> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran-ı Kerim Ayetleri > Kevser Suresi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kevser Suresi  (Okunma Sayısı 1975 defa)
16 Eylül 2010, 20:39:33
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Eylül 2010, 20:39:33 »



Kevser Suresi


Meali



“Biz sana son derece çok verdik. Öyle ise Rabbin için namaz lal, kurban kes. Asıl ebter sana buğz edenin kendisidir.” [13]

Tefsirî



Sure-i Kevser üç âyet olup Mekkîdir. Sebeb-i nüzulü şudur:

As bin Vail, Ukbe ebi Mu´ıt, Ebû Leheb gibi Kureyş müstehzileri ne zaman Aleyhisselâtü vesselam efendimizin oğlunu irtihal etmiş görürlerse “Muhammed Ebter kaldı,” yani nammı andıracak bir evlât bırakmadı, derlerdi. Hem bunu Hazreti Peygamber için büyük bir kusur sayarlardı da halkı İslâm dinine katılmaktan alıkoymak maksadiyle daima ileri sürerlerdi.

Bundan başka müslümanların bidayetteki.zaafı, fakirlikleri ve azlıkları birer küçümseme vesilesi idi. Evet, bunları dinin hak olmadığına delil sayarlar; “ilâhî bir din, servetlerin, kuvvetlerin sinesinden fışkırır” derlerdi. Zaten cehaletin hüküm sürdüğü zamanların, zeminlerin hepsinde beyinsiz kimseler hakka, hakikate karşı aynı

tavrı takınmıştır.

Bu dedikodular müslümanları, hususiyle dine yeni girenleri incitiyordu. Bu sûre-i celile erbab-ı imanı ferahlandırmak, Ashabı küfrün ve tuğyanın dilini kesmek için nazil oldu.

“Biz sana kevseri verdik” Kevser, kelimesi kesretten mübalağa sigasıdır, çokluğun gayesine varan şey demektir. (Oğlu seferden gelen bir Arap karısına, “Çocuğun ne getirdi?” demişler, “Kevser, yani pek çok” demiş.)

Kevser kelimesinden maksadın ne olduğunda pek çok ihtilâf hâsıl olmuş. Kimi “Aleyhisselâtü vesselam efendimizin kıyamete kadar payidar olan Ashap ve etbaıdır fi)” demiş. Kimi “Kur´ân” kimi “İslâm” kimi “tevhit” kimi “ilim” kimi “hikmet” kimi “dünya ve ahiret” nimetleri olmak üzere tefsir etmiştir.

İbhi Abbas´a “Kevser cennetteki nehir değil mi?” demişler. “O nehir de Cenab-ı Hakkın Peygamberimize verdiği çoğun içindedir.” cevabım vermiş.

“Asıl ebter sana buğz edenin kendisidir.”

Ebter ismi, nesli kesilmiş mânasına kullanılıyor. Aleyhisselâtü vesselam efendimize buğz edenler onun şahs-ı mübarekine karşı bir şey söylemiyorlardı. Zira nübüvvetten evvelki tarihi de gösteriyor ki; şahsı herkes nazarında muhterem, herkes nazarında sevimli idi. Bu herifler Cenab-ı Peygamberin zatına değil, dinine buğz ediyorlardı. Onun için küfür ve inat zulmetlerinde kaynayıp gittiler. Tam mânâsiyle ebter oldular. Çünkü bu âlemde hayırlı bir ad bırakmadılar. Aleyhisselâtü vesselam efendimiz ise arkalarında ebedî bir din, namütenahi bir zürriyet, yani koca bir ümmet bıraktılar. (Sallallahü aleyhi ve sellem.) [14]

Kevser Sûresinin Tefsirine Ek:



“Ya Muhammed! Biz sana kevseri verdik.”

Bu hitap Allah´tan geliyor ve büyük bir müjde veriyor. Müjde, öyle bir kimseye veriliyor ki henüz kimsesiz denecek derecede yalnızdır ve davası namına henüz büyük bir muvaffakiyet kazanmamış olan Peygamber efendimizdir. Onun bu sıradaki durumu, görünüşe göre, istikbal namına büyük bir şey va´d etmiyordu. Arabistan çeşit çeşit putperestlikler, gayesiz ve sonsuz hurafeler içinde yüzüyordu. Buna karşı bîr damlacık hidayet, bir damlacık doğruluk, bir damlacık insanlık ve bir damlacık ışık vardı ve bütün bunlar kısır bir çölün ortasına atılmış bir tohumdan ibaretti. Bu tohum da görünüşe göre, o kısır çölün göbeğinde çürümeğe mahkûmdu. Bir tohumun çöl kısırlığı içinde kök salmasına,,filizlenmesine ve yeşil bir vaha yaratmak üzere serpilip ufukları, kaplamasının yeşil gölgelerinde bütün bir âlemi barındırmasına imkân var mı? Çöl bu. Ve elbette ki onun kısırlığı her verimli tohumu öldürecekti!

Hazreti Peygamber ilk mü´minlerle birlikte İslâm dînîni yaymağa çalıştığı sırada vasiyet bu merkezde idi. Ve görünüşe göre,

Arabistanı saran putperestlik ve bütün dünyayı kaplayan sapıklık, çöl ortasında doğan bu ışık damlasını da boğacaktı.

Herkes vasiyeti böyle görüyor ve herkes yeni doğan hidayeti, çölün kısır kumlarına atılmış bir tohum sanıyordu.

Fakat Allah´tan gelen ses :

“Ya Muhammedi Bi´z sana kevseri verdik,” diyordu.

Yani: O bereketli tohumu verdik ki çölün ortasında bile yeşerir ve coşkun ekinler verir.

Sana o kevseri verdik ki; o kısır çölü bile baştanbaşa gülistana eçvirir, onu gürbüz bir hidayetin en canlı kaynağı yapar.

Allah´tan gelen ses, bunları söylüyor. Fakat bir kimse anlanııyordu. Çünkü çöl içinde yeni bir hayat kaynağının fışkırmış olduğunu hisseden yok gibi idi. Çölün yoksulluğu ve kısırlığı bütün gönülleri kaplamıştı. Gerçi Arap şehirleri ticaret yüzünden az çok re­fah içinde yaşıyordu, fakat bunlar da bu refahı içki, kumar ve zina değirmeninde öğütüyorlardı. Çöl halkı ise, çölün mahrumiyetleriyle savaşa savaşa ruhunun bütün kaynaklarını tüketmiş bir halde idi. Muhit, hidayet ışıkları beslemekten âciz, yoksul ve sefil bir muhit idi.

Gerçi bu yoksul muhit içinde bir Peygamber zuhur etmişti. Fakat onun da ergeç bir varmış, bir yokmuş olacağı sanılıyordu. Çünkü muhatabı bir çöldü. Çünkü muhatabının kafası da, kalbi de, muhitinden farkı olmayan bir yoksulluktu. Daha önce, Hud gibi Salih gibi Peygamberler bu çöl halkına hitap etmişler, bu halkı yola getirmek için uğraşmışlardı, fakat derin bir iz bırakmadan gelip geçmişler ve Araplar sefalet ve sefahetlerinin kurbanı olmağa devam etmişlerdi. Acaba bu yeni teşebbüs de eskilerine benzeyecek mî idi?..

Allah´tan gelen ses:

“Hayır,” diyor ve bu yeni risalete “kevser” ihsan olunduğunu bildiriyordu.

Kevser, o sudur ki; bir çöl içinde de aksa onun kısırlığını ve yoksulluğunu feyiz ve berekete çevirir!

Kevser, o cennet ırmağıdır ki; her nereye uğrasa orada bir gülistan yaratır.

Kevser o berekettir ki; gönülde doğmasiyle gönüller dirilir ve fazilet kaynağı olur!.

Kevser o şaraptır ki; onu içen Mest-i elest olur ve elest bezminin inan andını yeniden yaşar, o andın ilhamlarını gerçekleştirmeği vazife sayar.

Kevser, insan ruhunun ezelden ebede kadar Allah´ını tanıyışının ve ona güvenişinin yarattığı bir coşkun nehirdir ki insanlığın bütün özü o nehrin akışında yağar. Hayatın faniliği o nehrin akışı içinde ebediyet kazanır.

Bu coşkun sel, bu ebedî kaynak, bu tükenmez bereket ve dünyanın en kısır muhitine en gürbüz verimliliği bahşeden bu mübarek su. Peygamberimize ihsan olunmuştu. Onun risaletî çöl içinde bir nehir gibi kaynıyor ve bu nehir yeni bir hayat âlemi yaratıyordu.

Bu nehrin kaynağı, Peygamberin getirdiği hidayetti ve Allah´tan gelen ses bunu müjdeliyor, çölün ortasında manevî bir kaynağın fışkırmış olduğunu bildiriyordu.

Bu kaynak durmadan akacaktı ve hiç bir engel onun akışını durduramıyacaktı. Çünkü bu bir ilâhî ihsandı ve ilâhî vahyin dili bunu müjdelemekte idi.

Kudreti fatıranm bu ihsanını kim çevirebilirdi? Ve onun fışkırttığı kaynağı kim durdurabilirdi?

Bu yüksek ihsana karşı Peygambere düşen vazife, Allah´ına şükretmek, bu eşsiz inayeti hamd ve sena ile karşılamaktı. Onun için Allah´tan gelen ses: “Öyle ise Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!”

Buyuruyor.

Ey Peygamber- diyor, o müthiş çölü bir hidayet gülistanına çevireceği muhakkak olan Allah´ına karşı secdeye kapanarak şükret, niyaz et, ve kurban keserek bu müjdeyi kutla! Bu müjdeyi bir bayram say da onu kurban keserek tes´it et!

Belki başkaları bu muazzam nehrin aktığını sezmiyorlardı, fakat Peygamber ile O´na inananlar nehrin aktığını gönüllerinde hissediyor ve gönüllerinde bir gülsen peyda olduğunu, bir iman vahası yaşadığım, vicdanlarında yeni ve taze bir hayat kaynadığını idrâk ediyor. Allah´ın bu büyük nimetini sevine sevine takdis ve tes´it ediyorlardı. Çünkü hallerine bakarak istikballerini seziyor ve yalnız bir çölü değil, bir dünyayı kurtaracaklarından emin oluyorlardı.

Bütün dünyaya betbereket getiren, dünyanın vicdanını çöl kısırlığından kurtaran ve o vicdan içinde yeni bir hidayet kaynağı coşturan Peygambere, birtakım düşmanlar, “ebter” mi diyorlar, asıl ebter onlardı. Çünkü Peygamberin adı, sânı, her gün yükseliyor, zürriyeti her gün çoğalıyor, hidayeti, her gün daha fazla parlıyor. Düş­manları ise kısır kaldılar ve unutuldular. Çünkü Peygambere ihsan olunan kevser, hâlâ çağlıyor ve yeni yeni vahalar yaratıyor. Çünkü Peygambere ihsan olunan kevser, hâlâ akıyor ve sonuna kadar durmadan akacak!... Onun eseri daima yaşayacak ve ona düşman kesilenler daima ebter kalacak.

Kevser sûresinin belirttiği ve yaşattığı bu mucizeyi, ve bu mucizeyi yaşatan tarihî hakikati kaydettikten sonra yine bu sûrenin, zamanımızda ileri sürüldüğünü gördüğümüz birtakım iddialara cevap verdiğini de anlatmak istiyoruz.

Bazı kimseler İslâm dininin çöl içinde doğduğu için çölün yoksulluğuna ve kısırlığına uygun bir iptidailik arzetmesi icap ettiğini iddia ediyorlar.

“Kevser” sûresi, bu asırda ileri sürülen bu iddialara on dört

asır evvel verilmiş bir cevaptır.

Çünkü bu sûre, İslâm dininin “Kevser” olduğunu söylemekle onun çöl gibi kısır ve yoksul değil, fakat feyiz, bereket ve bolluk dini; şarıl şarıl akan nehirler, boy boy uzanan yeşillikler, gülistanlar; sağnak sağnak yağan rahmetler ve sonsuz verimler dini olduğunu anlatıyor.

Evet, bu din çölde doğmuştur. Bu din, kumların içinden fışkırmıştır. Fakat kumlara da en zengin toprakların verimini verdirmiş tir.

Bu dinin, bu bakımdan da “Kevser” olduğunu ispat için onun doğduğu günden bugüne kadar ne derece işlendiğine işaret etmek yetmez mi?

Başta Resûl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kevser Suresi
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:43:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kevser Suresi rüya tabiri,Kevser Suresi mekke canlı, Kevser Suresi kabe canlı yayın, Kevser Suresi Üç boyutlu kuran oku Kevser Suresi kuran ı kerim, Kevser Suresi peygamber kıssaları,Kevser Suresi ilitam ders soruları, Kevser Suresiönlisans arapça,
Logged
17 Mayıs 2015, 11:22:07
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 17 Mayıs 2015, 11:22:07 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Meali;
“Biz sana son derece çok verdik. Öyle ise Rabbin için namaz lal, kurban kes. Asıl ebter sana buğz edenin kendisidir.”

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Ekim 2016, 07:24:09
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 28 Ekim 2016, 07:24:09 »

Esselâmü Aleyküm Ve Rahmetüllah.  Bu güzel bilgiler için Rabbim Razı olsun inşaAllah.  Sizlerin vesilesi ile çok güzel bilgiler ediniyoruz elhamdülilah. Mevlam ilmimizi artırsın ve hakkıyla öğrenmemizi nasip etsin. Amiin ecmain
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Ekim 2016, 07:27:51
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #3 : 28 Ekim 2016, 07:27:51 »

ve aleykümüsselam ve rahmetüllah . Rabbim bizleri Peygamberimiz ile Kevser havzasının başında buluştursun . Rabbim paylaşım için razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

28 Ekim 2016, 13:52:45
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #4 : 28 Ekim 2016, 13:52:45 »

Hele siz bu sûrenin feyzini rehber edin de bakın, nelere ermez, neleri başarmazsınız?!...
Yeter ki kevserin lezzetini tadın ve onun verdiği neş´e ile çalışın ve çalıştıkça ilerleyin!
Neticeyi denemek kolaydır. Çünkü kevserin feyzi ve bereketi derhal kendini gösterir.
Inşaallah bu feyz ve hareketten faydalananlardan oluruz..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes