> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mevlananın Eserleri > Mesnevi  > Mesnevide Geçen Hikayeler > Eşek Tilki Ve Aslan
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Eşek Tilki Ve Aslan  (Okunma Sayısı 846 defa)
14 Temmuz 2011, 14:47:23
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 14 Temmuz 2011, 14:47:23 »



8.EŞEK TİLKİ VE ASLAN

 
Bir çiftçinin bir eşeği vardı. Beli yaralı, karnı bomboş, tamamı ile arık bir halde idi. Gündüzün, ta gecelere kadar otsuz kayalıklarda gıdasız, koruyucusuz aç biilaç dolaşır dururdu. Oralarda içecek sudan başka bir şey yoktu. Eşek gece gündüz yas matem içindeydi. Oralarda bir kamışlık, bir orman vardı. Orada işi gücü avlanmak olan bir aslan vardı.

Aslan bir erkek fille savaşmış, yorulup hastalanmış, avdan kalmıştı. O zayıflıkla bir müddet avlanamadı. Öbür canavarlarda kuşluk yemeği yiyemez oldular. Çünkü aslandan artan artıkları onlar yerlerdi. Aslan hastalanınca onlarda dara düştüler.

Aslan, bir tilkiye var git, benim için bir eşek avla. Çayırlıkta bir eşek bulursan ona maval oku, kandırıp buraya getir. Eşeğin etini yer, kuvvetlenirsem ondan sonra başka bir av tutabilirim. Birazcığını ben yiyeyim, geri kalanını siz yersiniz. Ben de bu suretle sizin gıdalanmanıza sebep olayım. Benim için ya bir eşek ara, ya bir öküz. Ne bulursan ona o bildiğin afsunlardan oku. Onu afsunlarla güzel sözlerle aldat, buraya çek, getir diye emir verdi.

Kutup aslandır,işi de avlanmaktır. Bu halkın arta kalanları, onun artıklarını yerler. Kudretin yettikçe kutbun rızasına çalış da o kuvvetlensin, vahşi hayvanları avlasın.

Onun halk gibi kuvvetsiz kalması caiz mi? Bütün boğazlara giren rızk aklın elinden verilir. Çünkü halkın bulabildiği şey, ancak onun artığıdır. Senden av isterse bunu gözet. O, akıl gibidir. Halksa bedendeki uzunlara benzer. Bedenin tedbiri, akla bağlıdır. Kutbun zayıflaması, ten cihetinden olur, ruh cihetinden değil. Gemi zayıflar, Nuh zayıflamaz. Kutup, o kimsedir ki kendi etrafında döner dolaşır. Göklerse onun etrafında döner.

Gemisini tamir hususunda ona yardım et. Ona has bir kul, tam bir köle olduysan buna çalış. Ona yardım edersen yardım sana yarar, ona değil. Tanrı “tanrıya yardım ederseniz yardıma nail olursunuz” buyurdu.

Tilki gibi av avla da ona feda et. Bu suretle o verdiğin avın binlerce mislini karşılık olarak al. Müridin avlanması tilkicesine olur. İnatçı sırtlan ölü hayvan avlar. Onun önüne ölüyü getirirsen o ölü dirilir. Bostana dökülen gübre, mahsulü geliştirir.

Tilki aslana emriniz baş üstüne. Hileler düzeyim, aklını başından alayım, istediğin gibi hizmette bulunayım. Hile ve afsun benim işimdir. İşim gücüm, masal söylemeden, halkı yoldan çıkarmadan ibarettir dedi.

Dağ başından dereye doğru koşmaya başladı. Derken o yoksul ve zayıf eşeği buldu. Candan bir selam verip yanına gitti, o saf yoksulun yanına vardı.

Dedi ki: bu kuru ovada ne alemdesin? Bu çorak kayalıklarda ne yapıyorsun? Eşek dedi ki: İster gamda olayım, ister cennette. Kısmetimi Tanrı veriyor ona şükretmedeyim. Dosta hayır zamanında da şükrederim, şer zamanında da. Çünkü kaza ve kaderde beterin beteri var. Mademki rızkı taksim eden o, şikayet küfürdür. Sabrı gerektir. Sabır genişliğe ulaşmanın anahtarıdır.

Tanrıdan başka herkes düşmandır, dost odur. Şu halde dosttan düşmana şikayet etmek iyi bir şey mi? Bana ayran verirse bal istemem. Çünkü her nimetin bir gamı vardır.

Bir saka vardı. Onun da bir eşeği vardı. Mihnetten çember gibi iki büklüm olmuştu. Sırtında ağır yükten açılmış yüzlerce yara vardı. Ölüm gününe adete aşıktı. Ölümünü arayıp duruyordu. Arpa nerede? Kuru otu bile bulamıyor, onunla bile karnını doyuramıyordu. Bir yandan sırtında yara vardı, bir yandan da sahibi demir bit şişle onu nodullayıp duruyordu.

İmrahor, onu görüp acıdı. Eşeğin sahibi ile dostluğu vardı. Ona selam verdi, bu eşek neden böyle dal gibi iki kat olmuş diye sordu.

Adam, benim yoksulluğumdan, benim taksiratımdan. Bu ağzı dili bağlı mahluk saman bulamıyor dedi.

İmparator dedi ki: Sen, birkaç onu bana ver de padişahın ahırında kuvvetlensin. Adam, eşeği o merhametli kişiye verdi. O da onu padişahın ahırına bağladı. Eşek, her yanda tavlı, semiz, güzel Arap atlarını gördü. Ayak bastıkları yerler süpürülmüş, sulanmıştı. Saman da tam vaktinde geliyordu, arpa da tam vaktinde.

Atların tımarını da görünce başını göğe kaldırdı dedi ki: Ey ulu Tanrı, tutalım eşeğim, senin mahlukun değil miyim? Neden böyle perişanım, neden sırtım yaralı, neden zayıfım? Geceleri arkamın acısından, karnımın acılığından her an ölümümü istiyorum. Bu atların halleri böyle mükemmel. Peki neden azap ve bela yalnız bana mahsus?

Derken ansızın savaş koptu Arap atlarına eğerleri vurup savaşa sürdüler. Onlar, düşmandan oklar yediler. Her yanlarına temrenler sapladı. Savaştan geri dönüp hepsi de perişan bir halde ahıra düştüler. Ayakları sağlam iplerle mükemmel bağlandı. Nalbantlar sıra sıra dizildi. Hançerlerle bedenlerini yarıyor, yaralardan temrenleri çıkarıyorlardı.

Eşek bunları görünce dedi ki: Yarabbi ben yoksullukla süregeldim şu afiyete razıyım. O gıdadan da bizarım, o çirkin yaradan da. Afiyet dileyen dünyayı terk eder.

Tilki dedi ki: Tanrı emrine uyup helal rızk aramak farzdır. Bu alem sebepler alemidir. Sebepsiz hiçbir şey elde edilmez, şu halde mutlaka dilemek lazımdır. Tanrı “Allah’ın ihsanını dileyin” diye emretti. Kaplan gibi kaçmak caiz değildir. peygamber rızk için “Kapısı bağlıdır kapısında da kilit var” buyurmuştur. O kilidin anahtarı bizim hareketimiz, gelip gitmemiz ve kazancımızdır. Bu kapının anahtarsız açılmasına yol yok. İstemeden ekmek vermek Tanrının adeti değil.

Eşek o senin dediğin Tanrıya dayanmanın zayıflığından. Yoksa can veren ekmek de verir. Padişahlık ve zafer isteyen kişiye ekmek lokması az gelmez oğlum. Tuzak kurup av avlayanlarla yırtıcı canavarların hepsi rızk yemede. Bunlar ne kazanç peşinde dolaşırlar, ne de rızk kazanmaya çalışırlar. Rızk verici Tanrı, herkese kısmetini vermededir. Herkesin kısmetini, önüne koymadadır.

Kim sabrederse rızkı gelir yetişir. Çalışıp çabalama zahmetine düşmen senin sabırsızlığındandır. Dedi.

Tilki dedi ki: Tanrıya dayanma, nadir bulunur. Bu dayanmada mahir olanlar, pek az kimselerdir. Nadir şeyin etrafında dönüp dolaşmak, bilgisizlikten ileri gelir. Herkes nereden padişahlığa yol bulacak? Peygamber kanaate hazine demiştir. Gizli hazineyi herkes elde edebilir mi?haddini bil de yukarılarda uçma. Uçma da kötülük çukuruna düşme!

Eşek bunu ters söylüyorsun dedi, bil ki kötülük, insana tamahtan gelir. Kanaatten hiç kimse ölmedi, hırsla da hiç kimse padişah olmadı. Tanrı, ekmeği domuzlarla köpeklerden bile esirgemiyor. Şu bulut ve yağmur, insanların kazancı değil ya. Sen nasıl rızka düşkün bir aşıksan rızk da rızk yiyene öyle düşkün bir aşıktır.

Bir zahit, Mustafa’dan “Herkesin rızkı Tanrıdan gelir. Dilesen de dilemesen de rızkın, senin aşkınla koşa koşa gelir, sana ulaşır” sözünü duymuş. Denemek için sahralara düştü, bir dağın dibine vardı, yatıp uyudu. Bakalım diyordu rızkım gelecek mi? Şunu bir göreyim de bu husustaki inancım kuvvetlensin.

Bir kervan yolunu kaybetti. Süre süre o adamın bulunduğu yere kadar geldi. Kervan halkı onu uyumuş görünce, birisi bu adam neden böyle çölde yoldan ve şehirden uzak bir yerde çıplak bir halde yatıyor? Hiçbir kurttan, hiçbir düşmandan korkmuyor. Ölü mü acaba, yoksa diri mi? Dedi.

Kervan halkı gelip onu yakaladılar. O ulu er hiçbir şey söylemedi. Ne vücudunu oynattı, ne başını. Ne de gözünü açtı. Bunun üzerine bu zavallı zayıf, açlıktan ölüm haline gelmiş dediler. Ekmek ve bir kap içinde yemek getirdiler. Boğazına dökmek istediler.

Zahit rızkın insana çaresiz yetişip geleceği hakkındaki sözü iyice anlamak için inadına dişlerini sıktı. Kervan halkı acıdılar. Bu zavallı, tamamı ile bitmiş, açlıktan ölüm haline gelmiş dediler. Koşup bıçak getirdiler, ağzına dayayıp dişlerini zorla açtılar. Ağzına çorba döktüler ekmek parçaları tıktılar.

Adam dedi ki: Gönül susuyorsun ama sırrı biliyorsun da kendini naza çekiyorsun. Gönlü cevap verdi. Biliyorum ki canıma da rızk veren Tanrıdır, tenime de. Bunu da mahsustan yapıyorum. Bundan fazla sınama, deneme olur mu? Rızk sabredenlere ne güzel yetişiyor bak.

Tilki dedi ki: Bu hikayeleri bırak da az bile olsa elini kazanca at. Tanrı sana el vermiştir, bir iş yap. Kazan da bir dosta da yardımda bulun. Herkes bir kazanca yürümüş, başka dostlarına da, yardım ediyor.

Bütün kazancı bir kişi elde edemez. Bir kişi hem dülger, hem saka, hem terazi olamaz ya. Alemin kararı böyledir. Herkes yoksulluğundan bir işe sarılmıştır. Ortada bedava yemek şart değildir. sünnet olan yol, iş işlemek ve bir şey kazanmaktır.

Eşek dedi ki: Ben Tanrıya dayanmadan daha iyi bir kâr bilmiyorum. İki alemde de en iyi kazanç budur. Ona şükretme kazancının eşini göremiyorum. Tanrıya şükür rızkı artırır. Aralarında bahis uzadı. Nihayet sualden de kaldılar, cevaptan da.

Tilki, bundan sonra ona “Nefislerinizi, ellerinizle tehlikeye atmayın” emrini söyledi. Kuru ve kayalık bir sahrada sabretmek ahmaklıktır. Tanrının alemi geniş. Buradan çayırlığa göç. Oradan ırmak kenarında yeşil otlat otla. Cennet gibi yemyeşil bir çayırlık. Orada yeşillikler bitmiş, ta bele kadar büyümüş. Ne mutlu o hayvana ki oraya varır. Deve bile o yeşillikte kaybolur.

Orada her yanda bir kaynak akmada. Orada hayvanlar amana kavuşmuş, hepsi rahattaydı. eşek eşekliğinden “A melun sen oradasın da neden böyle zayıfsın? Nerede neşen, semizliğin, nerede nurun, ferin? Neden bu sıkıntılara düşmüş bedenin böyle zayıf? Bu aç gözlülük, bu görmezlik, senin yoksuzluğundandır, beylerbeyi olduğundan değil. Madem kaynaktan geldin neden kurusun? Madem misk ceylanısın nerede sende misk kokusu? Söylediğin anlattığın şeylerden neden sende bir nişane yok ey yüce kişi? Diyemedi.

Birisi deveye “Ey izi kutlu, nereden geliyorsun? Dedi. Deve dedi ki: Senin civarın...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Eşek Tilki Ve Aslan
« Posted on: 23 Nisan 2024, 09:39:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Eşek Tilki Ve Aslan rüya tabiri,Eşek Tilki Ve Aslan mekke canlı, Eşek Tilki Ve Aslan kabe canlı yayın, Eşek Tilki Ve Aslan Üç boyutlu kuran oku Eşek Tilki Ve Aslan kuran ı kerim, Eşek Tilki Ve Aslan peygamber kıssaları,Eşek Tilki Ve Aslan ilitam ders soruları, Eşek Tilki Ve Aslanönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes