> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran İlimleri > Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış  (Okunma Sayısı 1300 defa)
28 Nisan 2011, 14:53:29
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 28 Nisan 2011, 14:53:29 »



 
Kıraat İlmi Ve Kur Raya Kısa Bir Bakış


 

Bir önceki konuda Kur'an'ın indirildiği yedi harften maksadın meşhur yedi kıraat, olamıyacağına dikkat çekmiş ve sebeplerini orada anlatmıştık. Buna dikkat çekmemize sebep, bu kıraatlerden maksadın yedi harf oldu­ğunu önceki ve sonrakilerden, pek çok kimsenin sanmasıdır. Ebu Şâme «el-Murşidu'l Veciz ilâ Utûmin Teteailaku bi'l - Kur'ani'l - Azîz» İsimli kita­bında şöyle der: «Bir cemaatin zannına göre, Hadisten maksat, şu anda mevcud yedi kıraattir.» Bu, bütün ilim ehfinin icmaına muhaliftir. Ancak câ­hil kimseler böyle bir vehme kapılabilir. [359]

Bu vehme saplanmada en büyük pay, «İbnu Mucahid» olarak şöhret bulan ve Hicrî üçyüz tarihi başlarında Bağdatta, Haremeyn, Irak ve Şam'­da kıraatle şöhret bulan kurrârnn kıraatlerini toplayan büyük İmam Ebu Be­kir Ahmet b. Musa b. el-Abbas'ındır. Oysa onun bu kıraatleri toplaması bir tesadüf ve tevafuktan başka birşey değildi. Çünkü tesbit ettiği kurrâdan daha değerli kıraat imamları vardı. Sayıları ise, küçümsenmeyecek kadar çoktu. [360] İbu'l Abbas b. Ammar, İbnu Mücahid'i kınamakta ve ifadesin­de kaîı davranarak şöyle demektedir: eBu yedi kıraati, tesbit eden, olma­ması gereken birşey yaptı. Onun bu davranışı, dar görüşlü kimselerin, bu kıraatlerin hadiste zikredilen yedi harf olduğunu sanmalarına sebep oldu. Bu şüpheyi izale etmek için keşke yediden daha az veya daha fazla kıraat tesbit etmiş olsaydı. [361]

Âlimler kıraatle ilgili eserler vermeye başladıklarında İslâm âleminde «yedi kıraat» ifadesi bilnmiyordu. Bu konuda ilk eser veren Ebu Ubeyd el-Kasım b. Sellâm, Ebu Cafer et-Taberî ve Ebu Hatim es-Sicistanî eserlerin­de bu kıraatların katlarcasını zikretmişlerdir. Yedi kıraat ifadesinin şöhret bulması ikiyüz yıllan başlarında halkın bazı kıraat imamlarının kıraatlerine yonelip diğerlerine rağbet göstermemelerinden doğdu. Mekke'de Abdullah b. Kesir ed-Dâbî'nin kıraati [362] (öl. 120) meşhur oldu. Bu zat, Ubeyy b. Ka'b, Abdullah b. Abbas ve Ebu Hureyre ile yetmiş tabiînden kıraet dersi almıştır. Şam'da İbnu Âmir olarak şöhret bulmuş Abdullah el-Yahsûbî [363] (Öl. H. 118) kıraati, el-Muğire b. ebi Şihab el-Mahzûmî kanalıyla Osman b. Affan'dan almış ve sahabeden en-Nuam b. Beşir ve Vasile b. el-Eska'la karşılaşmıştır. Bazıları, Hz. Osmanla karşılaşıp   bizzat

ondan ders aldığını söyler. Basra'da Ebu Amr ile Yakub'un kıraatleri şöh­ret bulmuştur. Ebu Amr [364], Zebban b. el-Al'a b. Ammar olup H. 154 yı­lında vefat etmiştir. Ebu Amr, Mücahid b. Cübeyr ve Said b. Cubeyr kana­lıyla Abdullah1 b. Abbas ile Ubeyd b. Ka'b'tan rivayette bulunmuştur. Ya-kub'a gelince, [365] o, İbnu İshak el-Hadramî'dir. (öl. H. 250) Sellâm b. Süleyman et-Tavîl kanalıyla Âsim ve Ebu Amr'dan kıraati almıştır. Kûfe'de Hamza ile Asım'ın kıraati şöhret bulmuştur. H'amza, [366] İkrime b. er-Ra-bî' et-Teymî'nin (öl. H. 188) mevlâsı olup İbnu Habîb ez-Zeyyât'tır. Süley­man b. Mehran el-Ameş, Yahya b. Vessab, Zirr b. Hubeyş'ten kıraati arz yoluyla almıştır. Âsım'a [367] gelince o, İbnu Ebi'n-Necûd el-Esedî'dir. (öl. H. 127) Kıraati, Zirr b. Hubeyş'ten almış ve o da Abdullah b. Mesud'dan al­mıştır. Burada Arap asıllı kurranın azlığı ve mevâlî kurrâmn çokluğu göze çarpmaktadır. Özellikle İran asıllı olanlar daha çoktur. «Bu yedi kurrâdan sadece İbnu Âmir ve Ebu Amr Arab asıllıdır.» [368]

İbnu Mücahid bu yedi İmamın kıraatlerini toplarken Yakub'un ismini atmış ve onun yerine el-Kisaî'yi (Ali b. Hamza öl. H. 189) eserine almıştır. [369] Oysa biz biliyoruz ki el-Kisaî Kûfe'li ve Yakub ise Basraİıdır. Sanki İb­nu Mücahid Basra'nın bir Karîsî ile yetinmiş, ki o da Ebu Amr'dır. Diğer ta­raftan Kûfelilerden üç kişiyi zikretmiştir: Hamza, Asım ve el-Kisaî.îbnü Mucahidden sonra bu yedi imamın kıraati geniş bir şöhrete ulaş­mış ve - daha önce belirttiğimiz gibi - birçok kimse, hadiste zikredilen ye­di harfden maksadın bu yedi kıraat olduğunu sanmıştır. Ama gerçek o ki, kabulü gerekli olanları da tesbit edecek olursak, bu tesbit neticesinde kı-raat-r aşr (on kıraat) ve kıraat-ı arbaa Aşer (ondört kıraat) şeklinde oku­nacak da vardır. On kıraat dediğimiz, sözü geçen yediye ilaveten, yukarıda kendisine dikkat çektiğimiz Yakub'un kıraati, Haleff b. Haşim'in [370] (öl. H. 229) kıraatini ve bir de Ebu Cafer olarak şöhret bulan Yezid b. el-Ka'ka'nın [371] kıraatini zikrederiz. Ondört ise, yukarıda adı geçen on kişinin kıraat­lerine meşhur Hasan-i Basrî'nin (öl. H. 110) kıraati, [372] İbnu Muhays'ın olarak bilinen Muhammed b. Abdurrahman'ın [373] (öl. H. 123) kıraati, Ya­kub b. el-Mübarek ei-Yezîdî'nin [374] (öl. H. 202) kıraat! ve Ebu'l Farac Mu-hammed b, Ahmed eş-Şenbuzî'nin [375] (öl. H. 388) kıraati ilâve edilir.

Kıraatlerin karilerden birinden diğerine bir silsile takip etmesinde mu-haddislerin senetlerinin büyük etkisi vardır. Âlimler, şer'i hükümlerle tefsir usulü kurallarını nasıl ki senedi sahih rivayetlere dayanarak çıkarıyorlarsa kurrâdan birinin kıraatinin kabul edilebilmesi için müşafehe ve sema yoluy­la senedinin, Rasulullah (s.a.v,) den Kur'an'ı direkt olarak dinleyen bir sa-habiye ulaşması şarttır. Bu sebeple helal-haram, nuzûl sebepleri yahut âyetlerin açıklanması ile ilgili olarak kendilerinden rivayette bulunulan sa-habilerin isimleri bu senetlerin başında da tekerrür etmektedir. [376] İşte kurranın senedinde mevcud olan bu teselsül, âlimlerin, kıraatleri tevkifi ol­makla nitelemelerine zemin hazırlamıştır. [377] Böylece mutlak kıyası red­detmişlerdir. [378] ez-Zemahşerî gibi «kıraetlerin fesahat sebepleriyle bela­gat ehlinin görüşlerine göre ihtiyari olduğunu» [379] söyleyenlerin görüşle­rini kabul etmemişlerdir. Onun için Arap dili kurallarına ve Kur'an'ın resmi­ne uyduğu halde güvenilir muhaddislerin isnadı gibi sahih bir isnatla gel­memiş olan kıraat reddedilir. Ayrıca nice kıraatler vardır ki bazı nahiv ehli yahut onlardan pek çoğu onları reddetmiş ama bu reddetmeleri nazar-ı iti­bara alınmamıştır (Ye'murkum) (Bâri'kum) kelimele­rinin sakin okunması kelimesinin mecrur okunması, in mansub okunması ve iki muzafın arasının ayrıldığı vs, misallerinde olduğu gibi. [380] Onun için nakle yahut Kur'an'ın resmine aykırı olsa bile kendisince Arab bakımından daha doğru bulduğu kıraati tercih eden Ebu Bekir b. Miksem'e [381] karşı bir tavır takınmalarında şa­şılacak bir durum yoktur. Onlar bir meclis akdedip onu bundan men etme­ye ittifakla karar almışlardır. Ayrıca Ubey b. Ka'b ile İbnu Mesud'un kıraati üzere Kur'an yazan İbnu Şenbuz'un [382]tevbe etmesi için başka bir otu­rum akdetmiştir. [383]

Her iki meclis de, yedi kıraati ilk olarak derleyen kurranın şeyhi İbnu Mücahid'in emriyle akdolunmuştur. Halbuki İbnu Mucahid kıraati İbnu Şa-zân er-Râzî'den almıştı ve İbnu Miksem ile İbnu Şenbuz da ondan almışlardi. Ama üçünün aynı hocadan ders almış olmaları, İbnu Mucahid'în diğer kurra iie birlikte rivayetlerden daha sabit ve nakii daha sahih olanı, dilde daha yaygın ve Arap diline daha uygun olana tercih etme hususundaki ic-rnaa katılmasına ve aynı hocadan ders aidığı iki arkadaşına karşı sert ta­vır almasına [384] engel olmamıştır. [385]Bununla birlikte bazı dilci ve rva-hivciler şâz kıraatleri tesbit işine yönelmiştir. İbnu Haieveyh (öl. H. 370) bu kıraatlerle iigili bir eser hazırlamış ve ona «el-Muhtasar fî Şavâzzı'l-Kıraât» [386] ismini vermiştir. İbnu Cinnî [387]«el-Muhteseb fî Tevcih'l-Kıraâtış-Şâzze» isimli eserini telif etmiştir Ebu'l Beka ei-Ukberî [388] ise, daha ge­niş ve şümullü bir eser hazırlamış ve ona: «İmlâu mâ Menne bihi'r-Rahma-nu min Vucuhi'l - İ'râbı ve'l-Kıraâtİ fî Cemîi'İ -Kur'an» ismini vermiştir. Bu­nunla birlikte bazt âlimler, «Şaz kıraatlerin tevcihi sanat bakımından meş­hur kıraatlerin tevcihinden daha kuvvetlidir,» [389] sözünü genel olarak zik­retmekte tereddüt etmemiştir. Onlar, şâz kıraatin tevcihini, te'vilin sıhhati­ne yardımcı, bulmuşlardır. Meselâ, yerine İbnu Mesud'un kıraatinin, hırsızlıkta hangi elin kesileceğinitesbit etmeye dair yardımcı olmuştur. Sa'd b. Ebi Vakkas'ın    [390] kıraati, mirasla ilgili bu teşriî meselede kardeşliğin nev'ini tasrih etmiştir. İmam Ebu Hanîfe'den de rivayet edilen Ömer b. Abdtfaziz'tn             [391] İsm-i Celâi'inmerfu ve kelimesinin mansub okunması şeklindeki kıraati, âlim­lerin haşyetle tahsis edilmelerinden maksadın, onların mertebelerini ve Al­lah yanındaki değerlerini ortaya çıkarmak olduğunu açıklamıştır. ez-Zerke-şî'nin de belirttiği gibi bunun te'vili: Burada «haşyet» değer verme ve yü­celtme anlamındadır, korku anlamında değildir.» [392] ez-Zerkeşî, ilave ede­rek şöyle der: «Bu ve benzeri harfler (kıraatler), Kur'an'] açıklar mahiyet­te olmuştur. Tefsir konusunda Tabiînden de buna benzer şeyler rivayet edi­lir ve hoş karşılanırdı. O halde sahabenin büyüklerinden rivayet olunan ve bizzat kıraatin içinde olan bu harfler (kıraatler) nasıl hoş karşılanmasın ki!

Bu durumdaki kıraatler, hem tefsirden daha çoktur hem de daha güçlüdür. En azından tevilin sıhhati konusunda bunlardan istifade edilir. [393] Onun için âlimler arasında şu söz şöhret bulmuştur: «Kıraat ihtilafları, ahkâm ihtilafını ortaya çıkarır.» [394]Ancak bazı kıraatlerin tevcihi, tekeliüften hali değildir. Bazen ilk bakışta nahoş görünür ve bu nahoşluğu ancak tevil giderir, et vav ve re harfinin fethi ile olan kıraatte olduğu gibi. Burada kelimesi ism~i mef'ul olarak okunmaktadır. Bunun tevili yapılırken, bu keSime, fiil gibi amel eden  keli-meşinin mef ulu olduğu söylenir. Yani «şekillenmişi yaratan» demektir. [395]

Bazı vecihferden garip teviller çtkarmak için şâz kıraatlerin tevcihi, İslâm âlimlerinin Kur'an'ı ilgilendiren çeşitli ve geniş çalışmaları arasında meftun oldukları bir nevi ilmî israftır: Kur'an âyetlerinin sayısını, [396] en uzun ve en kısa [397] kelimeyi tesbit etme, harekeli harflerden Kur'an'da e...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış
« Posted on: 03 Ekim 2024, 19:57:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış rüya tabiri,Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış mekke canlı, Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış kabe canlı yayın, Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış Üç boyutlu kuran oku Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış kuran ı kerim, Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış peygamber kıssaları,Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakış ilitam ders soruları, Kıraat ilmi ve kurraya kısa bir bakışönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes