> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri  > Üstünlük Meselesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Üstünlük Meselesi  (Okunma Sayısı 733 defa)
09 Eylül 2011, 16:45:29
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 09 Eylül 2011, 16:45:29 »



Hakimlerin Müftülerden, Devlet Başkanlarının Hakimlerinden Üstün Olması


Hakimlik vazifesi yapan hakim ile müftülük vazifesi yapan müftünün ec ri birbirine denk midir, sorusuna şöyle cevap veririz: Hakimin ecri daha bü­yüktür. Çünkü hakim adeta hem fetva veriyor hem de bunu zorla uygulatı­yor. Dolayısıyla birincisi verdiği fetvadan ötürü diğeri bunu zorla uygulat­masından ötürü olmak üzere iki ayrı ecir alır. Bu durum fetva ve hükmün verildiği olayın birbirine denk olması halinde geçerlidir. Hakim ve müftü­nün ecirleri ayrıca verdikleri hüküm ve fetva sonucu elde edilen maslahat ve izale edilen mefsedete göre de farklılık arzeder.

Hakimin hüküm vermekle meşgul olması, müftünün fetva vermekle meş­gul olmasından daha faziletlidir. Devlet başkanın ecri ise hem hakimin hem de müftünün ecrinden daha fazladır. Çünkü onun sayesinde elde edilen maslahat ve izale edilen mefsedet daha fazla ve daha geneldir. Bundan dola­yı sahih bir hadiste şöyle buyurulmuştur: "Allah'ın gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı günde O, yedi grup insanı gölgesinde gölgelendirir; ada­letli devlet başkanı"[18] Yüksek mertebede olduğu için hadiste önce adalet­li devlet başkanı zikredildi.

Müslümanlar velayetlerin, Allah (cc)'a yapılan itaatlerin en üstünlerinden olduğunda icma etmişlerdir. Hakkı gözeten veliler sair insanlara nazaran en büyük ecir ve en yüce mertebeye nail olurlar. Çünkü onlar sayesinde gözeti­len hak ve izale edilen haksızlıkların sayısı çoktur. Mesela bir söz söylemek­le binlerce zulmü aynı anda izale edebiliyor ya da binlerce maslahatı gerçek­leştirebiliyorlar. Görüldüğü gibi çok basit bir sözle çok büyük ecir kazanı­yorlar.

Kötü valilere ve zalim hakimlere gelince; bunlar Allah katında günahı en büyük ve derecesi en düşük olan kimselerdir. Çünkü onlar çok büyük mef-sedetlerin gerçekleşmesine ve maslahatların ortadan kalkmasına sebep olur­lar. Mesela bir söz söylemekle bu sözün meydana getireceği mefsedetin ge­nelliğine ve izale edeceği maslahatların genelliğine göre binlerce günaha gi­rerler. Bu ne büyük hüsranla sonuçlanan bir alışveriş, ne kadar faydasız bir ticarettir!

Buna şu misaller verilebilir: yöneticinin bir grup müslümamn öldürülme­sini, mallarına el konulmasını, mallarının vergi olarak toplanmasını, fuhuş, içki ve benzeri göklerin ve yerin Rabbinin gazabına sebep olacak haramların yapılmasını emretmesi böyledir. Adil bir yönetici, zalim yöneticinin yapıl­masını emrettiği bu haramların iptal edilmesini emrederse, bu mefsedetlerin izale edilmesine sebep olduğu için sevap kazanır. Sevabın derecesi izale edi­len mefsedetlerin azlığı, çokluğu, genelliği ve şümulüne göredir. Bu ne çok kazandıran bir gayret ve ne kârlı bir alışveriştir! Resullerin efendisi şöyle bu­yurmuştur: "Adil olanlar Allah katında nurdan minberler üzerinde Rah-man'ın sağında olacaklardır. Rabbimin her iki eli de sağdır." [19]

Sonuç olarak şu söylenebilir: adil olan devlet başkanı, vali ve hakimin di­ğer insanlardan daha fazla ecir aldıklarında müslümanlar icma etmişlerdir. Çünkü onlar önemli tüm maslahatları gerçekleştirip birçok kimseyi ilgilen­diren mefsedetleri izale ederler.

Devlet başkanı umumî maslahatların gerçekleştirilmesi ve mefsedetlerin izalesini emrettiğinde, gerçekleşmesine vesile olduğu maslahatlar ve engel olduğu mefsedetlerden ötürü sevap kazamr. Tüm bunları tek bir sözle yap­sa bile vesile olduğu her bir maslahat için ayrı ayrı sevap kazanır. Maslahat­ların gerçekleştirilmesi ve mefsedetlerin izalesi konusunda devlet başkanı­nın yardımcıları da aynı şekilde sevaba nail olurlar.

Devlet başkanı cihadı emrettiğinde, orduya bu emri vermesi hasebiyle ci­hadın maslahatlarının elde edilmesine sebebiyet vermiş olur. Bizzat savaşan kimsenin ecri devlet başkarunkinden daha üstündür. Çünkü devlet başkanı cihadın maslahatları için vesiledir, savaşan ise maslahatları bizzat gerçekleş­tirendir. Ancak şu da bir gerçek ki devlet başkanının aldığı ecrin tamamı tek bir mücahidin ecrinden fazladır. Mesela bin kişi savaşmışsa, her biri bizzat savaşmış olmanın ecrini alırken devlet başkanı bin kişinin savaşmasına sebe­biyet verdiğinden ötürü her biri için ayrı ayrı ecir alır. Bin kişinin savaşma­sına sebebiyet vermekten ötürü alman ecir tek bir kişinin bizzat savaşarak al­dığı ecirden daha fazladır. Çünkü cihadın maslahatları aynı zamanda bu se­bebiyet verme sayesinde gerçekleşir. Devlet başkanının bir tek kişiye savaş­mayı emrettiği farzedilirse ve o kişi savaşıp emredilen maslahatı gerçekleşti­rirse, şüphe yok ki bizzat savaşan kişinin ecri ona savaş emri vereninkinden daha fazladır.

Hakimin yardımcılarından birine emir vermesi böyle değildir. Çünkü ha­kim, davayı ve davalının cevabını dinleme, delilleri dinleme ve onları değer­lendirip karar verme işleriyle bizatihi meşgul olur. Dolayısıyla hakim bir da­vada sevap kazanılacak bir çok iş yaparken onun herhangi bir yardımcısı sadece bir iş yapar. Müftüler ise fetva işiyle meşgul olduklarından ötürü sevap kazanırlar. Alacakları sevap, verdikleri fetvaların çokluğu, azlığı, genelliği ve hususiliğine göre farklılık arzeder.

Şöyle bir soru sorulabilir: müftünün verdiği fetvalar çok olup hakimin verdiği hükümler az olursa hangisinin ecri daha fazla olur?

Buna şöyle cevap veririz: gerçekleştirdikleri maslahat ve izale ettikleri mefsedetlere bakılır, hangisi daha üstün ve faziletli ise onu gerçekleştirenin ecir ve sevabı da daha büyük olur. Burada her birinin çektikleri meşakkate değil gerçekleşen maslahatların iyilik ve izale edilen mefsedetlerin kötülük derecesine bakılır.

Bir kimse için bir dinardan ötürü on kere aracılık eden kimse, bir dir­hemden ötürü yüz kere aracılık edenden daha fazla sevap alır. Yine kısa-sen Öldürülme cezasına çarptırılan bir kimsenin affedilmesi için on kere aracılık yapan kimse, kısasen parmağı kesilecek kimsenin affedilmesi için yüz kere aracılık yapan kimseden daha fazla sevap alır. Kısasen öldürül­me cezasının affedilmesine aracılık daha kolay bir şekilde gerçekleştirilmiş olsa bile bir uzvun kesilmesinin affı için daha fazla aracılık etmekten daha üstündür.


[18] Bulıari, Ezan, 2/143

[19] Müslim, Imare, 3/1458. Bu, müteşabih hadislerdendir. "Sağ el" tabiri Arap dilinde kuvvet, İkti­dar, saltanat, hakimiyet, sahip olma gibi anlamlara gelir. Hadiste de Allah'ın her bakımdan kuv­vet ve hakimiyet sahibi olması dile getirilmiş olmalıdır. Doğrusunu Allah bilir.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Üstünlük Meselesi
« Posted on: 29 Mart 2024, 14:38:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Üstünlük Meselesi rüya tabiri,Üstünlük Meselesi mekke canlı, Üstünlük Meselesi kabe canlı yayın, Üstünlük Meselesi Üç boyutlu kuran oku Üstünlük Meselesi kuran ı kerim, Üstünlük Meselesi peygamber kıssaları,Üstünlük Meselesi ilitam ders soruları, Üstünlük Meselesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes