> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar >  İbâdet vecdiyle yaşamak
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İbâdet vecdiyle yaşamak  (Okunma Sayısı 1710 defa)
03 Kasım 2010, 12:59:43
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 03 Kasım 2010, 12:59:43 »



Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından -24- İbâdet Vecdiyle Yaşamak



Ramazan’daki ibâdetlerimizin kabûlünün delîli; Ramazan’dan sonraki hâl ve istikâmetimizdir…

Cenâb-ı Hak, mübârek günleri ve bilhassa Ramazân-ı şerîfi, kulluk hayatımızı gözden geçirerek eksiklerimizi telâfî etmemiz, iyiliklerimizi daha da artırmamız için husûsî fırsatlar olarak lutfetmiştir. Bu gibi rûhânî fırsat demlerinde gündüzleri oruçla, Kur’ân tilâvetiyle, hayır-hasenatla; geceleri de teheccüd, tefekkür, zikir, şükür, duâ ve istiğfarla ihyâ etmemize büyük ecirler vaad etmiştir.

Aslında bu gibi zamanlara verilen bu ilâhî teşvikler, Hak Teâlâ’nın biz kullarına ömrümüz boyunca yaşamamızı emrettiği makbul bir ibâdet hayatının temelini teşkil edecek mâhiyettedir. O mübârek zamanlarda kazanılan ibâdet vecdini ve yüksek kulluk kıvâmını bütün bir yıla yayabilmemiz için mânevî bir eğitimdir.

İBÂDETİN MEYVELERİ

Ramazân-ı şerîfte girilen yoğun ibâdet iklîmi ve erişilen müstesnâ kulluk kıvâmı, ekilen bir tohum gibidir. Bu tohumun tutup tutmadığı, yılın diğer aylarında filizlenerek, yapraklanıp çiçeklenerek ve meyveler vererek kendini gösterecektir. Yani Ramazan’da kazandığımız güzel hasletleri ve kalbî olgunluğu, Ramazan’dan sonra ne kadar devam ettirebildiğimiz, o ibâdetlerimizin Hak katındaki makbûliyet seviyesini göstermektedir.

Bu itibarla, tuttuğumuz oruçların, kıldığımız terâvihlerin, verdiğimiz fitre, zekât ve sadakaların, okuduğumuz mukâbelelerin Hak katında makbul olup olmadığını anlamak için, bunların Ramazan’dan sonraki hâlimiz üzerindeki yansımalarına dikkatle bakmalıyız:

Oruçlar ve sadakalar; bizi takvâya, şefkat ve merhamete, vicdan hassâsiyetine eriştirmeliyken, şâyet bu hisler kalplerimizde yeterince inkişâf etmemiş ve rûhumuz incelmemişse, orucu kâmil mânâda tutamamışız, sadakayı âdâbına riâyetle verememişiz, bu ibâdetlerden almamız gereken dersi alamamışız demektir.

Makbul bir namaz, insanı kötülüklerden alıkoyar. Beş vakit farz namaz ve onlara ilâveten kıldığımız nâfile namazların kabûl olup olmadığını anlamak istiyorsak, yaşayışımızda günahlardan ne kadar uzak kalabildiğimize bakmak kâfîdir.

Cenâb-ı Hakk’ı lâyıkı vechile zikredebilenlere, nefs ve şeytanın iğvâları zarar veremez. Zira zikrullah, bu iki düşmana karşı insanı sağlam bir kale gibi korur. Âyet-i kerîmede, şeytanın nefsâniyeti tahrik ederek insanları gaflete sürükleyeceği ve onların mallarına ve evlâtlarına ortak olacağı beyân edilmektedir.[1] O hâlde nefs ve şeytanın tasallutundan ne kadar korunabildiğimizi anlamak için hâl ve davranışlarımızı, beşerî münâsebetlerimizi, âile hayatımızı, evlâtlarımıza nasıl bir terbiye verdiğimizi, iktisâdî hayatımızı vs. dâimâ gözden geçirmeliyiz. Nefs ve şeytanın bunlar üzerinde bir hissesi olup olmadığını tefekkür etmeliyiz.

SEHERLERDEN FEYZ ALMAK…

Yine Ramazân-ı şerîf boyunca sahurlar vesîlesiyle, bir nevî seherlerden feyz alma tâlimi görmüş oluyoruz. Ramazan’dan sonraki gecelerde de Rabbe husûsî bir yakınlık vesîlesi olan, Allah muhabbeti ve korkusu ile gözyaşı dökülen, affın kabûl olduğu, rûhânî tekâmülün arttığı o kıymetli vakitleri; teheccüd, zikir, istiğfâr ve duâ ile ihyâ etmeye gayret göstermek îcâb eder.

Seherleri ihyâ; gönlü ibâdet vecdiyle dolu Hak dostları ve sâlih mü’minler nazarında doyumsuz bir mânevî lezzettir. Nitekim Şeyh Seyfeddin Hazretleri’nin şu hâli, bunun en güzel misallerinden biridir:

İmâm-ı Rabbânî’nin torunu olan Şeyh Seyfeddin Hazretleri, bazı geceler iki rekâtta hatim indirir ve Rabbiyle o husûsî mülâkatta gark olduğu hazzın hiç bitmemesi iştiyâkıyla:

“Allâh’ım doyamıyorum, geceler ne kadar da kısa!..” diye ilticâ ederdi.

Yine Ali el-Masîsî -rahmetullâhi aleyh- de hayatının sonlarına doğru:

“Kırk yıldır beni üzen tek şey, sabahın olmasıdır.” buyurmuştur. Zira o da seherlerdeki rûhâniyetin doyumsuz lezzeti içinde sabahlayan bahtiyar kullardandı.

Yine Hak dostlarından Bişr-i Hafî Hazretleri’nin ibâdet gayretini yansıtan şu misal, ne kadar da ibretlidir:

Bir kimse Bişr-i Hafî’ye gelerek:

“–Gecenin bir saatinde olsun istirahat etseniz.” dedi. O ise şu karşılığı verdi:

“–Allah Teâlâ’nın geçmiş ve gelecek bütün günahlarını bağışladığı Rasûlul­lah r geceleri mübârek ayakları şişinceye kadar ibâdet ettikleri hâlde, ben nasıl uyuyabilirim?! Çünkü ben bir tek günâhımın bile, Allah Teâlâ tarafından bağışlanmış olduğunu bilmiyorum!..”

İşte Hak dostları, vârisi oldukları Rasûlullah r Efendimiz’in, çok şükreden bir kul olabilme iştiyâkıyla geceleri sabahlara kadar nasıl bir ibâdet vecdi içinde olduğunun şuuruyla, dâimâ Efendimiz’in hâline yaklaşabilme gayretini göstermişlerdir.

Rasûlullah r Efendimiz, en meşakkatli zamanlarda ve hattâ seferlerde bile teheccüd namazını ihmâl etmemiş, büyük bir îtinâ ile ona devam etmiştir. Ümmet-i Muhammed olarak bizlerin de, Ramazan’dan sonra da seherlere göstereceğimiz alâka; “Kişi sevdiğiyle beraberdir.”[2] hadîs-i şerîfi muktezâsınca, Rasûl-i Ekrem r Efendimiz’e olan muhabbetimizin en güzel ifâdelerinden biri olacaktır.

Velhâsıl Ramazân-ı şerîf, kulu güzel ahlâka, sâlih amellere ve fazîlet dolu bir hayata hazırlar. Bizim Ramazan’dan gerçekten istifâde edebildiğimizin delili; Ramazan’dan sonraki yaşantımızın, Ramazan’dan öncekine göre rızâ-yı ilâhîye daha muvâfık olmasıdır.

İBÂDETTE REHÂVET YOK!..

Unutmamak gerekir ki müslümanlık, belli zamanlara has bir merâsim değil, ömürlük bir takvâ hayatıdır. Ramazân-ı şerîften sonra ibâdet hayatımız husûsunda rehâvete kapılmamak, o ayda kazanılan güzel hasletleri ve mânevî hâtıraları unutmamak, hâlisâne niyet ve amelleri terk etmemek ve böylece Ramazan’ın rûhâniyetini muhâfaza ederek bir dahaki Ramazan’a aynı gönül feyziyle ulaşabilmek îcâb eder. Bu şekilde bütün bir ömrü, Ramazan rûhâniyeti içinde geçirmek gerekir.

Nitekim Ramazan bayramı biter bitmez hemen altı günlük Şevval oruçlarının müstehab kılınması, bir taraftan vücûdu kademe kademe normal düzenine alıştırmaya vesîle olurken, asıl olarak Ramazan’daki oruç rûhâniyetini nâfilelerle devam ettirmeyi telkin eder. Durumu müsâit olanlar için Kamerî ayların on üç, on dört ve on beşinci günleri ile haftanın Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmak da böyledir.

Yine unutmamak gerekir ki ilâhî rahmet, her an tecellî hâlindedir. Mühim olan, o rahmete ulaştıracak vesîlelerin arayışı içinde bulunabilmektir. Bu cümleden olarak nâfile oruçlara devam etmenin yanı sıra, engin bir infak heyecanıyla fakir-fukaranın gönlünü alarak kalbimizdeki merhamet duygularını canlı ve tâze tutabilmek; sadaka, zekât ve hayır-hasenatlarla gariplerin, yetimlerin, muhtaçların yanıbaşında olmak, bir hastayı ziyaret edip ıztırâbını hafifletmek, cenâze teşyîine katılmak, ümmetin dertleriyle dertlenip Allah için fedâkârlık ve hizmette bulunmak, hep ilâhî rahmeti tuğyân ettiren müstesnâ güzelliklerdir. Nitekim Efendimiz r de:

“Ashâbım! Bugün bir yetim başı okşadınız mı? Bir hastayı ziyâret ettiniz mi? Bir cenâze teşyîinde bulundunuz mu?..” diye sık sık sorarlardı.

Bu gibi ictimâî ibâdetlerin yanı sıra, devamlı abdestli olup ibâdet rûhâniyetini muhâfazaya da gayret etmelidir. Zarûret olmasa bile her namaz vakti abdest tâzelemek “nûr üstüne nûr” olduğundan Rabbimizin rızâ ve muhabbetine vesîledir.

Peygamber Efendimiz r de Mekke’nin fethi gününe kadar her namaz vaktinde abdest tazelerdi. O gün ise beş vakit namazın hepsini bir abdestle kılarak, bozulmadığı sürece bütün namazları tek bir abdestle kılmanın câiz olduğunu fiilen tebliğ buyurmak maksadıyla bu şekilde hareket etmişlerdir.

Peygamber vârisi Hak dostlarından Sâmi Efendi Hazretleri de, sahip olduğu yüksek ihsan ve murâkabe hissiyâtının da tesiriyle, abdestsiz durmamaya büyük bir titizlik gösterir ve her namaz için abdest tazelerdi. Biz de bu güzel hâlleri yaşamaya gayret etmeliyiz.

Yine rızâ-yı ilâhînin arayışı içinde olunduğu takdirde, erkekler için bilhassa cemaatle namaza devam etmek, müstesnâ bir rahmet vesîlesidir. Ne zaman olursa olsun, kalp ve beden âhengi içinde icrâ edilen bütün ibâdetler, Cenâb-ı Hak ile beraberlik anlarıdır. Mârifetullâha vesîle olan ilim, irfan, zikir ve sohbet meclisleri de gönlün ilâhî huzur ile dolduğu anlardır.

İşte Ramazan’daki ibâdet vecdini hayat boyu sabır ve istikrâr ile devam ettirip Kur’ân ve Sünneti hayatımızın her safhasına aksettirmeye muvaffak olabilirsek, Cenâb-ı Hak, şu hadîs-i kudsînin muhtevâsına girmeyi -inşâallah- bizlere de lutfeder:

“…Kulum kendisine farz kıldığım amellerden daha sevimli herhangi bir şeyle Bana yakınlık kazanamaz. Kulum Bana, (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibâdetlerle durmadan yaklaşır, nihâyet Ben onu severim. Kulumu sevince de (âdeta) Ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum…” (Buhârî, Rikâk, 38)

Velhâsıl kulluk vazîfeleri husûsunda sırf belli dönemlerde değil, her dâim gayretli olmak îcâb eder. Gevşeklik, rehâvet, tembellik ve ihmalkârlıktan ve kazanılan ibâdet vecdini kaybetmekten, son derece sakınmak gerekir. Nitekim Rasûlullah r Abdullah bin Amr bin Âs’a şu tavsiyede bulunmuştur:

“–Abdullah! Falan adam gibi olma! Çünkü o, gece ibâdetine devâm ederken artık kalkmaz oldu.” (Buhârî, Teheccüd, 19)

Yine “Rasûl-i Ekrem r Efendimiz’in en çok sevdiği ibâdet, sahibinin devamlı yaptığı ibâdet idi.”[3]

Demek ki Kur’ânî tâbiriyle; “İpliğini sağlamca büktükten sonra, ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İbâdet vecdiyle yaşamak
« Posted on: 20 Nisan 2024, 14:05:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İbâdet vecdiyle yaşamak rüya tabiri, İbâdet vecdiyle yaşamak mekke canlı, İbâdet vecdiyle yaşamak kabe canlı yayın, İbâdet vecdiyle yaşamak Üç boyutlu kuran oku İbâdet vecdiyle yaşamak kuran ı kerim, İbâdet vecdiyle yaşamak peygamber kıssaları, İbâdet vecdiyle yaşamak ilitam ders soruları, İbâdet vecdiyle yaşamak önlisans arapça,
Logged
04 Mart 2011, 14:27:37
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 04 Mart 2011, 14:27:37 »

Bugün hâlimizi iyi düşünelim ki, yarın elde kalan, hasret ve ziyanlık olmasın. Hakk’ın kıymetli kullarının yaptıkları gibi, seher vaktinde kalkıp, gözlerden hasret gözyaşları akıtmayı, canhıraş bir gayretle ibâdet ve kullukta bulunmayı Hak Teâlâ nasîb eylesin...”

Rabbimiz, hayatımızı dâimî bir kulluk vecdiyle sonsuz bir Ramazan rûhâniyeti içinde yaşayabilmemizi, ilâhî dostluk ve yakınlığa nâil olarak son nefesimizi ebedî bir bayram sabahının huzur ve saâdetiyle verebilmemizi nasîb ve müyesser eylesin!
Âmîn…


  Amin..Amin..Amin..Allah razı olsun..İstifade edebilmeyi Rabbimden dilerim..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Ekim 2016, 20:23:58
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 03 Ekim 2016, 20:23:58 »

Aleykumselam.Allahin emir ve yasaklarina uyan ve ibadetlerini farza uygun sekilde ve vaktinde yapip feyzine eren kullardan olalim inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Ekim 2016, 21:39:35
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 03 Ekim 2016, 21:39:35 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah.  Rabbim bizleri ibadet bilincini güzel anlayan ve yaşayan kullarından eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Ekim 2016, 22:28:44
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #4 : 03 Ekim 2016, 22:28:44 »

  Aleyna Ve Aleykümüsselăm. İnsan Allah'ın Rızasını umarak ibadetin güzelliğinin farkında olarak hareket ederse gerçek huzura erişmiş olur elhamdülilah. Mevlam bizleri bu güzelliğe erdirmek nasip etsin inşaAllah. Amiiin
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes