> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte > Temizlik Bahsi taharet 25
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Temizlik Bahsi taharet 25  (Okunma Sayısı 804 defa)
02 Mayıs 2010, 12:35:29
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 02 Mayıs 2010, 12:35:29 »



BİRİNCİ NEV´:

KADINA DEGME


ـ3668 ـ1ـ عن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها: ]أنَّ رَسولَ اللّهِ # قَبَّلَ امْرَأةً مِنْ نِسَائِهِ، ثُمَّ خَرَجَ إلى الصََّةِ وَلَمْ يَتَوضّأ. قالَ عُرْوَةُ، فَقُلْتُ لَهَا: وَمَنْ هِىَ إّ أنْتِ؟ فَضَحِكَتْ[. أخرجه أصحاب السنن .



1. (3668)- Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kadınlarından birini öptü, sonra dönüp namaza gitti, abdest tazelemedi."

Urve rahimehullah der ki: "Kendisine: "Bu, sizden başka bir hanımı olmamalı!" dedim. Hz. Âişe gülmekle cevap verdi."[306]



ـ3669 ـ2ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: ]أنَّهُ كانَ يَقُولُ: قُبْلَةُ الرَّجُلِ امْرَأتَهُ وَجَسُّهَا بِيَدِهِ مِنَ المَُمَسَةِ، فَمَنْ قَبَّلَ امْرَأتَهُ أوْ جَسَّهَا بِيَدِهِ فَعَلَيْهِ الْوُضُوءُ[. ومثله عن ابن مسعود، أخرجه مالك .



2. (3669)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)´ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Erkeğin hanımını öpmesi veya ona eliyle dokunması hep mülâmese (değme) sayılır. Öyleyse kim hanımını öperse veya eliyle dokunursa abdest alması gerekir." Bu rivayetin bir benzeri İbnu Mes´ud´dan gelmiştir.[307]



AÇIKLAMA:



1- Bu iki rivayet, kadına eliyle dokunarak veya öperek veya bir başka şekilde değme ile ilgilidir. Birinci rivayete göre, kadına öpme dahil, herhangi bir şekilde değme abdesti bozmamaktadır. İkinci rivayete göre ise abdest bozulmakta ve yeniden abdest almak gerekmektedir. Hz. Ali, İbnu Mes´ud, Atâ, Tâvus, Ebû Hanîfe, Süfyân es-Sevrî birinci hadisteki hükümle amel etmişlerdir. Bu hükmü te´yid eden başka rivayetler de mevcuttur. Müslim´de gelen bir rivayete göre, Hz. Âişe aynen şöyle der: "Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ı yatakta bulamadım. (Karanlıkta sağı solu) yoklarken elim ayaklarının altına rastladı, secdede idi ve şöyle diyordu: "Rabbim, gazabından sana sığınırım..."

Sahîheyn´de gelen bir diğer rivayette Hz. Âişe, ayakları kıble istikametinde uzanmış olarak yattığını, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın secdeye giderken, eliyle ayaklarına dürttüğünü, böylece ayaklarını topladığını, fakat sonradan tekrar uzattığını, secde sırasında her seferinde ayağını dürttüğünü ve kendisinin de ayaklarını topladığını ve Resulullah´ın da secde ettiğini nakleder.

Ancak İbnu Mes´ud, İbnu Ömer, Zührî, Mâlik, Evzâî, Şâfiî, Ahmed, İshâk öpmede abdest gerektiğine hükmetmişlerdir. Bunların da şer´î delilleri var: Âyet-i Kerime´de اَوْ مَسَتُمُ النِّسَاءَ denmiş, bu لَمَسْتُمْ şeklinde de okunmuştur. Burada lems (değme), abdesti bozan amiller arasında sayılmıştır. Âyet, lâmestüm diye okununca cimâ ma´nâsına te´vili daha zahir ise de, lemestüm diye okununca elle değmek ma´nası daha zâhir olmaktadır ve cimâ dışındaki her çeşit değmeler de o mânaya girmekte, dolayısıyla kadına ne suretli olursa olsun "değme"den abdest bozulmaktadır. Yorumunda ihtilâf edilen âyet meâlen şöyle: "Ey iman edenler... Eğer hasta olur veya bir sefer üzerinde bulunursanız yahud sizden biriniz ayak yolundan gelirse yahud da kadınlara dokunup da su bulamazsanız o vakit temiz bir toprağa teyemmüm edin..." (Nisa 43)

İbnû Abbâs (radıyallahu anhümâ) âyetteki lems´ten maksadın cimâ olduğunda cezmederek bu te´vili reddeder. Ülemâ umumiyetle İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)´ın te´vilini, Ashabtan diğerlerinin te´viline tercih etmeyi prensip edinmiştir. Çünkü O, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın "Allah´ım, ona Kur´an´ın te´vilini öğret" duasına mazhar olmuştur. Kur´an´la ilgili tefsirde otoritedir. "Çünkü derler, te´vili ona Allah öğretmiştir."

Âyette geçen لمَسَتُمْ kelimesinin cimâ´dan kinaye olup olmadığı hususunda ülemânın yaptığı ilmî münakaşaya bu kadar işareti yeterli görüyor delillerine, cevaplarına yer vermiyoruz.[308]



ـ3670 ـ3ـ وعن أبيّ بن كعب رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّهُ قالَ يَا رسولَ اللّهِ: إذا جَامَعَ الرّجُلُ امْرَأتَهُ فَلَمْ يُنْزِلْ؟ قالَ: يغْسِلُ مَا مَسَّ المَرأةَ مِنْهُ، ثُمَّ يَتَوضّأ وَيُصَلِّى[. أخرجه الشيخان .



3. (3670)- Übeyy İbnu Ka´b (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ey Allah´ın Resulü dedim, bir kimse hanımıyla cima yapsa fakat inzal olmasa yıkanması gerekir mi?"

"Kadına değen kısmını yıkar, sonra abdest alır ve namaz kılar!" buyurdular."[309]



AÇIKLAMA:



Bu hadis, inzal vâki olmadıkça boy abdestinin gerekmiyeceğini ifade etmektedir. Bu ma´nâyı ifade eden "Su, ancak sudan dolayı icabeder" nev´inden başka rivayetler de var. Ancak ülemâ bu hadislerin başka hadislerle neshedildiğinde ittifak eder. Bu nâsihlerden biri şudur: "İki hitan kavuşur ve haşefe kaybolursa, inzal olsa da olmasa da gusül gerekir."

Burada hıtân sünnet mahallidir. İbnu Hacer iki hitanla erkeğin hitanının kastedildiğini belirtir. Haşefe de baş kısımdır. Bu durumda erkek uzvunun baş kısmı kadın uzvunda kaybolunca şer´an cimâ hâsıl olmuştur, inzal olsa da olmasa da farketmez, cimâye terettüp eden ahkam tahakkuk eder. Bu ahkamdan biri yıkanmadır, yani boy abdesti.

Ancak şunu da belirtelim ki, inzal vâki olmadıkça, boy abdestinin gerekmiyeceği kanaatini koruyan Sahâbe ve Tâbiîn, -azınlık teşkil etseler de- olmuştur. Hatta Atâ´nın şu sözü rivayet edilir: "İnzal olmasam bile yıkanmadan huzur bulamıyorum, sebebi de bu husustaki ulemânın ihtilâfıdır." İhtilâfu´l-Hadis´te Şâfiî Hazretleri de şöyle demiştir: "Su, sudan gerekir" hadisi sâbittir, ancak mensuhtur... Bölgemizdeki bazı âlimler (Hicazlılar) bize bu meselede muhalefet ederek: "İnzal olmadıkça gusül gerekmez." dediler."

Belirttiğimiz gibi neshe rağmen bir ihtilaf mevzubahis ise de, cumhur guslün gerekeceğinde ittifak etmiştir.[310]



İKİNCİ NEV´:

ZEKERE DEGMEK


ـ3671 ـ1ـ عن طلق بن عليّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَدِمْنَا عَلى رَسولِ اللّهِ # فَجَاءَ رَجُلٌ كَأنَّّهُ بََدَوِىٌّ، فقَالَ يَا رسولَ اللّهِ: مَا تَرَى في مَسَّ الرَّجُلِ ذَكَرَهُ بَعْدَ مَا يَتَوضّأ؟ فقَالَ #: وَهَلْ هُوَ إّ مُضْغَةٌ مِنْهُ، أوْ قالَ بَضْعَةٌ مِنْهُ[. أخرجه أصحاب السنن، واللفظ لغير الترمذي .



1. (3671)- Talk İbnu Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın yanına geldik. (Biz huzurlarında iken) bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi.

"Ey Allah´ın Resulü! dedi, kişi abdest aldıktan sonra zekerine değerse ne gerekir (abdesti bozulur mu, bozulmaz mı?)" Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu cevabı verdi:

"O, kendisinden bir parça değil midir?"[311]



ـ3672 ـ2ـ وعن بسرة بنت صفوان رَضِيَ اللّهُ عَنْها: ]أنَّ النَّبىَّ # قالَ: مَنْ مَسَّ ذَكَرَهُ فََ يُصَلِّى حَتّى يَتَوَضّأ[. أخرجه ا‘ربعة، وهذا لفظ الترمذي .



2. (3672)- Büsre Bintü Safvân (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Zekerine değen abdest almadıkça namaz kılmasın."[312]



ـ3673 ـ3ـ وعن مصعب بن سعد بن أبي وقاص رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كُنْتُ أُمْسِكُ المُصْحَفَ عَلى سَعْدِ بنِ أبِى وَقّاصٍ فَاحْتَكَكْتُ، فقَالَ سَعْدٌ: لَعَلَّكَ مَسَسْتَ ذَكَرَكَ؟ قُلْتُ: نَعَمْ. قالَ: قُمْ فَتَوضّأ فَتَوَضّأتُ، ثُمَّ رَجَعْتُ[. أخرجه مالك .



3. (3673)- Mus´ab İbnu Sa´d İbni Ebî Vakkâs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben, Sa´d İbni Ebî Vakkâs (radıyallahu anh)´a Kur´an tutuyordum. Bir ara kaşındım. Sa´d:

"Her halde zekerine değdin?"dedi. Ben "evet" deyince:

"Kalk, abdest al!" emretti. Ben de gidip abdest alıp geri döndüm"[313]



ـ3674 ـ4ـ وعن نافع قال: ]كُنْتُ مَعَ ابنِ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما في سَفَرٍ فَرَأيْتُهُ بَعْدَ أنْ طلَعَتِ الشّمسُ تَوَضّأ ثُمّ صَلّى، فَقُلْتُ لَهُ: إنَّ هذِهِ لَصََةٌ مَا كُنْتَ تصَلِّىهَا؟ فقَالَ: إنِّى بَعْدَ أنْ تَوَضّأتُ لِصََةِ الصُّبْحِ مَسَسْتُ فَرْجِى، ثُمَّ نَسِيتُ أنْ أتَوَضّأ فَتَوَضَّأتُ وَعُدْتُ لِصََتِى[. أخرجه مالك .



4. (3674)- Nâfi rahimehullah anlatıyor: "Ben, bir sefer sırasında İbnu Ömer (radıyallahu anh)´le beraberdim. Güneş doğduktan sonra onun abdest alıp namaz kıldığını gördüm. Kendisine: "Bu şimdiye kadar kıldığınızı hiç görmediğim bir namaz!" dedim. Şu açıklamayı yaptı:

"Sabah namazı kılmak üzere abdest aldıktan sonra fercime dokundum. Sonra da abdest almayı unuttum (ve namaz kıldım. Şimdi bu durumu hatırlayınca) yeniden abdest alıp namazımı iade ettim."[314]



AÇIKLAMA:



Yukarıda kaydedilen dört hadis, kişinin cinsiyet organına değdiği takdirde abdestinin bozulup bozulmayacağı ile alâkalıdır. İlk hadis, böyle bir durumda abdestin gerekmeyeceğini ifade etmekte ise de, diğer üç rivayet gerekeceğini ifade etmektedir.

Şu halde, ülemânın ihtilâf ettiği bir mesele ile karşı karşıyayız. Nitekim bir kısım ülema elle zekere değme´yi, abdesti bozan sebepler arasında görmüşlerdir: Hz. Ömer, oğlu Abdullah, Ebû Eyyub el Ensârî, Zeyd İbnu Hâlid, Ebû Hüreyre, Abdullah İbnu Amr İbni´l-Âs, Câbir, Hz. Âişe, Ümmü Habîbe, Büsre Bintu Safvân, iki rivayetten birinde Sa´d İbnu Ebî Vakkâs; yine iki rivayetten birinde İbnu Abbâs, Urve İbnu Zübeyr, Süleyman İbnu Yesâr, Atâ, Ebân İbnu Osman, Câbir İbnu Zeyd, Zührî, Mus´ab İbnu Sa´d, Saîd İbnu´l-Müseyyeb ve başkaları. İmam Şâfiî ile Ahmed İbnu Hanbel de bu görüştedir. İmam Mâlik´in meşhur görüşü de böyledir.

Diğer bir kısım ülemâ ise zekere değmekle abdestin bozulmayacağına hükmetmiştir. Bunlar da, Talk İbnu Ali´den kaydedildiği üzere buna cevaz veren rivayetlere dayanırlar. Talk´ın rivayetinde Resûlullah "Kendisinden birparça değil mi?"demiştir. Mudğâ, et parçası demektir. Gerçi râvi "bad´a" mı dedi "mudğa" mı dedi mütereddid ise de, ikisi de aynı ma´nâya gelen müterâdif kelimelerdir. Hz. Ali, Ammâr İbnu Yâsir, Abdullah İbnu Mes´ud, Abdullah İbnu Abbâs, Huzeyfe İbnu´l-Yemân, İmrân İbnu´l-Husayn, Ebû´d-Derdâ, iki rivayetin birinde Sa´d İbnu Ebî Vakkâs, iki rivayetin birinde Saîd İbnu´l-Müseyyeb, Saîd İbnu Cübeyr, İbrahim Nehâî, Rebî´a İbnu Ebî Abdirrahmân, Süfyân es-Sevrî, Ebû Hanîfe ve Ashâbı, Yahya İbnu Ma´in ve Ehl-i Kûfe hep bu görüştedirler.

Talk hadisini, hadis münekkidleri Büsre hadisinden daha sıhhatli bulmuşlardır. Ancak, Büsre hadisini esas alanlar, Talk hadisinin mensuh olduğunu ileri sürmüşlerdir. Delilleri de Talk´ın, Büsre´ye nazaran çok önceleri müslüman olması, Fakat muhakkikler böyle bir gerekçe ile neshe hükmedilemeyeceğini söylemiştir. Yine de Büsre hadisinin turukundaki çokluk, bazı şevâhidin varlığı, yukarıda belirtildiği üzere bir kısım ülemânın onunla amel etmesine sebep olmuştur. Ülemamızın cümlesinden Allah razı olsun, onların ihtilafı ümmete rahmettir.[315]


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Temizlik Bahsi taharet 25
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:21:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Temizlik Bahsi taharet 25 rüya tabiri,Temizlik Bahsi taharet 25 mekke canlı, Temizlik Bahsi taharet 25 kabe canlı yayın, Temizlik Bahsi taharet 25 Üç boyutlu kuran oku Temizlik Bahsi taharet 25 kuran ı kerim, Temizlik Bahsi taharet 25 peygamber kıssaları,Temizlik Bahsi taharet 25 ilitam ders soruları, Temizlik Bahsi taharet 25önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes