> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran Öyküleri > Ashabı Kehf Öyküsü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ashabı Kehf Öyküsü  (Okunma Sayısı 13321 defa)
08 Aralık 2010, 10:57:46
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 08 Aralık 2010, 10:57:46 »



I- ASHABI KEHF ÖYKÜSÜ

Kuranda Ashabı Kehf Öyküsü:
 
"Yoksa   sen,   mağara   ve   kitabe   ehlini   şaşılacak eyetlerimizden   mi   sandın?!   Birkaç   genç   mağaraya sığınmış, "Rabbimiz! Katından bize rahmet ver ve işimizde doğruyu   göster,   bizi   başarılı   kıl"   demişlerdi.   Onları mağarada yıllarca uyuttuk. Sonra, ne kadar kaldıklarını iki taraftan  hangisinin  daha  iyi        hesaplamış  olduğunu belirtmek için onları uyandırdık.

Onların olayını biz sana gerçek olarak anlatıyoruz.Onlar rablerine inanmış birkaç gençti.Onların hidayetlerini artırmış ve kalplerini pekiştirmiştik.

Bir ara kalkmış ve şöyle demişlerdi: Rabbimiz, yerin ve göklerin rabbidir. Onu bırakıp başka bir tanrıya yalvarmayız. Yoksa and olsun, batıl söz söylemiş oluruz. Şu bizim milletimiz,Allahı bırakıp ondan başka tanrılar edindiler. Onların gerçek tanrılar olduğuna apaçık delil getirmeleri gerekmez mi?*Allaha karşı yafan uydurandan daha zalim kimdir?

Onlara: "Siz onları ve Allahtan başka taptıklarını terkettiniz. Bunun için mağaraya girin ki rabbiniz size rahmetini yaysın ve işinizde size kolaylık versin" denildi. Baksaydın, güneşin mağaralarının sağ tarafından doğup meylettiğini, sol tarafından onlara dokunmadan battığını, onların da mağaranın genişçe bir yerinde bulunduğunu görürdün. Bu, Allahın mucizelerindendir. Allahın doğru yola eriştirdiği kimse hak yoldadır. Kimi de saptırırsa, artık onu doğru yola götürecek bir rehber bulamazsın.

Mağara ehli uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa ve sola döndürürdük. Köpekleri dirseklerini eşikte uzatmıştı. Onları görseydin, içini korku kaplar ve geri dönüp kaçardın.   *

Birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık.İçlerinden biri: Ne kadar kaldınız? dedi."Birgün veya daha az bir müddet kaldık" dediler. Ne kadar kaldığınızı rabbiniz daha iyi bilir, paranızla birinizi şehre gönderin, en iyi yiyeceklere baksın ve size getirsin, orada nazik davransın, sakın sizi kimseye duyurmasın, dediler, zira onların sizden haberi olacak olursa, ya taşlayarak ölürürler veya dinlerine döndürürler, bu taktirde asia kurtulamazsınız. Böylece Allahın sözünün gerçek olduğunu ve kiyametin kopmasından şüphe edilemiyeceğini bilmeleri için, insanların onları bulmalarını sağladı.k Nitekim halk, bunların hakkında çekişip durarak: "Onların üzerine bir bina yapın" diyorlardı. Oysa rableri onları çok iyi bilir. Egemenler: Onların üzerinde bir mescit yapalım" dediler. Karanlığa taş atar gibi, mağara ehli üçtür, dördüncüleri köpekleridir, derler. Yahut beştir, altıncıları köpekleridir, derler. Yahut yedidir, sekizincileri- köpekleridir, derler. Deki Onların sayısını en iyi bilen rabbimdir. Onları pek az kimseden başkası bilmez. Bunun için onlar hakkında, bu açık bilgiler dışında, kimse ile tartışma ve onlar hakkında kimseden bir şey sorma.

Herhangi bir şey için Allahın dilemesi dışında: Ben yarın onu yapacağım, deme.Unuttuğun zaman rabbini an ve şöyle de: Umulur ki rabbim beni doğruya daha yakın olana eriştirir.

'Onlar mağaralarında üçyüz dokuz yıl kaldılar, derler. Deki, onların ne kadar kaldıklarını en iyi Allah bilir. Göklerin ve yerin ğaybı ona attir. O ne mükemmel görendir, o ne mükemmel işitendir. İnsanların ondan başka

dostu   yoktur.O,   hiçbir   kimseyi   egemenliğine   ortak etmez. "[40]

 Ashab-ı Kehf Öyküsünün Özeti:
 
Ashab-ı Kehf öyküsüne bakarken, Kur'anın çizdiği çerçeve içinde kalacağız. Tarihçi ve tefsircilerin naklettiği rivayetler,israiliyyat haberlere ve söylentilere girmeyeceğiz. Çünkü öncekilerin öyküleri İncelenirken izlenecek doğru yol budur. Kur'an bize bunu böyle vermekte, kendimiz de bunu tercih etmekteyiz.

Ashab-ı Kehf, Allaha inanmış bir grup gençtir. Kur'anın belirttiği   gibi   yedi   kişidirler.İsimleri,    işleri,    içinde bulundakları şehir, zamanında yaşadıkları kral, inandıkları din veya sığındıkları mağara hakkında bir şey bilmiyoruz.

Bu mümin gençler araştırmışlar, soruşturmuşlar ve sonunda şu kesin gerçeğe varmışlar: Allah birdir ve alemlerin rabbi sadece odur. Sadece ona inanacaklar ve yalnız ona ibadet edecekler.

Halklarının Allahtan başkasına taptıkları için kafir olduğunu anlamışlar, kafir oldukları için de zalim, yalancı ve müfteri olduklarına inanmışlar. Allaha iftira edip yalan söyleyen kimseden daha zalim kimdir? demişler.

Mümin gençler ondan sonra düşünüp taşınmışlar ve toplumun kendilerine hayat hakkı vermediğini görerek ondan ayrılmaktan başka yol olmadığına karar vermişler. Böylece milletlerinden ayrılmayı kararlaştırmışlar, kendileri mümin, ama milletleri kafir olduğu için aralarında yaşamalarının mümkün olmadığını görmüşlerdir.

Şehirden dağlara çıkmışlar ve dağda bir mağaraya sığınmaya karar vermişler. Mağarada Allahtan kendilerine rahmetinden bolca vermesini dilemişler.

Allah dualarını kabul etmiş ve rahmetini vermiştir. Çünkü Allah oların işlerini kolaylaştırmış ve ayetlerini musahhar etmiştir. Güneşe, eziyet etmemek için vücutlarına dokunmamasını emretmiş, o da sabah ve akşam vücutlarına dokunmadan geçip gitmiştir. Mağaranın ortasında boş bir alanda kalmışlardır.

Allanın ayetlerinden biri olarak mağarada gözleri açık olmuştur. Uykuda olmalarına rağmen onlara bakan kişi uyanık    olduklarını    sanırdı.    Toprağın    vücutlarını çürütmemesi için de Yüce Allah onları bir sağa, bir sola çevirirdi.

Yanlarında beraber gelen köpek de vardı.Mağaranın eşiğine oturmuş, dirseklerini eşikte uzatmış ve onlar gibi uyumuştu.

Onlar uyurken kimsenin zarar vermemesi için bakanların kalbine Allah büyük bir korku salmış, onları gördüğü zaman kendisini korku sarar ve gerisin geri kaçardı.

Uzun bir uykuya daldılar.Bu şekilde üçyüz dokuz yıl kaldılar. Bu süreden sonra Allah oları diriltmiş, birbirlerine ne kadar uyuduklarını sormuşlar, ama ne kadar kaldıklarını bilememişler. Biri, bir gün veya bir kaç saat uyudunuz, demiş.

Fakat ne kadar kaldıklarını bilmedikleri için sürenin tespitine dalmamışlar, bunu ancak Allanın bildiğini söylemişler ve ne kadar kaldığınızı rabbiniz en iyi bilir, demişlerdir.

Önemli olan şeye yönelmişler, içlerinden birini şehre göndermişler, yanlarındaki paraları ona vermişler ve yemek için kendilerine yiyecek satın almasını söylemişler, helal ve temiz   yiyecek   seçmesini   istemişler,   aynı   zamanda kendilerini kimselere sezdirmeden ve burada olduklarını kimseye çaktırmadan zarif ve dikkatli olmasını da tenbih etmişler, çünkü milletlerinden korkmuşlar, onları farkeder ve nerede olduklarını öğrenirlerse kendilerini öldürür yahut dinlerinden   şirke   döndürüp   haktan   alıkoymalarından endişelenmişler.

Adam yiyecek almak için şehre gitmiş,  dikkatli ve uyanık olmaya, gizlenmeye özen göstermiş, ama Allah başka bir şey dilemiştir. Yüce Allah onları kendisinin bir ayeti  ve  diriltmeye  kadir  olduğunu  gösteren  bir delil yapmak istemiş, durumlarını açığa vurmuş ve milletlerinin onları   bulmasını   sağlamıştır.   Milletleri   artık   Allaha inanmışlardı.   Çünkü   gençlerin   kendisinden   kaçarak mağaraya sığındıkları o kafir nesil gitmiş ve Allaha inanan bir nesil gelmişti.

Kasabanın mümin halkı mümin adamı görünce, mağaraya kadar izlemişler, ama mağaraya vardıklarında mümin yedi adamın bu kez gerçekten doğal ölümleriyle öldüklerini görmüşler.

Onlar için ne yapacaklarını tartışıp ihtilaf etmişler. Kimileri, rablerinin onları en iyi bildiğini söyleyerek üzerlerine bir bina yapılmasını söylemiştir. Ama egemenler, üzerlerine bir mescit yapmaya karar vermişler, böyîe de olmuş ve üzerlerine mescit yapılmıştır.

Böylece iman, ihlas, dünyalığa iltifat etmeme ve Allaha sığınma sayfalarından bir sayfa kapanmış, Ashab-ı Kehf öyküsü, üzerinde müminlerin düşünmeleri, ondan iman, ihlas ve direniş dersleri çıkarmaları için insanların ve semavi din mensuplarının anlattıkları bir öykü olarak kalmıştır.[41]

 
Öyküde Belirtilmeyen Şeyler:

 
Kuranın belirtmediği (müphem) şeyler, sağlam, kesin ve güvenilir        olmayan        kaynaklara        bakılarak açıklanamaz.Kur'an   belirtmediği   için   onlar   belirsiz (müphem) kalmıştır. Onlarla ilgili bilgi için Kur'andan sonra sahih hadislere bakılır. Onları açıklayan sahih bir hadis varsa, alınır. Sahih bir hadis yoksa, o konuda susmak ve olduğu gibi bırakmak gerekir.Israiliyyat ve başka güvenilir olmayan kaynaklardan alman bilgilerle onları açıklamak caiz değildir. Ashab-ı Kehf öyküsünde Kur'an veya sahih hadiste belirtilmemiş şeylerden şunları sayabiliriz:

1- Ashab-ı Kehfin yaşadığı zaman. Yahudilerden önce mi, sonra mı, Hz.İsa'dan önce mi, sonra mı yaşamışlar?

2- Hangi dine mensup olmuşlar? Yahudilik mi, Hıristiyanlık mı? Yosa bu iki dinden başka bir tevhid dini mi?

3- Hangi krai devrinde yaşamışiar?Bu kral Romalı mı, Yunanlı mı,İranlı mı, Yahudi veya Arap mıdır?

4- Yaşadıkları şehir Efes mi, Tarsus mu, Ürdün'ün başkenti Amman veya başka bir şehir mi?

5- Sığındikları  mağara  Ürdün,   Suriye,Türkiye  veya başka bir yerde midir?

6- Mağaraya sığınmadan önce gençler ne İş yapıyorlardı? Hükümdar çocukları mıydılar? Kralların yanında görevli miydiler? Yoksa çoban mıydılar?

7- Allaha nasıl inandılar? Halklarının kafir olduklarını nasıl anladılar?

8- Nasıl buluştular? Şehirden nasıl çıktılar ve mağaraya nasıl gittile...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ashabı Kehf Öyküsü
« Posted on: 29 Mart 2024, 07:51:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ashabı Kehf Öyküsü rüya tabiri,Ashabı Kehf Öyküsü mekke canlı, Ashabı Kehf Öyküsü kabe canlı yayın, Ashabı Kehf Öyküsü Üç boyutlu kuran oku Ashabı Kehf Öyküsü kuran ı kerim, Ashabı Kehf Öyküsü peygamber kıssaları,Ashabı Kehf Öyküsü ilitam ders soruları, Ashabı Kehf Öyküsüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes