> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Marifetname > 28.bölüm
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 28.bölüm  (Okunma Sayısı 792 defa)
11 Mayıs 2011, 22:51:51
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 11 Mayıs 2011, 22:51:51 »



28.BÖLÜM

ONUNCU BÖLÜM

Bileşiklerin oluşum keyfiyetini, yani tam bileşik cisimler olan üç bileşiği

(mevalid-i selâse) ki maden, bitki ve hayvandır. Hepsini yedi madde ile

açıklar.

 
Birinci Madde
 

Tabiilerden bulunan bileşikleri tümünün asıllarını ve maddelerini; tam

mürekkep cisimlerin cinslerini ve nevilerini toplucu bildirir.

 
Ey aziz, malum olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: Oluşum ve bozuşum âlemi

içinde meydana gelen atmosfer ve üç bileşik, yüksek babaların aşağı

analarda bulunan tesirlerinin neticesidir. Yani ay feleğinin içinde vücuda

gelen bileşik cisimlerin tamı ve tam olmayanı, bütün yedi gezegen yıldızın

dört unsurda olan tesirlerinden hâsıldır. Yedi gezegen ise, gece gündüz,

Hak'kın emrine itaatkâr ve boyun eğicidir. Hepsi onun güç ve kuvveti ile

hareketli ve tesirlidir. Nitekim Nazm-ı Kerim'inde buyurmuştur: "Güneşi,

ayı ve yıldızları, ALLAH, emrine bağlı kıldı. dikkat ediniz ki, hem

yaratmak hem de emretmek ona mahsustur. Alemlerin Rabbi olan ALLAH ne kadar

yücedir."(7/54)

BEYT

Çün yedi erden müdam hâmiledir çâr-zen

Tıfl-ı mevâlid hem doğmadadır dembedem

(Yedi erkekten dört kadın sürekli hamiledir. Üç bileşik çocuk sürekli

doğmaktadır.)

Dört unsur ki, ateş, su, hava ve topraktır. Bu dördün birbiri ile kaynaşıp

birleşmesinden meydana gelen tam bileşik cisimlerin, yani üç bileşiğin

birincisi maden cinsidir ki, taş nevileri dahi ondandır. Başlangıçta

dumanlar ve buharlar, unsurlara geçer ve değişir. Ama dumanlar yerin

incelikleridir ki, güneşin ısıtması ile havaya yükselir, onunla karışır.

Buharlar, nehir ve deniz sularının incelikleridir ki, yine güneşin ısıtması

ile havaya çıkıp onunla karışır. Buhar ve dumandan yarı  bileşikler oluşur

ki, yukarıda açıklanan atmosferdir. Suların özleri karlar ve yağmurlardır

ki, yerin karnına çekildiğinde, orada toprak parçaları ile karışarak

koyulaşır. Bundan sonra yerin derinliğine sirayet eden güneşin harareti o

koyulaşan özleri kaynatarak maden, bitki ve hayan maddesi eder. Bu üç

bileşik ancak birbirine şaşırtıcı bir tertiple, lâtif nizamla suret

bulmuştur. Bütün bunları yapın, zalimlerin söylediklerinden yüce olan,

ALLAH'dır.

Bu kâinatın ilk mertebeleri kesif topraktır. Son mertebeleri temiz nefstir

ki, gayet lâtiftir. Zira ki madenlerin evveli toprak ve suya, sonu bitkiye

bitişiktir. Bitkileri nevveli madene ve sonu hayvana bitişiktir.

Hayvanların evveli bitkiye ve sonu insana bitişiktir. İnsanî nefislerin

evveli hayvan ve sonu melekî temiz nefislere ulaşır. Olgunluğu ancak onda

hâsıldır.

NAZM

Bu kâinat-ı cihan hep tebeddül eyler ümîd

Semadan arza dek ve zerrelerle tâ hurşîd

Cihan kevn ve fesâd içre cümle rağbetle

Kemalini talib eyler mürebbiden cavid

Kemal-i hak nebat ve kemal-i hayvandır

Kemal-i hayvan insandır oldur asl-ı nüvîd

Kemal-i âde olur hem visâl-i aşk-ı cemil

Ki oldur asl-ı muradât gayet-i her ümid

Çü bahr-i mevc olur ondan buhar ve gıym ve matar

Matar ki sel olur aslın bulur garib ve bayid

Çü aşk seyreder eşyayı devreder daim

Her anda kevn ve fesad oldu başka halk-ı cedîd

O ki cihanı bu hikmetle seyreder Hakkı

Ol ehl-i dildir o vası-i dil oldu arş-ı mecîd

(Bu cihan kâinatı ümit hep değiştirir; gökten yere dek zerrelerle ta

güneşe. Hepsi, oluşum ve bozuşum cihanı içire rağbetle, daii Mürebbi'den

kemalini ister. Toprağın kemali bitkidir, bitkinin kemali hayvandır,

hayvanın kemali insandır; müjdenin aslı odur. İnsanın kemali, Celil'in

aşkına ulaşmaktır ki odur muratların aslı ve her ümidin gayesi. Çünkü

dalgalı deniz olur ve ondan buhar, bulut, yağmur ve ysel olur, aslını bulur

ve uzak ve yakın. Aşk, eşyayı seyreder ve sürekli devreder. Oluşum ve

bozuşum her anda yeni ve başka bir yaratılış oldu. Ey Hakkı! O ki, cihanı

bu hikmetle seyreder; o, gönül ehlidir.O geniş gönül, Mecid'in arşı oldu.)

 
 İkinci Madde
 

Üç bileşiğin ilki olan madenlerin durumlarını ayrıntılı olarak ve

çeşitlerin toplu olarak bildirir.

 
Ey aziz, malum olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: Üç bileşiğin başlangıcı

bulunan madenlerin cümlesi, yerin içinde hapsolan buhar ve dumanlardan

oluşan cisimlerdir ki, nicelik ve nitelikte muhtelif bulunan karışımlar ve

bileşimler olmuştur. Eğer bileşimi kavi olup, çekiş kabul ederse, yedi

meşhur cisimdir ki: Altın, gümüş, bakır, kalay, demir, kurşun ve tunçtur.

Bileşimi kavi olup, çekiçle ezilmezse, taş cinsidir ki: Elmas, la'l, yakut,

zümrüt, zebercet, seylan ve pîruze gibidir.

Eğer buhar, duman üzere üstün gelirse; yeşim, mermer, billur, civa vesair

şeffaf olan cevherler oluşur. Eğer duman buhar üzere üstün olursa; tuz,

karbonat, kükürt, nişadır ve şap gibi. Bazı taşlar, rutubetle çözülür;

tuzlu cisimler gibi. Bazısı ateşle çözülür; kalsiyum ve kükürt gibi.

Yumuşak ise, cıva olur.

Bütün madenlerin asılları, bir miktar yer içinde oluşup durdukta; onlardan

füruu, asırların geçmesiyle zeminin dibine girip ve inip gitmektedir.

Nitekim bütün bitkilerin ve ağaçların asılları, yerin altında oluşup, bir

süre durduktan sonra onlardan füruu ve dalları zamanların geçmesiyle havaya

çıkmaktadır.

Yedi meşhur cismin oluşumu, ancak cıva ile kükürtün nicelik ve nitelikte

farklılıklarından ve karışmalarından hâsıl olur. Cıvanın oluşumu, o su

parçalarındandır ki, toprağın ince parçalarına karışıp, yüksek hareketle

kaynaşmıştır. Kükürt ise, şiddetli hareketle karşılaşan ve su toprak

parçalarından oluştur ki, sıcaktan yağ gibi olmuştur.

Şeffaf ve katı cisimlerin oluşumu; o tatlı sulardandır ki, madenlerde sert

taşlar içinde nice bin yıl uzun bekleyişle safa bulup, madeni, hareketinden

taşlaşmıştır. Şeffaf olmayan cisimlerin oluşumu; o yapışkan çamurla suyun

kaynaşmasındandır ki, güneşin harareti ona, nice bin sene tesir etmiştir.

Rutubetle ayrışan cisimlerin oluşumu; yerin yakıcı ve kuru maddelerine

suyun şiddetli karışımından hâsıl olur.

Yağlı cisimlerin oluşumu; yerin içinde bekleyen rutubetlerdendir ki,

madenin hararetiyle incelip ve çözülüp, bölgenin toprağına karıştığında,

madenin harareti onu, pişirmekle yağ gibi koyu olmuştur. Şu halde altın

madeni, dağlar içinde ve yumuşak taşlı, kumlu yerlerde oluşur. Gümüş ve

benzerleri, dağların içinde yumuşak toprak ile karışan taşlar içine

oluşurlar. Kükürt madenleri; nemli, ıslak, yağlı ve yumuşak toprakta

oluşurlar. Tuz, yumuşak yerlerde hâsıl olur. Kireç madeni, kireç ile

karışan kumlu yerlerde oluşur. Zaclar ve şaplar, kıraç ve sert yerlerde

vücuda gelirler.

Bu kıyas üzere her maden, bir bölgeye mahsus bulunmuştur. O madenin

oluşumu, o bölgenin özelliklerinden bilinmiştir. Tek tek çok olmalarına

rağmen, madenler üç neve münhasır kılınmıştır: Katı madenler, taş madenler,

yağlı madenler.

 
 Üçüncü Madde
 

Madenlerden katı cisimlerin oluşumunu, tabiatlarını ve vasıflarını

bildirir.

 
Ey aziz, malum olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: Üç tür madenden

evvelkisi katılardır ki, adı geçen yedi meşhur cisimdir. Onların hepsi

ancak kükürtler ile cıvadan oluşurlar. Eğer kükürt ve cıva saf olup,

biribirine tamamen kaynaştılarsa, yer, suyun rutubetini çeker ki; o kükürt,

o cıvanın rutubetini emdiyse ve o kükürtün boyama gücü olup, cıva ile uygun

bir ölçü bulduysa, madeni, hararetiyle nice bin yıl pişip yandıysa, o

kaynaşıp sarı altın olur. Eğer kükürt ve cıva safî olup, tamamen karıştıysa,

ölçüleri de uygun gelip uzun zamanda pişip yandılarsa ve kükürt beyaz olup,

rutubetten kaldıysa, o kaynaşıp, beyaz gümüş olur. Eğer pişmezden önce ona

soğuk isabet ederse, kaynaşıp tunç olur. Eğer cıva saf ve kükürt bozuk

olup, piştiyse bakır oluşur. Eğer bozuk kükürt yanmadıysa, kalay oluşur.

Eğer kükürt ve cıva ikisi de bozuk olursa, kurşun hâsıl olur.

Şu halde katı madenlere ârız olan farklılık, kükürt nevileriyle cıvanın ya

niceliklerinden veya keyfiyetlerinden hâsıl olduğu tecrübe ile bilinmiştir.

Ama katıların sultanı bulunan altının tabiati sıcak, yumuşak ve latiftir.

Ateşle yanmaz. Su zerreciklerinin toprak zerreciklerine şiddetli

kaynaşmasından, ayrışmasına ateş bile kâdir olmaz. Toprak içinde bin yıl

kalsa ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 11 Mayıs 2011, 22:52:48 Gönderen: saniyenur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 28.bölüm
« Posted on: 30 Nisan 2024, 01:06:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 28.bölüm rüya tabiri,28.bölüm mekke canlı, 28.bölüm kabe canlı yayın, 28.bölüm Üç boyutlu kuran oku 28.bölüm kuran ı kerim, 28.bölüm peygamber kıssaları,28.bölüm ilitam ders soruları, 28.bölümönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes