bulunmalıdır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın