> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran Öyküleri > Lokmanın Oğluna Öğütleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Lokmanın Oğluna Öğütleri  (Okunma Sayısı 4727 defa)
01 Aralık 2010, 01:00:27
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 01 Aralık 2010, 01:00:27 »



Lokman'ın Oğluna Öğütleri:

Lokmanın oğluna verdiği öğütlerin genel olduğu, iman, ahlak,  ibadet ve davet konularını içerdiği görülür. Şöyle ki:

1- AHah'a inanmasını ve tevhit inancına sahip olmasını emretmiş, şirk ve küfürden sakındırmış, şirkin ne büyük tehlike olduğunu kendisine açıklamıştır. "Oğulcuğum! Allah'a ortak koşma. Çünkü ona ortak koşmak büyük bir zulümdür"

2- Anne babasını tavsiye etmiş ve özellikle annesini belirtmiştir. Onlara iyilik ve güzellikle davranması, itaat etmesi ve iyilikte bulunmasını istemiştir. Anne baba kafir bile olsa, onlara itaat ve iyilikle muamele konusunda bizlere genel kuralı belirtmiş ve ölçüyü göstermiştir. Kendilerinin kafir olup çocuğu da kafir olmaya çağırmaları durumunda, onların bu çağrısını çocuk kabul etmeyecek ve söylediklerini tutmayacak, ama bunun yanında dünya hayatında onlara iyilik ve güzellikle muamele edecektir, "insana anne babasını tavsiye ettik. Annesi onu güçlük

üstüne güçlükle karnında taşıdı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur.Bana ve anne babana şükret diye tavsiyede bulunduk. Dönüş ban adır"

"Annen baban, bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itaat etme, ama dünya işlerinde onlarla güzel geçin. Bana yönelen kimsenin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz ban adır. O zaman yaptıklarınızı size bildiririm"

Anne baba için yapılan bu tavsiyenin sosyal ve ahlaki olduğu görülmektedir.

Bir   çok   tefsirci,    anne   baba   için   yapılan   bu yönlendirmelerin Lokman'm öğütleri değil, Yüce Allah'ın öğretileri   olduğunu  söylemişlerdir.   Bunlar  Lokman'm öğütleri arasına yerleştirilmiştir, çünkü oraya daha uygun ve münasip gelmektedir.

Bu âyetlerin Sa'd îbn Ebi Vakkas ve annesi hakkında indiği belirtilir. Annesi Sa'd'ın islamdan dönmesi için ısrar etmiş, dönmediği taktirde cezalandıracağını söyleyerek tehdit etmiş,ama Sa'd İslama bağlılığını sürdürmüş ve annesinin tehditlerine aldırış etmemiştir.

3- Lokman, oğluna Alîahı t? ııtıyorve bazı niteliklerini öğretiyor. Ayrıca ahirette diriliş ve hesap inancını da ortaya koyuyor, Yüce Allah'ın herşeyi kuşatan ve ne kadar küçük olursa olsun, hiçbir şeyi dışarıda burakmayan sonsuz bilgi sahibi   olduğunu   çok   ilginç   bir   tablo   ile   ortaya koyuyor,"Oğulcuğum!   İşlediğin  şey.   bir  hardal  tanesi ağırlığınca da olsa , bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde de bulunsa, Allah onu getirip meydana koyar. Şüphesiz Allah latiftir, haberdardır"

4- Hardal tanesinin ağırlığı nedir? Şüphesiz Havadaki bir toz zerresi kadar küçük bir şeydir. İşte kayanın içinde saklı kalmış görünmeyen veya büyük yıldızların içinde yüzdüğü ve Havada uçuşan bir zerre kadar göründüğü uçsuz bucaksız göklerde yahut toprağın altında kaybolmuş da olsa, bu hardal tanesini Yüe Allah bulur getirir. Bilgisi onu kuşatmakta ve gücü kapsamında  bulunmaktadır[196]

Karanlık gecede düz kayanın üstünde bulunan kara karıncayı Allah'ın gördüğünü söyleyen, ne kadar doğru söylemiştir! Rabbine şu sözlerle yalvaran kişi de bunu ne güzel dile getirmiştir!

"Koyu karanlık gecede sivri sineğin kan adını açmasını gören Allah!

incecik kemiklerin içinde onun beynini ve sinirlerini gören Allah!"

5- 0ğluna  inançla  ilgili  öğretilerini  verdikten  sonra ibadet etmesini tavsiye etmektedir. "Oğulcuğum! Namazı kıl". Bilindiği gibi,   ibadet inanmaktan sonra olur. Alîahı tanıyıp ona iman ettikten sonra  ibadet şekillerinin başında gelen namazı kılmasını istemektedir.

Lokman'm oğlundan namaz kılmasını istemesi, namazın önemini ve bizden öncekiler üzerinde de farz olduğunu gösterir. Çünkü namaz, Allah ile kul arasında bağdır.

6- Iyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak suretiyle Allah'a davet etmesini emretmesi ve bunu tavsiye etmesi, bizlere vacip olduğu gibi önekilere de Allah'a davet etmenin, iyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamanın vacip olduğunu gösterir. Bunda bir anormallik de yoktur.Çünkü her din ancak davet yolu ile yayılır.İnsanlar da ancak öğüt verme ve yönlendirme ile o dine sarılırlar. îyi olan kişi de, sadece kendisinin iyi olmasının yeterli olmadığını bilir ve başkalarına da iyilik ve yararın ulaştırılması gerektiğine inanır.

Kur'anı Kerim, öncekilere de davetin farz olduğunu şöyle    belirtmektedir:    "Sizden    önceki    milletlerden kurtardıklarımızdan    pek    azı    dışında,    yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek erdemli kişiler bulunmalı değil miydi?  Zalimler  ise,   içinde  yüzdükleri  refahın  peşine düştüler. Onlar suçlu günahkarlardı. Halkı ıslah edenler olduğu   halde   Rabbin   ülkeleri   haksızlıkla   yokedecek değildir”[197]

Namazın kılınmasından sonra iyiliği emretmenin ve kötülüğü yasaklamanın gelmesinin bir esprisi vardır.Kişi namazla Allah ile diyaİoğ kurar, ondan kuvvet, direnç ve cesaret alır. Davet etme ve öğüt verme görevini yerine getirmesine yardım edecek iman azığını namazla biriktirir, namazla kötülüğü onaylamaz ve onu yasaklamaya çalışır, namazla iyiliği sever ve onu emreder. Namaz, Rasulullahın kıldığı ve öğrettiği gibi kılındığı zarnan Allah'a davet etmenin en üstün yolu ve aracıdır. Ama kılan kişide davet ve öğüt verme meyvesini vermiyorsa, o zaman ölü bir namaz ve göstermelik soyut hareketten öteye geçmez.

7- "Başına gelenlere sabret" diyerek, başına gelecek şeylere sabretmesini Öğütlemiştir. İyiliği emretme ve kötülüğü yasaklamanın ardından sabrın belirtilmesi, Kur'anın kesin ve sabit bir gerçeğine işaret etmektedir. O da, Allah'a çağıran, insanlara öğüt veren, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan bir insan kaçınılmaz olarak eziyet ve

baskılara maruz kalacaktır, insanlar ona gülecekler, alay edecekler, yalanlayacaklar, baskı yapacaklar, eziyet ve işkence yapacaklar, dövecekler, sövecekler, suçlayacaklar, hatta öldüreceklerdir. Bütün bunlara karşı sabır azığını almamışsa, yolunda sebat edip devam edemez, görevini yerine getiremez ve başkalarına öğüt veremez. Onun yerine selameti, rahatı ve uzleti tercih edecek, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, diyecektir.

Şüphe yok ki batılın savunucuları karşısında sabır, etkin bir siiahtır. Yüce Allah'ın bize verdiği rabbani bir iman azığıdır. Allah'ın bize emrettiği görevi yerine getirebilmek için kaçınılmaz bir araçtır.

Lokmanın oğluna iyiliği emretme ve kötülüğü yasaklamayı emretmesine baktığımızda, bunu namazı kılmayı ve sabretmeyi emretmesinin ortasında emrettiğini görürüz. Bu bilerek yapılmış bir sıralam adır. Çünkü namaz, iyiliği emretme ve kötülüten sakındirmayı gerektirir. Sabır da, bu görevi sürdürmenin şartıdır.

8- îyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak,sözünün insanlar tarafından kabul görmesi ve onlan etkilemesinin gereği olarak ona ahlaki öğütlerde bulunmuştur. "İnsanları küçümseyip yüz çevirme- Yer yüzünde böbürlenerek yürüme, Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseyi hiç sevmez. Yürüyüşünde doğal ol. Sesini kıs. Seslerin en çirkini eşeklerin sesidir". Bu ahlaki öğütleri sıra ile eİe alalım:

a- 'lnsanları küçümseyip onlardan yüz çevirme". Yani insanlara karşı kibirlenme. Sen onları davet ediyorsun, senin çağrını kabul etmelerini istiyorsun. Onlar ise,ancak kendilerine yakın olan, alçak gönüllü davranan, çağrısını, din ve düşüncesini sevgi, rahmet ve alçak gönüllülük içinde sunan kişiden bunu kabul ederler.

Ama onlara karşı gurur ve kibir besleyen, kaba ve sert davranan, onlara aşağılama ve horlama ile bakan, onlardan yüz çevirip iltifat etmeyen kişiye onlar da iltifat etmezler, ona yüz vermezler ve söylediğini dinlemezler.

b- "Yer yüzünde böbürlenerek yürüme". Bu da insanlardan yüz çevirmenin ayrılmaz bir devamıdır. Çünkü her iki davranış kibir, gurur ve böbürlenmekten kaynaklanmakt adır.

Yer yüzünde böbürlenerek yürümek, insanlara adırış etmeden, gururlanarak ve kasılarak yürümektir. Bu da hem Allah'ın, hem insanların nefret ettiği bir harekettir.Gurur ve kibirle yürüme şeklinde kendini gösteren hasta bir ruhun dışa yansımasıdır.

c- "Yürüyüşünde doğal ol". Çirkin ve anormal yürümeyi kendisine ya sakladıktan sonra doğru ve normal yürümeyi de kendisine göstermiştir. Yürümede doğal olmak, normal, ortalama ve makbul bir şekilde yürümek demektir. Kasılıp böbürlenen ve küçük dağları ben yarattım, dercesine etrafına hava atan bir yürüme olmadığı gibi, ezilip bözülen ve yıkılacak gibi duran kişilerin yürümesi de değildir. Belki ikisinin arasında normal ve makul olan doğal yürümedir. Zaten işlerin en iyisi, orta olanıdır.

d- "Sesini kıs". Sesi kısarak konuşmak,edep, kendine güven, söylenen sözlerin doğruluğundan emin olmak demektir. Ancak edebi düşük, sözünün değerinden endişesi olan veya kendi kişiliğinin değerini bilmeyen insanlar konuşurken bağırıp çağırır veya kaba konuşurlar. Bağırıp çağırarak, öfkelenip hiddetlenerek bu eksikliğini gizlemeye çalışırlar.

Kur'anın üslubu, bundan nefret ettirerek, çirkin ve anormal göstererek böyle bir davranışı kınamakt adır. "Şüphesiz seslerin en çirkini, eşeklerin sesidir"derken, çirkinlik ve kötülükle beraber alay ve horlamayı da gerektiren bir manzara çizerek bu davranışı y adırgamakt adır. Duygusu körelrnemiş bir kişinin, Kur'anın bu parlak anlatımı ile çizilen gülünç manzarayı gözünün önüne getirince gülmemesi mümkün değildir.[198]


[196] Fi Zilali'l-Kur'an.5/2789

[197] Hud, 116-117

[198] FiZilali'l-Kur'an,5/2790 Dr. Salâh Abdülfettah Hâlidî, (Çeviren: Ahmet Sarıkaya), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları, (2.Baskı) Konya 2005: III/159-165.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Lokmanın Oğluna Öğütleri
« Posted on: 19 Nisan 2024, 22:03:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Lokmanın Oğluna Öğütleri rüya tabiri,Lokmanın Oğluna Öğütleri mekke canlı, Lokmanın Oğluna Öğütleri kabe canlı yayın, Lokmanın Oğluna Öğütleri Üç boyutlu kuran oku Lokmanın Oğluna Öğütleri kuran ı kerim, Lokmanın Oğluna Öğütleri peygamber kıssaları,Lokmanın Oğluna Öğütleri ilitam ders soruları, Lokmanın Oğluna Öğütleriönlisans arapça,
Logged
18 Ocak 2014, 13:41:12
Zeynep 8D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 2.287



« Yanıtla #1 : 18 Ocak 2014, 13:41:12 »

Bence de insan kendini üstün görmemelidir. İnsan sadece aciz bir kuldur. Bazı insanlar kendini beğenmiş olmasından nefret ediyorum.  >:(  Dinimize de bağlı olalım. ALLAH için namaz kılalım.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

İlim servetten üstündür. Çünkü serveti sen korursun; oysa ilim seni korur.
20 Ocak 2014, 16:21:17
Kader 7/C

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.088



« Yanıtla #2 : 20 Ocak 2014, 16:21:17 »

Bence de insan kendini üstün görmemelidir. İnsan sadece aciz bir kuldur. Bazı insanlar kendini beğenmiş olmasından nefret ediyorum.  >:(  Dinimize de bağlı olalım. ALLAH için namaz kılalım.
Haklısın senin dediğin insanlar çok var bu devirdeki insanlar çok değiştiler.ALLAH için herkes namaz kılar İNŞALLAH.:)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Dünya güzel olsaydı,doğarken ağlamazdık...

Yaşarken temiz olsaydık,ölünce yıkanmazdık.
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes