> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran Öyküleri > Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü:
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü:  (Okunma Sayısı 40931 defa)
28 Kasım 2010, 11:40:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 28 Kasım 2010, 11:40:26 »



Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü

Hz.Peygamber, ashabı uhdûd öyküsü ile ilgili Kur'anın söylediklerini anlamaya katkılar sağlayacak bazı ayrıntıları belirtmiştir, hadis sahih olduğuna göre, onu almamız, söylediklerini Kur'anın söylediklerine eklememiz ve her iki kaynağa bakarak ortak bir anlam çıkarmamız gerekir.

Müslim, Suhayb İbn Sinan er-Rumi'den Hz.Peygamberin şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: Sizden  öncekiler arasında bir kral vardı,  onun da bir büyücüsü vardı. Büyücü yaşlanınca, krala şöyle dedi: Ben yaşlandım, kendisine büyü öğretmek için bana bir çocuk gönder. O da öğretmek için kendisine bir çocuk gönderdi. Çocuk yolda gelip giderken bir rahibe rasl adı.Yanına oturarak konuşmasını dinledi ve söylediklerini beğendi. Artık ne zaman büyücünün yanma giderse rahibe uğrar, yanında   otururdu.   Büyücüye   geldiğinde   de,   büyücü kendisini döverdi. Çocuk bunu rahibe şikâyet etti. Rahip şöyle dedi:

“Büyücüden  korktuğun  vakit,  beni  ailem  salmadı, ailenden korktuğun vakit de beni büyücü salmadı, deyiver.

Çocuk yolda giderken, büyük bir hayvana rasl adı. Bu hayvan insanların yolunu kapatmıştı. Kendi kendine "Büyücü mü üstün, yoksa rahip mi? bugün anlayacağım'' dedi. Bir taş alarak "Allahım! Eğer rahibin işi senin yanında büyücünün işinden daha makbul ise, bu hayvanı öldür de isanlar işlerine gitsinler, dedi ve taşı attı. Hayvanı öldürdü. insanlar da işlerine gittiler. Arkasından rahibe gelerek olayı anlattı.

Rahip ona: Ey oğul, bugün sen benden daha üstünsün. Senin durumun gördüğüm aşamaya ulaşmıştır. Sen kesinlikle imtihan olunacaksın. Şayet imtihan olunursan, benim nerede olduğumu kimseye söyleme. Çocuk körleri ve cüzzamlıları iyileştiriyor, diğer insanları tedavi ediyordu. Derken kralın yakınlarından kör olmuş birisi bunu işitti ve kendisine birçok hediyeler getirerek "Beni iyileştirirsen, şu şeylerin hepsi senin olsun"dedi.

Çocuk "Ben hiç kimseyi iyileştiremem. Şifayı ancak Allah verir. Sen Allah'a inanırsan, ben ona dua ederim, o seni iyileştirir" dedi. Adam Allah'a iman etti. Allah da onu iyileştirdi. Daha sonra kralın yanma gelerek eskiden oturduğu gibi oturdu.

Hükümdar ona: Senin gözünü kim geri getirdi? diye sordu.Adam, Rabbim, diye cevap verdi.

Kral: Senin benden başka rabbin mi var? dedi.

adam: Benim rabbim de, senin rabbin de Allahtır, dedi. Bunun üzerine kral adamı hapsettirdi ve işkenceye başladı. Sonunda   adam, çocuğun yerini söyiedi. Çocuğu da getirdiler. Kral ona "Ey oğulcuğum! Büyücülüğün, körleri ve cüzzamlıları iyileştirecek ve şöyle şöyle yapacağın seviyeye gelmiştir" dedi.

Çocuk "Ben hiçbir kimseyi iyileştiremem. İyileştiren ancak Allahtır" dedi. Bunun üzerine hükümdar onu da hapsetti ve işkenceye başladı. Sonunda çocuk rahibin yerini söyledi. Rahibi de getirdiler. Kendisine "Dininden dön!" dediler. O kabul etmedi. Derken kral bir testere istedi ve onu başının ortasından ikiye böldü, iki parçası yere düştü. Sonra kralın adamlarından olan adam getirildi ve kendisine:

"Dininden dön ''denildi. O da kabul etmedi. Hemen testereyi başının ortasına koyarak yardı ve iki parçası yere düştü. Sonra çocuk getirildi. Ona da: "Dininden dön" denildi.Fakat o da kabul etmedi. Bunun üzerine çocuğu yanındakilerden bazı kişilere vererek "Bunu filan dağa götürün. Dağın üzerine çıkarın, zirveye ulaştığınızda dininden dönerse, ne ala, dönmezse, aşağı atın, dedi. Çocuğu götürdüler ve dağa çıkardılar.

Çocuk "Allahım! Dilediğin şekilde benim adıma bunların hakkından gel!" dedi. Bunun üzerine dağ onları saü adı ve aşağı düştüler. Derken çocuk yürüyerek krala geldi. Kral ona "arkadaşların sana ne yaptılar?" dedi. Çocuk "Onlar hakkında Allah bana kafi geîdi" dedi. Kral onu yine yanındakilerden birkaç kişiye vererek "Bunu götürün, bir gemiye bindirerek denizin ortasına vann. Eğer dininden dönerse, ne ala, dönmezse, denize atın"dedi.

Çocuğu götürdüler. O yine "Allahım! Benim adıma dilediğin şekilde sen bunların hakkından gel!" diye dua etti.Hemen gemileri alabora oldu ve boğuldular. Çocuk yine yürüyerek krala geldi. Hükümdar ona "arkadaşların sana ne yaptılar?" diye sordu. Çocuk "benim adıma Allah onların hakkından geldi1' dedi ve şunu ekledi: "Sana emredeceğim şeyi yapmadıkça, sen beni öldüremezsin". Hükümdar, Nedir o? dedi. Çocuk şöyle dedi:

Halkı bir yere toplarsın ve beni bir ağaca asarsın. Sonra dağarcığımdan bir ok alırsın. Bu oku yayın ortasına yerleştirir ve " bu çocuğun rabbi olan Allah'ın adıyla" diyerek bana atarsın. Bunu yaparsan, beni öldürürsün, dedi.

Kral hemen halkı bir yere topl adı ve çocuğu bir ağaca astı. Sonra dağarcığından bir ok aldı ve oku yayın ortasına koydu.Sonra "Bu çocuğun rabbi adıyla" diyerek çocuğa attı. Ok çocuğun şakağına isabet etti. Çocuk elini şakağına, okun vurduğu yere koydu ve öldü. Bunun üzerine halk "Çocuğun rabbine iman ettik! Çocuğun rabbine iman ettik! Çocuğun rabbine iman ettik!" dediler. Hemen krala gidilerek "Ne buyurursun, vAllahi korktuğun başına geldi.Halk iman etti" denildi. Bunun üzerine kral yolların başlarına hendekler kazılmasını emretti ve kazıldı.Ateşler de yakıldı ve "Kim dininden dönmezse buraya atın" dedi yahut krala sen at, denildi. Bunu da yaptılar. Nihayet yanında bir çocuğu olan bir kadın geldi, kadın oraya düşmekten çekindi. Bunun üzerine çocuk ona "Anneciğim! Sabret! Çünkü sen hak üzeresin" dedi."[340]

 Hendeklerde Yakma Bir Değil, Çok Kez Olmuştur:
 
Birçok bilgin ve tarihçi  hendeklerde  ateş yakarak müslümanları cezalandırma olayının bir değil, birçok kez meydana geldiğini belirterek bunun belirli bir millet, bir zaman veya bir yerle sınırlı olmadığı görüşündedir. Bu olay birçok kez meydana gelmiştir. Kafir milletler müminlere işkence  yapmış,   hendekler  kazdırarak  içinde  yaktılan ateşlere  onları atmışlardır.  Cubeyr İbn Nufeyr hendek kazarak     cezalandırmanın     üç     yerde     olduğunu söylemektedir.

Tubba' zamanında Yemen'de böyle bir olay olmuştur, ikinci olarak istanbul'da Kral Konstantin ve annesi Helena zamanında  meydana  gelmiştir.   Konstantin  ve  annesi hıristiyanlığa girdiklerini söyleyerek hıristiyanlan Hz.isa'nın tevhid dini olan Hıristiyanlıktan uzaklaştırmağa çalışmış, Hz.İsa'nın  Allah'ın  oğlu  olduğunu  söylemiş  ve  tevhid üzerinde  ısrar  eden  hıristiyanları  kazdırdığı  ve  ateşle doldurduğu hendeklerde yakmışlardır.

Üçüncüsü de Irak'ta Babil kralı Buhtunnasır zamanında olmuştur. Kendisi bir put yaptırmış ve insanların ona secde etmelerini emretiş, ama Danyal ve iki arkadaşı ona secde etmemişler. Bunun üzerine hendekler kazdırarak ateşler yakmış ve onları içine atmıştır. Ancak Allah ateşi oniar için esenlik ve serin yapmıştır.

Suddi de hendeklerin Şam,Irak ve Yemen'de olmak üzere üç tane olduğunu söylemiştir.[341]

Mukatil   ise   şöyle   der:   "Hendek   kazarak   ateşle cezalandırma üç yerde olmuştur. Biri Yemen'nin Necran

bölgesinde, biri Şam'da, diğeri de İran'da olmuştur. Samda Romalı Antoniyos, Babil'de Buhtunnasır, Arap toprağında da Yusuf 2u Nuvas uygulamıştır. İran ve Şam bölgesinde olanlar için Kur'anda Allah bir şey söylememiştir. Ama Necran'da olanı âyetlerde bildirmiştir."[342]

Alimlerin bu söyledikleri için "Bunlardan hangisinin meydana geldiğini Allah bilir" demenin dışında bir şey

söylememiz mümkün değildir.[343]

 

Müslim Hadisinden Alınacak Dersler:
 

Yukarıda Müslim'in Rasulullahtan naklettiği ashabı uhdûd'la ilgili hadisini verdik. Bu hadiste birçok işaretler ve ibretler görülmekte, ondan alınacak dersler ve anlamlar bulunmaktadır. Şu anda elimde Rifai Surur'un "Ashabı Uhdûd" adlı bir çalışması var. Yazar bu çalışmasında sözkonusu hadis üzerinde durmakta ve ondan birtakım işaretler ve dersler çıkarmakt adır. Biz de hadisten alınabilecek önemli dersleri ve anlamlan özetlemeye çalışacağız:

1- 'Sizden öncekilerin bir kralı vardı" sözü, öykünün başlangıcını ve tarih olarak zamanını belirten bir işarettir. Ancak Rasulullah kişilerin adlarını belirtmemeye özen göstermiştir. Bu olayın hangi millette, nerede ve ne zaman meydana geldiğini belirtmemiştir. Bu da öncekilerin öykülürini inceleyip anlatırken Rasuluilahın bu metoduna bağlı kalmamazı gerektirmektedir.

2- Öykünün olayları anlatılırken kişi,yer ve zaman adlarının belirtilmemesinde bir hikmet vardır. O da, bunların tarihin her dönemine hitap edebilmesi için öykünün zaman, yer ve kişi çerçevesinin ötesinde olması gereğidir. Geçmiş bir zamanda olmasına olmuş ama, bu şekliyle içerdiği anlam ve dersleriyle kiyamete kadar insanlara örnek olmaya devam etmektedir.

3- "Sizden öncekiler arasında" îfadesindeki "Sizden Önce" sözü ile geçmiş ve şimdiki zaman birbirine bağlanmıştır. Çünkü Rasululîah, şehit edilen ashabı uhdûd ile Mekke'de ezilen ashabı arasında bağlantı kurmuştur. Zira Mekke'de ashabın çağrısı, ashabı uhdudun kendisi için şehit edildikleri çağrının devamından başka bir şey değildir.

4- "Sizden Öncekiler arasında bir kral vardı" ifadesinde kralın belirtilmesi, her yerde ve her zaman islam çağrısının düşmanlarına bir işarettir. Bunların makam ve mevki sahibi müstekbir   egemenler   olduğu   anlatılmaktadır.   Ayrıca davetin tabiatına ve başlangıçtan itibaren bu davet ile kafir güçler    ve    zalim    egemenler    arasında    çatışmanın kaçınımazhğma da bir işaret taşımakt adır.

5- "Bir büyücüsü vardı" sözü, kral ile büyücü arasında ilişkinin, kısaca kafir ve zalim cahiliyye rejimleri ile deccal büyücüler ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü:
« Posted on: 28 Mart 2024, 10:58:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü: rüya tabiri,Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü: mekke canlı, Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü: kabe canlı yayın, Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü: Üç boyutlu kuran oku Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü: kuran ı kerim, Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü: peygamber kıssaları,Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü: ilitam ders soruları, Hadiste Ashabı Uhdûd Öyküsü:önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes