> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Fıkhı Eseleri > Minhacut Talibin  > Taharet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Taharet  (Okunma Sayısı 1672 defa)
25 Kasım 2010, 17:41:05
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 25 Kasım 2010, 17:41:05 »



BİRİNCİ BÖLÜM

TAHARET

A.SULAR VE AHKAMI

1. Suların Hükmü

Yüce Allah bir âyette şöyle buyurmaktadır: "Biz gökten ter-ytemiz su indirdik." (Furkan:25/48)

Maddi ve manevi pisliği gidermek için mutlak suyu kullanmak şarttır. Mutlak su, limon suyu gibi ek bir isimle değil de sadece "su" olarak anılan "tabii su" dur.

Sudan uzak durması mümkün olan çöven bitkisi gibi temiz bir şey suyun evsafım değiştirir ve bu değişiklik onu "tabii su" olmak­tan çıkarırsa böyle bir su temizdir, temizleyici değildir.

Sudan "su" olma niteliğini kaldırmayan değişim, suyun temiz­leyici özelliğine zarar vermez. Meselâ; suyun uzun bir süre bekleme­si sonucu yosun tutması, kükürt gibi bir maddenin suyun bulundu­ğu veya geçtiyi yolda olması sonucu ortaya çıkan değişim gibi. Keza suyun çevresinde bulunan ağaç veya katı yağın verdiği değişimin hükmü de böyledir. İçine kasten atılan toprakla vasfı değişen su, en zahir kavle göre temiz ve temizleyicidir.

 (Altın ve gümüş kaplar hariç, sıcak ülkelerde madeni kaplar­da) güneşte ısıtılan su ve abdestin farzında kullanılan su mekruh olan sudur. Abdestin sünnetinde kullanılan su ise, İmamın son kav­line göre temizleyici değildir denilmiştir. Kullanılmış su birikir ve -ilerde açıklanacağı üzere- kulleteyn miktarına ulaşırsa, en sahih kavle göre temizleyici su olur.

Kulleteyn miktarı kadar olan mutlak suya bir pislik karışırsa o su necis olmaz. Ancak suyun bir özelliği değişirse necis olur. Suda­ki değişiklik kendi kendine veya başka bir su ile giderilirse su temiz­lenmiş hale gelir.

Sudaki değişim, misk veya safran gibi bir madde ile keza en za­hir kavle göre, toprak veya kireç ile giderilirse su temizleyici olmaz.

Kulleteynden az olan suya bir pislik karışırsa su necis olur. Ne­cis suya her hangi bir su eklenir de kulleteyn ölçüsüne ulaşır ve özel­liğinde bir değişiklik olmazsa temizlenmiş olur. Aksi halde temizlen­miş olmaz. Zayıf kavle göre böyle bir su temizdir, temizleyici değildir.

Canlı iken bir organı koparıldığında akıcı kanı olmayan sinek veya sivrisinek gibi hayvanlar pis maddelerden istisna edilmiştir. Meşhur kavle göre, akıcı kam olmayan hayvanların, keza bir kavle göre, normal bir gözün göremeyeceği kadar az olan pisliğin düştüğü sıvı madde pis olmaz. Ben diyorum ki, bu sonuncu görüş ezher olandır. Allah daha iyi bilir.

Akarsuların hükmü, durgun suların hükmü gibidir. İmamın ilk kavline göre akarsuyun evsafı değişmedikçe necis olmaz.

Kulleteyn; en sahih kavle göre Bağdat ritlesi ile ortalama beş yüz ritle (221 litre) ağırlığmdadır.

Temiz veya pis bir nesne sebebiyle suda meydana gelen deği­şiklik; suyun renginde, tadında veya kokusunda

olur.

 

2. Temiz Suyun Keyfiyeti
 

Temiz ve pis suyu birbirinden ayırmak mümkün değilse, han­gisinin temiz olduğu hususunda görüş beyan edilir ve temiz olduğu zannedilen su ile temizlik yapılır. Zayıf kavle göre, temiz suyu bula­cağını kesin bilen kişinin kendi görüşüne göre bu sulardan birini se­çip kullanması caiz değildir.

En zahir kavle göre, temiz ve pis suyu birbirinden ayırma hu­susunda gözü görmeyen kişinin hükmü, gözü gören kişinin hükmü gibidir.

Su ile idrarı birbirinden ayırt edemeyen kişi, en sahih kavle göre bu konuda kendi görüşüne göre bir karar veremez. Bilakis iki­sini imha ederek teyemmüm eder.

Tabii su ile gül suyunu birbirinden ayırt edemeyen kişi, her bi­riyle bir defa abdest alır. Zayıf kavle göre ise, kendisi bir karar verir ve temiz zannettiği suyu kullanarak diğer suyu döker. Şayet dökmez de kararı değişirse, İmamın görüşüne göre ikinci kararı ile amel ede­mez. En sahih kavle göre, teyemmüm ederek namazını kılar ve son­ra kaza etmez. Şayet sözü geçerli olan bir kimse, suyun necis oldu­ğunu kendisine bildirir ve sebebini açıklarsa ona itimat eder veya kendisinin mensup olduğu mezhebe göre bir fakih açıklamada bulu­nursa fakihe itimat eder.

 

B. ALTIN VE GÜMÜŞ KAPLAR
 

Temiz olan kapları kullanmak caiz olup altın ve gümüş kapları kullanmak haramdır. Keza en sahih kavle göre, altın ve gümüş kap­ları süs için edinmek de haramdır.

En sahih kavle göre, altın veya gümüşle kaplanmış eşyayı kul­lanmak helâldir. Ancak eritilmesi durumunda kendisi ile kaplama yapılan madde, bir kıymet oluşturmayacak derecede az olmalıdır. En zahir kavle göre, yakut gibi değerli madenleri kullanmak caizdir.

Yaması büyük olup süs için olan altın veya gümüş kapları kul­lanmak haramdır. Kabın yaması küçük olup ihtiyaç miktarı kadar olursa kullanılması haram değildir. En sahih kavle göre, süs için küçük veya ihtiyaçtan dolayı büyük yama ile yamalanmış kabı kul­lanmak caizdir.

En sahih kavle göre, kullanım yerinde bulunan yamanın hükmü, kullanım yerinde olmayan yamanın hükmü gibidir.

Ben diyorum ki; mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, her hangi bir şart aranmaksızın altın yamalı kabı kullanmak haramdır. Allah daha iyi bilir. Yamanın büyüklüğü veya küçüklüğü örf ile bilinir.

 

C. ABDESTİ BOZAN ŞEYLER
 

Dört şey abdesti bozar:

1-  Meni haricinde ön veya arka mahreçten çıkan şey abdesti bozar. Ön veya arka mahreç kapalı olur da midenin alt kısmından bir kanal açılır ve oradan mutad olan bir şey çıkarsa, keza en zahir kavle göre, ön veya arka mahreçten kurtçuk gibi nadir olan bir şey çıkarsa abdest bozulur. En zahir kavle göre, her iki mahreç kapalı olur da midenin üst kısmından veya hizasından açılan kanaldan ve­ya her iki mahreç açık olup midenin alt kısmından açılan kanaldan çıkan şey abdesti bozmaz.

2- Delirmek. Baygınlık, sarhoşluk, uyku veya delilik gibi bir se­beple aklını yitiren kimsenin abdesti bozulur. Mütemekkin (kişinin inak'adını tam olarak sağlam bir yere koyup oturması) şeklinde olan uyku abdesti bozmaz.

3- Erkek ve kadının teninin (arada perde olmaksızın) birbirine değmesi. En zahir kavle göre mahrem olanların tenleri birbirine de-ğerse abdestleri bozulmaz. Dokunulanın hükmü, dokunanın hükmü gibidir. Küçük (cinsel açıdan arzu duyulan yaşa gelmemiş) çocuğa, saça, dişe ve tırnağa dokunmak en sahih kavle göre abdesti bozmaz.

4- Elin içi ile penis veya vaginaya dokunmak, keza imam'm son kavline göre, dübür halkasına dokunmak abdesti bozar. Hayvanın fercine dokunmak abdesti bozmaz.  En sahih kavle göre ölü ve küçüğün penisine, kesilmiş tenasül uzvun mahalline, felç olmuş pe­nise veya felç olmuş elle penise dokunmak abdesti bozar. Parmak uç­ları, araları veya yan tarafları ile dokunmak abdesti bozmaz. Elin içi ve parmak uçlarının smırı, avuç ve parmaklar üst üste geldiğinde görünmeyen kısımlardır.
 

1. Abdestsiz Kimseye Haram Olan Şeyler
 

Abdestsiz kişinin; namaz kılması, farz veya nafile tavaf yap­ması, Kur'an-ı Kerimi taşıması, yaprağına dokunması, keza en sa­hih kavle göre cildine, askısına ve içinde Kur'an bulunan kılıfa veya sandığa veya ders için Kur'an'm yazılı bulunduğu levhaya dokun­ması haramdır.

En sahih kavle göre, Kur'an'ı eşyalar ile birlikte taşıması, tef­sir kitaplarını ve üzerinde Kur'an yazılı parayı taşıması caiz olup, Kur'an sahifelerini çubukla çevirmesi caiz değildir.

En sahih kavle göre, (mümeyyiz) abdestsiz çocuğun (öğrenmek maksadı ile) Kur'anı eline alması caizdir. Ben diyorum ki en sahih kavle göre, abdestsiz olarak Kur'an'm yapraklarını bir çubuk ile çe­virmek caizdir. Irak alimlerinin görüşleri böyledir. Allah daha iyi bi­lir. .

Bir kimse, abdestli veya abdestsiz olduğunu kesin olarak bilir ve bunların aksinde şüpheye düşerse, kesin bildiği duruma göre ha­reket eder. Şayet abdestli veya abdestsiz olduğunu kesin olarak bilir de hangisinin önce vuku bulduğunu bilmiyorsa en sahih kavle göre, bir öncekinin zıddı ile amel eder. (Örneğin, bir kimse güneş doğduk­tan sonra hem abdest aldığını hem de abdestini bozduğunu biliyor­sa, fakat hangisinin önce vuku bulduğunu hatırlamıyorsa, en sahih kavle göre önce vuku bulanın zıddı ile amel eder. Yani, önce abdest aldığını hatırlıyorsa o anda abdestsiz, önce abdestini bozduğunu hatırlıyorsa o anda abdestli sayılır.)
 

2. Tuvalet Âdabı
 


Tuvalet âdabı şunlardır:

1- Sol ayak ile girmek ve sağ ayak ile çıkmak.

2- Allah isminin yazılı olduğu bir şeyi taşımamak.

3- Tuvalet ihtiyacını giderme esnasında ağırlığı sol tarafa ver­mek.

4- Tuvalet ihtiyacını giderme esnasında kıbleye karşı dönme­mek veya arka çevirmemek. Sahra gibi açık olan yerlerde kıbleye karşı durmak veya arka çevirmek haramdır.

5-  Sahrada, insanlardan uzaklaşarak tuvalet ihtiyacını gider­mek.

6- Durgun suda idrar yapmamak.

7- Hayvan ve haşarat deliklerine, rüzgar cihetine, halkın top­landığı yerler...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Taharet
« Posted on: 28 Nisan 2024, 00:08:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Taharet rüya tabiri,Taharet mekke canlı, Taharet kabe canlı yayın, Taharet Üç boyutlu kuran oku Taharet kuran ı kerim, Taharet peygamber kıssaları,Taharet ilitam ders soruları, Taharetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes