> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Gençlikte sonbaharı Yaşarken
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gençlikte sonbaharı Yaşarken  (Okunma Sayısı 658 defa)
02 Aralık 2010, 20:35:29
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 02 Aralık 2010, 20:35:29 »



Gençlikte sonbaharı Yaşarken


Sonbaharın en belirgin özelliği, bizleri hüzün ve melankoliye itmesidir. Ben kendi hâlet-i ruhiyemi düşünüyorum da düşün­celerimle üretime geçip en verimli olduğum ve duygulara gö­mülüp kendi kabuğuma çekildiğim zamanım sonbahardır. Pek çok insan aynı şeyleri düşündüğünü ve yaşadığını söylüyor.

 

 Sonbaharda niçin aşırı duygusallaşıyoruz, hüzünleniyoruz, boş sayfalarla derin dostluklara girip, gönlümüzdekileri paylaşma ihtiyacı hissediyoruz? Ve niçin sürekli değişken bir ruh hali ya­şıyoruz? Bir an çok sevinçliyken, bir anda aşırı hüzünlü oluyo­ruz. Boşluğa dalıp giden bakışlarımızla, hayallerimizle sonba­harda gerçekten oldukça garip bir kişilik sergiliyoruz.

 

İlkbaharda çocukluk, yazın gençlik, kışın ölüm, sonbaharda da yaşlılık haletine gireriz. Mevsimler bir insanın hayat aşama­larına çok benziyor. Ama bunun yanı sıra, mevsimlerin ruh hali­miz üzerindeki tesirleri de inkâr edilemez. O halde yaşlıların hâlet-i ruhiyelerini düşünürsek, sonbaharı daha iyi anlayabili­riz.

 

Sonbaharda ağaçlar sararıp, dökülen yapraklarıyla, saçları be­yazlayıp, dökülen yaşlılarımızı çağrıştırıyor bizlere. Neye bak­sak yaşlılık belirtilerini görüyoruz sonbaharda. Yaşlılarımız geçirdikleri ilkbahar ve yaz mevsiminin ardından kazandıkları hayat tecrübeleriyle, eriştikleri belli bir olgunlukla sonbahara ne de çok benziyorlar.

 

Sonbaharı, geçmiş zamanın hesabını yap­ma, geriye bakıp yaptıklarını bir gözden geçirme ve kışa yakla­şırken daha iyi hazırlanma aşamasına gelen yaşlılarımıza ben­zetiyoruz. Aslında sonbahardaki o üretkenliğin, derin düşünce­lerin, hüzünlerin, sayfalar dolusu yazılar-şiirler yazıp duygula­ra kapılmanın, daha çok hassaslaşmanın nedeni, sonbaharın yaşlılıktaki o olgunluğu, o duygusallığı, o hassasiyeti bizim ru­humuza yansıtmasından kaynaklanıyor. Yani kısacası, her son­baharda hâlet-i ruhiyemizde bir yaşlılık, verimli bir olgunluk yaşıyoruz.

 

Bir ansiklopedide, sonbahar hakkında birkaç paragraftan olu­şan yazı dikkatimi çekmişti. Bu yazıyı sizlere aktaracağım, ama satır aralarına da kendi fikirlerimi ekleyerek, yeni bir versiyon oluşturmaya çalışacağım.

 


Sonbahar 23 Eylülden başlayarak, 22 Aralığa kadar devam eden, yazla kış arasında bir geçiş mevsimidir.


 

Yani, gençlikle ölüm arasındaki geçişi yaşadığımız devre. Sonbahar, yani yaşlılık.

 


Sonbahar, kış ayının habercisidir.


 

Yaşlılıktan sonra uğrayacağımız durak ölüm olduğuna göre yaşlılık, ölümün habercisidir.

 


Bu mevsimde havalar yavaş yavaş soğuyarak, kışa hazırlık yapma­ları için insanları uyarır.


 

Yaşlanınca insanlar yavaş yavaş güçten düşer hale geliyor. Bükülen beller, tutmayan eller, takatsiz bedenler, artık âhirete hazırlanmanın uyarısını yapıyor.

 


Ağaçlar yem yeşil güzelliklerini kaybederek yapraklarını dökmeye, bitkiler sararmaya, hayvanlar kışa hazırlık yapmaya başlarlar.


 

Gençlikteki o cıvıl cıvıllık, o güzellik, yerini, aklanıp dökülen saçlara bırakıyor. Görüyorsunuz hayvanlar bile kışa hazırlık ya­pıyor. Bir karınca bile yazın çalışıp didinip, kışa hazırlanıyor. O halde ne zaman bir yiyecek kırıntısını yüklenip, bin bir zahmet­le yuvasına götürmeye çalışan bir karınca görürsek, onun hayır­lı bir amel işleyip, sevabını kimseye kaptırmamaya çalışarak, kabrine götürmeye uğraştığını düşünelim. Böylesi bizim için daha ibretli olacak. Bakalım bir karınca kadar olabilecek miyiz?

 


Sonbaharda diğer mevsimler gibi istikrarlı bir hava olmadığı için, insanların çok dikkatli olması gerekir.


 

Burası çok önemli. İstikrarlı bir hava olmaması, aslında son nefesimizde, imânla gidip gitmeme korkusu bizim için. Bu yüz­den hem korku hem de ümit içinde olmamız ve çok dikkatli ol­mamız gerekiyor.

 


Sonbahar, dört mevsim içinde her yönden bolluk özelliğini gösterir. Sebzeler, meyveler ve bütün gıda maddeleri tam manâsıyla olgun ve bol olarak bu mevsimde vardır.


 

Hani bahsettik ya, sonbaharda daha verimli bir hale geliyoruz diye. Yaşlılarımız da kazandıkları hayat tecrübeleriyle, olgun­lukla, ibretli hayat hikayeleriyle bizler için en verimli çağlarını yaşarlar.

 


Bu mevsim kış mevsiminin habercisidir. İnsanların kışa hazırlan­maları için bazı uyarıcı görevleri vardır. Havaların bazan soğuk, bazan yağmurlu, bazan açık olması bunlara misâldir.


 

Habire ruh halimiz değişiyor. Ölüme doğru yaklaştıkça bir ümit, bir korku insanı kaplıyor. Tabii yaşlıların daha ümitvar olması gerekiyor. İnsan bir an Önce güzel ibadetler yapmak isti­yor, ama yaşlı beden çoğu zaman bunu zorlaştırıyor.

 

Bu bakımdan sonbahar mevsimi, kış hazırlıklarının hızlandığı bir zamandır. Turşuların kurulması, odun kömürün alınması, yünlü kumaşların hazırlanması, bu mevsimin Önemli özellikle­ridir.

 

Yani, bedenimizi rahat tutmak ve keyif ehli olmak için, henüz gelmeyen günlere büyük bir hazırlık başlatıyoruz.

 

Dar günleri­mizde hazırladıklarımızı kullanmak kadar güzel bir şey yoktur. Tüm imkânlarımızı seferber edip, kışa hazırlanıyoruz. Hazırla­nıyoruz da, asıl kışa hazırlanıyor muyuz? Asıl dar günlerin he­sabını yapıp, şimdiden tüm imkânlarımızı seferber edip, iyi iş­ler yapma heveslisi miyiz acaba? Kabre girdiğimizde tek ihtiya­cımız iyi amellerimiz olacak. Bir turşuya, bir yün kazağa verdi­ğimiz değeri, iyi amellere de vermeliyiz. Kış için odun kömür neyse, kabir için iyi ameller de odur.

 


Sonbahar mevsimi yazla-kış arasında bir köprü gibidir. Havaların değişik bir atmosferde seyretmesi, insan sağlığı, ziraat ve hayvancılık, meyvecilik için tehlikeli olabilir. Bunun için çok dikkatli olmalı ve ted­birleri ihmal etmeden yerine getirmelidir.


 

(Havalar değişiyor. Yani ruh halimiz, gönlümüz değişiyor. Her an nefisle, şeytanla, kötü arkadaşla mücadele içindeyiz ama onların tuzaklarına düşme tehlikemiz de her an mevcut. Ve on­ca verimler, onca hasenat bir anda ziyan olabilir. Tedbirler de bu noktada çok dikkatli olmak ve dört elle ibadete sarılmak ge­rekiyor.

 


Bu mevsimde nezle, grip ve buna benzer hastalıklar çok görülmek­tedir.


 

Bir de kötü arkadaş, gıybet, suizan gibi kalp hastalıkları tehli­kesi var. Üstelik de her mevsimde musallat olur. Ya son zaman­da musallat olursa...

 


Bu yüzden giyimde, yemede, içmede çok dikkatli olmalı C vitami­nini eksik etmemelidir.


 

Yani helâlden mi giyiniyoruz, yediğimiz helâl mi haram mı çok dikkatli olmalıyız. C vitamini de ibadetle nefsimizi yenmek ve Hak için ve halk için kötü düşünmemek.

 

Yaprakların ağır ağır sarararak dökülmesi, bütün tabiatın o muhteşem özelliğini kaybetmesi, insan ruhu için bir düşünce kaynağı olduğu gibi, ölüme hazırlık için de bir ibret ve uyarıdır.

 

Şimdi de sonbaharın o aylar süren rahmetini, yağmurunu dü­şünelim. Toprakla bütünleşen yağmurun, rüzgâra kapılıp içimi­ze dolan o güzel kokusunu... Ne hoştur gazeller dökülmüş yol­larda, yağmurun altında yürümek.

 

Sonbaharda yağmur niçin bu kadar çok yağıyor bilmiyorum. Ama madem ki sonbaharı yaşlılara benzettik, o halde o bolca yağan yağmuru da, Rabbimizin yaşlılara verdiği kıymeti, üzerlerine indirdiği rahmeti olarak düşünebiliriz.

 

Rivayete göre Rabbimiz ihtiyar kimsenin yüzüne her gün 50 defa rahmetiyle nazar eder ve ona şöyle hitap eder:

 

"Ey âdemoğlu. Yaşın ilerledi, kemiğin zayıfladı, ecelin yaklaştı. Ar­tık Benim senden haya ettiğim gibi, sen de Benden haya et. Çünkü Ben, saçı sakalı ağaran kimseye azap etmekten haya ederim."

 

Yaşlılarımızın en ibret verici sözü şudur: " Neydik, ne ol­duk?"

 

Bu çok önemli bir ibret tablosudur bizler için. Bizler de onlar gibi, neydik, ne olduk, diyeceğiz. Gençliğimizdeki o yerinde duramaz halimizi hatırlayacağız, sonra da yaşlılığımızdaki o yerinden kıpırdayamaz halimizi görüp, derin iç çekişler yaşaya­cağız. Hattâ belki de öyle demeye bile fırsat bulamadan kışa gi­receğiz. Aslında her an sonbahardayız. Her an ölüme, kışa gire­biliriz. Neticede, sonbahar da, yaşlılarımız da ölüme, âhirete ha­zırlanmamız için harekete geçmemiz gerektiğini bizlere ihtar ediyorlar.

Hülya Kartal



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gençlikte sonbaharı Yaşarken
« Posted on: 26 Nisan 2024, 22:38:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gençlikte sonbaharı Yaşarken rüya tabiri,Gençlikte sonbaharı Yaşarken mekke canlı, Gençlikte sonbaharı Yaşarken kabe canlı yayın, Gençlikte sonbaharı Yaşarken Üç boyutlu kuran oku Gençlikte sonbaharı Yaşarken kuran ı kerim, Gençlikte sonbaharı Yaşarken peygamber kıssaları,Gençlikte sonbaharı Yaşarken ilitam ders soruları, Gençlikte sonbaharı Yaşarkenönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes