> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Mişkatul Mesabih > Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2  (Okunma Sayısı 2304 defa)
08 Eylül 2011, 13:50:48
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 08 Eylül 2011, 13:50:48 »



Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2


İzahat

Hadîsi şerifde geçmişve gelecekle ilgili pek mühim ve acâîb hükümler Deyan buyurulmştur. Benî İsrail ismini alan Yahûdî ve Hıristiyan milletinin işlediklerini bu ümmetinde, aynısını tıpatıp, adım adım tâkib edib işleyeceğini  hatta onlardan annesine alenî tecâvüz edib zinada bulunan olmuş ise,  ümmettende işleyenlerin olacağı beyan buyurulmuştur.

Resûlüllah (S.A.V) efendimizin bu mübarek sözleri istikbaldaki hallerin zuhuru ile ilgili olması ve o hallerinde aynısının görülmesi bir mûcizei Re­suldür. Zira bugün sokaklarda geçmiş milletlerdeki vahşeti işleyenlerin zina ve fuhuşun çeşitleri işlenir durumdadır. El zinası, di! zinası, ayak zi­nası, göz zinası ve nihayet cinsi münasebet zinasını dahî çekinmeden ya­sanlar görülür hale gelmiştir.

Annesini, kardeşini, halasını, teyzesini, gelinini ve hatta kızını dahî dans ve balo salonlarında kucağına alıb hayasızca dans edenler, alenî zi­nayı yapanların ta kendisidirler. Kendi karısını çeşitli toplantılara götürüp rast geleninin kucağına verircesine el sıktıranlar, öpüştürenler, dans ve ba­lo yapmalarına rıza gösterenler, karşı karşıya oturtup sulu sulu şakalarda bulunduranlar ve daha akla hayale gelmedik deyyüslükleri işleyenler, Asır­larca evvel Hz. Peygamber efendimizin beyan buyurdukları hayasızlık ve namusunu yıkma hastalıklarının tezahürüdür.

Yâni, bu halleri görmekle Peygamber efendimizin mucizeleri görülmüş oluyor ve dolaysiyle sözündeki sadakat ve doğruluğunu asırlarca sonra yi­ne isbat etmiş oluyor.

Resûlüllah sallallâhü aleyhi veseîlem efendimizin bu açıklamalarındaki hikmet şudur: Benî İsrail ismini alan o yahûdîler ve Hıristiyanlar, analarına tecavüz ederek o kötülüğü işleyib helak olmuşlarsa, bu ümmet de de aynısı nı işleyenler helakü perişan olurlar. İlâhî adet böyle cereyan etmiştir. Aynı şe kilde devam edecektir. Bu helak oluş, şiddetli rüzgarın acâib şekilde altı üste karıştırmasına teşbih edilmiştir.

Kur'anı kerimde şöyle buyurulmuştur :

«Öybe helak ecfıici bir rüzgâr ki, uğradığı bir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül gibi savuruyor.»                                                     (Zâriyat sûresi, 42)

Bu hadîsi şerifdeki «Ümmet» kelimesinin anlamı, «Ümmeti davet» ola­rak vasıflandırılan, inanan kimselerdir. Zira Peygamber efendimiz bu ümme­tin vasfını beyan ederken, kendine izafe ederek beyan etmiştir. Binaenaleyh kendine izafe ve nisbet etmekle de hak ve hakîkata inanmış kimseler ol­muş oluyor. Bâzı âlimler, «Ümmeti davet» e şamil olduğunu zikretmişler­dir.

Hadîsi şerifde ikinci bir hOKüm ise, şu cümlelerle İzah buyurulmuştur: «Şüphesiz ki, Benî İsrail (Hıristiyan ve diğer ehli kitablar), yetmiş iki millete ayrılmıştır. Benim ümmetimde yetmiş üç millete ayrılacaktır.»

Bu cümlelerdeki, «Benî İsrail» cümlesinin Ehli kitablardan hınstıyan-lar olduklarını bilmek gerekir. Zira Peygamber efendimiz diğer bâzı hadîsi şeriflerinde, Yahudilerin, yetmiş bir fırkaya, Hıristiyanların, yetmiş iki fırka­ya ve kendi ümmetininde yetmiş üç fırkaya ayrılacağını beyan buyurmuşlar­dır.

Cümleden bir hadîsi nebevîsinde şöyle buyurmuştur: «Şüphesiz ki, Mûsâ (A.S) in kavmi (Yahûdîler), kendisinden sonra yet­miş bir fırkaya ayrılmışlardı. Yetmiş fırkası helak olmuştu, bir fırkası halas buiub kurtulmuştu.

—  Isa (A.S) in kcvmi de kendisinden sonra yetmiş iki fırkaya ayrılmış­lardı. Bu fırkalardan yetmiş biri helak olmuştu ve bir fırkası da helak olma-yıb kurtulmuştu.

—  Muhakkak ki, benim  ümmetimde yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. İşte o yetmiş üç fırkadan yetmiş ikisi helak olacaktır, bir tek fırkası helak oimayıb kurtulacaktır.

—  Ashabı kıiram tarafından sorularak denildi ki, Ya Resûlellâh! O kur­tulan fırka kimdir?

—  Resûlüllah (S.A.V) buyurdu :

«O helakdan kurtulanlar, Sünnete ve cemaata sarılan kimselerdir.»[213]

Hadîsi şerifde geçtiği üzere, bu ümmet yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Ve de, şimdiye kadar yetmiş üç fırkası da ortaya çıkmıştır. Yetmiş ikisi da­lâlet ve sapıklıkda olacaklar, bir fırkası ki, necat fırkası helak olmayacaklar­dır.

Dalâlet yoluna sapmış olan yetmiş iki fırka, ilmi kelam ve akâid kitab-larında uzun uzun yazılmıştır. Biz de burada ana kollan ile o kollara bağlı olan şubelerin isimlerini ve sapıtmalarına sebeb olan kötü akidelerinden birer örnekle iktifa edeceğiz.

Şârih Aliyyülkârî merhum şu cümleleri naklederek hulâsalaşmıştır :

«Sen bi! ki, Bid'atcıların (sapık fırkaların) aslı, Mevâkıf da nakledildiği gibi sekiz kısma ayrılır (ve şunlardır) :

1) MUTEZİLE dir. Bunlar, kullar kendi amellerinin yaratıcısıdır, der­ler. Cenâbu hakkın görülme imkânını inkar ederler ve sevab ile cezanın ve­rilmesi gerekenlere sevab ve cezayı vermesi Allâha vâcibdir, derler, {işte bu görüşler, ehl isünnet görüşüne zıddır.) Bu MUTEZİLELER, yirmi (20) fır­kaya ayrılmışlardır.

2) ŞÎALARDIR. Bu Şîalar da, Hz. Ali kerremeilâhünün mehabbet ve sevgisinde çok aşirî giden kimselerdir. Bunlarda yirmi iki (22) şubeye ayrıl­mışlardır.

3) HAVARİC'lerdir. Bunlarda, Hz. Aliyi ve büyük günah işleyenleri tekfir eden sapıklardır (ve aynı zamanda Hz. Aliyi Küfe de mescidde zehirli kılıçla şehid eden hâinlerde bunlardır). Bunlar, yirmi (20) şubeye ayrılmış­lardır.

4) MÜRCİE'lerdir. Onlarda, Mümine îmanlı iken mâsiyet zarar ver­mez, kafire ibâdet ve tâatın menfeatı olmadığı gibi, diyerek ehli sünnete aykı rî görüşleri iddia etmişlerdir. Bunlar, beş (5) şubeye ayrılmışlardır.

5) Neccâriyyelerdir. Bunlar da, Kulların fiillerinin yaratılışında ehli sünnete muvafakat ederken, ilâhî sıfatları inkar edib nefyetmede ve kelâmı

ilâhînin hadis olduğu İddiasında Mutezilelere muvafakat eden sapıklardır. Ve bunlar, üç {3) şubeye ayrılmışlardır.

6) CEBRİYE'lerdir. Bunlarda, kulların ihtiyarı olan irâdeî cüziyyele-rini inkar ederek ehli sünnet îtikadına muhalefet etmişlerdir. Ve bunlar, bir tek şubedirler.

7) MÜŞEBBİHE'dirler. Bunlarda, hak tealayı mahlûkata ve cisimlere benzeten sapıklardır. Bunlarda, bir fırkadır.

8') HULÛLİYE'dirler (Bunlarda, mes'eleleri halletmek ve emsali hü­kümleri öğrenmek için kitab ve sünnete müracaat etmeyib direk Allâha hu­lul edib işlerini hallettiklerini ve buna benzer pek çok sakat ve kötü olan iddialarda bulunan kimselerdir.) Ve bunlar, bir şubedirler.

Buraya kadar saymış olduğumuz firakı dâlienin adedi, yetmiş iki olmuş­tur. İşte bu yetmiş iki fırkanın hebsi cehennemliktirler.»[214]

Yukardaki firakı dâllelerden bâzılarının fasid akîde ve görüşlerini bir nebze îzah ederek günümüzde bu sapıkları kimlerin kimleri taklid ettikleri­ni, «İSLAMA SOKULAN BİD'AT VE HURAFELER» adlı eserimizde yazdığı­mızı hatırlatırız.

Hadîsi şerifin son kısmında necat fırkasını da Resûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem efendimiz şöyle beyan buyurmuşlar :

«Benim ve ashabımın yolu üzere olandır.»

Evet bir ferd veya bir zümre, doğru yolda olduklarını iddia ederlerse o kimselerin îtikad, amel ve ahvâllarına bakılır. Kitab ve sünnete uyar ve aynı zamanda ashabı kiramın takîb ettikleri yol ki «icmâı ümmet» denilen hükme uyarsa, doğrudur.

Şayet bu ana esaslara uymaz ve aynı zamanda yasak ve haram olan hükümleri ihtive eder eskilde olursa, işte bu sapıklıktır ve işleyenler de zın­dık, sapık ve Bid'atci kimselerdendirler.

Her zaman olduğu gibi günümüzde de pek çok fırkalar ve fikir ihtilaf­ları görülmektedir. İhtilaf ve münakaşalar, islam esaslarını izhar için veya her hangi bir islâmi hükmün icra ve tenfizi jçin olursa, yerinde ve güzel bir citiaddır. Fakat öyle olmazda çeşitli nedenlerle dünya menfeptını elde et­mek, makam, mansib ve bir mala vâsıl olmak gayesine matuf olarak ihti­laf edilirse ki, günümüzdeki ihtilaf ve münakaşaların pek çoğu bu gayeler doğrultusunda dır.

İslamda, ihtilâf caizdir ve fakat iftirak, caiz değildir, haramdır. Böyle olmasına rağmen günümüzde ihtilaf ile iftirakı bilmeyen pek çok kimseler, iftirâkı (fırkacılığı) bir meslek ve san'at hâlinde İşlemektedirler.

İftilöf; Hakkın ibrazı ve izharı için veya kadre uğrayan bir hakkın dikil­mesi, bir farzın îfası veya bir hayrın icrası gibi pek çpk yönleri olan dînî hükümlerin tesbit ve tâyîni için yapılan ictihad ve gayretin tâ kendisidir.

Resûlüllah (S.A.V) efendimiz, «Ümmetimin ihtilafı, geniş rahmettir.» buyurarak bu hususun cevaz ve iyiliğini beyan etmişlerdir. Ve aynı zaman­da ictihad neticesinde ihtilâf edilen bir mesele de, hakkı bulub isabet edene iki ecir ve isabet edemeyib hata edene de bir ecir olduğu muhtelif hadisi şeriflerde ve usul kitablarında yazılmıştır.

Fakat islâmın yasak ve haram ettiği iftirak (fırkacılık) ise, birbirlerini tekfir eden ve en ağır kötülemelerle savunma yapan ve her vasîlelerle ken­dilerini en iyi ve en doğru yolda olduklarını savunarak kendilerine iltihak etmeyenleri veya kendilerinin hata ve eksiklerini söyleyenleri, hemen ka­ralayıp küfre itenlerin, hal ve hareketleri ki, yukarda sekiz sınıfda hulasa edilen ve «firakı dâlle» denilen zındıkların yollarını tökib edenlerin meslek ve meşrebleri olması hasebiyle haram ve günahtır.

Fırkacılığın islamda haramlığı pek çok şer'î delillerde açıklanmıştır. Cümleden bir âyeti kerîmede şöyle buyurulmuşîur:

«Hepiniz, tcpdan sımsıkı AlEâhın ipine (Kur'ânı Kerîme, islâm dinine) senlin. Parçalanıp ayrılarak fırkacılık yapmayın.»   (Ali İmran sûresi, 103)

Diğer ayeti kerîme meali de şöyledir :

«Dinlerini parça parça edenler...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2
« Posted on: 17 Nisan 2024, 01:37:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2 rüya tabiri,Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2 mekke canlı, Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2 kabe canlı yayın, Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2 Üç boyutlu kuran oku Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2 kuran ı kerim, Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2 peygamber kıssaları,Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2 ilitam ders soruları, Kuran ve sünnete sarılma bâbı birinci fasıl 2önlisans arapça,
Logged
08 Eylül 2016, 16:55:30
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 08 Eylül 2016, 16:55:30 »

Esselamu aleyküm.Kur anı kerimi hayatına rehber edinen ve peygamber efendimizin sünnetine tabi kalıp helal dairede yaşayan ve Allahın rahmetini ve rızasını kazanan kullardan olalım inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes