> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Tövbe
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tövbe  (Okunma Sayısı 2122 defa)
03 Nisan 2010, 18:45:39
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 03 Nisan 2010, 18:45:39 »



TÖVBE




Rücu etmek, geri dönmek, pişman olmak, nedamet duymak, yaptığı günahı bırakıp Cenab-ı Hakk´a yönelmek.

Asıl anlamı geri dönmek olup, tövbe kelimesinin türemişi olan "tevvâb" kelimesi tövbe işini çok çok yapan anlamında aşırılık ifade eden ism-i faildir. Yüce Allah´ın bir ismi, bir sıfatı olarak "et-Tevvâb" ise itaata yönelerek Allah´a dönen kişinin istediği bağışlanmayı kabul edip, o tövbekâr kulunu huzuruna alan ve onu affeden anlamındadır. Bu itibarla tövbe, kul hakkında günahlardan dönmeyi, yüce Rabb´imiz hakkında da cezalandırmaktan dönmeyi ifade eder, yani kul Rabb´ine döner, Rabb´i de onun bu yönelişini kabul eder ve onu cezalandırmaktan vazgeçer. İşte bu mânâda "et-Tevvab" sıfatı, kulların tövbelerini her yönelişlerinde rahmet ve mağfiretiyle kabul eden demektir.

İslâm´da tövbe; birisi Allah, diğeri kul yönünden iki farklı anlam taşır. Allah yönünden tövbe, yapılan kötülüğü, işlenen günahı veya kabahati affedip bağışlamaktır. Kul yönünden, yaptığının kabahat veya günah olduğunu bilip, onu bırakıp terk ederek Allah´a dönmek, yani O´nun emirlerine uymak ve yasak ettiği şeylerden kaçınmak suretiyle Allah´a sığınarak O´ndan affetmesini, bağışlamasını dilemek, yaptıklarından pişman olduğunu da belirterek yalnız O´na yalvarmak demektir. Meselâ, bir kabahat, söz gelişi içki içmeyi sırf bedenine yapmış olduğu bir zarardan dolayı veya malına yahut da şerefine zararı dokunduğu için terk etmekte olduğu gibi, Allah rızası ve Allah korkusu düşünülmeyecek olursa, bu gerçek mânâda tövbe sayılmaz. Çünkü tövbe, yaptığı işin günah olduğunu, kusur veya kabahat olduğunu, suç işlediğini kabul etmekle başlar. İşte bu anlamda tövbe, bir ibadet olarak da sadece yüce Rabb´imize tahsis edilmelidir.

1- Bazı alimlere göre tövbe anlayışı

Gazâlî´ye (ö: 505/1111) göre tövbe, ilim, hâl ve fiil gibi sırasıyla birbirini gerektiren üç şeyin birleşmesinden meydana gelen değişmez ilâhî bir sünnettir.

İlimden maksat, günahların ve büyük zararların, kul ile Allah´ın rahmeti arasında, Allah ile kulu birbirinden ayıran bir perde teşkil ettiğini bilmektedir. İnsan kalbinde ve zihninde, bunu böylece kesin olarak kavrayınca, yüce Rabb´ini, yani sevgili Mevla´sını kaybettiği için bir elem ve acı duyar. Hele kusur ve kabahat kendi tarafında ise, bu üzüntüsü elem ve ızdırabı daha da artacaktır. İşte Rabb´ini kaybedip O´ndan uzak kalmasına sebep olan bu kusur ve kabahatından dolayı duyduğu acı ve çektiği eleme pişmanlık veya nedamet denir.

Bu acı ve elem kalbini ve gönlünü iyice kapladığı zaman, yeni bir hâl, yeni bir durum ortaya çıkar ki, bu da şimdiki, geçmiş ve gelecek zamanla alakalı olan bir işi, bir fiili tasarlayıp kasıt ve niyet etmektir.

Şimdiki zamanla alakası, yapmış olduğu kabahatı hemen terk edip bırakmaktır.

Gelecek zamanla alakası, kendisini Rabb´inden ayıran bu kötülüğü veya kabahati ömrünün sonuna kadar asla yapmamaya azimli ve kararlı olmaktır.

Geçmiş zamanla alakası ise, kaybettiğini, zararlarını iyilik etmekle veya kâzâ etmekle telâfi etmeye çalışmaktadır.

İşte ilim burada tövbenin birinci unsurudur ki, bundan da maksat imân ve yakîndir. Çünkü imân, günahların öldürücü bir zehir olduğunu akla gösterip kalp ve gönüle tasdik ettirir. Yakîn ise bu tasdiki daha da kuvvetlendirip şüpheyi ve zannı ondan uzaklaştırarak kalbe onu tam mânâsıyla yerleştirir. Bu imânın nuru kalpde parladığı an, orada pişmanlık ateşini yakar. Kalp bu iman nuru sayesinde yüce Rabb´inden ve O´nun sevgisinden uzaklaştığını anlayınca acı duyar ve elem çeker. Böylece tövbe eden kimsenin kalbini bu ayrılık ve sevgi ateşi öylesine yakmalıdır ki, bu ateşin verdiği heyecanla kaybettiğini tekrar elde etmeye yönelsin.

Şu halde ilim, pişmanlık ile şimdiki ve gelecek zamanda bu işi yapmamaya azimli olmak ve geçmişteki zararı da telâfiye çalışmak gibi birbirini takip eden üç unsurdur ki, hepsine birden tövbe denir. Çok kere yalnız geçmişte olan bir işe pişman olmaya tövbe demişlerse de, ilim onun evveli ve öncesidir; kabahatı, günahı bırakıp terketmek de onun neticesidir. İşte bu manada sevgili Peygamberimiz, "pişmanlık tövbedir" buyurmuştur. Çünkü pişmanlık, pişman olmayı gerektirir ve onu neticeye götüren ilimden ve onu takibeden azim ve irade gücünden uzak olamaz. İlimsiz ve azimsiz pişmanlık mümkün değildir. Bundan dolayı tövbenin tarifinde "geçmiş hataların verdiği bir iç sancısıdır" denilmiştir; zira bu, yalnız içteki, gönüldeki acı ve elemle ilgilidir.

Fahreddin er-Râzî (ö: 606/1209), "Mefatihu´l-Gayb" adlı tefsirinde el-Keffal´den (ö: 507/1113) naklen tövbe için gerekli olan şeyleri şöylece sıralıyor: 1- İşlediği bu günah olan işi veya kabahatı terketmek, 2- Geçmişte, yani önceden yapmış olduğu bu işten veya kabahatı terketmek, 3- Bu günah olan işin veya kabahatin bir benzerine asla bir daha dönmemeye azmetmiş olmak, 4- Bütün bu şeylerin hepsini bir daha yapmaktan korkup çekinmek. İşte bunların hepsi tövbe için muhakkak gereklidir." dedikten sonra sebeplerini de şöyle açıklıyor: "1- Terk şunun için gereklidir, zira kul günah olan o işi veya kabahatı terk etmezse, yapıyor demektir ki, bu durumda tövbe etmiş olmaz. 2- Pişmanlık şu bakımdan lüzumludur, çünkü pişman olmazsa, yaptığı işe rızası, gönlü var demektir. Bir şeye râzı olmak ise, çok kere onu yapmayı gerektireceğinden yine tövbe etmiş olmaz, 3- İşlediği günahın bir benzerine dönmemeye kararlı ve azimli olmak şunun için gereklidir, zira yaptığı iş günahtır, günaha tekrar niyyet edip azmetmek de günahtır, 4- Korkuya gelince, bu korku insana tövbe etmeyi emreder ve tövbe ederek bu işi kesip atmaktan başka yol olmadığını hatırlatır. "

İşte Yüce Allah´ın, "Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak boyun büken, ahiretten korkup çekinen ve Rabb´inin rahmetini dinleyen kimse, inkâr eden kimse gibi olur mu? Ey Muhammed de ki, bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahihleri öğüt alırlar" (ez-Zümer, 39/9) buyruğunu kanaatimizce bu manada anlamak gerekir.

II- Müminler için tövbenin lüzumu Cenab-ı Hakk, Ey inananlar (müminler) hepiniz Allah´a tövbe edin ki, korktuğunuzdan emin olup umduğunuza kavuşasınız? (en-Nur, 24/31) buyurmaktadır.

Bu ve benzeri ayetlerde tövbenin butun müminlere emir ve tavsiye edildiğini görüyoruz. Bunun sebep ve hikmetini Zemahşerî (ö: 538/1 114) ve ondan nakleden Fahreddin er-Râzî şöyle açıklıyorlar: "Öncelikle zayıf yaratılışlı kullar, Allah´ın her hususta olan tekliflerini, yani emirlerini ve yasaklarını kendilerine hakim olup gayret etseler bile gereği gibi yerine getiremezler ve böylece kendilerinin sebep olduğu kusur ve kabahatlerden de uzak duramazlar. işte bundan dolayı tövbe ve istiğfar etmeyi Yüce Allah inananların hepsine emir ve tavsiye ediyor. Tövbe edip bağışlanmayı diledikleri zaman, kurtuluşa ulaşıp saadete ereceklerini ümit etmelerini de öğütlüyor. "

III- Müminlerin tövbesi nasıl olmalıdır?

Bu konuda Yüce Allah´ın Ey müminler (inananlar) yürekten tövbe ederek (nasuh tövbe ile) Allah´a donün ki, Rabb´iniz kötülüklerinizi örtsün ve sizi içlerinde ırmaklar akan Cennetlere koysun" (et-Tevbe, 9/8) buyruğuna dikkat etmek gerekir.

Bu ayette geçen (nasûh tövbe) "yürekten, ihlasla tövbe edin" sözlerini Zemahşerî şöyle açıklamıştır: "Tövbeyi kendilerine tavsiye edenler, günahları mahvedecek ve aşırılıkları telâfi edecek şekilde tövbe ederler. Kötülüklerden tövbe etmeleri, o şeylerin kötü olduğu içindir. Yaptığına pişman olmak da çok şiddetli bir şekilde üzülmek demektir. Kötülüklerden birine bir daha dönmemeye azmetmek de, sağılmış olan sütün hayvanın memesine dönmesi nasıl mümkün değilse, öylece o günaha bir daha dönmemek anlamınadır. Bütün bunları böylece içine sindirmek yürekten tövbe etmek demektir. el-Kelbî´ye (ö:146/763) göre "nasûh tövbe", kalp ile pişman olmak, dil ile istiğfar etmek, beden ile de onu terkederek yapmamak ve"ondan uzak durmaktır. Ayrıca pişmanlığından dönmemek üzere gönül rahatlığına kavuşmaktır.

Gazzâlî´ye göre de ayette geçen "nasûh" kelimesi nasihat kelimesiyle ilgili bir sözdür. Her türlü şâibeden uzak olarak tam bir ihlas içerisinde Yüce Allah´a tövbe etmek anlamındadır.

Ayrıca, "Hiç şüphesiz Allah hem çok tövbe edenleri, hem de çok temizlenenleri sever? (el-Bakara, 2/222) âyeti de tövbenin lüzum ve faydasına işaret etmektedir. Sevgili Peygamberimiz de bir hadisinde Tövbe eden Allah´ın sevgilisidir, günahlardan tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir" buyurmuştur. Tövbenin nasıl olması hususunda Hz. Ali (r.a)´den şöyle bir rivayette bulunuluyor: Bir gün bedevilerden biri Hz. Peygamberin mescidine girer ve "Allah´ım, şüphesiz ben sana tövbe ve istiğfar ediyorum" der ve namazını kılar. Bunu gören ve duyan Hz. Ali, adam namazını bitirince ona: "Ey kişi! Yalnızca dil ile sür´atle yapılan tövbe, yalancıların tövbesidir, halbuki senin bu tövben, tövbeye muhtaçtır" dedi. Bunun üzerine o kişi: "Ey müminlerin emiri, o halde tövbe nedir?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. Ali: "Tövbe şu altı şeyle mümkün olur" dedi: 1- Geçmişte işlenmiş olan günahlardan pişman olmak ve yerine getirilmemiş farzları iade etmek, 2- Başkalarına haksızlık ve eziyet etmeyi bırakmak, 3- Husumet ve düşmanlığı kaldırmak, 4- Günah ve kabahatler içerisinde büyüyen nefsi, Allah´a olan itaat içerisinde küçültüp ona hiçliğini kabul ettirmek, 5- İtaatsizlik ve günah işlemenin sözde tadını çıkaran nefse, itaat edip günahlardan uzak durmanın acılığını da tattırmak, 6- Gülüşlerinden her birine bedel olmak üzere, ağlamak."

Hâl böyle olunca, şartlarına uygun olan bir tövbe, aynı zamanda Allah için yapılmış bir ibadettir. Böyle olduğu için de kabûle şâyan olması gerekir. Nasıl ki, şartlarına uygun olarak yapılan ibadetlerin kabûlü hususunda tereddüde düşmüyorsak, şarlarına uygun bir tövbenin kabûlü için de tereddüt göste...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tövbe
« Posted on: 20 Nisan 2024, 13:48:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tövbe rüya tabiri,Tövbe mekke canlı, Tövbe kabe canlı yayın, Tövbe Üç boyutlu kuran oku Tövbe kuran ı kerim, Tövbe peygamber kıssaları,Tövbe ilitam ders soruları, Tövbeönlisans arapça,
Logged
14 Mart 2014, 03:11:47
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 14 Mart 2014, 03:11:47 »

Esselamü aleyküm ve rahnetullahi ve berakatuh; Paylaşım için teşekkürler.Rabim razı olsun...
Aslında bizler ne Ne kadar şanslıyız....
Ki tevbe ettiğimizde tevbemizi kabul eden ,özür dilediğimizde özrümüzü duyan,akşama kadar günaha da batsak akşam salih bir kalple pişmenlığımızı arz ettiğimizde affeden bir Rabbbimiz var...
Rabbim bizi bu nimetinden,yüce lütfundan mahrum bırakmasın.Bizlere nasuh ile,bir daha aynı hataya geri dönmemek üzere tevbe edebilmeyi nasip etsin...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 14 Mart 2014, 03:16:19 Gönderen: mevlüdekalınsaz »
Kayıtlı

11 Nisan 2015, 18:30:39
SeLiNaY 8
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1.465


« Yanıtla #2 : 11 Nisan 2015, 18:30:39 »

Allah bizleri yaptigimiz hataler ve gunahlar icin tovbe etmeyi nasip aylesin

Amin.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
11 Nisan 2015, 18:33:59
Haktann
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 934



« Yanıtla #3 : 11 Nisan 2015, 18:33:59 »

Ve Aleyküm Selam .
Yüce Rabbim Bizleri Tövbe Edenlerden Eylesin İnşallah .
Paylaşım İçin Allah Razı Olsun .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
11 Nisan 2015, 18:34:27
MELİKE 7D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 333



« Yanıtla #4 : 11 Nisan 2015, 18:34:27 »

ALLAH istmeden bile kötülük yaptığmızda tövbe ettirmeyi unutturmasın.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes