> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Sakarya İlitam > Ders Notları ve Özetler > 5.Yarıyıl Dersleri > Sistematik Kelam > Sistematik Kelam 2.Ünite
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sistematik Kelam 2.Ünite  (Okunma Sayısı 17099 defa)
03 Temmuz 2012, 20:36:08
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 03 Temmuz 2012, 20:36:08 »



SİSTEMATİK KELAM -2-
           
 
DELİL VE DELİL TÜRLERİ
Delil nedir?
v Sözlükte, irşad etmek, rehberlik etmek, yol göstermek gibi anlamlara gelen “delâlet” kökünden mübalağa ifade eden bir sıfattır.
v  Delil, insanın gayesi olan ve doğru yola ulaşmasını sağlayan, şeydir
v  Delil bir şeyi ispatlayan, medlûl delille ispatlanan, delillendirilmiş olandır. İstidlal ise, delil istemek, Bir konuda kanıtlara dayanarak sonuç çıkarma, çıkarımda bulunmaktır.
v  İlk dönem kelam âlimlerince delil bu anlamıyla kanıtlanması istenene ulaştırıcı bir kıstas kabul edilmiştir.
 
Delil türleri
v Delil, aklî-naklî, kat’î-zannî, burhân-hatâbe olmak üzere birkaç şekilde sınıflandırılmıştır.
 
1. Bilginin Kaynağına Göre Deliller
v  Kelam bilginin kaynağı açısından aklî ve naklî olmak üzere ikiye ayrılır.
 
1.1. Aklî delil
v  Aklî delil aklın genel ilkelerine dayanır.
v  Nefiy ve ispat, vücup ve imkân, mükemmellik ve eksiklik ilkeleri bu prensipler arasında en temel ilkelerdir.
v Bu genel ilkeler çerçevesinde aklî delil için söylenmesi gereken en temel özellik adı üstünde aklî olmaktır ve bütün öncüllerinin akla dayanmasıdır. Meselâ “Âlem değişkendir, her değişken sonradan yaratılmıştır” cümlesi bir aklî delildir.
v Mantıkçılar, öncülleri kesin bilgilerden oluşan aklî delillere burhan, meşhürât veya müsellemâttan
oluşanlara cedel, zanniyât veya makbülâttan oluşanlara hitabet, vehmiyâttan oluşanlara safsata/mugâlata, muhayyelâttan oluşanlara da şiir adını verirler.
v  Kelâmcılara göre aklî delile dayanarak hiçbir itikadî esas vazedilemez.
v Aklî delil kesin olursa burhân, zannî olursa hatâbe/thitabe adını alır. Burhânı ancak âlim, zeki ve kültürlü kimseler anlarlar. Hatâbe ise, karşılıklı konuşmalarda kullanılan, daha çok halkın anlayabileceği bir delildir.
v Hatâbe burhânın aksine, münazara ve cedele dayanıklı değildir, itiraza elverişlidir, iknâî bir karakter taşır. Hatabî delil ile inatçı olmayan, kafası aksi fikirlerle karışmamış olan kişiler ikna edilebilir. Burhân ise tartışma ve cedele dayanıklı bir delildir. Halkın birçoğu aklî burhanları kavrayamaz.
v Kur’ân-ı Kerîm, her düzeyden insana hitap eden bir ilâhî kitap olduğu için hem burhânî hem de hatâbî karakter taşıyan delilleri kapsamaktadır.
 
1.2. Naklî delil ve Özellikleri
v Bütün öncülleri nakle dayananır. Sübûtu, özellikle İslâm’ın ilk dönemlerinde işitmeye bağlı olduğundan “sem’î delil"” diye anıldığı gibi “lafzî delil” diye de adlandırılmıştır.
v Bilgiyi nakledenin doğru söylediği ancak akıl yoluyla bilinebileceğinden bu tür deliller “naklî-aklî delil” diye de adlandırılmıştır.
v Kelâm âlimlerince, itikadî konulara ilişkin naklî deliller denilince ilk akla gelen Kur’ânı Kerîm ve hadislerdir.
v Sünnetin önemi Kur’anla sabittir“Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin.
v  Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr 59/7)
“Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara bekçi göndermedik.”( Nisâ 4/80)
v  Sünnet mütevatir, meşhur, âhâd kısımlarına ayrılır.
v  Mütevatir haber olarak da isimlendirilen bu hadisler Hz. Peygamberden tevatür yoluyla bize kadar intikal etmişlerdir ve haklarında ihlilaf edilmemiştir.
v   “Meşhur” hadisler ise başlangıçta “âhâd” hükmünde olmasına rağmen, daha sonraları; ikinci ve üçüncü asırlarda tevâtür derecesine ulaşarak şöhret bulan hadislerdir. Meşhur hadisler temelde kesin bilgi vermez. Ancak Hz. Peygamberin ashabının yalan söylememeleri gerçeğinden hareketle bu hadisler itimad edilen hadisler olarak kabul edilmiştir. Buna dayalı meşhur hadislerle amel etmenin gerekliliği kabul edilmiştir.
v  Âhâd hadislere gelince bu hadisler Hz. Peygamberden bir ya da birkaç kişi tarafından rivayet edilen hadislerdir. Ayrıca ilk üç devirde tevatür derecesine de ulaşamamışlardır.
v  Bu hadislerle amel edilmekle birlikte kesin bilgi vermezler. Zannîdirler.
v  Tevatür derecesine ulaşmamış âhâd hadislerin özellikle itikâdî hükümler konusunda delil edip etmeyeceği konusunda farklı değerlendirmeler yapılmıştır
v  Eşariyye ve Mâtürîdiyye âlimlerinin çoğu, âhâd derecesinde de olsa değişik rivayet yollarıyla doğrulukları sabit olmuş hadisleri, Kur’an’ın ruhuna ve genel telakkisine aykırı düşmemek şartıyla akaidin delilleri arasında kabul etmişlerdir. Mu’tezile âlimlerinin bir kısmı akaidde hadisleri bütünüyle reddederken bu âlimlerin ekserisi, bazı şartlara bağlı olarak nübüvvetin mucize ile kanıtlanması ve âhiret halleri gibi konularda hadislerle istidlal etmiştir.
v Şer’î delillerden kıyas ve icma ise özellikle fıkhî konularda delil olarak kabul edilmiş, kesin delillerle sabit olan zaman ve mekâna göre değişmeyen dinin sabiteleri olan itikâdî konularda uygulanması kabul edilmemiştir.
 
1.2.1. Kesinlik ifade edip etmeme bakımından naklî/dinî delilin kısımları
           1. Bir kısım deliller hem sübûtu yani lafızları, hem de bu lafızların işaret ettikleri manâları kat’î olan naklî delillerdir. Bunlar muhkem ve müfesser Kur’an-ı kerîm âyetleriyle mütevâtir derecesinde olan ve müfesser olan hadislerdir. Bunlardan elde edilen hükümler mükelleften bir şeyin yapılmasını istediği emir cinsinden hükümler ise bunlar farz olan hükümlerdir. Mükelleften mutlak anlamda yapılması istenir. Elde edilen hükümler bir şeyin yapılmamasını isteyen hükümlerse bunlar da haram olan hükümlerdir ve mükellefin kesinlikle yapması gerekir. Örneğin “namaz kılınız, zekât veriniz!” emirleri
          2. Delillerin bazıları da sübûtu kat’î, manâya delâleti zannîdir. Bu delillerin lafızları kesin olmakla birlikte, bu lafızların gösterdiği manalar zannîdir. müfesser olmayan; anlamları açık olmayan Kur’an-ı kerîm âyetleridir. Böyle delillerden Bunlar da bir kaç mânâya gelebilme ihtimali olan müteşâbih ve çıkarılan hüküm emir cinsinden olursa “vâcib”, nehiy cinsinden olursa “tahrimen mekrûh” diye adlandırılmıştır
          3. Bir diğer naklî delil türü sübûtu zannî, manâya delâleti kat’î olan delildir. Bu deliller aracılığıyla elde edilen hükümler emir türünden olursa sünnet, nehiy cinsinden olursa mekrûh diye isimlendirilirler.
          4. Sübûtu da manâya delâleti de zannî olan deliller. Lafızları dab u lafızların manaya delâletleri de zannîdir. Birkaç manâya ihtimali olan ahâd hadislerle şâz hadisler bu gruptandır. Bu delillerden çıkarılan hükümler, mükelleften bir şeyin yapılmasına dair bir tlep bildiriyorsa “müstehab”, yapılmaması isteniyorsa “tenzihen mekrûh” olarak adlandırılırlar.
 
2. Sonuçların Değeri Açısından Deliller
v  Sonuçları yönünden de naklî delil ya kat’î veya zannî olur.
v  Buna gore kat’î delil, medlûlden farklı delildir. İşaret ettiği şeyden farklı ihtimalleri kaldıramayan delile ise zannî delil denir. ve aykırı ihtimalleri ve alternatifleri ortadan kaldıran, şüphe edilmez bir tarzda kabul edilen Kur’ân âyetleri ile tevatür derecesine ulaşmış hadisler, anlamları üzerinde görüş ayrılığı bulunmuyorsa inanç konularında delil olarak kullanılır. Mütevatir olmayan meşhûr ve âhâd haberler kelâm ilminde kesin delil kabul edilmezler.
 
Yakîni bilginin dereceleri
     Yakîni bilginin de, zihninde oluşturduğu anlam ve kesinlik bakımından üç derecesi vardır:
 
a) İlm’l-yakîn: Akli olarak bilgisine sahip olduğumuz bir şeyin zihnimizde oluşturduğu kesinlik, bu türden bir bilgidir.
 
b) Ayne’l-yakîn: Hakkında bilgi sahibi olduğumuz herhangi bir eşyanın, duyu organlarımızla algılanması, tecrübe sahamıza girmesidir.
 
c) Hakka’l-yakîn: Aklen hakkında bilgi sahibi olup onayladığımız ve tecrübe alanımıza dahil ettiğimiz bir şeyi, bizzat kendimize mal ederek işin hakikatine ermektir. yakîni bilginin temel özelliği şüpheden arınmış olmasıdır.
 
DELİLLENDİRME/İSTİDLÂL YÖNTEMLERİ
v  Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Arapça’da delâlet kökünden mübalağa ifade eden bir sıfat olan delil “yol gösteren”, “doğru yola ve doğru sonuca götüren”, “gerçeğe ulaştıran” şeydir. “Delil getirmek, delil kullanmak, akıl yürütmek anlamlarına gelen istidlâl, delilin işaret ettiği sonucu (medlûlü) ispat etmek için delil getirmek ve ileri sürmektir” diye de tanımlanmıştır.
v  Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde de görülmektedir.
 
1. Felsefe ve mantıkta kullanılan istidlâller
     1.1. Ta’lîl (Tümdengelim, Burhân-ı limmî, Mantıkî kıyas, Deduction)
Küllîden cüz’iye (bütünden parçaya), müessirden esere (etkin olandan edilgene), illetten ma’lûle (sebepten sonuca) geçiş metodudur.
Bütün insanlar ölümlüdür.
Ali de bir insandır.
O halde Ali de ölümlüdür
     1.2. İstikra (Tümevarım, Burhân-ı innî, Endüction)
Parçadan bütüne, sonuçtan sebebe, eserden etkin olana varış yöntemidir.
Ali, Hasan, Nuri ölümlüdür.
Ali Hasan, Nuri birer insandır.
O halde bütün insanlar ölümlüdür.
    1.3. Temsîl (Fıkhî kıyas, Analoji)
Parçadan parçaya, eserden esere geçiş yolu, iki şey arasındaki benzerliğe dayanıp, birisi hakkında verilen bir hükmü diğeri hakkında da vermektir.
 
2. Kelâmda kullanılan istidlal türleri
   2.1. Dilin kelimelere verdiği belli manalarla istidlal etmek
v  Dilde o kelimeden ne anlaşılıyorsa onu öylece anlamak gerekir. Ancak Yüce Allah ve Hz. Peygamber bir kelimeye sözlük anlamının dışında bir anlam vermiş ve onu dinî bir terim olarak açıklamışlarsa veya bu kelime dil kuralları doğrultusunda mecazî bir anlam yüklü ise o takdirde sözlük anlamının dışında ele alınabilir.
v  Konuyla ilgili olarak Ebû’l-Hasan el-Eş’arî’nin insane fiilleriyle ilgili yaklaşımını örnek verebiliriz. Ona göre tüm fiiller Allah’ın yar...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sistematik Kelam 2.Ünite
« Posted on: 01 Mayıs 2024, 14:29:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sistematik Kelam 2.Ünite rüya tabiri,Sistematik Kelam 2.Ünite mekke canlı, Sistematik Kelam 2.Ünite kabe canlı yayın, Sistematik Kelam 2.Ünite Üç boyutlu kuran oku Sistematik Kelam 2.Ünite kuran ı kerim, Sistematik Kelam 2.Ünite peygamber kıssaları,Sistematik Kelam 2.Ünite ilitam ders soruları, Sistematik Kelam 2.Üniteönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes