> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Kapak Konusu > Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun  (Okunma Sayısı 1160 defa)
30 Temmuz 2011, 16:09:42
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 30 Temmuz 2011, 16:09:42 »



BIRAKIN ÇOCUKLARINIZI KENDİ KANATLARIYLA UÇSUNLAR

Haziran 2011 69.SAYI

EBEVEYNLER ÇOCUKLARINI BİRER PROJE VE YATIRIM ARACI GİBİ GÖRDÜKLERİNDEN YAŞLANDIKLARINDA DA KENDİLERİNE BAKMALARI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORLAR. BU YÜZDEN DE ALABİLDİĞİNCE KENDİLERİNE BAĞIMLI EVLATLAR YETİŞTİRİYORLAR. GİDECEĞİ OKULDAN SEÇECEĞİ MESLEĞE, EVLENECEĞİ KİŞİDEN OTURACAĞI SEMTE KADAR HER KONUDA ÇOCUKLARINA NEREDEYSE HİÇBİR SÖZ HAKKI TANIMAYAN, ÖZGÜVEN KAZANDIRMAK YERİNE SÜREKLİ KENDİNİ YETERSİZ HİSSETMELERİNE SEBEP OLAN O KADAR ÇOK AİLE VAR Kİ…

İntihar, adam yaralama, aile faciaları, trafik kazaları ve yangın haberleri hiç eksik olmaz gazetelerden, televizyonlardan. İbretle bakıldığında üçüncü sayfa haberleri toplumsal hayatımız ve aile ilişkilerimiz konusunda çok ciddi bir uyarıcı olma özelliği taşıyor. Ama çoğu zaman bizim başımıza gelmediği için şükreder ya da içten içe garip bir rahatlama duyarız bu tür haberleri okuduğumuzda. Halbuki asıl olan insanların hangi hatalar yüzünden böylesi büyük acılar yaşadığını görebilmek ve okuduğumuz, günler boyunca haber bültenlerinde izlediğimiz olaylardan dersler çıkarabilmek. Geçtiğimiz aylarda medyanın günlerce gündeminden düşürmediği toplu intiharlar da bu açıdan son derece önemli bir olaydı.

Kahramanmaraş’ta yaşayan ve çok yakın bir zamanda annelerini kaybeden Raden (31), Rulin (30), Sajen (27) ve Beraris (26) isimli dört kardeş toplu olarak intihar etti. Dördü de yüksek öğrenim görmüş, meslek sahibi, yetişkin bu gençlerin en dikkat çekici özellikleri hayatlarının merkezine annelerini oturtmuş olmalarıydı. Bu yüzden annelerinin vefatının ardından büyük bir boşluğa düştükleri söylendi ölümlerinin ardında. Üniversite eğitimi almış olmalarına rağmen sosyalleşememiş, akrabalık, komşuluk ve arkadaşlık ilişkileri geliştirememiş bu genç insanların hayatlarındaki tek ve biricik sevgi merkezleri anneleri olmuş. Bu sevgi giderek bağımlılık halini aldığı için de anneleri bir hastalık sonucu vefat ettiğinde bunalıma girmişler. İlk intihar denemelerinde başarısız olunca bir kez daha tekrarlamışlar girişimlerini ve ne yazık ki hayatlarını kaybetmişler.

BAĞLILIK İSTERKEN BAĞIMLI HALE GETİRMEK


Anne baba sevgisi, onlara bağlılık elbette her evlatta fıtraten varolan hasletler. Anadolu geleneğinde evlada olan düşkünlük ve evlatların da yeni bir yuva kursalar da aileleriyle kuvvetli bağlarından vazgeçemeyişleri aile kurumunun her geçen gün daha da yozlaştığı bir ortamda çok büyük önem taşıyor. Ama anlaşılan o ki aileler zaman zaman bağlılık ve bağımlılık arasındaki dengeyi tutturamıyorlar. Hangi anne baba istemez ki ahir ömründe evlatlarının yanı başında olmasını, her daim maddi manevi desteğini göstermesini? Bu elbette her evladın da görevi…

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta belki de anne babaların çocuklarını yetiştirirken onları birer mülk gibi görmemeleri, birer birey olduklarını hissettirmeleri. Ebeveynler çocuklarını birer proje ve yatırım aracı gibi gördüklerinden yaşlandıklarında da kendilerine bakmaları gerektiğini düşünüyorlar. Bu yüzden de alabildiğince kendilerine bağımlı evlatlar yetiştiriyorlar. Gideceği okuldan, seçeceği mesleğe, evleneceği kişiden, oturacağı semte kadar her konuda çocuklarına neredeyse hiçbir söz hakkı tanımayan, özgüven kazandırmak yerine sürekli kendini yetersiz hissetmelerine sebep olan o kadar çok aile var ki… Böyle ailelerden yetişen çocuklar da yetişkin olduklarında karşılarına çıkan sorunlarla baş etme konusunda çoğu zaman yetersiz kalıyorlar. Sürekli ailelerin koruması ve müdahalesine alışık olduklarından çoğu zaman kendi başlarına karar almaktan bile korkar hale geliyorlar.

BAĞLI ÇOCUK ATALARINI REDDETMEZ


Peki, aileye bağlılık ve bağımlılık arasındaki o ince çizgi nerede başlıyor, nerede bitiyor? Psikiyatri uzmanı Dr. Barış Önen’e sorduğumuzda ailesine bağlı çocuğu birçok durumda sorumluluk alabilen, kendi hayatıyla ilgili plan yapabilen atalarını ise reddetmeyen çocuk olarak tanımlarken aileye bağlı çocuğun aileden biraz uzaklaşsa da hep geri döneceğine dikkat çekiyor. Dr. Önen’e göre bağımlı çocuk ise hayatın sorumlulukları karşısında kendisini güçsüz hisseder, en basit sorunları çözme konusunda dahi yetersiz kalır.

Psikolojik danışman Rukiye Karaköse de bizim aile yapımızın büyük oranda bağımlılığı oluşturmaya ve beslemeye yatkın olduğuna dikkat çekiyor. Buna karşılık batılı aile ve insan tipinin de aşırı bağımsız, bireyselliğini bencilliğe vardırabilen bir insan tipi olduğunun altını çizen Karaköse bağlılık ve bağımlılık arasındaki ince çizgiyi şöyle tarif ediyor: “Bağlılık sağlıklı iken bağımlılık sağlıksızdır. Kişi sorunlarının çözümünde inisiyatif alamıyorsa, kendi başına karar veremiyorsa, yaşamını anlamlandırmak ve sürdürmek için birinin-birilerinin desteğine çok fazla ihtiyaç duyuyorsa bağımlıdır. Bu ölçütler ışığında bağlılık ve bağımlılığı birbirinden ayırabiliriz.”

Çocuklarımızı büyütürken onlara “Allah’ın emaneti” gözüyle bakmaya başladığımızda kendimize bağımlı hale getirmekten de vazgeçeriz. Onları bize verenden haberdar olduğumuzda onların kader takvimini belirleyenin de Yaradan olduğunu daha net görmeye başlarız. Böylece çocuklarımız tıpkı bizim gibi düşe kalka, hatalar yapıp doğruyu görerek imtihan dünyasında yol almaya başlarlar.

BAĞIMLI ÇOCUK HER ŞEYİ AİLEDEN BEKLER

Dr. Barış Önen Ünsalver / Psikiyatri Uzmanı / Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi

Anne ve babadan oluşan çekirdek aile, çocuğu ana rahmine düştüğü andan itibaren koruyan, kollayan, hayatta kalmasını sağlayan temel yapıdır. Çocuk ailenin verdiği sevgi ve ilgiyle serpilir. Ailenin vazifesi çocuk kendi ayakları üzerinde durur hale gelene kadar ona rehberlik etmek ve vakti geldiğinde aileden uzaklaşıp kendi doğru ve yanlışlarını bulmasını sağlayacak zemini oluşturmaktır. Böyle bir ailede yetişen çocuk birey olmayı başarırken diğer yandan kendisine temel oluşturmuş, bir bakıma toprağa sağlam tutunmasını sağlamış olan köklerini unutmaz. İşte aileye bağlı bir çocuk saygı çerçevesi içinde gerektiği durumda ailesine kendi doğrularını, kendi isteklerini sunar, belki tartışır ama onlarla inatlaşmaya girmez, hakaret etmez, onları suçlamaz.  Bağımlı çocuk ise duygusal tepkiler verir, ağlar, isyan eder, ya da içe kapanır. Herşeyini aileden beklemektedir. Karar vermesi çok zordur. Seçeceği mesleği, eşi, evi ailesine bırakır. Sonra da bu seçimlerden mutsuz olduğunda aileyi suçlayıcı olabilir. Aileye bağımlı çocuk hayattan korkar. Bu nedenle adım atmakta zorlanır.

Ailenin çocuğunu “çocuk” gibi görmesinde kastedilen aslında çocuğun ayrı bir kişiliği, karakteri, mizacı, kendine ait seçimleri olabileceğini kabul edememektir. Ebeveyn çocuğu kendisinin bir uzantısı gibi görme eğilimindeyse çocuğun büyüyüp farklılaşmasını anlayamaz. Çocuğa kıyamamak, onun her istediğini yerine getirmek, her zorlandığı konuda hemen çözüm üretmek çocuğun gerçekten ruhsal yönden büyümesini engeller ve ileri yaşta yetişkin bedeninde bir çocuk olur. Böyle bir durumda da yetişkin birey olamayıp aileye bağımlı bir kişilik gelişecektir.

Çocukların gelişim düzeyleri iyi takip edilerek ve hatta gerekirse bir çocuk psikoloğundan danışmanlık alarak yaşa uygun sorumluluk verilmelidir. Çocuk 2-3 yaşından itibaren kendisi ve evle ilgili sorumluluklar alabilir. Kendi odasını toplayabilir, temizliğe, alışverişe, yemek yapımına yardımcı olabilir. Ebeveyn zorlamadan bu tür taleplerde bulunur ve çocuğun ortaya koyduğu işi eleştirmezse çocuk daha fazla sorumluluk almak isteyecektir.

Çocuğun sorunlarını çözme becerisi için ona fırsat verip aile biraz beklemeli, çocuğun çaresiz kaldığı ya da gelişim düzeyini aşan durumlarda müdahale ve yardım etmeli. Çocuklar isteklerini ya da seçimlerini dile getirdiğinde aile önce dinleyip anlamaya çalışmalı, hemen itiraz edip kızıp bağırıp ya da eleştirip çocuğun kendisini değersiz hissetmesine neden olmamalı. Çocuğun ilgi duyduğu alanlarda gelişebilmesi için teşvik edici olmalı.

AİLE YAPIMIZ BAĞIMLILIĞI BESLİYOR

Psikolojik Danışman Rukiye Karaköse

Ailedeki ana baba tutumları bizim hayatı ve dünyayı nasıl algılayacağımızın temel belirleyicilerindendir. Eğer ebeveynin tavrı aşırı koruyucu ise bu durum bağımsız bir kişilik yapısı geliştirmeye engel olur. Verilen mesaj, “Sen kendini koruyamazsın, seni ancak biz koruruz” şeklinde, çocuğun özgüvenini geliştirmeyen türden bir algıya yol açar.  Doğu toplumlarında bireyselliği geliştiren değil de bağımlılığı besleyen bir aile içi yapının varlığından söz edebiliriz. Eğer yetişkin bireyi ebeveyni hala ‘çocuk’ olarak görüyorsa bu muamele ile büyüyen birey de ister istemez pek çok açıdan ‘çocuk’ kalacaktır. Kendi başına karar veremez, hayatına yön vermekte zorlanır, sürekli desteğe ihtiyaç duyar.

Çocuğumuza sevgimizi mutlaka hissettirmeliyiz. Sevgiyi verirken çocuğumuzun özgürlüğüne saygı duymalı ve bizden ayrı bir birey olduğunu unutmamalıyız. Kendi kararlarını almasına fırsat tanımalı, teşvik etmeli, yüreklendirmeliyiz. O bizim bir uzantımız değil, kendi seçimlerini yapabilecek bizden ayrı bir varlık, bunu zaman zaman kendimize hatırlatmalıyız. Aşırı koruyan ve kollayan tavırlar doğru değildir. Çocuğa “Sen acizsin ve bize bağımlısın” mesajı verir. Bunun yerine “Sen kendini koruyabilirsin, yapabilirsin, başarabilirsin” mesajları ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun
« Posted on: 19 Nisan 2024, 12:22:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun rüya tabiri,Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun mekke canlı, Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun kabe canlı yayın, Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun Üç boyutlu kuran oku Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun kuran ı kerim, Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun peygamber kıssaları,Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcun ilitam ders soruları, Bırakın çocuklarınız kendi kanatlarıyla uçcunönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes