> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Kapak Konusu > Haydi çocuklar oyuna
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Haydi çocuklar oyuna  (Okunma Sayısı 974 defa)
06 Mayıs 2012, 20:05:24
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Mayıs 2012, 20:05:24 »



HAYDİ ÇOCUKLAR OYUNA!

Ekim 2011 73.SAYI

yun çocuğun yegane işi. Büyükler sabah işe gidiyor, çocuk oyuna… Hayal dünyasına değen her şey ve her yer çocuk için oyun, eğlenceli her nesne birer sevimli oyuncak. Oyunlarla tanıyor kendini, kendi dışındaki her şeyi. Oyuncaklarla anlatıyor duygularını. Oyunlarla büyüyor. Hayatın kendisi de küçük bir oyun. Belki de bu yüzden öğrenme oyunla başlıyor.

Şimdi çocuklara acıyor herkes, ne çok oyuncakları var ama sıcacık oyun arkadaşları yok diye. Hayatı boyunca hiç oyuncağı olmayan ama sokakta doya doya oyun oynamış, evde büyük sokakta küçük, dünün büyüklerinin oyuncak beğenmeyen çocuklarına acıyoruz hep birlikte. Bu gün ebeveyn olmuş pek çok kişiden kimi cebinde 5 taşını saklardı, kimi çıkarmaya kıyamadığı mavi bilyelerini.

Yıllar sadece semayı delip geçen rengarenk uçurtmalarla sevinçlerini uçuranları değiştirmedi, uçurtmaları, bilyeleri, birdirbirleri ve nicesini değiştirdi. Şimdi bu oyunlara ilişkin anıları olanlar “Beni büyük anne-dede sanacaksınız ama” diyerek söze başlıyorlar. Haklılar da aslında. Bu oyunları son oynayanlar yaş olarak büyükanne-büyükbaba olma yolundalar. 80’lerin medya patlamasıyla önce televizyon girdi sokak ile çocukların arasına, sonra internet. Şimdi toplu mesaj atmak, bilgisayarda silahlı oyun ya da barbinin süslü elbiselerini değiştirmek varken “Çocuğum git biraz da arkadaşınla 5 taş falan oyna” diyen bir anne “Deli misin?” diye bir cevap ya da dik bir bakışla karşılaşırdı herhalde. Çoğu kez anne babanın da katıldığı bu eski oyunlar hep nostaljik olarak mı yad edilecek bilinmez ama her halükarda ebeveynler oyun konusunda çocuklarına karşı çok daha toleranslı davranmak zorunda. Sanıldığı gibi oyunlar çocuğu sadece eğlendirmeye yaramıyor, psikolojik, fizyolojik, dil gelişimi olmak üzere pek çok açıdan çocuğu geliştirip hayata hazırlıyor.

ÇOCUK OYUNLA HAYATI VE KENDİNİ İFADEYİ ÖĞRENİYOR

Aileler oyunu sadece bir zaman israfı ya da çocuğu oyalayan bir eğlence şeklinde görmemeli, çocuğun gelişimi için yakalanması gereken önemli bir fırsat bilmeli. Çocukluğunu arkadaş ortamından mahrum eden ebeveynler onu sosyal gelişimle birlikte kişisel gelişimden de yoksun bırakmış olurlar. Çocuk oyun ile eğlenerek öğrenme sürecine giriyor ve oyun çocuğun yegane uğraşısı oluyor. İleride kendisini bekleyen toplumsal rollere ilişkin farkındalık kazanıyor. Oyun çocuğun eğitimine, milli ve ahlaki değerleri tanımasına yardımcı oluyor. Çocuk gelişiminde oyunun faydaları saymakla bitmezken bu faydalar ortalama 6 kategoride ele alınıyor: Bunlar; fiziksel fayda, psikolojik, pedagojik, sosyal, ahlaki ve kişisel fayda şeklinde başlıklandırılıyor. Oyunun çocuğun başta fiziksel gelişimi olmak üzere her dönem farklı bir gelişimini destekleyen etkisine bakılırsa insanın yaradılışındaki mucizelerin doğumdan sonra da devam ettiği oyun yardımıyla daha net görülebiliyor. Oyun yoluyla her şeyi öğrenen çocuk bu sayede fiziksel gelişimini de aşama aşama ilerletmiş, aynı zamanda yaşıtlarıyla oynamaktan zevk alarak yaşına uygun davranış motiflerini de öğrenmiş oluyor. Dil gelişimini de oyunla büyük ölçüde tamamlayan çocuk oyun aracılığıyla sevinçlerini, üzüntüsünü, düşlerini kurguladığı oyunlarına yansıtıyor.

ANNE BABA DA OYUNA KATILABİLMELİ

Çocukla beraber oynayan anne baba ve çocuk arasında günlük işlerin ve aktivitelerin dışında farklı bir iletişim gelişir. Anne baba çocuk için birer oyun arkadaşı olur. Bu roller birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlar. Çocuk bebeklerini ya da oyuncağını konuştururken aslında kendi dilini kullanmaktadır. Ebeveyn çocuğunu daha iyi tanır, onu oyun yoluyla eğitme imkanı yakalar. Sorunları varsa bu yolla daha kolay çözüme gidilir. Oyuncak bebeği konuşturan anne baba çocuğuna vermek istediği, sağlık, davranış ve temel bilgileri, ellerini yıkama, büyüklere karşı davranış vs. bu yolla çocuğa daha doğal bir mesaj iletir. Anne babayla oynanan oyunlar bu yönüyle bakıldığında ebeveyne çocuğu tanıtan birer ayna işlevi de sunuyor. Pek çok anne babadan duyarız: Bir hatası olduğunda annesinin işaret parmağını havada sağa sola sallayarak, çatık bir çift kaş ile “Hımm!” diye ikaz ettiği çocuk bu duruma içerliyor. Ağlıyor. Bir gün ev işleriyle meşgul olan annesinin yanında oyuncak bebeğiyle konuşurken onunla dertleşiyor: “Bebiş hımm! Anne bebişe kızdı, bebiş ağladı, ağlama bebiiş…”

EĞİTİMİN EN ÖNEMLİ AYAĞI OYUN İLE GERÇEKLEŞTİRİLİR

Oyun sayesinde çocuk sayılar, renkler, davranış kalıpları, ahlak değerleri gibi ömür boyu kendisine yardımcı olacak bilgileri öğrenir. Oyun çocuğun dünya, olaylar ve hayat hakkındaki bilgisini geliştirir. Doğruyu, yanlışı öğrenir. Büyüğe küçüğe nasıl davranılacağı hakkında fikir sahibi olur. Kabiliyetlerini tanır. Hatta ileriye dönük dünyasını da keşfedebilir. Denilir ki, Hz. Süleyman (a.s) çocukken mahkeme kurup hükümler vermiştir. Fatih Sultan Mehmet, bahçedeki havuzun iki yanına oyuncak gemiler yerleştirip bunları top atışlarıyla savaştırırmış.

OYUN ÇOCUĞUN ZİHNİNİ GELİŞTİRİR

Oyun çocuğun düşünce ve muhakeme kabiliyetini geliştirir. Konuya yoğunlaşabilme özelliği kazandırır, problem çözmeye teşvik eder. Oyun çocuklar için bir eğlence olmakla birlikte özellikle günümüz çocuklarının fiziksel gelişiminin de bir temel ihtiyacı olarak karşımıza çıkar. Oyun her yaş özelliğine göre değişmektedir. İlkokul çağı çocukları vakitlerinin büyük kısmını okul ile ev arasında geçirirler. Şehirlerde mahalle yaşantısından, ağaçlara tırmanıp enerjisini atabileceği bahçeli evlerden mahrum yaşayan çocuklar oyun olarak bilgisayarı tanımakta, en sadık oyun arkadaşı görmektedir. Bu durum kız ve erkek çocuk için değişmez. Erkek çocuklar bilgisayarda araba yarışları, ateşli silahlarla savaş yapan komandolarla oynarken kızlar barbilerle, prenseslerle oynar. Üstelik bu kusursuz güzel bebeklerin envai çeşit kıyafetleri, birbirinden şık ev dekorasyonu vardır. Saatlerce, güzelliğine hayran kaldığı bu sanal arkadaşına bir tuş yoluyla farklı farklı kıyafetler giydirebilir.

Çocuk dünyasında oynayıp eğlenmeye yarayan her şey bir oyuncaktır. Oyun ise eğlenceli vakit geçirme işi görürken belli kuralları da içerir. Çocuk gelişimi açısından oyun çocuğun dışarıdan bir baskıya maruz kalmaksızın kendi isteğiyle giriştiği tüm etkinliklerdir. Oyuncak ise bir ayağı düş dünyasında, diğer ayağı gerçek dünyayı yakalamaya çalışan bir köprüdür. (Oyun, Oyuncak ve Çocuk, ADÜ Tıp Fak. Dergisi) Yeni doğan bir bebek çevresine olduğu kadar kendisi hakkında da bilgi sahibi olmaya başlar. Ellerini ayaklarını ağzına götürür, el çırparak çıkan sese kulak verir. Çocuğun tüm yetilerini kazanması öncelikle oyun ve oyuncaklarla başlar. Bu nedenle oyun, çocuğa kendini anlatma, yeteneklerini anlama, dil, akıl ve motor becerilerini geliştirmede önemli bir araçtır. Montaigne bu durumu en iyi ifade edendir. Oyunun çocukların en gerçek uğraşısı olduğunu söyler. Oyunun çocuk sağlığı üzerindeki etkisini ailelere ifade etmek için bazı çocuk doktorları, çocuğun sağlık durumu hakkında aileyi bilgilendirme görevi kadar doktorun oyun hakkında da ebeveyni bilgilendirmesi gereğini savunurlar. Doktor Ayten Egemen, Özge Yılmaz ve İpek Akil, “Oyun-Oyuncak ve Çocuk” adlı çalışmalarında “Çocuğun gelişimi ve sağlığı açısından oyun ve oyuncak seçiminin önemi konusunda aileyi eğitmenin gereğinden bahsederler. Hatta bu konuda doktorların dahi bilmelerini önerdikleri önemli noktalar olduğuna işaret ederler.

OYUN BİR UYUMDUR

Pek çok psikolog arasından oyunu çocuk zihin gelişimi açısından en iyi tanımlayan Piaget, oyunun bir uyum olduğuna işaret eder. 0-2 yaş çocuğu için oyun kendi bedeni çevresinde ona en yakın olan kişi (annesidir) ve bir takım hareketleri tekrarlamak onun için oyundur. O yaşlardaki oyun “alıştırmalı oyun” diye tanımlanır. Bebek bazı hareketleri yineleyerek kendi bedeninin ve nesnelerin işlevlerini tanımaya çalışır. 2-12 yaşları arasında taklit en iyi oyun yöntemidir. Çocuk bu yolla öğrenme süreci içine girer. Hayatın doğal akışı içinde yaşayarak öğrenir ama onun için banyo yapmak, yemek yemek, uykuya dalmak gibi en temel aktiviteler bile birer oyundur. Piaget bu duruma “sembolik oyun dönemi” der. 12 yaşın üzerindeki çocuklar artık daha mantıklı ve gerçekçidir. Oyuna belli kurallar koyar ve kuralına göre oynar.

OYUNCAK BEBEK EVRENSELDİR AMA BARBİLER DEĞİL

İnsanlık tarihinde oyuncak bebek psikolojik etkileri açısından evrenseldir. Çocuk hangi coğrafyada yaşıyor olursa olsun kendi etnik kültürünü yansıtan oyuncak bebeklere ihtiyaç duyar. Bu duygu alışverişini iyi yakalayan anne babalar çocuk ile daha olumlu paylaşım yaşarlar. Bu konuda ilginç bir araştırma var. Sürekli sarı saçlı beyaz tenli bebekle büyüyen zenci kız çocuklarının büyüdüklerinde kendi görünümlerini kabullenmekte zorlandıkları görülür. Oyuncağın psikolojik gelişimi kadar çocuğun fiziksel, tarihi ve kültürel alt yapısında da yeri olmalıdır. Aslında zenci çocuklara kadar gitmeye de gerek yok. Günümüzün barbi oyuncakları kusursuz güzellikleriyle kız çocuklarının özdeşleşim kurdukları, taklit ettikleri bir ikon durumunda. Prenses görünümlü, renkli taçlı bebekler de aynı yanlışlığa işaret ediyor. Bugünün kız çocukları mini etekli, uzun topuklu barbilerini giydirirken büyüdüklerinde aynı kıyafetleri neden kendilerinin de giyemediğini ve neden o kadar uzun ve kusursuz bir bedene, sarı düz saçlara sahip olamadıklarını düşünerek depresyona giriyor.

Erkek çocuklar açısından durum daha kolay değil. Küçükken her gittiği yerde eline bir tabanca tutuşturulan çocuk büyüdüğünde bu aletin daha esaslısını taşımaya yeltendiğinde nasıl engellenip yaftalandığını görünce “Bu ne yaman çelişki” diyor. Oyuncağın çocuğun her dönem hayat...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Haydi çocuklar oyuna
« Posted on: 16 Nisan 2024, 23:48:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Haydi çocuklar oyuna rüya tabiri,Haydi çocuklar oyuna mekke canlı, Haydi çocuklar oyuna kabe canlı yayın, Haydi çocuklar oyuna Üç boyutlu kuran oku Haydi çocuklar oyuna kuran ı kerim, Haydi çocuklar oyuna peygamber kıssaları,Haydi çocuklar oyuna ilitam ders soruları, Haydi çocuklar oyuna önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes