> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi > Zikir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zikir  (Okunma Sayısı 1428 defa)
18 Şubat 2011, 18:16:40
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 18 Şubat 2011, 18:16:40 »



Zikir

 Sözcük anlamı 'bir şeyi telâffuz etme, zihinde ha­zır etme, insanın edindiği şeyi korumasını sağlayan nefsin bir durumu, korunan, edinilen şeyin zihinde hazır hale getirilmesi, hatırlama, anma' demektir.[26]

Esasen, “Ayet, Zikr, Kur'an, Kitap” kavramlarının birbirleriyle oldukça yakın bağlantıları vardır. Her biri­ni ayrı ayrı açıklamak gerçekten güç bir iştir; bu yüz­den, bir takım tekrarlar kaçınılmaz olmaktadır.

Allah insanı yarattığı zaman ona insim” leri öğret­miştir. İsimler, hem Allah'ın isimlerine, hem de bu isimlerin tecellileri olarak evrende ortaya çıkan tüm varlıklara ve olaylara da işaret etmektedir. Allah bu isimlerle insanı bütün varlıklardan üstün kılmış, melek­leri huzurunda secde ettirmiş, evrendeki her şeyi kul­lanımına vermiştir. Bu isimlerin evrendeki tecellileri Allah'ın ayetleri'dir de. (Bu ayetlerle evren okunur ve Allah'a ulaşılır.)

İnsan kendisine tanınan seçme özgürlüğünü kul­lanarak Allah'a isyan etmiştir; bu bir bakıma onun unutkanlığından kaynaklanmıştır, yaratılışı gereği unutkandır insan. Bu. gerçek Kur'an'da şöyle ifade edi­lir:

“Andolsun, önceden Adem'e ahd verdik de unut­tu, onda bir azim görmedik.” (Taha: 115).

Şu kadar ki, unutan insan, unuttuğunu hatırla­ması için “kelimeler” almıştır Rabbi'nden ve bu kelime­lerle hatırlamaya, yani, “tezekkür” etmeğe başlamıştır. Unuttuğunu hatırlama imkân ve yeteneği vermiştir Al­lah insana.

Allah-ü Tealâ, varlığı kendinden bir Rabb'dır ki, hem içimizde, hem dışımızda (bk. Ayet), hem de ev­rende meydana gelen bütün olaylarda Kendini göste­rir. Bizim ruhumuzun derinliklerinde, her şeyden ev­vel Allah'ın Zatı'na ait mutlak bir tasdik yatar; bu yüz­den, Allah inancı fıtrîdir ve her şeyin başıdır. (Tüme­varıcı bir yöntem izleyen Batı'nın bilimi bu fıtratı ve inancı reddederek yola koyulmuş ve bu yüzden, Ger­çeğe varmak şöyle dursun, bilim adına ortaya çıkardığı şeylerle insanlığın başına tarihte görülmemiş belâlar açmıştır. Oysa İslâm'da bilgi dahil her şey, sabit ve değişmez bir gerçekten, Allah gerçeğinden ortaya çıkar ve incelemelerini bu temele oturtur.) İnsanın varlığın­da bu inkâr edilemez gerçek bir öz halinde mevcuttur. Ama, insan gittikçe çeşitli etkilerle bu gerçeği örtme­ğe girişir; duyularını kapar, aklı, düşüncesi ölür, kal­bi kararır ve tam bir unutkanlığın, gafletin içine dü­şer. . Bu zaman insana, bu kesin gerçeği hatırlatacak deliller, işaretler gerekir. Evren işte bu delil ve işa­retlerle doludur. Kur'an, bu delil ve işaretleri bize ha­tırlattığı için, ez-Zikr adıyla da anılır. Demek oluyor ki, Zikr öncelikle Kur'an'dır, evrenin kendisidir. Ana Kttap'tır. Levh-i Mahfuz'dur. Nitekim, bir hadis-i şe­rifte, “Allah vardı ve başka hiç bir şey yoktu, arşı su­yun üstündeydi ve Zikr'de her şeyi yazdı, sonra da yedi göğü yarattı” buyurulmuştur; bu hadis bir baş­ka şekilde,  “Levh-i Mahfuz'da her şeyin zikrini yaz­dı.” [27] olarak gelmektedir. Her iki şekil birbirini açık­lar niteliktedir;  birinci  rivayette,  Levh-i Mahfuz'un kendisi zikr olarak geçerken, ikincide zikr, Levh-i Mâh-fuz'u oluşturan 'şeyler' anlamında kullanılmaktadır ki, arada herhangi bir fark yoktur. Bu anlamda, “muhak­kak zikr'i biz indirdik ve muhakkak onun koruyucusu da biziz”(Hıcr: 9) ayetinde geçen zikr, Levh-i Mahfuz' un tamamı olan Kur'an'ı veya, hem Kur'an'ı, hem Sün­neti içine almaktadır (bk. Sünnet).

İnsanın nefsinde ruh ile bedenin girift bir bağ­lantısı vardır.' İnsanın dışa açılan pencereleri olan du­yulardan sürekli olarak işaretler dolar içeri; bunlar, insanın çevresinden, gördüğünden, duyduğundan, do­kunduğu, tattığı ve kokladığından meydana gelen işaretlerdir. Bu işaretler ilk aşamada bir anlam belirtir­ler. Sonra, bu anlamı bir bütün halinde nefs kavrar. Bu kavrayış kalpte yer eder, bunun sonucunda da be­dende bir takım etkilenmeler olur. Sözgelimi, ekşi bir tadıştan diş kamaşır, sıcaklık halsizlik meydana getirir. kötü bir haber bir sarsıntı oluşturur.. Aynı şekilde, be­dende meydana gelen bazı şeyler de ruha etki eder. Bu­nun gibi, insan diliyle zikirde bulunduğu, Allah'ı veya ayetlerini andığı, Melekût Alemi'ndeki aslını hatırladı­ğı, evrendeki işaretler karşısında 'Allah' dediği, “Lâ ilahe illallah, sübhanellah, ve'1-hamdü lilâh, ve lâ ilahe illallahü ekber” dediği zaman hayalde bir eser ortaya çı­kar. Hele, bir hadiste buyurulduğu gibi, “karşıdakilerin mecnun diyeceği derecede dil Allah'ı zikrettiği zaman”,[28] Kur'an'ın emriyle “Allah'ın zikri sürekli art­tığı zaman” hayalde ortaya çıkan eser kalpte bir nur oluşturur; sonra bu nur kalpten dile, dilden hayale, hayalden akla yansır ve karşılıklı aynalar gibi, birbir­lerini takviye eder, güçlendirirler. Bunun sonucu ola­rak kalp zikretmeğe başlar, iman tanı anlamıyla kalpte ortaya çıkar. Kalbin zikrinin bir sonu yoktur. Bu zikir­den oluşan ışınlar insanın unuttuğu Melekût aleminde­ki gerçeklere, asıllara uzanır; bunun verdiği zevk da­ha bir hızlandırır zikri. Sonunda eşyanın gerçeğini gö­rür, sağlam ve şaşmaz bilgiye ulaşır. İki Cihan Serveri Efendimiz, “Benim Allah ile bir vaktim vardır ki, on­da bana ne en büyük melekler, ne de gönderilmiş bir nebî yanaşabilir” [29] buyurmuşlardır.

Kalbin zikri tabiî olarak bedenin zikrine yol açar. Bedenin her azası zikretmeğe, yani Gerçeğin, Kur'an'ın doğrultusunda eylemde bulunmaya başlar. Böylece, in­san, unutan olmaktan yakın olmaya geçer, yani, var­lıklar hiyerarşisinin en üstündeki yerini kazanır; düş­tüğü en alçak yerden en üste çıkar.

Kur'an'da.. zaman zaman zikr unutma ve gafletle zıt anlamda kullanılır:

“Nefsinde Rabbi'ni yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam zikret ve gafillerden olma.” (A'raf: 205).

“Kalbini zikrimizden gafil kıldığımız kişiye uyma.” (Kehf: 28).

“Onu  zikretmemi (hatırlamanı)   bana   unutturan ancak Şeylan'dır.”  (Kehf: 63).

İnsan, maddî arzularını doyurarak değil, ancak unuttuğu Gerçeği hatırlayarak, bu Gerçeğe ererek ve er­mek için de Allah'ı hep zikrederek, mutluluğa ulaşır:

“Dikkat edin! Kalpler ancak Allah'ın zlkr'iyle doygunlu­ğa ulaşır.”   (Ra'd:  28).

İnsanların hayatı tam bir zikr olmalıdır; çünkü, zikr'i bırakanın arkadaşı ancak Şeytandır:

“Kim Rahman'ın zikrinden yüz çevirirse, ona Şeytan'ı musallat ederiz de, kendisine pek yakın olur.”  (Zuhruf: 36).

Zikr Kur'an'da zaman zaman namaz anlamında da kullanılır. Şu kadar ki, namaz zikrin bir şekli, bir bö­lümüdür; zikr namazdan daha kapsamlıdır, daha bü­yüktür:

“Doğrusu namaz kötü ve iğrenç şeylerden alıkor, Allah'ın zikri ise ne büyüktür.”  (Ankebut: 45).

Hz. Peygamber (s.a.v.) zikr toplantılarını 'Cennet bahçeleri' olarak nitelemişlerdir.

İmam Cafer es-Sadık şöyle buyurmuştur:

“Sınırı ol­mayan bir şey yoktur, ama, zikr müstesna. Allah farz­ları farz kıldı, bunları yerine getirmek bunların sonu­dur; Ramazan ayında oruç tutmak bu, ayın sonudur; haccın farzının sonu haccetmektir. Ama, Allah ziftrin azından razı olmaz, onun sonu yoktur, çünkü şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Allah'ı çok çok zikredin ve O'nu sabah akşam teşbih edin.”  (Ahzab: 41, 42).

İçinde Kur'an okunan ve Allah'ın çok zikredildiği evin bereketi artar, orada melekler hazır olur, şeytanlar barınamaz..”

Hz. Ali de şöyle buyurmaktadır:

“Kim Allah'ı giz­lide zikrederse, Allah onu açıkta zikreder; doğrusu mü­nafıklar Allah'ı açıkta zikrederler, gizlide zikretmezler.” Allah şöyle buyurur:

“Münafıklar... insanlara karşı gös­teriş yaparlar ve Allah'ı pek az  zikrederler.”   (Nisa: 142).[30]

Bu genel açıklamanın ışığında, Kur'an'da geçen”zikretti (zekera), zikredin, zikreder, zikredersiniz, zik­rettir (hatırlat, öğüt ver), zikretsinler (bazı zaman: 'ib­ret alsınlar' anlamında), zikr (öğüt), tezkire (hatırlat­ma, öğüt), zikra(öğüt, hatırlatma, zikr)” gibi sözcükle­rin anlamı daha kolay kavranabilir ve bunların üzerin­de ayrı ayrı burada durmaya gerek yoktur. Şu kadar ki, “üzerine Allah'ın adı zikredilmeyenlerden, yemeyin” (En'am: 121) ayetinde olduğu gibi, “Ze-Ke-Ra” fiili 'ala' harf-i cer'i ile kullanılırsa, 'dille anmak' anlamına gelir. [31]



[26] Müfredat, 179, Külliyat, 187.

[27] Buhari, Tirmizî, Hakim, t. Hanbel gibi hadisçilerin bu konudaki rivayetleri için bk. Aclunî, Keşf'ul-Hafa, c. IX. s. 189.

[28] Hanbel, Beyhakl, Hakim ve İ. Hibban'ın rivayetleri için. a.g.e. I: 187.

[29] Hak Dini Kur'an Dili, I: 541.

[30] Usül-i Kâfi, C..IV. HN: 3195.

[31] Ali Ünal, Kur’an’da Temel Kavramlar, Beyan Yayınları: 34-39.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zikir
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:14:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zikir rüya tabiri,Zikir mekke canlı, Zikir kabe canlı yayın, Zikir Üç boyutlu kuran oku Zikir kuran ı kerim, Zikir peygamber kıssaları,Zikir ilitam ders soruları, Zikirönlisans arapça,
Logged
28 Ocak 2019, 19:05:53
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 28 Ocak 2019, 19:05:53 »

Esselamu aleykum.her aninda Allahi anan zikir eden kalbini ruhunu besleyen maddi manevi hayra kavuşan kullardan olalim inşAllah. ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 28 Ocak 2019, 19:47:56 Gönderen: Mehmed. »
Kayıtlı

28 Ocak 2019, 19:47:46
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 28 Ocak 2019, 19:47:46 »

Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

29 Ocak 2019, 02:13:40
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #3 : 29 Ocak 2019, 02:13:40 »

Aleyküm Selam. Herzaman bizleri yaratan güzeller güzeli Rabbimizi zikreden hayırlı kullardan olalım inşaAllah 🌹 Rabbimizi anmak şifadır
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes