> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hazreti Muhammed a.s.v > Mucize Ve Büyük Özellikleri > Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber  (Okunma Sayısı 2236 defa)
26 Aralık 2009, 17:59:33
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 26 Aralık 2009, 17:59:33 »



Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediğini haber

vermiştir: "Ben Bedir savaşında bazı beyaz adamlar gördüm: Alaca atlara binmişlerdi. Bilfiil savaşıyorlardı. Hem öldürüyorlar, hem de esir alıyorlardı." (îbni Sad´in Huvaytıb bin Abdul-Uzzadan naklettiği bir haberde, bu merkezdedir).

Vâkıdî ve Beyhakî Suhayb´dan rivayet ederler. O da demiştir ki: "Bedir´de nice başlar ve parmaklar uçuruldu. Fakat indirilen darbe  yerlerindeki iz ve yaralardan kan akmıyordu."

Yine Vâkıdî ve Beyhakî îbni Abbas´tan şöyle rivayet ederler: "Imdad-ı ilahi olarak inen meleklerden biri, onların tanıdıkları bir adam suretinde görünür ve müslümana moral verici sözler söylerdi. Derdi ki: "Ben az önce müşriklerin yanma yaklaştım ve onların: "Eğer müslümanlar üzerimize bir hamle yaparlarsa asla yerimizde tutunamayız. Çünkü onlar çok kuvvetli!" diyerek kendi aralarında konuştuklarını duydum. Bu derece zayıf olan müşriklerden sakın korkmayasm!"

îşte bu şekilde müslümanlara moral de veriyorlardı ve bu hususta şu ayet nazil olmuştu:

"O zaman Rabbin meleklere vahyediyordu ki: "Ben7 sizinle beraberim, siz müminleri takviye ve tesbit ediniz; ben inkar edenlerin yüreklerine korku salacağım. Vurun onların boyunlarının üstüne, vurun onların silah tutan her parmağına!" [10]

Vâkıdî ve Beyhakî Said bin Ebu Hubeyş´den nakleder: O demiştir ki: "Ben Bedir´de esir düştüğüm zaman, vallahi beni insanlardan kimse esir etmedi. Ona: "Peki seni kim esir etti?" derler, o da: Kureyş hezimete uğrayınca ben de başımın çaresine bakmak üzere kaçıyordum. Arkam dan uzun boylu ve beyaz bir adam yetişip beni bağlayarak beni hapsetti. Abdurrahman bin Avf geldiği zaman beni bağlı olarak bulmuştur. "Bunu kim bağlayıp esir etti?" diye asker içinde bağırdı. Kimse kendisine "Onu ben esir ettim" diyemedi. O da beni alarak Hz. Peygambere götürdü. Hz. Peygamber de bana: "Seni kim esir etti?" diye sordu. Ben: "Beni esir edeni tanımıyorum" diye karşılık verdim ve gördüğüm manzarayı söylemek istemedim. Fakat Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Seni Allah´ın bize imdad olarak gönderdiği meleklerden biri esir etti!"

Beyhakî ve Ebu Nuaym Ali´den şöyle naklederler: "Bedir günü ensardan biri, Haşim oğullarına mensup birini esir edip getirdi. Esir edilen adam: "Vallahi beni bu adam esir etmedi, beni esir eden kişi alaca ata binmiş, insanların en güzeli güzel yüzlü biri idi. Ben onu şimdi buradakilerin arasında göremiyorum!" dedi.

(Ebu Nuaym´m kaydına göre bu esir edilen adam, Abbas idi).

Peygamber efendimiz ise: "Seni esir eden, kerim bir melek idi" buyurdu."

Ahmed, îbni Sad, îbni Cerir ve Ebu Nuaym´ın îbni Abbas´tan rivayetleri ise şöyledir: "Abbas´i esir olarak tutup getiren Ka´b bin Amr, kısa boylu biri idi. Abbas ise iri yapılı biri idi. Peygamber (s.a.v.) dedi ki: "Ey Ka´b sen Abbas´ı nasıl esir edebildin?" Künyesi Ebul-Yüsr olan Amr, şu karşılığı verdi: "Ey Allah´ın rasülü, onu esir etmeme bir adam yardım etti, fakat ben o adamı hiç görmüş değilim. Onun şekli şöyle idi." Peygamberimiz de bunun üzerine: "Sana yardım eden kerim bir melektir" buyurdu."

Bir de bu hususta Ebu Nuaym´ın tek başına rivayet ettiği bir haber var. Bu habere göre, îbni Abbas, babası Abbas´a: "Babacığım, sen güçlü, kuvvetlisin. Ufacık bir adam olan Ebu´l Yüsr, seni nasıl esir etti? Eğer sen isteseydin, onu avcunun içine alıp sıkıverirdin!" demiş.Abbas oğlu Abdullah´ın bu sorusuna karşılık: "Ey oğlum böyle söyleme, ben onu o sırada ufacık bir adam olarak değil, handeme dağından daha büyük bir varlık olarak görmüştüm!" demiştir."

Beyhakî Ebu Nuaym Musa bin Ukbe tarikiyle îbni Şihab´dan ve Urve tarikinden şöyle rivayet ederler: "Rasulüllah (s.a.v.) efendimiz yerden bir avuç toprak alıp müşriklerin yüzüne doğru saçtı. Bu büyük bir mucize haline geliverdi. Öyle ki gözlerine toprak gitmedik bir müşrik kalmadı ve hepsi soluğu kaçmakta buldu. Her biri kaçıyor ve gözüne giren toprağı ne edeceğini, nasıl çıkaracağını bilemiyordu. Bu sırada İbni Mesud zırhlara bürünmüş bulunan Ebu Cehil´in cesedinin cansız yere düşmüş olduğunu gördü. Üzerinde bir yara da yoktu. [11] Onun herhangi bir yerini kıpırdatmaya gücü yetmiyordu. Kılıcını kellesine indirdi ve başını gövdesinden ayırdı. Boynunda ellerinde ve omuzunda kamçı ile dövülmüş gibi izler gördü. Rasulüllah´a geldiği vakit gördüklerini anlattı. Rasulüllah da: "Bunlar meleklerin darbelerinin izleridir" buyurdu."

Ebu Nuaym Cabir bin Abdullah´dan şöyle rivayet eder: "Bedir günü ben, gökten inen kumların sesini duydum. Sanki tas içine düşüyor gibi ses çıkarıyordu. [12] İki kuvvet karşı karşıya geldiği zaman, Rasulüllah bunları alarak müşriklerin yüzüne saçtı ve bu hususta: "Ey. Muhammed, attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı" ayeti nazil oldu. [13]

îbni îshak sahihtir kaydıyla Hakim ve Beyhakî Abdullah bin Salebe´den şu haberi nakletmiştir: "Bedir günü ilk söz edip fetih isteyen Ebu Cehil olmuştur. O şöyle dua etmiştir: "Ey Allah´ım; akrabası ile alakayı kesen, tanınmayan bir şey getiren hangimiz ise, işte onun belasını ver, onu yarın helak et!"

Ertesi gün Ebu Cehil katledildi ve bu hususta şu ayet indi: "Eğer siz fetih istiyorsanız (ey kafirler), işte size fetih geldi. (Yenelim derken işte yenildiniz.) [14]

Beyhakî Musa bin Ukbe tarikiyle îbni Şihab´dan şöyle rivayet eder: "O gece Allah (c.c.) bir yağmur yağdırdı, aynı yağmur müşrikler için bir bela oldu, müslümanlar içinse bir kolaylık. Müşriklerin yürümesini engelledi, müslümanlarm yolunu ise kolayca yürünür hale getirdi. Sonra Rasulüllah efendimiz: "İşte burası, yarın onların başlarının düşeceği yerdir!" buyurdu.

îbni Sa´d îkrime´den rivayet eder: "Onlar o gece kaygan bir kumsala indiler, mola verip biraz uyukladılar. Sonra bir güzel yağmur yağdı ve yürüyecekleri yer sertleşip kaya gibi oldu. Onlar da rahatça yürüyüp menzillerine vardılar, işte bu hususta Cenab-ı Hak, şu ayeti inzal buyurdu:

"O zaman sizi, Allah´tan bir güven olmak üzere hafif bir uyku buruyordu." [15]

Vâkıdî ve Beyhakî Hakim bin Hizam´dan şöyle nakleder: "Biz o gün iki kuvvet karşılaşıp savaştık. Ben gökten yere düşmekte olan bir ses duydum, sanki tas içinde kumlar düşüyordu. Peygamber (s.a.v.) de bir avuç kum alıp saçtı ve müşrikler hezimete uğradı."

(Beyhakî´nin diğer bir rivayetinde, Hakim bin Hizam şöyle der: "Rasulüllah bu kumları alıp üzerimize saçtı ve içimizden hiç bir kimse yerinde tutunamadı, hepimiz hezimete uğradık.")

Yine bu iki kaynağın Nevfel bin Muaviye´den tesbit ettikleri rivayet de şöyle: "Biz Bedir günü hezimete uğradığımız zaman, gökten yere ve bir tas üzerine kumlar düşüyormuşçasma şapırtılar duyduk. Sanki arkamıza gökten kumlar yağıyordu. Müthiş korkuya kapılıp kaçmaya koyulduk."

îbni îshak ve Beyhakî´nin naklettikleri habere göre, Hubeyb bin Abdurrahman şöyle demiştir: "Dedem Hubeyb Bedirde şiddetli bir darbe almış ve omuzu çökmüş. Rasulüllah efendimiz dedemin üzerine püskürmüş, sonra mübarek eliyle omuzunu sıvayıp yerine iade etmiş. Böylece dedem, hiç darbe almamış gibi iyi olmuştur."

Hâkim Beyhakî ve Ebu Nuaym, Muaz bin Rifaa´dan naklederler. Onun dedesi Mâlik demiştir ki: "Bedirde gözlerimden birisine bir ok isabet etti. Gözüm çıktı. Rasulüllah mübarek tükrüğü ile ilaçlayıp gözümü yerine iade etti ve ayrıca benim için dua buyurdular. Ben, daha sonra gözümde hiç bir rahatsızlık duymadım." [16]

Vâkıdî şöyle bir haber nakletmiştir: Bana Ömer bin Osman el-Hacbî söyledi, ona babası söylemiş, babasına da teyzesi anlatmış ve demiş ki: "Bana Ukkâşe bin Mihsan söjdedi: Bedirde savaşırken elimdeki kılıcım kırıldı. Rasulüllah bana bir değnek verdi, ben bunu elime aldığımda uzunca ve bembeyaz bir kılıç oluverdi ve ben bununla Allah müşrikleri hezimete uğratmcaya kadar savaştım!" Bu kılıç, Ukkâşe vefat edinceye kadar onun yanında kalmıştır." (Bu haberi, Beyhakî ve Ibni Asakir de rivayet etmiştir). [17]

Yine Vâkıdî şu haberi nakletmiştir: Bana Üsame bin Zeyd el-Leysi söyledi, ona Davud bin el-Husayn söylemiş, ona da Abdül-Eşhel oğullarından bazı kimseler anlatmış ve demişler ki: "Bedir´de Seleme bin Eslem´in kılıcı kırıldı. Silahsız olarak kenarda dinelip kaldı. Rasulüllah kendisine bir dal verdi ve: "Ey Seleme, bununla durma savaş!" buyurdu. Seleme bu dalı eline aldı, bu dal iyi bir kılıç oldu ve onunla savaştı. Sonra bu kılıcı yınandan hiç eksik etmedi. Ta Ebu Ubeyd köprüsü savaşma kadar. Kendisi burada ki savaşta şehid düşmüştür."

(Bu haberi Beyhakî de vermiştir).

Buhari ve Müslim Kâtade tarikiyle Enes´ten rivayet eder: "Bedir´de Öldürülen müşriklerin cesetleri kuyuya atıldıktan sonra Rasulüllah (s.a.v.) geldi ve onlara isim isim çağırdı:

- "Ey filanın oğlu filan, Allah´a ve rasülüne itaat etmiş olsaydınız, sevinmiyecek miydiniz? Ben, Allah´ın bana vadettiğini aynen buldum!" dedi. Ömer:

- "Ey Allah´ın rasülü, cansız bedenler nasil konuşur?" dedi. Rasulüllah da şu karşılığı verdi:

- "Varlığım elinde olan Allah´a yemin ederim ki, benim söylediklerimi sizler onlardan daha iyi duyuyor değilsiniz. Şu kadar var ki, onlar cevap veremezler."

(Katâde der ki: "O sırada Allah onları diriltti ve Rasulüllah´in kendilerine söylediklerini onlara duyurdu. Bunu da onlara bir azarlama, azap, hasret ve pişmanlık olsun diye yapmıştır.") [18]

Vâkıdl ve Beyhakî Zükri´den rivayet eder; o şöyle demiştir: "Bedir günü Rasulüllah (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Allah´ım Nevfel bin Huveylid´in hakkından geliver. Bizi onun şerrinden kurtar! [19]. Sonra ashabına dönmüş...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber
« Posted on: 28 Mart 2024, 15:52:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber rüya tabiri,Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber mekke canlı, Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber kabe canlı yayın, Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber Üç boyutlu kuran oku Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber kuran ı kerim, Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber peygamber kıssaları,Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haber ilitam ders soruları, Beyhaki ve Îbni Asakir, Süheyl bin Amr´in şöyle dediği haberönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes