> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran Öyküleri > Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu  (Okunma Sayısı 2270 defa)
01 Aralık 2010, 11:19:55
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 01 Aralık 2010, 11:19:55 »



Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu

Kur'anın öyküleri gerçek öykülerdir. Olaylarının gerçek âlemde ve zamanın herhengi bir diliminde meydana gelmiş anlamında gerçek öykülerdir. Kur'an öykülerinin gerçeklik boyutu vardır. Yani insanların yaş adığı her olguya ve realiteye uygun bulunmaktadır.Kahramanlannın nitelikleri, belirtileri ve özellikleri de, insanların yaş adığı herhangi bir Çevrede kişilere ve bireylere uygun düşmektedir, öncekilerden söz eden âyetler, sanki kişinin aramızda Sördüğü ve bildiği insanlardan sözetmektedir. âyetlerin bu inşaları tasvir ettiğini görmektedir.

Kur'anda öykülerin ve verdiği örneklerin genel niteliğidir budur. Konumuza gelince, Allah'ın âyetlerinden ayrılan/sıyrılan insan için âyetlerin verdiği örnek ve yaptığı benzetme, belirttiği nitelik ve özellikler, açıkl adığı hareket ve davanışlar gerçeklik boyutuna sahiptir. Çünkü aramızda yaşayan ve çevremizde bulunan insanlara uygun olduğunu görüyoruz. İlmi bırakan, dinden soyutlanan, başkalarını mutlu etmek ve Allah'ın dinini yaymak için kullanmak yerine, zalim ve tağutlara hizmet için din bilgilerini kullanan her kişiye uygun düştüğünü görüyoruz. Bu öykünün gerçeklik boyutunu en güzel açıklayanlardan biri şüphesiz merhum Seyyid Kutup'tur. Zalim ve azgınlara hizmet için din bilgilerini kullanan din adamı unvanlı kişileri çok yakından tanımıştır. Üstad bu konuda şöyle der:

"Kendilerine apaçık olduktan sonra Allah'ın âyetlerini yalanlayan, onları bildikleri halde onlara uygun hareket ekmeyen kişilerin durumunu açıklamaktadır. İnsanların hayatında bu haber ne kadar çok terartanmakt adır! Allah'ın dinini bildikleri halde hidâyet bulmayan, aksine bu ilmi Allah'ın kelamını değiştirmek için araç yapan kişiler ne kadar çoktur! Bu ilmi kendi heveslerine ve akıllarınca kendilerine dünya malından verme yetkisine sahip olan zorbalara yaranmak için kullanan niceleri bulunmaktadır!

Nice din alimleri gördük. Allah'ın dininin gerçeğini biliyor, sonra ondan ayrılıp ilmini bile bile yapılan tahrifler ve yeryüzünün geçici sultanlarına fetvalar için kullanıyor. İlmi  ile  yer  yüzünde  Allah'ın   otoritesine  ve  kutsal değerlerine saldıran zalim yöneticilere payandalık yapıyor.

Bulardan   öylelerini   gördük  ki   "Yasama  Allah'ın haklarındandır, kim kendisi bu yetkiyi kullanmaya kalkışırsa, ilahlık iddiasında bulunur, kim ilahlık iddiasında bulunursa kafir olur, kim de bu kişinin yaptığını kabul eder ve uyarsa o da onlar gibi olur"derler. Dinin apaçık bu gerçeğini bilmesine rağmen, yasama hakkına sahip olduklarını iddia eden, bununla ilahlık iddiasında bulunan ve haklarında kendisinin küfür hükmünü verdiği tağutların propagandasını yapmakta, onlar için dua etmekte, onlara müslümanlar demekte ve yaptıklarının katıksız islam olduğunu söylemektedir.

Yine bunlardan öylelerini gördük ki bir yıl faizin haram olduğunu yazar, etesi yıl helal olduğunu yazar, insanlar arasında ahlaksızlık ve kötülüğün yayılmasını kutlar ve bu bataklığa dindarlık kılıfı giydirir.

Acaba bunların haberleri, Allah'ın kendisine âyetlerini verdiği halde onlardan sıyrılan ve şeytanın önüne kattığı, böylece azgınlardan olan kişinin haberinden ne farkı vardır? Acaba bütün bunlar, Yüce Allah'ın adamla ilgili anlattığı değiştirme ve çarpıtma haberinden başka nedir? "isteseydik, onlarla kendisini yükseltirdik. Ama yere çakılıp kaldı ve hevesine uydu. O, üstüne varsan da, varmasan da, dilini sarkıtıp soluyan köpeğe benzer". Allah dileseydi, ona verdiği âyetler bilgisiyle kendisini yükseltirdi. Fakat Allah dilemedi. Çünkü bu âyetleri bilen kişi, yere çakılıp kalmış, âyetlere değil, hevesine uymuştur.

Bu,   Allah'ın   âyetlerini   bildiği   halde   o   bilgiden yararlanmayan, inancını bildiği âyetlere göre düzeltmeyen, şeytanın zelil ve aşağılık bir uydusu olmak ve hayvan derecesine inip alçalmak için Allah'ın verdiği nimetten sıyrılan herkesin örneğidir.

Sonra, bu bitmeyen dili sarkıtıp soluma da nedir? Kuranın canlandıran tablosundan anladığımız ve zihnimizde canlandırdığımız kadarıyla, bu dünya hayatının malı peşinde dilini sarkıtarak koşmaktır. Allah kendilerine âyetlerini verdiği halde,onları bırakıp dünyalık elde etmek için dili sarkıtıp solumaktır. Bitmek nedir bilmeyen soluma! Sahibinin bırakm adığı, öğüt versen de, vermesen de, sürdürdüğü soluma!

Dünya hayatında her zaman,her yerde ve her ortamda bu örnekleri hep görüyoruz. Hatta çok anlar geçiyor ki,insan neredeyse böyle olmayan bir alim göremiyor. Allah'ın koruduğu, Allah'ın âyetlerinden sıyrılmayan, yere çakılıp kalmayan, hevese uymayan, şeytana rezil olmayan ve iktidar sahiplerinin ellerinde bulunan dünyalık şeyler peşinde dilini sarkıtıp solumayan çok küçük bir azınlık dışında,böyle olmayan kaç tane alim görebiliyorsunuz?

Evet, bu her zaman ve zeminde örnekleri kesilmeyen bir örnektir.Yoksa, tarihin bir döneminde belli bir nesilde meydana gelmiş ve bitmiş bir örnek değilir.

Yüce Allah, kendilerine âyetlerini gönderdiği halkına bu    örneği    okumasını    peygamberine    emretmiştir. Kendilerine verilen âyetlerden sıynlmamalan için onlara bu haberi okumasanı söylemiştir. Daha sonra gelip, Allah'ın âyetlerinden birşeyler bilen kişilerin bu çirkin duruma düşmekten   sakınmaları   için   onlara   da   okunmasını istemiştir. Bu çirkin duruma düşmekten, dili sarkıtıp sürekli solumaktan ve düşmanın düşmana     yapmadığı haksızlığı kendilerine yapmaktan sakınmaları için bu haberin bütün insanlara okunmasını söylemiştir. Allah'ın âyetlerini bildiği halde onlardan sıyrılanlar, içine düştükleri bu aşağılık ve çirkin  manzara  ile  kimseye  değil,  sadece  kendilerine zulmediyorlar.

Günümüzde Allah'ın âyetlerini bildiği halde onlardan sıyrılan öylelerini gördük -ve görüyoruz-ki sanki kendi kendine zulmetmek için çabalıyor yahut cehennemin dibinde bir yer kapmak için can atıyor ve aynı family adan olan kişilerin o yeri kendisinden kapmaması için müc adele veriyor. Her sabah cehennemdeki bu yerini pekiştirecek ve sağlamlaştıracak şeyleri aralıksız yapmaya devam ediyor. Dünyada hayatı bitinceye kadar bu dünyalık şeyleri elde etmek için dilini sarkıtıp solumayı aralıksız sürdürüyor.

Allahım! Bizi koru, ayaklarımızı kaydırma, bol sabır ver ve müslümanlar olarak ölmeği nasip et! "[151]

Seyyid  Kutub'un  sözlerini  tamaml  adığı  bu  sıcak duasından sonra hemen belirtelim ki Allah onun duasını kabul etti,  gördüğü her türlü baskı,  eziyet ve aldatma girişimlerine rağmen, rabbine kavuşuncaya kadar Allah'ın dinine ve davetine bağlı kaldı. Yeri cennet olsun![152]

 İman ve İnsanın Derisi:
 
Allah'ın âyetlerinin, insanın derisine ve onlardan sıyrılan adamın, kendi derisinden soyunan kişiye benzetilmesinin anlamı üzerinde biraz durmak istiyoruz. Bu benzetmenin ve bu resmin gerçeklik boyutuna işaret etmek için bunun üzerinde biraz durmamız gerekir.

Şüphesiz insanın derisi vücuduna yapışık, ondan ayrılmaz ve bedenini örter, onu tehlike ve zararlardan korur. Aynı zamanda insan, derisi ile güzellik ve yakışıklık kazanır.

İnsan için iman da ,böyIedir.Allah'ın âyetleri de insanı bu şekilde Örtmektedir. İlke olarak Allah'ın âyetlerinin ve o âyetlerin içerdiği iman, doğruluk ve bağlılık gibi değerlerin, derinin vücuda yapıştığı gibi yapışması, derisinin onunla beraber bulunduğu gibi beraber bulunmasıdır.Kişinin derisinden bir an bile ayrı kalması düşünülemediği gibi, insanın gece ve gündüz bir an bile İmandan ayrı kalması düşünülemez.

İmanı, bayramlarda ve dinsel törenlerde giyilen bir bayram elbisesi gibi görenler, imanın gerçeğini anlamazlar ve ona gereği gibi bağlı olmazlar.İman belirli bir vakit için üniforma, herhangi bir saat için kıyafet veya günün şu yahut    bu    saatinde    insanın    yaş    adığı    bir    saat değildir.Şüphesiz   iman,   her   zaman   ve   her   yerde müminlerle beraber bulunan bir nitelik, bir haldir.

Deri vücudu örttüğü,ona güzellik ve özellik verdiği gibi, iman da aynı şekilde sahibini süslemekte, güzellik ve özellik vermektedir .Yüce Allah ne güzel buyuruyor :" Fakat Allah imanı size sevdirdis kalplerinizde süsledi, küfür, fasıklık ve itaatsizliği çirkin gösterdi"[153]

insan, imanla güze! ve hoştur.tmansız olduğunda da çirkin,kötü ve nahoştur.İman olmadığı zaman çirkinlikleri, bozuklukları, rezaletleri, sapıklıkları, aşağılıkları ve bozgunculukları ortaya çıkmaktadır. Bu niteliklere ne kadar çok sahip olur! Bütün bu bozuklukları ancak iman örter. İman, mümin için Allah'ın verdiği bir süstür.[154]

 Hakkı Bırakmanın ve Hevese Uymanın Sonucu:
 
Öykü, haktan ayrılmanın ve hevese uymanın insan üzerindeki etkilerine işaret etmektedir. Şöyle ki:

1- Şeytan onu önüne katmıştır.

2- Azgınlardan olmuştur.

3- Isteseydik onlarla kendisini yükseltirdik,ama yere çakılıp kalmıştır.

4- Hevesine uymuştur. 5-Köpeğe benzemiştir.

6- Üstüne varsan da, varmasan da dilini sarkıtıp solumuştur.

Haktan ayrılmak ve Allah'ın âyetlerinden sıyrılmanın çok büyük altı sonucu. Her biri büyük bir tehlike ve sonsuz bir kayıp sayılırken, hepsinin bîr adamda toplandığını düşünün! Elbette o adamı mahveder, şeytanlanın erlerinden bir er yaparak kayıp ve yok yapar.

Bunlardan şunu anlıyoruz: Hayatta iki yol vardır. Hidâyet ve sapıklık yollan.Allah'ın ve şeytanın yollan. Birinci yolda yürümeyenler, ister istemez, kesin olarak ikinci yolda yürümektedirler.

Aynı şekilde, ancak ve ancak hidâyet yoluna sarılmak, imanın gerçeklerini ka...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu
« Posted on: 19 Nisan 2024, 22:47:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu rüya tabiri,Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu mekke canlı, Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu kabe canlı yayın, Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu Üç boyutlu kuran oku Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu kuran ı kerim, Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu peygamber kıssaları,Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutu ilitam ders soruları, Seyyid Kutup ve Öykünün Gerçeklik Boyutuönlisans arapça,
Logged
12 Nisan 2015, 11:46:04
Rukiye Çekici

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 694


Site
« Yanıtla #1 : 12 Nisan 2015, 11:46:04 »

Bizler dinde ki gerçekleri ancak ve en doğru bir şekilde olarak kur an dan öğrenebiliriz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

RUKİYE ÇEKİCİ 7c 438
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes