> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran-ı Kerim Ayetleri > Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910  (Okunma Sayısı 867 defa)
15 Eylül 2010, 15:59:53
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 15 Eylül 2010, 15:59:53 »



Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910


Hicrî efendi hocayı görmüş olmasanız bile, öyle zannederim, işitmişsinizdir. Dört beş sene evvel rahmet-i Hakka vasıl olan bu zatın öyle menkıbeleri söylenir ki bunları dinleyen için, merhumun başlı başına bir âlem olduğuna hükmetmemek kabil olamaz.

Arabın eski naşirleri arasında o meşhur Makamatiyle kendisine gayet yüksek bir mevki temin eden Harirî eğer dünyaya asrımızda gelmiş olsaydı, hikâyelerinin unutulmaz bir kahraman-ı muhayyeli olan (EbuZeydi Suruci) yi bırakır, Hicrî hocayı alırdı.

Makamatı okumuş olanlar Ebu Zeyd Suruciyi bilirler; Ebu Zeyd Suruciyi bilenler de Hicrî Hocayı görmedik demesinler!

îlmine, irfanına, ahlâkına, maişetine dair pek çok garaib işittiğim Hicrîyi ilk defa olmak üzre Dede paşa merhumun evinde gördüm. O zamanlarda ise, Hafızın

Bes tavrı aceb lazim-ı eyyam-ı şebabest

dediği gibi, bende ilim öğrenmek, adam olmak merakı vardı. Paşanın mahdumu edibi Enis bey beni görünce:

“Pek vaktinde geldin. Hicrî hoca burada. Şimdi yemekten kalktı. İçeri gelsin de seni takdim edeyim” dedi.

Üç beş dakika sonra oda kapısından yetmişbeş, yahut seksen yaşlarında uzunca boylu, geniş alınlı, esmer bir zat girdi ki pek çukurlaşmiş iki göz evinden fışkıran nazarları parlak değil, hatta yakıcı idi!

Enis Bey beni kendisine tanıtmak istediği sırada, Hicrî hoca sofrada başlamış olacağı lâtif bir hikâyeyi ikmal ile meşgul idi. Vak’a esasen güzel olmakla beraber, Hicrî onu meraklılara has bir talâkatla okadar hoş tasvir ediyordu kî dinleyenler için meşhur olmamak imkânı yoktu. Bahis bir müddet sonra edebiyata intikal etti. Hicrî münasebet düşürerek bilmiyorum hangi Mahmut Paşa için yazdığı - bir Türkçe kasidesini sonra Feyzü Hindinin

Ma taîri kudsim hava ra neşinasem

Murğı Melekitim…

Matlaı ile başlayan neşidei ârifanesine yazdığı farisî tahmisini, daha sonra Mütenebbi´nin:

Fuadun ma tusellihi-1 mudamu

Ve umrum misle ma tehebu-I-Iîamu şikayetiyle girişen şiirine söylediği arabî tahmisini birer birer okudu, înşad gayet güzeli di; lâkin kendince müntahab olan beyitleri izah için bulduğu, hatıra, hayale gelmez nükteler, misaller daha güzel idi.

Enis bey bir aralık sırasını getirerek:

“Efendimiz, Akif sizden okumak istiyor ne buyurursunuz?” dedi.

“Benden okumak için bir çok külfete katlanmak lâzım, evvelâ sabit bir yerim yok. Şimdi buradayım, amma, akşama nereye konacağımı ben de bilmiyorum. Saniyen ihtiyarlamışım, kitaplarla çokluk uğraşamiyorum,

“ Efendimiz, kitaba hacet var mı? Siz başlı başına bir külliyatı ulûmsunuz! Hiç olmazsa haftada bir gün için bir mahal tahsis buyurun. Bendeniz oraya gelirim. Alacağım ders, musahabenize münhasır kalsa yine kâfi.

“O halde pek âlâ! Üsküdarın yukarı taraflarında Harmanlık derler bir meydan vardır. O meydanın ortasındaki kahveye cuma günleri gelir beni bulursun.

Ben o kahveye hayli taşındım. Fakat yalnız değildim. Merhumu sevenler, sohbetinden, fazlından müstefid olmak isteyenler de, îstanbulun en hücra köşelerinden kalkarak - yunan mabudlarının Olemp tepesindeki içtimai gibi- ta Nuh kuyusuna kadar güdd-i rahl ederlerdi.

Hicrî hoca bilmem nedense, iki üç ay sonra ders mahallini değiştirmek lüzumunu hissetti. Bana Üsküdarın içeri tarafından bir konak gösterdi. Bir iki defa gittim. Lâkin hocanın mihman olduğu bir haneye tufeyli devam etmek bana pek ağır geliyordu. Hu­susiyle ders öyle bir zamana tesadüf ediyordu ki, ya bidayette, ya ortasında yemeğe kalkmamak mümkün olamıyordu.

Bereket versin iki hayale gelmeyen bir vak´a zuhura geldi de artık dershaneyi değiştirmeye mecbur olduk.

Hane sahibinin sofrada da iki üç misafiri vardı. Esnayı musahabede söz Sadi´nin külliyatındaki hezl kısmına intikal etti. Ben Sa´di fıtratte bir hakimin bu gibi bayağılıklara tenezzül etmiyeceğini o ağıza alınmaz sözlerin mutlaka birer isnad olması lâzım geleceğini iddia ettim. Herkes bir şey söyledi. Hicrî merhum “evet!

Ben de o gibi küçükleri Sadi´ye yakıştırmak istemem. Yalnız insanları yüksek düşünmek isterken büsbütün beşeriyetten tecrid etmemelidir. Mevzu-u bahis olan hezeyanlar Sadi´den de sudur etmiş olabilir. Bunları ruhanî bir hastalığın tesiriyle karihanın büzülüp istifrağ etmesi şeklinde kabul etmelidir...” tarzında bir çok mütalealar yürüttükten sonra, bahse ufak bir lâtife ile hatime vermiş olmak için dedi ki:

“Ne hacet! Desti kudretten çıkan asara bakmıyor musunuz? İnsanlar, melekler yaratan halik-ı zülcelâl, yılanlar, akrepler de yaratmıştır!”

Sofradaki misafirlerden biri Hicrînin maksadı gayet açık bir lâtife olduğunu anlamamış olmalı ki hocaya derhal imansızlığı giydirdi!

O zamana kadar hiddetini görmediğim Hicrî birdenbire tehevvür kesildi. Nazarları hasmını eritecek kadar ateşlendi -Sözünü geri al! Ben senin iki yaşın kadar bir ömrü, hakayık-ı dini tahkik ile geçirdim. Elhamdülillah bugün Öyle halis bir müslümanım ki, şeriatın yüksek hikmetlerini bir tarafa bırak, bildiğim necasete müteallik ahkâmını bile senin Dedenin çürük imaniyle değişmem!..

O günden sonra Hicrî´den okuyamadun. Çünkü bu sefer de beni bilmem hangi paşanın yalısına davet ediyordu!

Herde vakit bulursak, hem karilerimizi neşelendirmek, hem de merhumun yad-ı rahmetine vesiyle olmak için bazı menkıbelerini, fıkralarını hikâye ederiz. [46]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910
« Posted on: 19 Nisan 2024, 12:23:44 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910 rüya tabiri,Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910 mekke canlı, Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910 kabe canlı yayın, Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910 Üç boyutlu kuran oku Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910 kuran ı kerim, Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910 peygamber kıssaları,Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910 ilitam ders soruları, Hicri Efendi 30 Aralık 1326-1910önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes