Geldi kurban bayramı şenlendi yurdun dört yanı

Geldi kurban bayramı şenlendi yurdun dört yanı

Aralık 2007 27.SAYI

Aralık ayı içersinde idrak edeceğimiz Kurban Bayramımızın vatanımıza milletimize hayırlara vesile olması temennisi ile bu ayki yazımda Kurban Bayramı anekdotlarına değinmek istiyorum.

Kurban Bayramları, Ramazan Bayramlarına nazaran biraz daha fazla performans isteyen bayramımızdır. Bayram performansı bayanlarda on gün öncesinden ev temizliği ile başlar. Temizlik finali tüm aile fertlerinin arife gecesi “arife suları”yla yıkanması geleneğiyle sona erer. Tatlı yapımı da Türk hanımlarının vazgeçilmezidir. Yapılan baklavaların elli ila altmış kat açılması, yaprak sarmalarının inceliği ayrıca bir yarışma konusudur. Erkekler cephesinde ise kurbanlık seçimi için yapılan araştırmalar ve uygun kurbanlığın bulunması durumunda pazarlık yapılması hatta bu sırada hamlamış bedenlerde sıkça görülen kol çıkana kadar pazarlığın sürmesi en bilindik vakalardır.

Bayram sabahı yakın çevredeki kurbanlık hayvanların sesleri eşliğinde caminin yolu tutulur. Dönüşte aile büyüğünün evinde toplanılarak vakit geçirilmeden kurban kesme işlemi başlar. Zira sabah kahvaltısını kurban etiyle yapmak gibi bir hedef vardır. “Hak için kurban, küp için kurban” nidalarıyla tencerelerde etler kavrulur.

Kurbanın bazı parçaları ihale usulü ile paylaşılır

Kalabalık ailelerde ortaklı büyükbaş hayvan kesiminden sonra kurban eti paylaşımındaki ince çekişmeler de ayrıca dikkat edilmesi gereken bir husustur. Özellikle de boyun gibi her hayvanda bir tane bulunan kısmın nereye gideceği ihale usulü ile belirlenir.

Bayram klasiği olarak ”bayramlık kıyafetler” kız çocuklarda tartışmasız pembe renkte kendini gösterir. Elbiselerin simli, fiyonklu, tüllü, çiçekli, dantelli, kurdeleli ve bilumum süslerle bezenmiş olması tercih sebebidir. Erkek çocuklarda yakışıklı olmak gayreti vardır; papyon ve kravatla bu durum perçinlenir. Kurban kanından alınlara bir nokta halinde sürülmesi ile dış görünüm tamamlanır.

Çocuklar açısından önem arz eden bir diğer konu da “bayram harçlığı” meselesidir. Çocuklara buradan naçizane tavsiyem büyükler para verene dek durmadan el öpmeye devam etmeleri yönündedir. Demir para verirlerse de eyleminize kağıt para verilene kadar devam ediniz sevgili arkadaşlar.

Kurban bayramı evlilik çağındaki gençler için de son derece önemlidir. İki bayram arası düğün olmaz inancıyla ertelenen düğünler için başlangıç noktası konumundadır. Nişanlılık dönemini yaşayan ailelerde kız tarafına kurban gönderilmesi hatta gönderilirken aksesuar olarak koçun boynuzları arasına kırmızı bir kurdeleye altın iliştirilmesi de güzel bir geleneğimizdir. Bu geleneğe mümkün olduğunca uymak gerekir. Aksi durumda evlilik süresince hanımın eşine her bayram hatırlatılacağı, yılların eskitemediği bir konu olarak kalacaktır ve her kurban bayramında tazeliğini koruyacaktır.

Nedense ev sahibi kolonyayı çocuğun başına döker

Bayram ziyaretleri önce küçüklerin büyüklere, sonrasında iadei ziyaret şeklinde büyüklerin küçüklere gitmesiyle gerçekleşir. Bu ziyaretlerde aileler oldukça keyifli anlar yaşarlar. Birbirlerinden haberler alırlar uzun zamandır görmedikleri akrabaları ile görüşerek hasret giderirler. Bu ziyaretlerde herkes mutlu iken bir kesim için gözyaşıyla doludur. Çoluk çocuk cephesinde, ziyaret edilen her evde tutulan çikolataların mutluluğunu bir anda silen bir durum vardır: kolonya tutulması.

Ev sahibinin sıra ile misafirlerin eline birkaç damla döktüğü kolonyayı, sıra çocuklara gelince hedef değiştirip direkt olarak kafaya daha çok da alnın hemen üstüne boca etmesinin amacı hala anlaşılamamıştır. Alından süzülen damlaların göz yaşartıcı bomba etkisi oluşturması neticesinde gelişen iki sonuç vardır. Bunlardan ilki koşullanma sonucunda elinde kolonya şişesi ile kendine yaklaşan birini gören çocukların istemsiz panikle hareketlenmeleridir. Diğer etki ise yıllar sonra dikkat çeken alın üstündeki saçların kellik seviyesinde seyrelmesi şeklinde görülür. Fakat her şeye rağmen çocukların başına kolonya dökme adeti halen terk edilmiş bir davranış biçimi değildir.
Ateş düşen evlere, yüreğine ateş düşen tüm Türk Milleti’ne ithaftır;

Misak-ı Milli ile çizildi vatan sınırları değişmez
Milletimize hiçbir kuvvet güç yetiremez
Hesap yapan, düzen kuranlar iyice öğrenin
Şehitler ölmez vatan bölünmez!

Ayşenur USLU
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın