> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran-ı Kerim Ayetleri > Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek  (Okunma Sayısı 829 defa)
15 Eylül 2010, 13:40:03
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 15 Eylül 2010, 13:40:03 »



Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek


Muhayyileyi işletmek edebiyatta en mühim bir iştir; çünkü her şey ona tabidir. Evet, edebiyat noktai nazarından muhakeme olunursa, o kadar ehemmiyeti olan his bile, hayalin yardımı ile kendini müteheyyiç etmekten başka bir şey değildir.

Hayal nedir? Eşyayı safha safha bütün müfredatile göz önüne getirebilmek melekesidir. Tahayyülâtı edebiyede hafızanın pek büyük, âdeta yarı yarıya hizmeti vardır. Meselâ Ağustos ayında karlı bir hava tasvir etmek için ne yapacaksınız? Tabiî hafızanıza müracaate mecbur kalacaksınız; vaktiyle görmüş olduğunuz o âlemi yaz­mak için hatıratınızdan, mahfuzatmızdan istimdat edeceksiniz. Zaten bizim dimağımız evvelce manzurumuz olan eşbahın az çok devam etmek, yahut ebediyen kalmak üzere intikaş ettiği bir fotoğraf makinesidir. Dimağ daima serveti artan bir hazinedir ki, biz sermayemizi oradan çekeceğiz. O halde bu hazineyi, mümkün olduğu kadar zengin leştirmelidir.

Bir mevzu ne kadar güçlükle kabili temsil ise, o mevzuu hissetmek, yani kendine mal etmek için o nisbette fazla bir mücahede ister. Binaenaleyh öyle mevzular intihabına çalışmalısınız ki; ya vaktiyle kendi başınızdan geçmiş, yahut iyice nazarı dikkatinizi celbetmiş olsun. Böyle yaparsanız o mevzuu gözünüzün önüne getirmek, sizin için pek kolay olur, pek kolay hissedersiniz: tevsi ve ikmali için müracaat edeceğiniz, kullanacağınız mevad kendiliğinden gelir.

Hususiyle bu kadar aşina bir mevzuu nazarı, müşahede önüne getirmek, sizde ona karşı bir incizap hasıl eder ki; o sizi teşci eder.

Demek, “Mevzu intihabı” meselesi hayli mühimdir. Her zemin size gelmez. Tevsî edeceğiniz madde kabiliyeti edebiyenizle, kuvayı edebiyenizle mütenasip olmalı. İnsan başa çıkarabileceği işi bilmeli. Faraza, bir zemin hoşumuza gider; onu tevsi etmek, tasvir etmek hevesine düşeriz. Fakat işe başlayınca bakarız ki; yürümüyor, ümid et­tiğimiz netice çıkmıyor! Vakıa b mahrumiyet mevzuu etraflıca düşünmeksizin işe başlamaktan ileri gelirse de, çok zamanlar esasen o, mevzuun bizim seviyesi kabiliyetimizden çok yüksek olmasından neş´et eder. Onun için haddimizi bilmeli aczimizi nazarı insaftan uzak tutmamalıyız. O halde, hakikati, başımızdan geçmiş, yahut hiç olmazsa müşahede "altına alabileceğimiz zeminlerde aramalıyız.

Hakikat, hayat, müşahede her eseri edebînin şeraiti esasiyesindendir. Bu şeraiti ararsak her zaman bulabiliriz. Hatta hiç yoktan bir mevzu icad edeceğimiz zaman bile, işe tabiilik vermek için hakikat istinadgâhımiz olmalıdır. Yani hayat-ı hakikiyeden alınmış olup mevzuumuzu tevsie imdat edebilecek vekâyıa, ahvâle müracaat et­meliyiz. Sonra, görmüş olduğumuz muhitlerden, tetkik ettiğimiz şahıslardan istiane etmeli, onlara, eşhas ve muhitle muhayyilemiz arasında bir tetabuk husulüne çalışmalıyız.

Meselâ bir halet-i ruhiye, bir şahsiyet arıyorsunuz, değil mi? Yakından tanıdığınız adamları alınız; oldukları gibi gösteriniz; yahut birinden bir çizgi, diğerinden bir çizgi alarak bu cüzlerden bir kül teşkil ediniz. Garpte yetişen meşahir hep bu suretle muvaffak olmuşlardır.

Hayat-ı hakikiye arasında bulunup alınmış bir halet-i ruhiye, edip için öyle metin bir esastır ki, mevzuunu o sayede pek kolay başa çıkarabilir. Bir sahneyi tasvir etmek, yahut bir takım eşhası muhavere ettirmek hususunda güçlüğe uğradığınız zaman, o halet-i ruhiye imdada yetişerek güçlüğü bertaraf eder. Öyle ya! Madem ki meydanda şöyle bir adam var, madem ki siz de onu iyice biliyorsunuz, artık tasvirine çalıştığınız mevkie o adamın ne yapabileceğini, ne düşünebileceğini, ne söyleyebileceğini tahmin için zorluk çekmezsiniz. Bu pek mühim bir şarttır ki daima dikkat ister.

Sahravî bir manzara tasvir edeceksiniz, öyle mi? Bir köşeye çekilip ezber çalışacağınıza kıra çıkınız; kaleminizi hazırlayınız; meşhudatmızı not suretiyle zapta başlayınız. Yok, hafızanıza güvenirseniz not almıyarak, yalnız muhitinizi nafiz bir nazarla temaşaya dalınız.

Dessas, hilekâr bir adam göstermek istiyorsunuz, değil mi? Kıtlığı mı var? Gözünüzü etrafa gezdirerek beğendiğinizi alınız!

Avam arasında muhavereler yürütmek mi arzu ediyorsunuz? Halkın arasına karışınız; bîr taraftan çenesi düşük adamları, bilhassa koca karıları dinleyiniz; bir taraftan da söylenen sözleri edasîle, telaffuzu ile beraber zaptediniz.

Size etrafiyle malûm olan bir muhit intihabı meselesi de kat´î, sağlam neticeler verir. Meselâ elinizde bir hikâye plânı var. Lâkin vakanın geçtiği muhit size meçhul olduğu için, o plânı tatbik hususunda müşkilât çekiyorsunuz. O zaman vak´ayı öyle muhayyel değil, lâkin sizce malûm olan hakikî bir muhite naklediniz; görürsünüz ki plânınız derhal muvaffakiyetle tatbik olunmaya başlar.

Madem ki edebiyatta her şeyden evvel iyi hissetmek lâzım; şayet en iyi hissedebileceğiniz mevzu kendi şahsınız ise çekinmeyip, kendi şahsınızdan da bahsediniz. îşte bir çok müellefatı edebiye meydana getiren Abe Prevonun, Manon Leskosu en muhallet eseridir. Çünkü müellif o eserde kendi sergüzeşti garamını yazmıştır. Meşhur Dodenin sırr-ı sanatı, muhitini gayet nafiz bir nazarla keskin bir mü­şahede altında bulundurmasındadır.

Hakikat, hayat, müşahede; işte sanati edebiyeye hakim olan üç esas. Bütün mücahedati fikriye, bunlar üzerine istinad etmek icab eder.

Eğer bir eser sırf tatlı tatlı okunmak için yazılıyorsa, hakikat cerihadar edildiği, yahut tecrübe ile müşahede ile aykırı bir şey yazıldığı gibi maksat fevt edilmiş demektir. Meselâ eşhas-ı marûfe-i tarihiyeden birinin hayatını zemin ittihaz etmek istediniz; artık o adamı sağlığında hiç bulunmadığı muhitlerde, memleketlerde gezdirip durmamalısınız. Sonra, vak´annın güzar ettiği zamanın, mekânın ahvaliyle şerait-i hususiyesini de hiç nazarı dikkatten dur tutmamalısınız. [64]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:30:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek rüya tabiri,Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek mekke canlı, Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek kabe canlı yayın, Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek Üç boyutlu kuran oku Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek kuran ı kerim, Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek peygamber kıssaları,Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmek ilitam ders soruları, Edebiyat Bahısleri: 7 Muhayyileyi İşletmekönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes