> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuran Ahlakı > Meselenin Önceki Durumu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Meselenin Önceki Durumu  (Okunma Sayısı 1213 defa)
05 Şubat 2011, 19:58:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 05 Şubat 2011, 19:58:26 »



I. Meselenin Önceki Durumu

 
Batılı bilginler tarafından genel ahlâk üzerine kaleme alınmış incele­melere hızlı bir göz atış orada, onların Kur'ân ahlâkı hususundaki sus­kunluklarından ileri gelen, gayet geniş ve oldukça derin bir boşluğu görmek için yeterli olacaktır. Gerçekte bu incelemeler bize, Yunan Paganiz­mi ve daha sonra da Yahudi ve Hıristiyan dinleri tarafından anlaşılan şe­killeriyle, ahlâkî kaidelerden az çok uzun bir şekilde söz etmektedirler. Fakat onlar, bir kere bu üç devreye göz atış tamamlanınca, İslam ahlâk kanunu ile ilgili herşeyi bir yana bırakarak, bizi ani bir sıçrama ile hemen Avrupa'da modern zamanlara götürüyorlar.Bununla birlikte bu konular da Kur'ân-ı Kerim'in getirdikleri paha bi­çilmez bir değere sahiptirler. Ahlâkî doktrinler tarihi onunla vüs'at, de­rinlik ve ahenk yönünden değer kazanacak ve bizzat ahlâk problemi on­dan, yeni olduğu kadar ebedî güçlüklerini de halletmek için, sadece men­faat elde edecektir.Böylesine bir doktrinin bu şekilde atlanması ve susularak geçilmesi büyük bir kayıp değil midir?Bunu genel ahlâk incelemeleri içerisinde aramak yerine, eğer biz hu­susiyle İslâm'la ilgili meseleleri ele alan Avrupalı eserlere müracaat ede­cek olursak, Kur'ân-ı Kerim'in ahlâkî emirlerini hülâsa etmek üzere XIX. yüzyıl boyunca yapılan denemeleri bulacağımız gerçektir. Fakat bu de­nemelerin kadrosu çoğu zaman gayet sınırlıdır ve muhtevası gerçek Kur'ân akidesine sadakatle cevap vermekten uzaktır.Kadro ile ilgili olarak, sadece meselenin nazarî tarafı atlanmamış, hiç­bir Avrupalı bilgin henüz Kur'ân'm genel ahlâk prensiplerini çıkarmaya teşebbüs etmemiştir. Fakat öte yandan, içlerinden hiçbiri onun pratik ku­rallarını formüle etmeyi ve onları noksansız bir kanun şeklinde sunmayı düşünmemiştir. Onlarm tüm gayretleri, ibadet ve davranışla ilgili, yakla­şık olarak büyük bir sayıdaki Kur'ân âyetlerini gruplandırmış ve harfi­yen tercüme etmiş olmaları vakasmda yatmaktadır.Garcin de Tassy bize "Le Koran: Doctrines et Devoirs (Paris, 1840)" di­ye adlandırılan küçük bir kitapçıkla bu, Kur'ân'm konulara müteallik özetleri serisini başlatmış gibi görünmektedir. Onu, "Mahomet, Lois Morales, Civiles, et Religieuses" başlığı altında Savary'nin tercümesin­den seçilmiş parçaları 1850'de yayınlayan Lefevre ve daha sonra da "Mahomet et Le Koran" (Paris, Didier 1865) da Barthelemy Saint-Hilaire izlemiş bulunmaktadır.Temel eksikliklere gelince, bu durum ya hatalı bir tercümeden ya kö­tü bir zabıttan veya bu iki faktörün birleşmesinden ileri gelmektedirler. Bu duruma bilhassa Jules La Beaume'un "Kor'an Analyse" (Paris, Maisonneuve, I878)'sinde rastlanmakta olup, üstelik o en ziyade noksan analitik eserdir.[5]Bu durumda bize, bu yanlışları düzeltmek, Avrupa kütüphanelerin-deki bu boşluğu doldurmak ve Batılı bilginlere Kur'ân ahlâkının gerçek çehresini göstermek maksadıyla konuya cevap vermek ve onu daha sağ­lıklı bir metod takip ederek incelemek kaçınılmaz gözükmüştür ve bu, gerçekte halihazır çalışmada bizim temel amacımız olmuştur.Lâkin, bizzat kendi îslamî kütüphanemize müracaat ettiğimizde onun şimdiye kadar iki çeşit ahlâkî eğilimi tanıdığını müşahede ettik: Bunlar, ya faziletin yüksek değeri kanaatini ilham etmek suretiyle gençliğin ahlâkını şekillendirmeye müteveccih pratik nasihatlardır[6] veya çoğu zaman Efiatun-cu ya da Meşşaî modelden kopya edilmiş, ruhun tabiatı ve hassalarının bir tasviri ve sonra da faziletin bir tarifi ve bölümleridirler.[7] Ve her iki metodun aynı yazarın kaleminde üst üste geldiğinin görülmesi nadir değildir.[8]Böylece bütün bu durumlarda, orada yazarların derin düşüncelerinin ve felsefî tetkiklerinin meyvelerini ortaya koymaya çalıştıkları ve Kur'ânî metinlerin bulunmadıkları veya sadece talî derecede yer aldıkları katık­sız İnsanî eserler söz konusu idi.Şu halde, müslümanlar nezdinde olduğu gibi, kendilerini İslâmiyet araştırmalarına vermiş bulunanlar katında da, ne teorik ve ne de pratik bakımdan, Kur'ân ahlâkı başlı basma bir inceleme ve derleme konusu ol­muştur. Bu çifte tasdikin kesin bir karaktere bürünmesi ve her çeşit şüp­heden uzak olması maksadıyla, bizim oraya bazı sarahatları ilave etme­miz gerektiği kanaatindeyiz.İlk Önce, spekülatif alanda, araştırmalarımızla bugüne kadar keşfedil­memiş bir ülkeye girdiğimizi iddia etmiyoruz. Müslüman âlimler, daha ilk devirlerden itibaren bu konudaki yeteneklerini ortaya koymuşlardır. Kelâmcılar ve usülcüler iyi ve kötünün (veya onların tabiri ile hüsün ve kübûh) Ölçüsü hakkında, fıkıhcılar sorumluluğun şartları konusunda, ahlâkçılar ve mutasavvıflar gayretin müessiriyetİ ve niyetin safiyeti hakkında çalışma yapmışlardır. Fakat bu mefhumların böylece, ahlâk düşün­cesi ile yakından veya uzaktan alâkalı ve her zaman için sırf ahlâkî nok-ta-i nazara sıkı bir şekilde bağlı kalmayan çeşitli disiplinler içerisinde ser­piştirilmiş olmalarının ötesinde, onunla ilgili olarak ortaya konulan naza­riye de, geniş bir ölçüde, şahsî görüşlere değilse bile hiç olmazsa ekolü­nün zihniyetine bağlı kalmış ve Kur'ân, onlar tarafından sahip olunan fa­lan veya filan anlayışı aydınlatmak üzere, sadece tamamlayıcı olarak zik­redilmiştir.Pratik planda, gerçi biliyoruz ki Gazali, Cevahir el-Kur'ân adlı eserinde Kur'ânî cevheri tahlil etmeyi ve onu, biri bilgi ile ilgili öteki de davranış­la alâkalı iki temel unsura irca etmeyi denemişti. O bu hususta birinci ka­tegori ile ilgili 763 ve ikincisi ile ilgilide 741 âyet-i kerimeyi tesbit edecek dereceye erişmişti.[9]Maalesef, inşa edilecek malzemelerin hazırlanmasında bir ilk adımı teşkil eden bu tür envanteri, kendisinden binanın yükseltilmesi için lü­zumlu olan tekemmül takip etmemiştir.Bununla birlikte, orada genel olarak materyallerin seçiminin bir kura­la göre yapıldığını ve pratik bölümde seçilen âyetlerin ekseriya bizim in­celememizin konusuyla çakıştığını kabul etmek gerekir. îster Hanefî ka­dısı Hicrî 370'de vefat etmiş bulunan Ebu Bekr el-Cassas'rn "Ahkâm el-Kur'ân" (istanbul, H.1338)'ında olsun, ister H. 542'de vefat etmiş bulunan Malikî kadısı Ebu Bekr îbn el-Arabfnin "Ahkâm el- Kur'ân" (yay. Sa'ada, Kahire, H.1331) başlıklı eserinde olsun, isterse H.1130'da vefat etmiş bu­lunan Hintli Hanefî Molla Ahmet Ciûn'un "Tefsirât el-Ahmediyye fî Beyan el-Âyât eş-Şer'iyye" (Bombay, H.1327)'sinde olsun, yapılan aktarmalar böyle değildirler. Bu eserlerde, sadece ahlâkla ilgili Kur'ân metinleri hu­kukî, usulle ilgili, kelamı, kozmolojik ve öteki konulara ilişkin metinler tarafından içinden çıkılmaz bir şekilde boğulmuş olmakla kalmamakta; iki Kâdı'da metinle ancak uzak bir münasebeti bulunan meseleler husu­sunda ve sadece fırsat düştüğü için zikredilen âyetleri görmekteyiz.Her halükârda, sûrelerin düzenine göre Kur'ân âyetlerini gruplandır-ma tarzları itibarıyla, Gazalî dahil tüm yazarlar iktibaslarını hiçbir aile zihniyetinin birbirine bağlamadığı ve orada hiçbir düşünce silsilesinin yer almadığı dağınık malzeme yığını haline getirmişlerdir. Böylece, her sûrenin ilk bütünlüğünü bozduktan sonra onlar oraya seçilen parçalar arasında mantıkî bir birliği ve Öğretim kuralının icap ettirdiği metodik bir sınıflamayı ilave edememişlerdir.Bu mantıkî düzeni H. 993'te vefat etmiş bulunan Şii âlimlerinden A, M. Erdebilî'nin "Durret'ül Beyan" adlı eseri ve H. 1150'de vefat etmiş bulunan A. I. A. el-Cezâirî en-Necefî'nin "Kalâid ed-Durer"mde bulmak­tayız. Fakat, İslâm Hukuku ile ilgili Kur'ânî naslar için repertuvar olarak mülahaza edilebilecek olan bu iki kitap[10] ahlâkî konuları ancak nadiren iş­lemektedirler.Böylece, hiç kimse bildiğimiz kadarıyla, şimdiye kadar, bütünüyle Kur'ân-ı Kerim ahlâkım ortaya koymaya teşebbüs etmemiş ve komşu di­siplinlerle olan bağlılıklarından bağımsız olarak, insicamlı bir yapı şekli altında onun prensipleri ve kurallarım sunmayı denememiştir. îşte bizim, gücümüzün ölçüsünde yerine getirmeyi kendimize görev bildiğimiz ça­lışma budur. [11]


[5] Fakat, benzer başlıklar altında âyetlerin tekrarından ve La Beaume'un Arapça bilmemesi sebebiyle yararlanmak zorunda kaldığı Karlsimirski tercümesinin yanlışlarının muhafaza edil­mesinden mâada; onun, âyetleri hülasa etmek üzere kullandığı başlıklar metinlere o kadar kötü bir şekilde tekabül etmektedirler ki bazan, manayı bile tersine çevirmektedirler. îşte bu şekildedir ki bazı yerlerde, Kur'ân'm insanları egoizme ve intikama teşvik ettiği, ihanet, ah­de vefasızlık ve daha bilmem nelere... cevaz verdiği intibaı edinilmektedir.

[6] Bu türün en mükemmel eserleri arasından îbn Hazm'm Mudâvât en~Nufııs {yay. Adhame, Kahire) başlığını taşıyan risalesini zikredelim.

[7] Bu düşünce silsilesinde, en karakteristik ve en meşhur eser Ibn Miskeveyh'in Tehzîb el-Ahlak’ıdır.

[8] Isfahanî'nin Zarî'a'sında^ve daha tam ve geniş bir şekilde Gazalî'nin pek çok eserlerinde ve bilhassa "ihya Ulûm ed-Dîn" diye anılan tslâmî ansiklopedisinde görüldüğü gibi.

[9] Bu toplam olarak 1500 âyetten biraz fazla tutmakta olup, islam'ın Kutsal Ki-tab'ının dörtte bi­rinden daha az bir kısmını temsil etmekte; ona göre geri kalan kısmı, sadece tamamlayıcı hu­susları ele almaktadır. Bu, diyor o, Kitab'ın en kıymetli maddesini saran kabuk gibidir. Bazı değişikliklerle bu eski çalışma yakın tarihlerde Fransız dilinde bir Türk yazar, General Mah­mut Muhtar Katırcıoğlu tarafından "La Sagesse Koranique, versets choisis" (Paris Geuthner, 1935) başlıklı bir derlemede yeniden ele alınmış olup, orada yazar iki unsuru tamamen bir­birine karıştırdıktan ve önceden ayrılmış olan sûre başlıklarını bile kaldırdıktan sonra Gaza-lfnin derlemesini kısaltmış olarak (1500 yerine 1200 âyet} yeniden yayınlamıştır.

[10] İki kitab farsca yayınlanmışlardır ve orada konular geleneksel hukuk incelemelerinin alışılmış düzenine göre...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Meselenin Önceki Durumu
« Posted on: 20 Nisan 2024, 07:27:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Meselenin Önceki Durumu rüya tabiri,Meselenin Önceki Durumu mekke canlı, Meselenin Önceki Durumu kabe canlı yayın, Meselenin Önceki Durumu Üç boyutlu kuran oku Meselenin Önceki Durumu kuran ı kerim, Meselenin Önceki Durumu peygamber kıssaları,Meselenin Önceki Durumu ilitam ders soruları, Meselenin Önceki Durumuönlisans arapça,
Logged
13 Mart 2021, 17:10:55
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 13 Mart 2021, 17:10:55 »

Esselamüa aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

15 Mart 2021, 07:39:25
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #2 : 15 Mart 2021, 07:39:25 »

Aleyküm selam. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes